Gelişmiş Arama
Ziyaret
6583
Güncellenme Tarihi: 2012/07/24
Soru Özeti
Şia tüm yaratıkların Şii imamların eliyle hesaba çekileceğine mi inanıyor?
Soru
Şii âlim Hürr Amuli şöyle demektedir: Tüm yaratıkların hesabı Şii imamlarının eliyle gerçekleşecektir. (Kitabu’l Fusul el- Muhimme fi Usulu’l Eimme c. 1, s. 446)
Kısa Cevap

Eğer bir kimse bir grubun bağımsız olarak ve ilahi izin olmaksızın yaratıkları hesaba çekebileceğine ve onları cezalandırıp veya ödüllendirebileceğine inanırsa, çok açık olduğu üzere bu inanç dini kültür ve öğretiler ile bağdaşmaz. Artı bu Allah’ın öznesel tevhidi ile de çelişir. Ama bir kimse özel, seçilmiş ve muhlis kılınmış kimselerden bir grubun bağımsız olmadan Allah’ın izniyle yaratıkların hesabına bakabileceğine ve onlar için ceza veya ödül tayin edeceğine inanırsa, bu mümkün bir husus sayılır ve bu bağlamda hiçbir akli ve şer’i engel mevcut değildir. Tüm ömrünü Allah’ın dini için sarf etmiş ve bu yolda can ve mal da dahi olmak üzere her şeyinden geçmiş Hüseyin bin Ali (a.s)  gibi şahısların ödüllendirilmesi için Allah’ın kullarının hesabını onlara devretmesinin ve onların da ilahi adalet esasınca yargıda bulunmasının önünde ne gibi bir engel vardır?

Ayrıntılı Cevap

Cevaba geçmeden önce soruda bulunan bir iphamın incelenmesi gerekmektedir. Soruda yer alan imkânsızlığın gerçeklik makamıyla mı yoksa olasılık konusuyla mı irtibatlı olduğu belli değildir. Başka bir ifadeyle soruda belirtilmeyen husus şudur: Allah’tan dışında bir başka kimsenin O’nun kullarının hesabına bakmasının olasılığı mevcut mudur? Yahut bu iş imkânsız mıdır? Her halükarda soru Şii imamlarının konum ve yeri ile ilintilidir. Bu yüzden biz iki bölüme de değinecek ve bu bölümleri inceleyeceğiz.

Gerçeklik ve olasılık konusunda iki ihtimal düşünülebilir:

A. Bazılarının bağımsız olarak ve Allah’ın izni olmaksızın (Allah’ın iradesinin enleminde) Allah’ın kullarının hesabına bakabilmesi ve onlar için ceza ve ödül tayin edebilmesi.

Çok açık olduğu üzere dini kültür ve öğretiler hakkında azıcık bir bilgisi olan bir kimse böyle bir bakışı kabul etmez. Buna ek olarak bu Allah’ın öznesel tevhidi ile de çelişir; bu yüzden hiçbir mümin bu söze inanamaz.

B. Özel, seçilmiş ve muhlis kılınmış kişilerden bir grubun bağımsız bir şekilde değil, bilakis Allah’ın izni ile (Allah’ın iradesinin boylamında) O’nun kullarının hesabına bakması ve onlar için ceza ve ödül tayin etmesi. Bu mümkün ve kabul edilebilir bir görüştür ve de bunun önünde hiçbir akli ve şer’i bir engel bulunmamaktadır. Lakin ispatlama ve gerçekleşme konusunda kapsamlı ve yeterli cevaba ulaşmak için birkaç noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir:

1. İlk bakışta bağımsız olarak tüm işlerin Allah’ın elinde olduğu ve başka hiçbir varlığın bu işte Allah ile ortak olmadığı şüphesizdir.[1]   

2. Her ne kadar Allah yalnız başına tüm mümkün işleri yapmaya güç yetirebilse ve O’nun iradesiyle her şey gerçekleşebilse de[2] O’nun sünnet ve yöntemi işlerin özel yol ve mecrasında gerçekleşmesini gerektirir; bu yüzden bu işler O’nun yaratıklarına bırakılır. Bundan dolayı Allah’ın dünya ve ahirette elçi ve memurları olduğunu ve birçok işin onlara devredildiğini görmekteyiz; örneğin biz ölüm ve hayatın Allah’ın elinde olduğunu bilmemize rağmen Kur’an’da Allah can alma işini ölüm meleğine[3] veya başka bir yerde meleklere[4] isnat etmektedir.

Zekeriyya’ya (a.s) Yahya’yı (a.s) müjdeleme hakkında Allah vasıtasız bir şekilde bu işi yapabilirdi, ama biz bir meleğin bu iş için görevlendirildiğini ve bu hususta şöyle buyrulduğunu gözlemlemekteyiz: Zekeriya mabette namaz kılarken melekler ona, “Allah sana, kendisinden gelen bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler” diye seslendiler.[5] Kur’an ve rivayetlerde bunun birçok benzeri mevcuttur. Belirtilen hususlara binaen bu amelin özel bir grup tarafından yapılması ve onun kabullenilmesi sorunlu ve zor bir husus değildir. Allah’ın tüm ömrünü onun dini için sarf etmiş ve bu yolda hiçbir şeyini esirgememiş ve hatta can ve mal da dâhil olmak üzere her şeyinden geçmiş Hüseyin bin Ali (a.s)[6] gibi kimselere yönelik kadirşinaslıkta bulunmak için kullarının hesabını kendilerine devretmesi ve onların da ilahi adalet esasınca yargıda bulunmalarının ne gibi bir sakıncası vardır. Ehlisünnet kardeşlerin kaynaklarında “يوم ندعو كل أناس بإمامهم” ayeti şerifesinin tefsirinde Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz Ali’den (a.s) şöyle nakledilmiştir: İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Herkes kendi zamanının imamı, rabbinin kitabı ve peygamberinin sünneti ile çağrılır.”[7] Aynı şekilde Hz Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Herkes kendi zamanının imamı ile çağrılır.”[8] Bundan dolayı Şiilerin bu inancına ne gibi bir eleştiri ve tenkit yöneltilebilir? Kur’an’da Allah, Hz. Peygamber ve müminlerin insanların işlerini gözetleyen kimseler sıfatıyla zikredildiğini hatırlatmak[9] gerekir ve rivayetlerimizde müminlerin imamlar olduğu tefsir edilmiştir.[10] Bu ayet, benzeri ve ayetlerle ilgili nakledilmiş rivayetlere binaen, kulların amellerini gözetleyen bir kimseden ya tanık veya hesap alan hâkim sıfatıyla istifade edilmesi gerekir.  Bazı rivayetlerde bu meselenin bazı hikmetleri de beyan edilmiştir. İmam Sadık’tan (a.s) “وَ عَلَى الْأَعْرافِ رِجالٌ يَعْرِفُونَ” ayetinin tefsiri hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Her ümmetin zamanının imamı onları hesaba çeker ve imamlar kendi dost ve düşmanlarını çehre ve simalarından tanır. “وَ عَلَى الْأَعْرافِ رِجالٌ يَعْرِفُونَ” diye Allah’ın buyurduğu ayetin manası budur.”[11]  Kumi’nin naklettiği üzere İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her ümmetin hesabını onun zamanının imamı yapar ve imamlar kendi dost ve düşmanlarını tanır. Nitekim şöyle buyurmuştur: “و على الاعراف رجال يعرفون كلّا بسيماهم” bunlar imamlardır. O halde o gün dostlarının amel defterini onların sağ eline ve düşmanlarının amel defterini de kendilerinin sol eline verirler. Birinci fırka cennete ve ikinci fırka ise cehenneme gider.”[12]

 


[1] Kehf Suresi, 26. ayet.

[2] Yasin Suresi, 82. ayet: Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.

[3] Secde Suresi, 11. ayet: De ki: “Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”

[4] Enfal Suresi, 50. ayet: Melekler, kâfirlerin yüzlerine ve artlarına vura vura ve “haydi tadın yangın azabını” diyerek canlarını alırken bir görseydin.

[5] A’li İmran Suresi, 39. ayet.

[6] Dinveri, Ebu Hanife Ahmet bin Davut, Ahbaru’t Tuval, Mehdevi Damğani, Mahmud, s. 298 – 308, Tahran, Neşri Ney, çapı çaharum, 1371 h.ş.

[7] Suyuti, Celalu’d Din, Eddurru’l Mensur fi tefsiri’l Me’sur, c. 4, s. 194, Naşir Kitaphane-i Ayetullah Mer’aşi Necefi, Kum, 1404 h.k.

[8] Kurtubi, Muhammed bin Ahmet, El- Camiu’l Ahkami’l Kur’an, c. 11, s. 297, İntişaratı Nasır Hosro, Tahran, çapı evvel, 1364 h.ş.

[9] Tövbe Suresi, 105. ayet: De ki: “Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da, Resûlü de, müminler de göreceklerdir. Sonra gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah’ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size bütün yapmakta olduğunuz şeyleri haber verecektir.”

[10] Kuleyni, Kâfi, c. 1, s. 219, çapı çaharum, Daru’l Kutubu’l İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.

[11] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c. 27, s. 315, müessese-i El-vefa, Beyrut, 1404 h.k.

[12] Kumi, Ali bin İbrahim, Tefsiri’l Kumi, c. 1, s. 231, Daru’l Kitap, Kum, çapı çaharum, 1367 h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    27447 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Kartlar, kumar aletlerinden midir?
    6176 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Sorunuz taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve aşağıda şimdiye kadar elimize ulaşan cevapları yayınlıyoruz.Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Kartlar örfte kumar aletlerinden sayılmaktadır ve onunla oynamak her halükarda hatta bahis şartı olmazsa bile haramdır. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin ...
  • Din neden siyasete müdahale eder?
    12471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Dinin siyasetten ayrı olduğu görüşü, insanın değişik hayat alanlarında dinin rolünü silme ve minimum dereceye indirmeyi savunur. Bu görüş esasınca insan akıl ve bilim aracılığıyla kültür, siyaset, hukuk, ekonomi, iletişim, adap ve birlikte yaşam kanunlarını öğrenip yasalaştırabilir ve hayatı idare etmede dinin müdahale etmesine bir gerek yoktur. ...
  • Hz. Adem (a.s)’ın çocukları kimlerle evlendiler?
    51967 Kur’anî İlimler 2010/03/07
    Hz. Adem (a.s)’ın çocuklarının evlenmesi konusunda İslam alimleri arasında iki görüş vardır: 1-     O zamanlar Allah tarafından kız ve oğlan ...
  • Rad suresinin 31. Ayetin “Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” açıklaması nasıldır benim için açıklar mısınız?
    11568 Tefsir 2012/02/15
    Şu ayetten “kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” maksadın ne olduğu konusunda müfessirler tarafından iki görüş ortaya atılmıştır:1-
  • Musa Mubarka’nın yaşamı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
    6954 تاريخ بزرگان 2010/12/28
    Ebu Cafer Musa Mubarka’, İmam Muhammed Cevad b. Ali Rıza b. Musa b. Cafer’in (a.s) oğludur. O, h.k. 296 yılının rebiü’s sani’ ayında vefat etmiştir.[1]Umdet-ut Talib kitabında onun hakkında şöyle yazılıdır: O, İmam ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    7212 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Acaba Allame Meclisi Safeviye hükümetinin övücüsü müydü? Yoksa dinin tebliğcisi miydi?
    8163 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Şia âlimlerinin Safeviye hâkimleri ya da diğer yöneticilerle işbirliği içinde olmaları bu hâkimlere meşruiyet vermek veya onları teyit etmek cihetiyle değil, Şia Mezhebi ve Şia camiası için son derece olumlu faydaları olan toplumsal ve dini maslahatları dikkate almaları cihetiyledir.Allame Meclisinin siyasi kimliği ve siyasi faaliyetlerine yapılan eleştiriler onun Safevi ...
  • İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
    7603 Yeni Kelam İlmi 2011/08/17
    Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî ...
  • Ebu Süfyan zorlamayla mı Müslüman oldu?
    7411 Tarih 2014/05/28
    Hiçbir muteber tarihi kaynakta Mekke fethinden önce Ebu Süfyan’ın Müslüman olması nakledilmemiştir. Ancak Ebu Süfyan önderliğindeki Kureyş kâfirlerinin merkezi karargâhı ve siyasi başkentinin düşmesinden sonra o ve kendisi gibi düşünenler Müslüman olduklarını ilan etmişlerdir. Doğal olarak bu, onların Müslümanlığının bir tür mecburiyetten kaynaklandığına delalet etmektedir. Kendilerinin sonraki ...

En Çok Okunanlar