Gelişmiş Arama
Ziyaret
3761
Güncellenme Tarihi: 2019/06/16
Soru Özeti
Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
Soru
Hıristiyan arkadaşlarımdan ve onların önderlerinden bir soru mevzu bahis edilmiştir rica etsem cevaplayabilir misiniz; Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında olan eşimi vardı? Böyle bir durumda sebebini açıklayabilir misiniz?
Kısa Cevap
İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz.
  1. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin babası Ebubekir’in isteğiyle gerçekleşmiştir. Zira o Peygamberin onun damadı olmasını büyük bir övünç kaynağı görmekteydi. Bunun yanında Ebubekir’in ait olduğu kavim ve kabilesi hasebiyle bu evlilik Müşriklerin İslam dinine karşı muhalif tutumlarına karşı önemli bir set olacaktı.
  2. Babasının ve velisinin izni ile zifafın baliğ olmasından sonra gerçekleşecek olması şartıyla küçük kız çocuğu ile nikah kıymak o dönem insanları arasında yaygın bir gelenekti. Özellikle Arabistan yarımadasına has olan doğada kız çocuklarının çok çabuk yetişkin oldukları göz önünde bulundurulacak olursa konu açıklığa kavuşmuş olacaktır.
Ayrıntılı Cevap
Bütün dinlerin ve toplumlarında kabul ettiği üzere evlilik, kadın ile erkeğin ihtiyaçlarının mantıklı bir cevabıdır. İslam dini evliliği en mübarek yapı ve kurumlardan biri bilmektedir ve takipçilerini evliliğe teşvik ve davet etmiştir. Elbette evlilik için şartlar ve hukuksal sınırlar belirlemiştir.
Peygamberi Ekrem’in (s.a.a) diğer insanlar gibi ihtiyaçları bulunmaktadır. Onu diğer insanlardan ayıran temel tefavüt kendilerine vahiy nazil olmasıydı. “قل انّما انا بشر مثلکم یوحی الیّ” “De ki bende sizin gibi beşerim ancak bana vahiy edilmektedir.”[1] Doğal olarak İslam peygamberinin ihtiyaçlarından biriside evlenmek ve eş seçmekti. Elbette Peygamberi Ekrem’in (s.a.a) ismet sahibi ve insanı kamil olması sebebiyle kendi nefsani güçlerinin kontrolü altında olduğu ve itidalden asla sapmadığı unutulmamalıdır.
İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini, Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise peygamberin onlar ile olan ilişkilerini veya şekiz yaşında iken Ayşe ile evlenmesini ve on yaşında iken zifafta bulunması[2] dikkatlice incelenecek olursa şu nokta açığa çıkar bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz.
  1. İslam gelmeden önce Arap toplumunda ve Kureyş kabilesinde çeşitli evlilikler yaygındı. İslam dini bu evliliklerden bazılarını örneğin “Şiğar”[3] nikahını yasaklattı. Ama insaniyetle ve İslam diniyle örtüşen nikahları teyit etti. Ezcümle babasının ve velisinin izni ile zifafın baliğ olmasından sonra gerçekleşecek olması şartıyla küçük kız çocuğu ile nikah kıymaktı. Bu evlilik türü o dönem de Özellikle Arabistan yarımadasına has olan doğada kız çocuklarının çok çabuk yetişkin oldukları göz önünde bulundurulacak olursa insanları arasında oldukça yaygın ve normal karşılanmaktaydı. 
  2. Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin babası Ebubekir’in isteğiyle gerçekleşmiştir. Zira o Peygamberin onun damadı olmasını büyük bir övünç kaynağı görmekteydi. Bunun yanında Ebubekir’in ait olduğu kavim ve kabilesi hasebiyle bu evlilik Müşriklerin İslam dinine karşı muhalif tutumlarına karşı önemli bir set olacaktı.
  3. Bir diğer önemli nokta ise Ayşe’nin kendisi şöyle naklediyor: Peygamber sürekli olarak ilk eşi Hazreti Hatice’den bahsediyordu. Bunun üzerine kadınlık duyguları kabaran Ayşe Peygambere şöyle dedi “Ey Allah’ın resulü! Allah sana daha iyisini verdi.” Peygamber yine de Hazreti Hatice’nin eşsiz ahlaki sıfatlarını yad etmeye devam etti.[4] Bu nakil şunu ortaya koyuyor ki Peygamberi Ekrem’in (s.a.a) yapmış olduğu evliliklerde özelliklede Ayşe ile olan evliliğinde hedefi neuzibillah kendi nefsani arzularını gerçekleştirmek değildi. Zira aksi taktirde kendisinden 15 yaş büyük olan Hazreti Hatice hakkında böylesi övgü ve saygıyla anmasının hiçbir anlamı olmazdı. 
 
 

[1] Kehf/110.
[2] On iki yıldan on yedi yıla adlı tarih kitabında şöyle geçer: Bazı araştırmacılara göre Ayşe İslam peygamberi ile evlendiği zaman dokuz yaşından çok daha büyüktü; zira nikah zamanı ya 13 yaşında idi yada 17 yaşında. Bunun delili ise İbn. İshak’ın Ayşe’yi bisetin ilk yıllarında Müslüman olanlar arasında saymasıdır. İbn. İshak şöyle diyor: Ayşe o dönemde küçüktü ve 18 kişiden sonra Müslüman oldu. Yani Müslüman olan 19’uncu şahıstı. Eğer biset öncesi onun yaşını en azından 7 olarak kabul edersek nikah zamanı 17 yaşında hicrette ise 20 yaşında idi. Aksi taktirde onun Müslüman olduğu zaman 7 yaşından daha küçük olduğunu farz etmemiz gerekir. Zira iddia edildiği gibi 9 yaşında evlenmiş olsaydı Müslüman olduğu dönemde süt emen bebek olması gerekir.! (bu konuda başvurabileceğiniz eserler: sipehri, Muhammed, Sireti cavidane, 1.c, 414.s, pejuheşgahı ferhengi endişeyi İslami, tahran, çap evvel, 1384.şemsi, Arabi, Huseyn Ali, Tarih tahkiki İslam, 2.c, 216.s,dipnot, müesseseyi imam Humeyni, kum, çap 4, 1383.şemsi.
[3] Şiğar nikahı: iki erkeğin mehriyesiz ve kebin kesmemek şartıyla kız kardeşlerini veya kızlarını birbirlerine nikahlamalarına denilir. Bu evlilik türünü İslam dini yasaklamıştır.  Zira İslam peygamberi (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "لا شغار فى الاسلام" İslam da Şiğar yoktur. Bu evlilik çeşidi cahiliyet adetlerindendi.
[4] Şeyh Saduk, Hisal, 404.s
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar