Gelişmiş Arama
Ziyaret
8148
Güncellenme Tarihi: 2010/06/12
Soru Özeti
Amr b. As nasıl bir çehreye sahipti?
Soru
Amr b. As’ın nasıl bir kişilik ve geçmişe sahip olduğunu söyleyebilir misiniz?
Kısa Cevap

Asıl adı Amr b. As b. Vail Sehmi’dir. Fırsat düşkünü ve hilekardı. Nabiğa adlı bir kadından dünyaya geldi ve babasının As b. Vail’dir (ona oğlu olduğu söyleniyor). As b. Vail Sehmi, Peygamberimizin (s.a.a) oğlu Hz. Kasım vefat edince Ona (s.a.a) ebter (sonu kesik) diyen ve hakkında: ‘Şüphesiz asıl sonu kesik olan, sana kin besleyendir.’ ayeti nazil olan müşriktir.

 

Amr b. As hilekarlık ve sahtekarlığıyla tanınmış biriydi. Emir-ul Müminin Hz. Ali’nin (a.s) halifeliği zamanında Muaviye’nin güçlü bir yardımcısı olarak İmam Ali’nin (a.s) aleyhine Sıffin savaşını açtı. Savaş boyunca hilebazlığıyla bir çok Müslümanı aldattı. Hakemiyet olayında safdil biri olan Ebu Musa Eş’ari’yi kandırarak Muaviye’ye büyük hizmette bulundu. Bu olaydan sonra Mısır valiliğine atandı ve hicrî kamerî 43 yılında 90 yaşındayken öldü.

Ayrıntılı Cevap

Amr b. As b. Vail Sehmi, hilekar ve fırsat düşkünü biriydi. Nabiğa adlı bir kadından dünyaya geldi. Ancak bu iffetsiz ve bozuk kadın beş erkekle (Ebu Leheb, Ümeyye b. Halef, Hişam b. Muğire, Ebu Süfyan ve As b. Vail) yattığından, bu beş kişinin beşide Amr’ın babası olduğunu iddia ediyorlardı. Sonunda bu konuda karar vermeyi Nabiğa’ya bıraktılar. O da (Ebu Süfyan çocuğun kendisine ait olduğunu söylemesine ve çocuğunda ona benzemesine rağmen) As b. Vail’i seçti. Zira Nabiğa, Ebu Süfyan’ın cimri olduğunu, kendisine yardım etmeyeceğini, ama  As’ın ona yardım edeceğini biliyordu.[1] Böylece As. b. Vail bu şekilde Amr’ın babası oldu.

As b. Vail Sehmi, Peygamberimizin (s.a.a) oğlu Hz. Kasım vefat edince Ona (s.a.a) (Allah sığınırız) ebter (sonu kesik, yani neslinden soyunu ve yolunu sürdürecek kimsesi olmayan) diyerek yaralayıcı sözü söyleyen müşriktir. Onun bu acıtıcı sözünün ardından Kevser suresi nazil olmuş ve surenin son ayeti bu şahısı yani As b. Vail’i kınamaktadır.[2]

 

Resulullah’ın (s.a.a) Zamanında Amr b. As: Amr, Resulullah’ın (s.a.a) zamanında çok nefret edilen, kötü kişilikli biriydi. Çünkü o, Resulullah’a (s.a.a) eziyet etmek için yetmiş beyit şiir yazmıştı. Mekke’li çocuklar, Resulullah’ı (s.a.a) gördüklerinde o şiirleri yüksek sesle okuyarak Onu (s.a.a) rahatsız ediyorlardı. Allah Resulü’de (s.a.a) ona şöyle beddua etti: ‘Allahım! Amr beni hicvetti; bende şair olmadığım ve şairlikte bana yakışmadığı için onun cevabını veremiyorum; bu yüzden sen, onun şiirinin her harfine karşılık bin kere ona lanet et.’[3]

 

Müslümanlar müşriklerin işkencelerinden kurtulmak için Habeşistan’a hicret ettiklerinde Kureyş, Müalümanları geri getirmesi için onun önderliğinde bir grubu Habeşistan’a gönderdi. Ama Necaşi onların bu isteğini kabul etmeyince Amr b. As ve beraberindekiler eli boş olarak geri döndüler.[4]

 

Amr, sonunda hicrî 7 yılında müslüman oldu. Geçmiş borçlarının bağışlanması şartıyla Resulullah’a (s.a.a) biat etti.[5]

Bazı tarih kitaplarında, Amr Müslüman olduktan sonra Peygamberin (s.a.a) onun komutanlığında Zat-u Selasil seriyyesinin başına getirdiğini,[6] sonrada Umman’lıların zekatını toplaması için görevlendirdiğini yazmışlardır.[7]

 

Ebubekr, Ömer ve Osman’ın Döneminde Amr b. As:

Amr b. As, Ebubekr ve Ömer’in halifelik dönemlerinde onlara en yakın kişilerdendi. Şam’ın fethinde İslam ordusunun komutanlarındandı. Ömer’in döneminde bir süre Filistin’e valilik yaptı. Sonra Mısır’ı fethetmekle görevlendirildi ve fetihten sonra kendisi oraya vali oldu. Ömer’in ölümünden sonra birkaç yıl daha bu makamda kaldı. Daha sonra Osman onu azletti. O da Filistine geldi ve orada Osmanı eleştirenlerin safına katıldı.[8]

 

Emir-ul Müminin Hz. Ali’nin (a.s) Döneminde Amr b. As:

Osmanın öldürülmesinden sonra halifeliğe gelen Emir-ul Müminin Hz. Ali (a.s) Muaviye’yi Şam valiliğinden azletti. Muaviye, saltanatını tehlikede görünce Osmanın katlini bahane ederek, onun kanını alacağım diye Hz. Ali’nin (a.s) adil hükümetine karşı muhalefet etmeye başladı. O, bu işte Amr b. As’ın yardımına muhtaçtı. Bu yüzden ona bir mektup yazarak onu kendisiyle iş birliği yapmaya davet etti.

Amr ona şöyle cevap yazdı: ‘Mektubunu okudum ve anladım. Benden İslam dininden çıkıp dalalet yoluna girmemi, sana batılında yardım etmemi ve Emir-ul Müminin’e kılıç çekmemi istiyorsun; halbu ki O, Allah Resulü’nün kardeşi, velisi, vasisi ve varisidir, yine O Peygamberin borcunu (Peygamberin Medine’ye hicretinden sonra) eda eden, vaatlerini yerine getirendir; O’dur Peygamberin damadı, alemin hanımefendisinin kocası, cennet gençlerinin efendileri Hasan ve Hüseyin’in babaları! Bu yüzden davetini kabul etmiyorum. ‘Ben Osman’ın halifesiyim’ diyorsun, ama Osmanın ölümüyle sen azloldun ve halifeliğin artık bitmiştir. Ebu’l Hasan’ın canını Allah’ın yoluna koyduğunu, Allah Resulü’nün yatağında yattığını ve Allah Resulü’nün Onun hakkında ‘Ben kimin mevlası isem Ali’de onun mevlasıdır.’ dediğini bilmiyor musun?’[9]

 

Buna rağmen Muaviye ona Mısırın valiliğini vaadedince bütün varlığıyla onun emrine girerek onunla işbirliği yapmaya başladı. Şamlıları aldattı ve Osmanın kanını bahane ederek Hz. Ali’ye karşı Sıffin savaşını açtı. Halkı kandırarak, yaygara yaparak ve kamuoyunu yanıltarak savaşı idare etti. Hz. Ali (a.s) ve ashabı tüm bu entrikaların üstesinden gelip Muaviyeyi ve Amrı kesin bir yenilgiye uğratacakken Amr b. As yeni bir hilebazlıkla Hz. Ali’nin (a.s) ordusunu kandırdı ve Onu (a.s) hakemiyeti kabul etmeye zorladı. Bu hile mızrakların başına Kur’an asmaktı. Eş’as b. Kays gibilerde Amr’ın bu hilesine kanıp hem hakemiyeti, hem de Ebu Musa Eş’ari gibi saf birisinin hakemliğini Hz. Ali’ye (a.s) dayattılar. Amr hakemiyet olayında -öncedende tahmin edildiği gibi- Ebu Musa Eş’ari’yi rahatça kandırarak Muaviyeyi halife yaptı. Bu olaydan sonra Hz.Ali (a.s) Hariciler denen kimselerle savaşmak zorunda kaldı.

 

Bu arada Amr b. As’da Muaviye’nin vaadettiği gibi Mısır’a gitti. O sırada Muhammed b. Ebubekr Mısır valisi idi. Hz. Ali (a.s) onu Mısır’a vali olarak atamıştı. Amr’ın Mısır’a gitmesi üzerine Malik’i oraya gönderdi. Ama Malik yolda Muaviye ve Amr b. As tarafından zehirletilerek şehid edildi. Muhammed b. Ebubekr’ide feci ibr şekilde şehid ettiler. Böylece Amr b. As Mısır’ın valiliğini gaspetti.[10]

 

O bu makama geldikten bir süre sonra Mısır’ın vergilerini göndermemeye başlayınca Muaviye onu görevden almakla tehdit etti. Amr’da Muaviye ‘ye bir mektup ve ‘Celceliye’ adında bir şiir yazdı. Bu şiirde Hz. Ali’nin (a.s) bir çok faziletini dile getirerek Muaviye’yi iç karışıklıklar çıkarmakla tehdit etti.

 

O, sonunda hicrî 43 yılında[11] 90 yaşındayken öldü.[12]



[1] - Şerh-i İbn-i Ebi’l Hadid, c.6, s.282 ve c.2, s.100-101

[2] - Mecme-ul Beyan (10 ciltlik, Beyrut baskısı), c.10, s.461

[3] - Sefinet-ul Bihar (4 ciltlik, Astan-ı Kuds baskısı), c.3, s.659

[4] - Delail-un Nübüvve (Farsça tercümesi), c.2, s.51

[5] - Tarih-i Taberi, c.5, s.1494 ve 1525; Usd-ul Ğabe, c.3, s.742

[6] - el-Meğazi, c.2, s.77

[7] - Usd-ul Ğabe, c.3, s.742

[8] - Usd-ul Ğabe, c.4, s.244; Tabakat, c.4, s.256; Kamus-ur Rical, c.8, s.11

[9] - Tezkiret-ul Havas, s.84

[10] - Tarih-i Güzide, s.197

[11] - Tarih-i İslam, c.4, s.90; Muruc-uz Zeheb, c.3, s.27

[12] - Muruc-uz Zeheb, c.3, s.23

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    27447 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Kartlar, kumar aletlerinden midir?
    6176 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Sorunuz taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve aşağıda şimdiye kadar elimize ulaşan cevapları yayınlıyoruz.Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Kartlar örfte kumar aletlerinden sayılmaktadır ve onunla oynamak her halükarda hatta bahis şartı olmazsa bile haramdır. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin ...
  • Din neden siyasete müdahale eder?
    12471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Dinin siyasetten ayrı olduğu görüşü, insanın değişik hayat alanlarında dinin rolünü silme ve minimum dereceye indirmeyi savunur. Bu görüş esasınca insan akıl ve bilim aracılığıyla kültür, siyaset, hukuk, ekonomi, iletişim, adap ve birlikte yaşam kanunlarını öğrenip yasalaştırabilir ve hayatı idare etmede dinin müdahale etmesine bir gerek yoktur. ...
  • Hz. Adem (a.s)’ın çocukları kimlerle evlendiler?
    51967 Kur’anî İlimler 2010/03/07
    Hz. Adem (a.s)’ın çocuklarının evlenmesi konusunda İslam alimleri arasında iki görüş vardır: 1-     O zamanlar Allah tarafından kız ve oğlan ...
  • Rad suresinin 31. Ayetin “Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” açıklaması nasıldır benim için açıklar mısınız?
    11568 Tefsir 2012/02/15
    Şu ayetten “kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” maksadın ne olduğu konusunda müfessirler tarafından iki görüş ortaya atılmıştır:1-
  • Musa Mubarka’nın yaşamı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
    6954 تاريخ بزرگان 2010/12/28
    Ebu Cafer Musa Mubarka’, İmam Muhammed Cevad b. Ali Rıza b. Musa b. Cafer’in (a.s) oğludur. O, h.k. 296 yılının rebiü’s sani’ ayında vefat etmiştir.[1]Umdet-ut Talib kitabında onun hakkında şöyle yazılıdır: O, İmam ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    7212 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Acaba Allame Meclisi Safeviye hükümetinin övücüsü müydü? Yoksa dinin tebliğcisi miydi?
    8163 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Şia âlimlerinin Safeviye hâkimleri ya da diğer yöneticilerle işbirliği içinde olmaları bu hâkimlere meşruiyet vermek veya onları teyit etmek cihetiyle değil, Şia Mezhebi ve Şia camiası için son derece olumlu faydaları olan toplumsal ve dini maslahatları dikkate almaları cihetiyledir.Allame Meclisinin siyasi kimliği ve siyasi faaliyetlerine yapılan eleştiriler onun Safevi ...
  • İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
    7603 Yeni Kelam İlmi 2011/08/17
    Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî ...
  • Ebu Süfyan zorlamayla mı Müslüman oldu?
    7411 Tarih 2014/05/28
    Hiçbir muteber tarihi kaynakta Mekke fethinden önce Ebu Süfyan’ın Müslüman olması nakledilmemiştir. Ancak Ebu Süfyan önderliğindeki Kureyş kâfirlerinin merkezi karargâhı ve siyasi başkentinin düşmesinden sonra o ve kendisi gibi düşünenler Müslüman olduklarını ilan etmişlerdir. Doğal olarak bu, onların Müslümanlığının bir tür mecburiyetten kaynaklandığına delalet etmektedir. Kendilerinin sonraki ...

En Çok Okunanlar