Gelişmiş Arama
Ziyaret
10371
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
Soru
Hz Zehra’nın şehadet günü hakkında Hz Peygamberin (a.s) vefatından 75 gün veya 95 gün sonra diye belirtilen tarihlerden hangisi daha güçlü görüştür?
Kısa Cevap

Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz Peygamberin (a.s) vefatından 95 gün sonra bunun gerçekleştiğine inanmakta ve bu tarihi muteber bilmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Sıddıka-i Tahire’nin yüce babasının vefatından sonra kaç gün hayatta kaldığı hususunda hadis ve tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazıları bunun 40 gün, bazıları 6 ay ve bazıları da 8 ay olduğunu belirtimiştir.[1] Merhum Ebu’l Ferec İsfahani Mekalitu’t Talibin kitabında şöyle demektedir: Hz Fatıma Zehra’nın Hz Peygamberin (a.s) vefatından sonra ne kadar hayatta kaldığı hususunda görüş ayrılığı vardır; öyle ki bu hususta zikredilmiş en az süre 40 gün ve en fazla zikredilen zaman ise 8 aydır. Ama bizim yanımızda kesin ve makbul olan şey, imamlardan (a.s) nakledilen rivayetlerdir: İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sıddıka-i Kübra’nın (a.s) vefatı, Hz Peygamberin (a.s) vefat etmesinden 3 ay sonra gerçekleşmiştir.”[2] Aynı şekilde Merhum Şii Taberi, Delailu’l İmame kitabında kendi senet zinciriyle İmam Sadık’tan (a.s) bir takım rivayetler nakletmiş ve İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hz Sıddıka-i Tahire Cemadiu’l Ahir ayında Salı günü ayın üçünde ve Hicri 11. yılda dünyadan göçmüştür.[3] Bu iki rivayet Şii âlimlerinin ekseriyetinin görüşüne temel teşkil etmektedir. Ama bir grup sahih rivayetler esasınca da bu müddet 75 gündür. Bu rivayetlerin birisi Merhum Kuleyni’nin İmam Sadık’tan (a.s) naklettiği şu rivayettir: “Fatıma’nın (a.s) bu dünyadan göçmesi yüce babasının vefatından 75 gün sonra idi.”[4] Bu rivayetler de Merhum Kuleyni gibi bazı Şii âlimlerinin görüşüne temel teşkil etmektedir. Elbette bu iki grup sahih rivayet arasındaki ihtilaf sebebinin rivayetlerin söylendiği dönemde harflerin üzerinde noktaların olmamasından kaynaklanması muhtemeldir. “خمسه و سبعون” ile “خمسه تسعون” kelimelerinin birbirine benzerliği bunu teyit etmektedir. Büyük şahsiyetlerin çoğu Cemadiu’s Sani’nin üçüncü gününü (Hz Peygamberin (a.s) vefatından 95 gün sonrasını) en muteber görüş bilmektedir.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

Ehli Sünnet kaynaklarında Hz Fatıma’nın şehadeti, 18327. Soru (Site: 17933).   

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l Envar, c: 43, s: 189, hadis 19.

كشف الغمة] وَ نَقَلْتُ مِنْ كِتَابِ الذُّرِّيَّةِ الطَّاهِرَةِ لِلدُّولَابِيِّ فِي وَفَاتِهَا ع مَا نَقَلَهُ مِنْ رِجَالِهِ قَالَ لَبِثَتْ فَاطِمَةُ بَعْدَ النَّبِيِّ ص ثَلَاثَةَ أَشْهُرٍ وَ قَالَ‏ ابْنُ شِهَابٍ سِتَّةَ أَشْهُرٍ وَ قَالَ الزُّهْرِيُّ سِتَّةَ أَشْهُرٍ وَ مِثْلُهُ عَنْ عَائِشَةَ وَ مِثْلُهُ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ وَ عَنْ أَبِي جَعْفَرٍ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ ع خَمْساً وَ تِسْعِينَ لَيْلَةً فِي سَنَةِ إِحْدَى عَشْرَةَ وَ قَالَ ابْنُ قُتَيْبَةَ فِي مَعَارِفِهِ مِائَةَ يَوْمٍ وَ قِيلَ مَاتَتْ فِي سَنَةِ إِحْدَى عَشْرَةَ لَيْلَةَ الثَّلَاثَاءِ لِثَلَاثِ لَيَالٍ مِنْ شَهْرِ رَمَضَانَ وَ هِيَ بِنْتُ تِسْعٍ وَ عِشْرِينَ سَنَةً أَوْ نَحْوِهَا

[2] Ebu’l Ferec, Ali ibni’l Hüseyin İsfahani, (356 ö) Mekatilu’t Talibin, s: 59 – 60, Tahkik Seyyid Ahmet Sıgar, Beyrut, Daru’l Marife, bita.

[3] Tebersi, Fazl bin Hasan, Eminu’l İslam, İ’lamu’l Vera, s: 152, El-Faslu’l Salis fi zikri vakti ve feinneha ve movzii gabriha (s.a), İntişaratı Daru’l Kitabi’l İslamiye, Tahran; Hezzaz-ı Kummi, Ali bin Muhammed, Kifayetu’l Eser, s: 63, İntişaratı biydar, Kum, 1401 h.k.

[4] El- Kafi, c: 1, s: 458, Babı Movlidi Ez Zehra Fatıma (s.a), hadis 1,

مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى عَنْ أَحْمَدَ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ مَحْبُوبٍ عَنِ ابْنِ رِئَابٍ عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ ع قَالَ إِنَّ فَاطِمَةَ ع مَكَثَتْ بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ ص خَمْسَةً وَ سَبْعِينَ يَوْماً

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar