Gelişmiş Arama
Ziyaret
25337
Güncellenme Tarihi: 2010/06/30
Soru Özeti
İnsan nasıl Allah’ın mahbubu (sevimli kulu) olur?
Soru
İnsan nasıl Allah’ın mahbubu (sevimli kulu) olur?
Kısa Cevap

 Allah’la dostluk iki şekilde mümkün olur: 1- Kulların Allah’la dost olması 2- Allah’ın kullarıyla dost olması. Soruda geçen işte bu ikinci kısmıdır, yani kulların Allah tarafından sevilmeleri.

Elbette evrende olan her şey Allah’ın yaratığı ve eseri olduğu için, Allah tarafından sevilmektedir. Ancak ayet ve hadislerde söz konusu olan muhabbetten maksat özel anlamdaki bir muhabbettir, yani kul ile Allah arasındaki perdelerin kalkması, kulun batının nurlanması ve Allah’ın özel lütuf ve merhametine layık duruma gelmesi.

Ayet ve hadislerde genel çerçeveleriyle Allah katında sevimli olmanın yolları açıklanmıştır: Bunlar başlıca Resulullah’a (s.a.a), itaat etmek, Allah’ı sevmek, farz ve müstehap amelleri yerine getirmek, haram ve mekruh işlerden sakınmak olarak sayılabilir.

Diğer bir ifade ile Allah’a kıyamete iman etmek, peygamberlere iman etmek, Hz. Resulullah’a (s.a.a) iman etmek, On iki imam’ı (a.s) kabul etmek, küfür, şirk ve nifaktan uzak durmak, akidede bilinçli olmak, İslam dinine tam olarak amel etmek, dini hükümler arasında ayrım yapmamak , Allah, Resul ve İmamlara karşı tam bir teslimiyet ve itaat içinde olmak, insanlara karşı tecavüz ve haksızlıktan uzak durmak, pratikte Allah ve resulünü sevmek, nefsini erdem sıfatlarlarla süslendirmek, kötü huylardan uzaklaşmak. Bunlar ve benzeri işler kişinin Allah katında, Hz. Resulullah ve Hz. Ali’nin yanında değer kazanmasına sebep olur. Ve insanı Allah katına yaklaşmak olan yaratılış hedefine ulaştırır.

Ayrıntılı Cevap

Allah’la dostluk iki şekilde mümkün olur: 1- Kulların Allah’la dost olması 2- Allah’ın kullarıyla dost olması. “Onları sever; onlar da Onu severler”[1]

Soruda geçen işte bu ikinci kısmıdır, yani kulların Allah tarafından sevilmeleri.

Cevaba geçmeden önce iki konuya dikkat etmek gerekir:

1- Muhabbet ve aşk makamı çok yüce bir makamdır ve geniş boyutlara sahiptir. Bu konu çeşitli ayet, hadis ve dualar gibi muteber dini kaynaklarda yer almıştır. Bu yüzden bu konuyu etraflıca incelemek bir kitap yazmayı gerektirir.

2. Allah Teala kendi zat ve cemalini sevmektedir, mahlukat da onun cemalinin bir tecellisi olduğu için yaratıklarını da sevmektedir. Kutsi hadis de şöyle geçiyor: “Ben gizli bir hazine idim, tanınmayı istedim ve yaratıkları yarattım ki tanınayım.”[2]

Gizli bir hazineydi bir kanadını açtı

Toprağı feleklerden daha aydın bir cevher kıldı.[3]

9. asrın ariflerinden olan Abdurrahman Cami de şöyle diyor:

O halvet yerde ki varlığın bir izi yoktu

Yokluğun köşesinde evren gizlenmişti

Bir varlıktı nakışsızdı o

Karşılıklı sohbet yoktu ve bensiz ve sensizdi o

Bir kemaldi bağlılıklardan uzak

Kendi nuruyla kendisi aşıkardı

Onun nuru her yerde tecelli etti

maşuklardan evrende perdelenmiş halde

Evrenin yaratılışının temeli Allah’ın kendi zatına olan aşk ve muhabbetidir. Kendi cemalini aşikar etmek istedi ve yaratılışı kendi cemalinin aynası kıldı.

Buna göre evrenin bütün yaratıkları Allah tarafından sevilmektedir.[4] Ancak burada söz konusu olan muhabbet özel muhabbettir; özellikle insanların Allah tarafından sevilmeleri kastedilir. Bu konu ileride açıklanacaktır.  Allah Teala insanların Allah tarafından sevilebileceklerini açıklamıştır. Nitekim şöyle buyurmuştur: “De ki eğer Allah’ı seviyorsunuz bana uyun ki Allah da sizi sevsin.”[5] Ve Maide suresinde de şöyle buyurur: “O onları sever onlar da onu severler.”[6] Kutsi hadis de şöyle diyor: “Eğer (bana) sırt çevirenler, benim onlara olan iştiyakımı bilselerdi iştiyaktan ölürlerdi.”[7]

Kutsi muteber hadiste İmam Cafer Sadık (a.s) Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakleder: “Allah Teala şöyle buyurdu: Gerçekten kul nafileler vasıtasıyla bana yaklaşır öyle ki ben onu severim… [8]

Allah’ın insanı sevmesi, insanların birbirlerini sevmesi anlamında değil, bu sevginin özelliği hakkında söyleyebileceğimiz şey şu ki bu dostluk neticesinde Allah aradaki perdeyi kaldırır böylece dostları kalp gözüyle Onu müşahede eder ve sonuç olarak kul Allah’a yaklaşır.  Şöyle ki ezelden beri Hak Teala böyle bir kulun batınını arındırmaya teveccüh etmiş öyle ki Ondan başkası hiçbir şey onun kalbinde yerleşmez. Kendisiyle kulu arasındaki engelleri kaldırır, kul artık haktan başka bir şeyi duymaz, haktan başka bir şeyi görmez ve haktan başka bir şeyi konuşmaz.”[9]

Allah tarafından sevilmenin yolu:

Allah katında sevimli kul olmanın başlıca yolu, kulun Allah’ın kendisinden neleri istediğini ayrıntılarıyla bilmesi ve o işleri yerine getirerek onun teveccühünü kendi üzerinde toplaması ve sonuçta Ona yakınlık kazanmasıdır.

Ve Allah katında sevimli olmayı koruyabilmek için ömrünün sonuna kadar bu durumu sürdürmesi gerekir. Yine Allah’ın nelerden hoşlanmadığını, nelerin onun gazabına yol açtığını bilmesi ve bu işlerden de uzak durması gerekir.

Bu bilinç ve marifeti elde etmenin en kolay yolu Kur’an-i Kerim ve masumların sözlerine baş vurmaktır. Çünkü Allah’ın kelamı her türlü tahriften uzaktır ve Allah katında sevimli olan her şey onda açıklanmıştır.

İman ve amel onun katında sevimli olmayı ve onun rahmetine kapsamında yer almayı gerektir.  Yine Kur’an, Allah’ın gazabına sebep olacak ve onun rahmetinden kovulmaya yol açacak fikir, inanç ve davranışları bize açıklamaktadır. Eğer insan inanç ve davranış yönünden kendisini Kur’an ile mutabık kılarsa, Peygamber’in ve Ehl-i Beyt İmamlarının davranış ve hayatlarını kendisine örnek yaparsa bu maksada yani Allah yanında sevilen bir kul olma makamına ulaşır. Ayet ve hadisler genel çerçeveleriyle Allah katında sevimli olmanın yollarını açıkladıkları gibi bazen bunun ayrıntılarını da bildirmiş ve hak yolunun saliklerine kılavuzluk etmiştir.

1-     Resulullah’a (s.a.a) uymak: İşaret edildiği üzere Allah Teala kendi kulunun Ona sevimli oluşunun şartını Resullulah’a uymak olduğunu açıklamış ve şöyle buyurmuştur: “De ki eğer Allah’ı seviyorsunuz, bana uyun ki Allah da sizi sevsin”[10]

Bu ayet-i kerime de Allah katında sevimli olmanın genel ölçüsünün Resulullah’a (s.a.a) ister söz ve ister pratikte uymak olduğu bildirilmiştir. Nitekim bir çok ayette de bu itaat ve uyuma emredilmiştir:

“Resul size neyi getirdiyse ona tutun”[11] “Allah’a itaat edin ve Resul’a itaat edin”[12] “Allah’a ve resulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin.”[13]

2-     Farızalar, nafileleri ve müstehap amelleri yerine getirmek

Bir çok hadiste yer aldığına göre Allah katında mahbup olmanın yolu farz ve nafileleri yerine getirmektir. Bu gibi hadisleri etraflıca ele alıp kurb-i faraiz ve kurb-i nevafil’in farklarını açıklamak sözün uzamasına sebep olur. Sadece biz bu hadislerden bir örnek vererek dini metinlerde yer alan Allah’ın yakınlığına ve muhabbetini kazanmaya sebep olacak bazı özel amellere değinmekle yetineceğiz.

İmam Cafer Sadık (a.s) Peygamber’in şöyle dediği aktarmıştır: “Allah Teala şöyle buyurdu: Kulum  farzları yerine getirmekten daha sevimli bir şeyle, bana yaklaşmaz. Kulum nafilerleri de yerine getirerek sürekli bana yaklaşır ve o dereceye varır ki ben onu severim. Onu sevdiğimde onun duyma vesilesi olan kulağı, görme vesilesi olan gözü ve konuşmasını sağlayan dili ve işlerini yapma aracı olan eli olurum…”[14]

Buna benzer bir hadis de İmam Muhammed Bakır’dan nakledilmiştir. [15]

Bu tür hadislere dikkat ettiğimizde Allah’a sevimli kul olmanın doğurduğu önemli sonuçların da neler olduğu anlaşılır. Kısacası bu muhabbetin semeresi içte nurun oluşması ve ilahi yakınlığa ulaşma sonucu engellerinin kaldırılmasıdır ki bunların hepsi ilahi lütuf sayesinde gerçekleşir.[16]

İmanın da bu muhabbetin bir semeresi olduğu hadisler de açıklanmıştır. Peygamber’den (s.a.a) nakledilen bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Allah dünyayı sevdiği ve sevmediği herkese verir, ancak imanı sadece sevdiği kullarına verir.”[17] Çünkü mahbubun sevene nazar etmesi onun lütfü sayılır böylece sevenin sevgisi daha da artar ve o artık kendisine bakmaz. Bu yüzden Nudbe duasında şöyle geçmektedir: “Allah’ım bize kerim yüzünle yönel, bizim sana yaklaşmamızı da kabul buyur, bize rahmet nazarınla nazar eyle, öyle ki o nazarın sayesinde senin katındaki keramet ve onuru tamamlayalım ve sonra kendi cömertliğin hakkına o nazarını bizden geri çevirme.”[18]

Bu açıklamalardan Allah katında mahbup olmanın bazı genel ilkeleri açıklandı, şimdi bazı ayrıntılara da değinelim. Bu örnekler Kur’an ayetlerinde Allah katında sevilen işler olarak yad edilmiştir.

Allah ve Peygamer’e iman etmek, iyi işlere süratle koşmak, hataları telafi etmek, Allah’tan bağışlanma dilemek, Allah yolunda aşikar ve gizli harcamada bulunmak, öfkesini yenmek, halkın hatalarına göz yummak, onlara iyilik yapmak, sürekli Allah’ı anmak, kendi hataları üzerinde diretmemek ve riba (faiz) yememek[19], Allah’a tevekkül etmek, zorluklar karşısında sabretmek ve şikayetçi olmamak, insanlarla meşveret etmek, insanlarla yumuşak şekilde davranmak,[20] takvalı olmak, Allah’la, Peygamber’le ve halkla yaptığı ahitlerinin üstünde durmak,[21] ihlaslı olmak, tevbe etmek, kötülüklerden ve müstehcen işlerden uzak durmak,[22] kendi göz, kulak, dil, karın ve belini haram yolda kullanmaktan alı koymak,[23] baba, anneye saygı göstermek ve akrabalara iyi davranmak,[24] din önderlerini özellikle Resulullah’ı saygı ve salavatla anmak,[25] eğer bir görev üstlenirse adaletli davranmak[26], Allah yolunda harcadığına üzülmemek, bir makam, mal ve imkana kavuşursa mağrur olmamak[27] ve Allah yolunda mal ve canından geçmek…[28]

Hadislerde de bazı işler ilahi muhabbet kazanmak aracı olarak zikredilmiştir:

Allah’ın katında sevilen şeylere rağbet etmek,[29] Peygamber ve Ehl-i Beyt’ini sevmek,[30] Allah’ı sevmek,[31] ilim elde etmeğe çalışmak,[32] çok lailahe illellah demek ve tekbir getirmek,[33] iyi amelleri sürdürmek ve..[34]

Buna karşılılık aşağıdaki gruplar Allah katından kovulmuş, lanete uğramış ve gazaba uğramış kimseler olarak tanıtılmışlardır.

Kafirler,[35] müşrikler,[36] munafıklar,[37] müstekbirler,[38] çok tartışan inatçılar,[39] böbürlenenler,[40] Allah’ın ve halkın hakkını riayet etmeyenler,[41] refah ve zevke dalanlar,[42] müsrifler,[43] yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkaranlar,[44] kendi mallarından Allah yolunda doğru şekilde istifade etmeyenler, cimrilik yapanlar,[45] ahitlerini bozan ve düşmanlarla dostluk kuranlar,[46] hainler ve nimete şükretmeyenler,[47] müminleri ve peygamberleri öldürenler,[48] günah işleyenler ve azanlar,[49] kendilerine ve halka haksızlık edenler,[50] Allah’a yönelmeyenler, tövbe etmeyenler, Allah’a karşı tekebbür eden ve başkaldıranlar,[51] dini tahrif edenler,[52] şeytana ve tağuta uyanlar,[53] halkı doğru yoldan saptıranlar ve dindarlar arasında bölücülük ve tefrika çıkaranlar,[54] kötü dilli olanlar ve sözlerinin üzerinde durmayanlar,[55] Allah’a, Resülüne ve Allah’ın dostlarına kendi davranışlarıyla eziyet edenler,[56] Allah yolunda cihat etmekten kaçanlar,[57] günah ehli olanlar ve şükretmeyenler[58] fasıklara uyanlar, [59]Salih işler görmeyen ve Allah’a, peygamberine ve İmam’a iman etmeyip bunlardan ayrılarak düşmanlarına bağlananlar.[60]

Eğer gerçekten Allah’ın rahmetine kavuşmak ve onun katında sevimli kul olmak istiyorsak ikinci grupta yer alan kimselerden ayrılıp birinci grupta yer alanlardan olmaya çalışmalıyız. Marufa emredip kötü işlerden sakındırarak, İslam ve Müslümanları savunarak ve Şia mektebini müdafaa ederek Allah’ın rızasını kazanabiliriz. Böylece hem biz Allah, Peygamber (s.a.a) ve Masum İmamları (a.s) sevdiğimizi gerçekleriz hem de onların bizi sevmelerini sağlarız.[61]



[1] Maide: 54

[2] Bihar, 84 s. 198

[3] Mevlevi, Mesnevi

[4] Bkz İbn-i Sina, El-İşarat vet-Tenbihat, c. 3 s. 359-363; Molla Sadra, Esfar, c. 7 s. 148-160

[5] Al-i İmran, 31

[6] Maide, 54

[7] Şeyh Muhammed Behari Tezkiretu’l-Muttakin s. 134

[8] Kuleyni, Kafi, s. 253, Biharu’l-Envar, ci 70, Mekarimu’l-Ahlak s. 16

[9] Feyz-i Kaşani, Molla Muhsin, Ahlak-i Hasane s. 238-239

[10] Al-i İmran, 31

[11] Haşr, 7

[12] Nisa, 59

[13] Enfal, 46

[14] Kuleyni, Kafi, c. 2 s. 352

[15] Ade s. 352 H. 8

[16] Ahlak-i Hasane s. 238

[17] Feyz-i Kaşani, Muhsin, Mahaccatu’l-Beyza c. 8 s 64

[18] Muhaddis-i Kummi, Şeyh Abbas, Mefatihu’l-Cinan, Nudbe Duası

[19] Al-i İmran, 130, 136, 146, 148

[20] Al-i İmran, 3, 146, 159, 160

[21] Al-i İmran, 76; Tevbe, 4, 7

[22] Tevbe, 108; Bakara, 232

[23] Müminun, 11, 1; Nur, 30-31; Ahzap, 70-71

[24] Lokman, 14-15

[25] Ahzap, 56; Hucurat, 2, 5

[26] Hucurat, 9; Maide 42

[27] Hadid, 23

[28] Saf, 4; Al-i İmran, 154-158

[29] Biharu’l-Anvar, c. 70 s. 70

[30] Ade. c. 57 s. 198

[31] Ade, c. 70 s. 18

[32] Ade, c. 70 s. 304

[33] Mahacctu’l-Beyza, c. 2 s. 275

[34] Biharu’l-Envar, c. 71 s. 216

[35]  Bakara, 89-90

[36] Lokman, 13

[37] Fetih, 6; Tevbe, 38. ayetten surenin sonuna kadar

[38] Nehl, 23

[39] Şura, 16, A’raf 55

[40] Hadid, 23; Nisa, 36, Lokman, 18

[41] Bakara, 190; A’raf, 55

[42] Kasas 76

[43] A’raf, 31; En’am, 141

[44] Kasas, 77, Taha, 81; Maide, 64; Bakara, 205

[45] Aynısı

[46] Maide, 50, 63, 80

[47] Hac, 38, Enfal, 58, Nisa, 107

[48] Nisa, 93; Al-i İmran, 112; Bakara, 61

[49] Hucurat, 7

[50] Şura, 40; Al-i İmran, 57 ve 140

[51] A’raf, 55

[52] Maide, 78, Hud, 18

[53] Hud, 59-60; Nisa, 115-118; Ahzap, 64-68

[54] A’raf, 44-45

[55] Saf, 2,3; Hucurat, 11-12 Nur, 23; Nisa, 148

[56] Ahzap, 57,58

[57] Enfal, 16

[58] Bakara, 276

[59] Hud, 59-60

[60] Ra’d, 20-25

[61] Fecr, 28; Al-i İmran, 31

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar