Gelişmiş Arama
Ziyaret
31380
Güncellenme Tarihi: 2008/06/18
Soru Özeti
Ric’at nedir? Kimleri kapsamaktadır? Ve ne zaman gerçekleşecektir?
Soru
Ric’at nedir? Kimleri kapsamaktadır? Ve ne zaman gerçekleşecektir?
Kısa Cevap

Şia inançlarından birisi de ric’atdır. Ölümden sonra ve ahirete gitmeden önce bu dünyaya geri dönme anlamına gelmektedir ve İmam zaman Hz. Mehdi’nin (a.s.) zuhurundan sonra ve kıyamet gününden önce gerçekleşecektir.

Ric’at, herkesi değil sadece müminlerin ileri gelenleriyle kâfirlerin önde gelenlerini kapsamaktadır.

Ayrıntılı Cevap

“Ric’at”, sözlükte, geri dönmek anlamına gelir.[1] İslam bir terim olarak ise müminlerin ileri gelenlerinden bir grupla kâfirlerin ileri gelenleri gelenlerinden bir grubun, ölümden sonra ve kıyamet gününden önce tekrar bu dünyaya gelmesi anlamındadır.

Ehl-i Beyt mezhebinin inançlarından olan ric’at, birçok ayet ve rivayetlere dayandırılmaktadır.

Ric’at’in, ayet ve rivayetlerde açıklanışı

A) Ayetler:

Ayetler üzerinde düşünüldüğünde, Kuran-ı Kerim’in konuya iki şekilde baktığı görülecektir:

1) Gelecekte ric’at olayının gerçekleşeceğine işaret eden ayetler; örneğin Neml suresi 83. ayette Allah-u Teala, şöyle buyurmaktadır: “Ve o gün, her ümmetten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, takım-takım duracaklar.” Büyük din âlimlerinin birçoğu bu ayetin, ric’at konusuna değindiğine ve kötülerden ve iyilerden bir grubun bu dünyaya geri geleceklerine inanmaktadırlar. Çünkü eğer kıyamet günü kastedilmiş olsaydı, “min kulli ümmetin fevcen (her ümmetten bir grup)” tabiri doğru olmazdı. Çünkü Kehf suresinin 47. ayetinde de buyrulduğu gibi kıyamet günü herkes haşir edilecektir: “Hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız.”

2) Bir çeşit ric’at sayılan geçmiş ümmetlerde, gerçekleşen bazı olaylara işaret eden ayetler; örneğin:

a) Bakara suresinin 259. ayetinde evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş ve ehlinin cesetleri ve kemikleri de etrafa dağılmış bir kasabaya uğrayan ve ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir diye soran bir peygamber anlatılmaktadır. Ama Allah, onu öldürüp yüz sene öylece bıraktı; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayır, yüz sene kaldın dedi.[2] Bu Peygamberin ismi Uzeyr olsun veya başka bir peygamber önemli değil ve önemli olan Kuran’ın bu dünyada, ölümden sonraki hayatı açıklamasıdır.[3]

b) Bakara suresinin 243. ayetinde başka bir ric’at olayından bahsedilmektedir: Ölüm korkusundan yurtlarından çıkıp gidenler için Allah-u Teala ölüm emrini verdi ve sonra onları tekrar diriltti.[4]

c) Bakara suresinin 55 ve 56. ayetlerinde Ben-i İsrail’den bir grubun, Allah’ı görmek istemelerinden sonra yıldırım çarpması sonucu öldükleri ve sonra şükretmeleri için Allah’ın onları tekrar dirilttiği olayı geçmektedir.[5]

d) Maide suresinin 110. ayetinde, İsa (a.s.)’ın mucizeleri anlatırken şöyle buyrulmaktadır: “Sen ölüleri benim iznimle diriltiyordun”[6] (Tehrucu) yükleminin geniş zamanı ifade etmesi, onun tekrarlandığına bir delildir ve bu bazıları için bir çeşit ric’at sayılmaktadır.

e) Bakara suresinin 73. ayeti, Ben-i İsrail’de ölen birisinin katilini bulmak için çıkan tartışma sonucu Allah’ın emriyle öldürülen kişinin diriltilmesi hakkındadır. Kuran-ı Kerim, şöyle buyurmaktadır: “"Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. İşte Allah böyle ölüleri diriltir…”[7]

Bu zikredilen beş ayetten başka, Kuran-ı Kerim’de bunu açıklayan diğer ayetler de vardır. Ashab-ı Kehf’in hikâyesi de aynı şekilde ric’ate benzer bir olayı içerir. Kıyamette ölümden sonra dirilişin mümkün olduğunun Hz. İbrahim (a.s.)’e gösterilmesi için, kesildikten sonra tekrar hayata dönen dört kuş olayı da ric’at konusuna bir delil sayılır.[8]

 

B) Rivayetler:

İmam Cafer-i Sadık(a.s.), ric’at konusunda şöyle buyurmaktadır: “Allah’a andolsun ki Allah-u Teala, ölüleri diriltmeden ve dirileri de öldürmeden, hakkı sahibine döndürmeden ve seçkin dinini tüm dünyada hâkim kılmadan önce, gece ve gündüzler sona ermeyecektir.”

Nakle göre Me’mun, İmam Rıza (a.s.)’a şöyle söyledi: Ey Eb-ul Hasan! ric’at konusundaki görüşünüz nedir? Hz. İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: “Ric’at­ bir gerçektir. ric’at önceki ümmetlerde de vardı ve Kuran da bunu anlatmaktadır. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: “Önceki ümmetlerde gerçekleşen her şey, bu ümmette de aynı şekilde en ince ayrıntısına kadar gerçekleşecektir.”[9]

Bu konuda birçok           hadis bulunmaktadır ama konuyu fazla uzatmamak için bu iki hadisler yetinmeyi uygun gördük.

AKIL VE FELSEFE AÇISINDAN RİC’AT OLAYININ GERÇEKLEŞMESİ:

Burada ric’at konusunun hikmet ve felsefesi üzerine birkaç noktaya değinilmesi gerekmektedir:

1) Tekâmüle ermek:

Dünya yeteneklerin ve kabiliyetlerin ortaya çıkması ve tekâmülü içindir. Dünya, yaratıkların yetiştirilip istenilen kemale eriştirerilerek ahirete ulaşması için yaratılmıştır. Ama müminlerden bir grup, engeller ve tabii olmayan ölümlerden dolayı, bu manevi yolculuğu devam ettiremeden diğer aleme göç etmişlerdir. Allah-u Teala’nın hikmeti, onları dünyaya döndürüp bu tekâmül yolculuklarını tamamlamalarını sağlamayı gerektirir. İmam Sadık (a.s.)’ın buyurduğu gibi: “Öldürülmüş olan mümin, doğal bir şekilde ölmesi için ve doğal bir şekilde ölmüş olan mümin de öldürülmesi için (şehitlik sevabına ulaşması için) dünyaya geri döndürülecektir.”[10]

2) Dünyevi azap:

İnsanlardan birçoğu bu dünyada çeşitli haklarından mahrum kalarak mazlumca öldürülmüşlerdir. Ric’atin hikmetlerinden birisi de, zulüm ve haksızlıkta zirveye ulaşan kimselerle onların haksızlığına uğrayan mazlum kimseleri dünyaya döndürmesi ve mazlum olan tarafın kendi eliyle kendi hakkını zalim olan taraftan almasıdır. İmam Musa Kazım (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Ölen insanlar, kendi intikamlarını almaları için dünyaya geri döneceklerdir… Zulüm gören herkes, aynısıyla intikam alacaktır. Öldürülen herkes, kanının karşılığını katilinden kendi eliyle alacaktır. Bu yüzden dökülen kanlarının karşılığını almaları için, onların düşmanları da dünyaya geri geleceklerdir. Mazlumlae onları öldürdükten sonra otuz ay yaşayacaklardır. Sonra kanlarının intikamını almış ve kalpleri sakinleşmiş bir halde hepsi bir gecede öleceklerdir. Onların düşmanları cehennemin en ağır azaplarına uğratılacaklardır.”[11]

Bu iki grubun tekrar dünyaya gelmeleri, birinci grup için tekâmül halkasının tamamlanması ve ikinci grup için de zilletin en aşağı mertebesine düşmeleridir. İmam Sadık (a.s.)’ın da buyurduğu gibi: “Ric’at genel değildir ve kâmil imana erişmiş ve aşırı küfre düşmüş kimseler hakkındadır.”[12] Ric’atın mümin ve kâfirlere özel olması ve genel olmamasına bakılınca, bu zikredilen iki konunun, onun temel hikmetlerinden olduğu anlaşılmaktadır.

3) Dine yardım etmek ve dünyada adalet hükümetini kurmak:

Birçok ayet ve rivayetlerden, İslam dini ve ilahi adalet hükümetinin, Hz. Mehdi (a.s.)’in eliyle bütün dünyaya yayılacağı anlaşılmaktadır. Allah-u Teala, şöyle buyuruyor: “Biz kendi peygamberlerimiz ve müminleri dünyada ve şahitlerin dirildiği günde yardım edeceğiz.”[13]

Bu ayetin zahirinden, yardımın bireysel değil toplu olarak yapılacağı anlaşılmaktadır. Ama şimdiye kadar böyle bir yardım gerçekleşmediği için gelecekte mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü ilahi vaadin gerçekleşmemesi düşünülemez. İmam Sadık (a.s.) bu ayetin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’a andolsun ki bu yardım ric’atte olacaktır. Peygamberlerin ve imamların birçoğu bu dünyada öldürüldüler ve kimse onlara yardım etmedi. Bu konu ric’atte gerçekleşecektir.”[14]

Aynı şekilde İmam Muhammed Bakır (a.s.), “O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.” ayetinin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: Allah, hak dini ric’atte diğer dinlere üstün kılacaktır.[15]

Ric’atin gerçekleşme zamanı:

Ric’atin, Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurundan sonra ve o hazretin şahadetinden önce ve kıyamet kopmadan gerçekleşeceği üzere rivayetler vardır.

İmam Sadık(a.s.) bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “İmam Zaman (a.s.)’ın kıyam vaki geldiğinde, Cemad-il Ahir ve Recep aylarında da hiç görmedik bir şekilde yağmur yağacaktır. Sonra Allah, o yağmur vesilesiyle müminlerin et ve kemiklerini kabirlerinde olgunlaştıracaktır. Onları görür gibiyim; Cehine’den gelmekte[16] ve saçlarındaki toz ve toprakları silkelemekteler.”[17]

Son söylenecek nokta da, rivayetlere göre ilk ric’at edecek kimse şehitlerin önderi Hz. Hüseyin (a.s.)’dır. Hz. Hüseyin (a.s.)’ın kendisi şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü yarıldığında ilk çıkacak olan benim ve o, Hz. Ali (a.s.)’nin ric’at ettiği ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın da kıyam ettiği zamandır.”[18]

Bu anlamda İmam Sadık(a.s.)’dan da şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Dünyaya ilk dönecek kimse, Hüseyin ibn-i Ali (a.s.)’dir. O kadar hüküm sürecek ki yaşlanması sonucu kaşları gözlerinin üzerine dökülecektir.”[19]



[1] Ferheng-i Muin, c: 2, s: 1640.

[2] Bakara Suresi, 259. ayet.

[3] “Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti.”

[4] “Allah onlara "Ölün!" dedi (öldüler). Sonra onları diriltti.”

[5] “Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz.”

[6] “Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun.”

[7] “"Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size ayetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir.”

[8] Numune Tefsiri, c: 15, s: 546–557.   

[9] Uyun-u Ahbar-ı Rıza(a.s.), c: 1, s: 2 ve 20, Mizan-ul Hikme’nin nakline göre, hadis: 6924–6926.

[10] Bihar-ul Envar, c: 53, s: 40.

[11] Devani, Ali, Mehdi Mevud, Tercüme, c: 13, s: 1188, Dar-ul Kutub-il İslamiye, c: 27.

[12] Zamiri, Muhammed Rıza, Rec’at, s: 55, Mevud yayıncılık, Tahran, 2. Baskı, 1380.

[13] Mümin Suresi, 10. Ayet.

[14] Yezdi Hairi, Şeyh Ali, İlzam-un Nasib, Kum, Hakk-ı Beyyin baskı kuruluşu, 1397(kameri)

[15] Bihar-ul Envar, c: 53, s: 64.

[16] Cehine: Medinenin uzağında bir yer ismidir ve bu isimde bir kabile gelmiştir. Mecme’-ul Bahreyn, c: 6, s: 230.

[17] Mizan-ul Hikme, 6926. hadis.

[18] Mizan-ul Hikme, 6937. hadis.

[19] Mizan-ul Hikme, 6935. hadis.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar