Gelişmiş Arama
Ziyaret
4908
Güncellenme Tarihi: 2014/10/25
Soru Özeti
Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
Soru
Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi? Eğer caiz değilse hükmü nedir ve bu hükmün dayanağı ve kaynağı nedir?
Kısa Cevap
 Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, mezhep ve inanç insanın içinden gelen ve kalbi bir kabullenmedir. Doğal olarak bireyin kendisi seçim yapmalı bir miras olarak kabul etmemelidir. Ama bu yolda yaşanabilecek her türlü sapma insanı ebedi bir felakete sürükler. İşte bu yüzden kendinize dini liderler seçerken mümkün mertebe dikkatli ve özenli olmalı Allah Teâlâ’dan bu yolda size yardım etmesini talep etmelisiniz. Kuran’ı Kerim şöyle buyuruyor: “ O gün herkes kendi İmamı ile çağrılacaktır”.[2] Bu temel çerçevesinde kıyamet günü her insan dünya hayatında İmamı ve önderi bildiği ve amelde uyduğu insanın safında yer alacaktır.
Bu dünyada bir önder ile takipçileri arasındaki bağ ahret hayatında kâmil bir şekilde açığa çıkacaktır.  Kurtuluş ehli olan ve azap ehli olan gruplar ayan olacaktır.  Her çağda ve zamanda Peygamberler ve onların halifelerini önder edinenler ahrette de bu mübarek insanlarla birlikte olacaklar. Şeytanı ve onun zorba ve zalim halifelerini önder seçenlerde ahrette onlarla birlikte olacaklardır. Kuran’ı Kerim İmanlar ve önderleri iki guruba ayırarak bizlere tanıtmaktadır. Bir gurup nur ve hidayet önderleri; bu insanları “Emrimize hidayet eden İmamlar”[3] olarak zikretmektedir. Bu gurup insanları Allah’a davet etmekte ve sonuç olarak ta takipçilerini kendileriyle birlikte cennete ve İlahi rızaya ulaştıralar. Diğer gurup ise ateşin ve cehennemin imamları önderleridir. Kuran’ı Kerim bunlardan “Ateşe davet eden İmamlar”[4] olarak bahsetmektedir. Bu cehennemlikler takipçilerini ve halkı kendileriyle birlikte cehenneme doğru götürmektedirler. Akıllı insan düşünerek, bütün cabasını ve azmini ortaya koyarak hakiki İmam ve önderleri tanımalı ve onların takipçisi olmalıdır. Körü körüne takipçilerini cehenneme taşıyan önderlerin arkalarından hareket etmemelidir.  Zira hem Sünni hem de Şia kaynaklarında nakledilen hadiste İslam Peygamberi şöyle buyuruyor: “Kim kendi zamanının imamını tanımadan ve ona marifet elde etmeden ölürse İslam dini üzere dünyadan göçmemiş; aksine cahiliyet üzere ölmüştür.[5]
Yapılan açıklamalar dikkate alındığında; eğer birisi araştırma ve incelemeler sonucunda kesin bir şekilde başka bir mektebin Şia mektebine üstün olduğuna kanaat getirirse. İster bu mektep İslam iddiasında bulunsun isterse de Müslümanların dışında bir yapı olsun; soru sormaya hacet duymadan zihin dünyasının derinliklerinde üstün gördüğü mektebe yönelir ve onu kabul eder. Fert anlamakta zorluk çekse de bizler açık bir şekilde Şia inancının temellerinin sağlamlığı nedeniyle araştırma ve inceleme ehli hiçbir ferdin bu inançtan yüz çevirmeyeceğinden eminiz. Bu konuda daha fazla bilgi için aşağıdaki dizinlere başvurabilirsiniz:
Şia’nın üstünlüğünün delilleri, 222 (bölüm: 1406).
Şia mektebinin özellikleri ve seçkin yönleri, 287 (bölüm: 2483).
İslam mezheplerinin ortaya çıkış sebepleri, 192 (bölüm:4463).
“Ümmetin fırkalara ayrılması” hadisinin incelemesi, 5997 (bölüm:6747).
 
 

[1] Tevzuh’ul-Mesail (el’Mehşi’il-İmam Humeyni), 1.c, 11.s.
[2] İsra/71.
[3] Secde/24
[4] Kasas/41
[5] Meclisi, Muhammet Bakır, Bihar’ul-Envar, 51.c, 160.s, dar’ul-vefa, Beyrut, 1404.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yabancı ülkelerde ve İslami olmayan muhitlerde nasıl imanımızı koruyabiliriz?
    3762 Pratik Ahlak 2019/09/23
    İnsani, İslami değerlere sahip çıkmak, dini desturlara amel etmek ve onları ihya etmek dünya hayatındaki saadet ve afiyete direkt etkisi olan unsurlardır. Beşerin hayvani güdülerle kurduğu aşağılık ve rezil hayatı temiz, pak bir yaşama dönüştürmektedir. İfrat ve tefritte kalmadan, hurafelereden uzak saf ve sahih dine gerçekten uyan ...
  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7663 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Peygamber Efendimizin (a.s.s) mubarek dişinin kırılmasından sonra Üveysi\'n, kendisi de kendi dişini kırdığı şeklinde söylentiler derde doğru mudur? Üveys Karani\'nin hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi verebilirmisiniz?
    21869 تاريخ بزرگان 2012/05/12
    Künyesi Ebu Amr olan Üveys Bin Amir Muradi Karani, tabiinlerin büyüklerinden olup ünlü zahitlerdendi. Öyleki, ühdü, takvası ve ahlaki faziletleri havas ve avam için emsal olmuştu. Üveys, İslam Peygamber'i (a.s.s) zamanında iman getirmiş Onun ziyaretine muvaffak olmadı. Annesine itiatkar oluşu nediyle Medine'den ...
  • Şer’i yükümlülük için erginliğin şart olmasına binaen, çocukların yaptığı iyi ve kötü işlerin hükmü nedir?
    7318 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Her ne kadar insanın Allah tarafından belirlenmiş şer’i yükümlülük şartı erginlik yaşına ermek olsa da tüm çocukların bütün çocukluk döneminde tamamen başıboş oldukları ve her işi yapabilecekleri sanısı akla gelmemelidir. İslam fakihleri iyi ve kötüyü anlayabilecek olan çocukları istisna etmişlerdir. Onların fetvasına göre eğer işleri ayırt edebilen ...
  • Yüzüğün kaşını avuç içine döndürmenin (çevirmenin) kaynağı nedir?
    10256 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/13
    Bu konuda “Vesailu’ş-Şia” kitabında rivayet zikredilmiştir, rivayet şöyledir:Hz. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurur: “Parmağında akik yüzüğüyle sabahlayan ve hiç kimseyle görüşmeden önce yüksüğün kaşını avuç içine döndürerek “Kadir” Suresini sonuna kadar okuyup ardından “ Amentü billahi vahdehu la şerikeleh ve amentü bıserri âli muhammedi ve alaniyyetihim” duasını tilavet eden ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    10067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6800 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5485 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
    9932 Teorik Ahlak 2011/03/03
    İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale ...
  • Kısaca Hz. Nuh (a.s)’ın kıssasını açıklarmısınız?
    9179 نوح 2019/10/21
     Bazı tarihi nakiller ‘Muteşelh’in oğlu ‘Lemek’in Nuh (a.s)’ın babası olduğunu ve ‘Brakil’in kızı ‘Kaynuş’unda annesi olduğunu yazmaktadır.[1]Ayrıca Hz. Nuh (a.s)’ın Hz. Adem (a.s)’ın vefatından 126 yıl sonra doğmuştur. Böylece Hz. Adem (a.s)’ın dünyaya gelmesinden  1056 yıl sonra doğmuş olmaktadır.[2]

En Çok Okunanlar