Gelişmiş Arama
Ziyaret
21371
Güncellenme Tarihi: 2011/01/01
Soru Özeti
Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
Soru
Şeytan, Âdem’e secde etmediği zaman Allah onun cennetten çıkardı. Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girip Âdem ve Havva’yı kandırabildi?
Kısa Cevap

Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız.

1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın, salih kimseler ve iyi ameller işleyenlere vaat ettiği cennetin aynısıdır.

Bazı müfessirler, Âdem ve Havva’nın cennetinin, takva sahibi insanlara vaat edilen ebedi cennet olduğuna inanırlar.

2. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın, onlar için nazarda tuttuğu dünyevi bahçelerden bir bahçe idi.

3. Bazı müfessirler, Âdem’in yaşadığı cennetin, ebedi bir cennet değil, semavi bahçelerden birisi olduğuna inanırlar.

Birinci faraziye esasına göre şeytanın kalbe girme yolu şehvet, gazap ve vehim yetisi vasıtasıyla olmuştur. Şehvet gücü, şeytan için bir vesile oldu ki bu şehvet yetisi vesilesiyle kalbe dönük yol bulabilmiş oldu.

Ancak ikinci ve üçüncü faraziye esasına göre: Asıl itibariyle Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları yer, vaat edilmiş olan cennet değildi ta “şeytan tekrar nasıl cennete girebildi” sorusu söz konusu olabilmiş olsun

Ayrıntılı Cevap

İlk etapta bilinmesi gerekir ki, beşer ilminin ilerlediği günümüzde, bir yerde fiziksel varlık olmaksızın ses, görüntü ve hatta üç boyutlu görüntüyle, başkalarıyla irtibat kurulabilmesi gücüne ulaşıldı.

Bu noktayı dikkate alarak ve Kur’an’ı Kerim’in açık ifadesiyle şeytanın kovulması ardından insanlarla irtibatının devem etmesi iznini Yaratıcıdan aldığı[1] hakikatini de göz önünde bulundurduğumuzda bu sorunun belli bir yere kadar halledildiği anlaşılıyor. Ancak bunun yanında bu soru hakkında pek çok bahisler yapıldığı ve akabinde çeşitli görüşler söz konusu olmuş ve bu doğrultuda farklı beyanlar ortaya atılmıştır:

1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u Teâlâ’nın salih kulları ve iyi ameller işleyen kimseler içi vaat ettiği cennetin aynısıdır.

Bazı müfessirler, Âdem ve Havva’nın cennetinin, takva sahibi insanlara vaat edilen ebedi cennet olduğuna inanırlar, zira “El-Cenne”[2] kelimesindeki “Elif” ve “Lam” harfleri, “Elif” ve “Lam”ı ahdidir ve ebedi cennete işaret eder. Aynı şekilde inin anlamında olan “İhbitu”[3] cümlesi de, yukarıdan aşağı inmeye delalet eder.[4]

2. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları cennet, vaat edilmiş cennet değil, Allah-u Teâlâ’nın onlar için nazarda tutuğu dünyevi bağlardan bir bağdı.

Âdem’in (a.s) içinde yaşadığı cennetin, vaat edilmiş cennet olmaması gerekir, zira:

  1. Vaat edilmiş cennet, amel öncesi verilen bir yer değil, bilakis kemal yolunda veya tabiri caizse “Kavs-i Suudi” (yükseliş oku) mesirinde işlenen amellerin ve kazanılan melekelerin bir ürünüdür.
  2. Vaat edilmiş cennete giren, dışarı çıkartılmaz.
  3. Vaat edilmiş cennet, şeytanın vesvese yeri olmaması hasebiyle Âdem’in (a.s) cenneti, ebedi kıyamet âleminin cennetinden başka bir şeydir ve şayet bu cennetten, yeryüzünde havası ve suyu güzel bağlık bölgelerden birisi olması kastedilmiştir.[5]

3. Bazı müfessirler, Âdem’in yaşadığı cennetin, ebedi bir cennet değil, semavi bağlardan birisi olduğuna inanırlar, zira vaat edilmiş cennette, teklif yoktur ve oraya giren kimse, çıkartılmayacak; orada ebedi olarak kalacaktır.[6]

Şimdi birinci faraziye esasınca Âdem’in cennetinin vaat edilmiş cennet olduğunu kabul edersek, şeytanın oraya nasıl girdiğini inceleyelim:

  1. Şeytanın, Âdemoğlunun kalbine nasıl girdiğine bakmamız gerekir; bedenin giriş yerlerinden birisiyle mi? Acaba şeytanın cisim olduğu ve kalbe girdiğini düşüne bilir miyiz? Bu konuda melekler nasıl akıl gücü aracılığıyla giriyorsa, şeytanın da kalbe şehvet, gazap ve vehim gücü aracılığıyla girdiğini söylememiz gerekir. Âdem ve Havva, men edilmiş ağaca meylettiklerinde, şehvet gücü şeytanın aracı oldu ve bu araç vesilesiyle kalbe yol buldu. O halde ne cennetin içine girdi, ne bedenin giriş yerlerinden birisi aracılığıyla kalbe girdi ve ne de cisimsel bir surette Âdem’in karşısına çıktı.[7]
  2. Şeytan cennetin içine girmedi, bilakis dışarıdan gizli aldatmayla onları kandırdı.[8]

İkinci ve üçüncü faraziyeye gelince: Asıl itibariyle Âdem ve Havva’nın içinde bulundukları yer, “Şeytan tekrar nasıl cennete girdi? sorusunu gerekli kılacak, vaat edilmiş cennet değildi.[9]

Dolayısıyla soruda söz konusu edilen cennetin, vaat edilmiş ebedi cennet olduğunu kabul etmemiz durumunda sorun ortaya çıkar, ancak ikinci ve üçüncü görüş esasına göre böyle bir durum söz konusu değildir. Aksine bu olay, başka bir cennette gerçekleşti ve bu sebeple, onların ikisi de o cennetten dışarı çıkartıldılar.[10]

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki indekslere müracaat ediniz:

1. Hz. Âdem’in Cenneti, 5053 (Site: 5440).

2. Âdem’in Cennetten İnmesinin Anlamı, 7255 (Site: tr7394).

 


[1] A’raf, 13-18.

[2] Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.”A’raf, 27.

[3] Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır” dedik. Bakara, 36.

[4] Daver Penah, Ebu’l Fazl, Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, Tahran 1375 ş, Naşiri İntişaraati Sadr, c. 1, s. 456.

[5] -a.g.e., s. 432.

[6] -a.g.e., s. 456.

[7] -Tayyib, Seyit Abdülhüseyin, Etyabu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, Tahran 1378, Naşir: İntişaraati İslami, İkinci baskı, c. 9, s. 111-112.

[8] -Envaru’l İrfan fi Tefsiri’l Kur’an, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, Kum 1374 ş, Defteri İntişaraati İslami Cameayi Müderrisini Havzayi İlmiye, Beşinci baskı, c. 1, s. 456.

[9] -a.g.e.

[10] -Tabatabai, Muhammed Hüseyin, El-Mizan fi Tefsiri’l Kur’an, Musevi Hamedani, Seyit Muhammed Bakır, Kum 1374 ş, Defteri İntişaraati İslami Cameayi Müderrisini Havzeyi İlmiye, Beşinci baskı, c. 1, s. 202.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar