Gelişmiş Arama
Ziyaret
53857
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
İbn-i Arabi’nin Zamanın İmamı Hz. Mehdi (a.s) hakkında ki görüşü nedir?
Soru
Muhyiddin Arabi’nin Hz. Mehdi’ye (a.s) inandığı şeklinde yaygın bir görüş var. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Kısa Cevap

İbn-i Arabi’nin eserlerini incelediğimizde onun Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki inancı ortaya çıkar. Ahir-uz zamanda zuhur edecek Hz. Mehdi’nin (a.s) asker ve komutanları hakkında Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında şöyle yazar: “Allah’ın yeryüzünde yaşayan ve zuhur edecek halifesi vardır. Onun zuhuru dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve O dünyayı adaletle dolduracaktır. Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmasa da Allah o günü öyle uzatacak ki o halife hüküm sürecektir. O, Resulullah’ın (s.a.a) öz soyundan ve İmam Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) torunlarındandır.”

İbn-i Arabi’nin el-Via-ul Mahtum Ala’s Sırr-il Mektum adlı kitabı İmam Mehdi’nin (a.s) mutlak velayeti hakkında olup Onun (a.s) zuhur şeklini anlatmaktadır.

İbn-i Arabi’nin Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki görüşü Şianın görüşü gibidir. O diyor ki: ‘Mehdi (a.s), İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğludur. Hicri 255 yılının Şaban ayının yarsında (15’inde) dünyaya gelmiştir. İsa b. Meryem Onunla buluşuncaya kadar baki kalacaktır.’

İbn-i Arabi, İmam Mehdi’nin (a.s) ismetini ve ilmini ilahi tenzilden (Kur’an’dan) aldığına inanır.

Ayrıntılı Cevap

Asıl adı Muhammed b. Ali. b. Muhammed b. Ahmed b. Abdullah Hatem Tai olan İbn-i Arabi (h.k. 560-638) Muhyiddin diye meşhur olmuş, künyesi İbn-i Arabi, lakabı Şeyh-i Ekber’dir.

Muhyiddin Arabi, büyük ariflerdendir. İrfani ilimlerin ve teorik irfanın temellerini atmıştır. İslam dünyasının en çalışkan bilginlerinden biridir. O irfancıların içinde eşsiz biridir. İrfanla uğraşanların içinde şimdiye kadar kimse onun gibi olamamıştır. Eserlerinin asıl konuları irfan, haller, kazanımlar ve kalbi tecrübelerdir. Aynı zamanda hadis, tefsir, siret, fıkıh, simya, cifr, astronomi, hesap, cümel ve şiir alanlarında da eserleri vardır. Şimdiye kadar beş yüzden fazla eseri belirlenmiştir.[1]

Çok boyutlu kişiliği ve derin düşünceleriyle asırlarca bir çok ilim ve din adamını kendine çekmiştir.

Mihrap şehidi Ayetullah Kadı, Enis-ul Muvahhidin adlı eserinin dip notunda şöyle yazar: Şii ve Sünni alimlerinin içinde onun hakkında üç görüş vardır. Bazıları -Allame Taftazani gibi- onu tekfir ettiler, bazıları evliyanın büyüklerinden hatta kamillerin arifi ve müçtehitlerin a’zamı sayıyor, bazıları da onun veli olduğuna inanmış, ama kitaplarını okumayı haram etmişlerdir.[2]

Ayetullah Cevadi Amuli şöyle diyor: İbn-i Arabi meşhur olduğu zamandan günümüze kadar muhtelif mezhep ve fırkalar tarafından hakkında çeşitli hükümler verilmiştir. Herkes kendi zannına dayanarak onu sevmiş ya da reddetmiştir… Kimileri onu en üst derecede ve ismet haddinde görürken, kimileride zındık olduğunu söylüyor.[3]

Allame Şehid Mutahhari’de şöyle yazıyor: Muhyiddin Arabi, Endülüs’lüdür. Endülüs halkı Sünni’ydi ve Şia’ya karşı inatları vardı. Onlardan nasibi kokusu geliyor. Ehl-i Sünnet alimlerinden nasibi olanlar Endülüslüdürler. Endülüs’te Şia yoktur, olsa da çok azdır. Muhyiddin, Endülüslüdür, ama irfani yönü olduğu için yeryüzünün veli ve hüccetsiz olamayacağı inancına sahiptir. O Şianın görüşünü kabul ediyor. Masum İmamlarla (a.s) Hz. Zehra’nın isimlerini saygı ile anmış ve on iki İmam’ı Hz. Mehdi’ye (a.s) kadar saymıştır ve altı yüz küsur senesinde Onu (a.s) gördüğünü iddia ediyor.[4]

Allame Hasanzade Amuli şöyle yazar: İbn-i Arabi, ed-Dürr-ül Meknun ve’s Sırrul Mektum adlı kitabında yazıyor ki: ‘Kur’an’ın sırları Peygamberden sonra Emir-ul Müminin’de idi.’ Sonra Masum İmamların (a.s) isimlerini tek tek sayarak Hz. Mehdi Bakiyetullah’a kadar geliyor.[5]

İbn-i Arabi, Ankau Mağribin Fi Hatmi-l Evliya ve Şems-ul Mağrib adlı eserinde Hatem-ul Velayet’in özellik, şart ve kemallerini anlatmaktadır; bunlar Hz. Hüccet ve Şiilerin on ikinci imamının (a.f) dışında kimsede yoktur. O bu kitabın sonlarında Hatem-ul Evliya’yı açıkça belirleyerek şöyle diyor: ‘Kuşkusuz İmam Mehdi, Resul-u Ekremin soyundandır.’[6]

Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında ahir-uz zamanda gelecek olan Hz. Mehdi’nin (a.s) asker ve komutanları hakkında da şöyle diyor: ‘Allah’ın sonradan zuhur edecek yeryüzünde yaşayan halifesi vardır. Onun zuhuru, dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve O dünyayı adaletle dolduracaktır. Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmasa da Allah o günü öyle uzatacak ki o halife veli ve yönetici olacak. Mehdi, Resulullah’ın (s.a.a) ıtratından ve İmam Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) soyundandır.’

Şeyh-i Ekber İbn-i Arabi’nin el-Via-ul Mahtum Ala’s Sırr-il Mektum adlı risalesi vaat edilmiş Mehdi’nin (a.f) mutlak velayetinin işleri ve zuhurunun ne şekilde olacağı hakkındadır.[7]

İbn-i Arabi’nin Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki görüşü Şianın görüşü gibidir. O bu konuda diyor ki: ‘Mehdi (a.s), İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğludur. Hicri 255 yılının Şaban ayının yarısında (15’inde) dünyaya gelmiştir. İsa b. Meryem Onunla buluşuncaya kadar baki kalacaktır.’[8]

Yine O, İmam Mehdi’nin (a.s) ismetine ve ilmini ilahi tenzilden (Kur’an’dan) aldığına inanır.[9]

Hatırlatmak gerekir ki birçok büyük Şii alimi kitaplarında Muhyiddin Arabi’nin sözlerinden deliller getirmiştir. Örneğin, Allame Emini el-Gadir adlı eserinde Nebevi hadisler başlığı altında İmam Ali’nin (a.s) faziletleri bölümünde Ehl-i Sünnet kaynaklarında gelen ‘Ben ilmin şehriyim Ali’de kapısıdır.’ hadisini İbn-i Arabi’nin ed-Dürr-ül Meknun kitabından nakletmiştir.[10]



[1] - Bkz: Muhyiddin Arabi, s.572-576

[2] - Mehdi Neraki, Enis-ul Muvahhidin, (Dipnot), s.170

[3] - Abdullah Cevadi Amuli, Avay-ı Tevhid, s.83-84

[4] - Murtaza Mutahhari, Mecmuay-ı Asar, c.4, s.944

[5] - Muhammed Bedii, Goftegu Ba Allame Hasanzade, s.202

[6] - Muhyiddin Arabi, Hidayet-ul Ümem, Mukaddime, s.25

[7] - Seyyid Celaluddin Aştiyani, Tefsir-u Fatihat-il Kitap, Mukaddime.

[8] - Muhyiddin Arabi, Hidayet-ul Ümem, Mukaddime, s.24

[9] - Muhyiddin Arabi, Futuhat-il Mekkiyye, c.6, s.50-66

[10] - Allame Emini, el-Gadir, c.6, s.93

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar