Gelişmiş Arama
Ziyaret
16670
Güncellenme Tarihi: 2011/12/21
Soru Özeti
‘İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmek, arşta Allah’ı ziyaret etmek gibidir’ cümlesinin manası nedir?
Soru
Peygamberimizin torunu Hüseyin b. Ali’yi (a.s) ziyaret etmenin arşta Allah’ı ziyaret etmek gibi olduğunu kabul ediyor musunuz? (Bak: Müfid, el-Mezar, s.51)
Kısa Cevap

Şiilerin üçüncü imamı Hz. Hüseyin b. Ali (a.s), hedef, özellik, amel, fedakarlık ve Allah yolunda çektiği

musibetlerden dolayı Allah katında çok büyük bir makama sahiptir. Allah Teala, ona  pek çok mükafatlar vermiştir. Onlardan biri dünyadaki izzet ve azamettir. Öyle ki herkesi Onun kutsal mezarını ziyarete teşvik etmiş ve ziyaretine gidenlere birçok mükafat ve sevaplar vereceğini vaadetmiştir. O ilahi vaatlerden birisi Şeyh Müfid (r.a), vs. alimlerin İmam Sadık’tan (a.s) mütevatir olarak naklettikleri şu hadistir: ‘...Kim İmam Hüseyin’in kabrini aşura günü ziyaret ederse Allah’ı arşta ziyaret etmiş kimse gibi olur.’ Bu hadisin benzeri Peygamber Efendimizin kabrini ziyaret etme konusunda da gelmiştir. İmam Rıza (a.s) Allah’ı ziyaret etmenin manası hakkında şöyle buyuruyor: ‘Allah’ı görmek ve ziyaret etmek mümkün olmadığı için Peygamberini ziyaret etmeyi kendini ziyaret etmek gibi saymıştır.’

Belirtmek gerekir ki İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmek, Onun Allah’ın dinini ve Kur’an’ın emirlerini yaşatmak olan yüce hedeflerini yaşatmaya sebep olacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İslam, değerler dinidir ve onun verdiği ilahi vaatler insanların Allah için yaptıkları ihlaslı amellerin neticesinde alınacaktır. Zira Allah Teala en iyi ve en adil mükafat verendir ve O iyilerin iyiliklerini heba etmez.[1] İnsanın amelleri ne kadar çok halis olur ve Allah yolunda ne kadar çok zorluk çekerse Allah katındaki mükafat ve değeride o kadar çok olur. Peygamberlerin ve Masum İmamların (a.s) Allah Teala katındaki makamlarının bu kadar yüksek olmasının nedenide budur. Şiilerin üçüncü imamı Hz. Hüseyin b. Ali’de (a.s), Allah katında çok büyük bir makama sahiptir. Bu makam Onun Hz. Resul-i Ekrem’in (s.a.a) torunu olduğu için değil, İslamı ve Kur’an’ı korumak yolunda, ilahi vazifeleri yerine getirmek uğrunda çektiği sıkıntıların; hedef, özellik, amel, fedakarlık ve Allah yolunda çektiği musibetlerin karşılığındadır. Hüseyin b. Ali (a.s) Yezid ve Yezidilerle yaptığı savaşta hedefi ilahi idi. Bugün herkes biliyor ki İmam Hüseyin (a.s), Benî Ümeyye’nin sapmaları ve bozgunculuklarının karşısında susmuş olsaydı İslamdan yalnızca kuru bir isim kalacak, İslamın hakikatı Benî Ümeyye’nin esaretine geçerek bize ulaşmayacaktı. Yüce aşk ve akılla karışık hüseyni fedakarlık, İslamı yok olma tehlikesinden kurtardı ve aşağılık Benî Ümeyye’nin onu yıkmasına engel oldu.[2]

Kaldı ki, İmam Hüseyin (a.s) yaşamak için hiç bir şansının kalmadığını biliyordu. Onların kendisini şehid edeceklerinden, Küfe halkının babası ve kardeşiyle yaptıkları ahidlere vefa etmediklerinden haberi vardı. Bununla birlikte O bütün sermayesiyle (canını, evlatlarını, yakınlarını ve ashabını) meydana getirmiş, gönül rahatlığıyla ve ilahi kazaya tam olarak razı olduğu halde Allah’ın dinini savunmuş, kanıyla İslam ağacına su vermiş ve ona yeni bir hayat kazandırmıştır.

Her ne kadar Peygamberler ve veliler Allah yolunda kendilerini feda etmişlerse de İmam Hüseyin (a.s) ve ashabının mazlumca şehadet olayında sayı ve şehadet şekilleri, şehadetten sonra şehidlerin cesetlerine yapılan hakaret, Yezidilerin şehidlerin kadınlarını, evlatlarını esir etmeleri ve mallarını yağmalamaları bakımından tarihte eşine rastlanmaz bir olay olmuştur. Allah Teala buyuruyor: ‘Sabredenlerin mükafatları, hesapsızca ödenir.[3]            

Acaba beşeriyet tarihi İmam Hüseyin’in (a.s) başına gelen sayısız musibetlerden daha ağır ve Onun sabrından daha üstün bir sabır kaydetmiş midir? Kaldı ki İmamın (a.s) bütün musibetleri ve sabrı ihlasla ve Allah rızası içindi. O bu olaydan kendi menfaati ve nefsi için zerre kadar faydalanmadı.

Bütün bunlar göz önüne alındığında Allah Teala, İmam Hüseyin’e nasıl bir mükafat vermeli ki hem Onun çektiği musibetlerin karşılığı olsun hem de Allah’ın adalet, bağış ve keremine layık olsun?

Görüyoruz ki Allah, Ona (a.s) pek çok mükafatlar vermiştir. Onlardan biri dünyadaki izzet ve azamettir. Öyle ki herkesi Onun kutsal mezarını ziyarete teşvik etmiş ve ziyaretine gidenlere birçok mükafat ve sevaplar vereceğini vaadetmiştir. O ilahi vaatlerden birisi Şeyh Müfid (r.a), vs. alimlerin İmam Sadık’tan (a.s) mütevatir olarak naklettikleri şu hadistir: ‘...Kim İmam Hüseyin’in kabrini aşura günü ziyaret ederse Allah’ı arşta ziyaret etmiş kimse gibi olur.’[4]

Ancak bu hayret verici bir şey değildir. Çünkü bunun benzeri birçok hadis Peygamber Efendimizin kabrini ziyaret etme konusunda da gelmiştir. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Kim Allah Resulü’nü (s.a.a) ziyaret ederse sanki Allah’ı arşta ziyaret eden kimse gibidir.’[5] İmam Rıza (a.s) Allah’ı ziyaret etmenin manası hakkında şöyle buyuruyor: ‘Allah’ı görmek ve ziyaret etmek mümkün olmadığı için Peygamberini ziyaret etmeyi kendini ziyaret etmek gibi saymıştır.’[6]

Belirtmek gerekir ki İmam Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmek, Onun Allah’ın dinini ve Kur’an’ın emirlerini yaşatmak olan yüce hedeflerini yaşatmaya sebep olacaktır.



[1] -‘Allah, inananların mükafatını zayi etmez.’ (Al-i İmran/171, Tevbe/120)

[2] -Soru:4218 (Site:4456), Dizin: İmam Hüseyin’in (a.s) Aşura Günü Yaptığı İşlerin Akıllıca ve Aşıkça Olması

[3] -‘De ki: Ey iman eden kullarım, çekinin Rabbinizden; bu dünyada iyilik edenlere iyilik vardır ve Allah'ın yeryüzü geniştir; sabredenlerin mükafatları, hesapsızca ödenir. (Zümer/10)

[4] -Cafer b. Muhammed b. Kuleveyh el-Mezar’da Cafer b. Muhammed b. Abdullah el-Musevi’den O da Abdullah b. Nehiki’den O da İbn-i Ebi Umeyr’den O da Zeyd el-Şahham’dan O da Cafer b. Muhammed’in (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Kim Hüseyni şabanın yarısının gecesinde ziyaret ederse Allah onun geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar ve kim Onu Arefe günü ziyaret ederse Allah ona bin makbul haccın ve bin umre-i mebrur’un (sevabını) yazar. Ve kim Onu aşura günü ziyaret ederse Allah’ı arşında ziyaret eden gibidir.’ (19619)

[5] -Tehzibu’l-Ahkam, c.6, s.3; Bir grup dostlarımızdan, onlarda Sehl b. Ziyad’dan, o da Muhammed b. el-Hüseyin’den, o da Muhammed b. İsmail’den, o da Salih b. Ukba’dan, o da Zeyd el-Şehham’ın şöyle dediğini rivayet eder: Ebi Abdullah’dan (a.s) ‘Resulullah’ı ziyaret eden için ne var?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Allah’ı arşında ziyaret eden gibidir...’ (Vesailu’ş Şia, c.14, s.335, H.19340)  

[6] -(Tevhid’den, Uyun-u Ahbar-ı Rıza’dan ve Emali-i Saduk’tan) el-Hemdani’den, o da Ali’den, o da babasından, o da el-Herevi’nin şöyle dediğini rivayet eder: Ali b. Musa er-Rıza’ya: Ey Resulullah’ın evladı! Ehl-i Hadis’in rivayet ettiği: ‘Müminler rablerini cennette sahip oldukları makamlarından ziyaret ederler’ hadisi hakkında ne diyorsunuz, diye arzettiğimde şöyle buyurdu: ‘Ey Eba Selt! Allah Tebarek ve Teala peygamberi Muhammed’i diğer peygamberler ve meleklerde olmak üzere bütün yarattıklarına üstün etmiştir. Onun itaatini kendi itaati, biatını kendi biatı, dünyada ve ahirette ziyaretini kendi ziyareti saymıştır. Allah (Azze ve Celle) şöyle buyuruyor: Kim Resule itaat ederse şüphesiz Allah’a itaat etmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar