Gelişmiş Arama
Ziyaret
11147
Güncellenme Tarihi: 2009/09/22
Soru Özeti
Her yarım saatte tuvalet ihtiyacı olan ve tekerlekli sandalyeyle amellerini yapmak zorunda olan hastanın temettü haccındaki vazifesi nedir?
Soru
Kocam temettü haccına gitmeyi çok istiyor. Ama onun prostat hastalığı olduğundan her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacı var; öte yandan tekerlekli sandalyeyle amellerini yapmak zorundadır. Acaba bu durum ona amellerini yerine getirmekte sorun çıkarmaz mı?
Kısa Cevap

Haccın şartlarından birisi beden gücünün yerinde olmasıdır. Yani, hacca gitmek ve amelleri çok zorluk ve meşakkat olmadan yerine getirmek için yeterli güce sahip olmak gerekmektedir. Hac kocanız için zor ve meşakkati olur ve bu  dayanılmaz bir hal alırsa aslında hac ona farz değildir. Ancak bu hastalığa yakalanmadan önce hac üzerine farz olmuşsa ve onu yerine getirmemişse şu anda da hac üzerinde farzdır bu durumda mutlaka hacca gitmesi gerekir. Eğer kendisi gidemezse iyileşeceğine ümidi yoksa bir başkasını naip olarak göndermelidir.

 

Eşinizin sahip olduğu sorunlar (yani her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacının olması, tekerlekli sandalyeyle amellerini yerine getirmek zorunda kalması) hac amellerini yerine getirmeğe engel sayılmaz bir takım hazırlıklar ve önlemler alarak haccını kendisi yerine getirmesi mümkündür. Dolayısıyla hacca gitmeye engel teşkil etmezler.

Ayrıntılı Cevap

Haccın farz olma şartlarından birisi insanın bedensel gücünün yerinde olmasıdır; yani aşırı zorluk ve meşakket olmadan hacca gitmek ve amelleri yerine getirebilmek için bedeni gücün yerinde olması gerekir. İmam Humeyni (r.a) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Haccın farz olmasında bedensel imkan, yolun açık ve zamanın yeterli olması şarttır. Buna göre hacca gitme gücü olmayan veya kendisi için çok zorluk olacak hastaya hac farz değildir. Yolu kapalı olan ya da hacca yetişecek kadar zamanı olmayan kimseye de hac farz değildir.’[1]

 

Dolayısıyla eğer hac eşiniz için çok zorluk ve meşakkat doğuracak ve bu tahammül edilmeyecek derecede ise hac ona farz değildir. Ama böyle bir hastalığa yakalanmadan önce hac üzerine gelmiş ve ihmalkarlık edip yerine getirmemiş ise hac onun üzerinde vardır ve onu mutlaka yerine getirmesi gerekir. Hz İmam Humeyni (r.a) bu konuda da şöyle diyor:

 

‘İmkanı olduğu halde hac amelini yerine getirmezse hac onun üzerindedir ve sonradan hacca gitmesi gerekir.’[2]

 

Hac ve umre ammellerinin içinde yanlızca tavaf ve tavaf namazını taharetle yerine getirmek şarttır. Hac ve umrenin diğer amelleri yani ihram, sa’y, taksir, Arafat, Meş’ar ve Mina’da vukuf, cemerelerin remyi ve kurbanın taharete ihtiyacı yoktur. Sa’y ve tavaf tekerlekli sandalyeyle yapılabilir. Eşinizin sahip olduğu sorunlar (yani her yarım saatte bir tuvalet ihtiyacının olması, tekerlekli sandalyeyle amellerini yerine getirmek zorunda kalması) gerekli imkanlar sağlandığı takdirde tahammül edilmeyecek müşküller değillerdir. Dolayısıyla hacca gitmeye engel teşkil etmezler. Eşiniz Allah’a tevekkül ederek ve bir kişinin refakatinde hac ve umre amellerini yerine getirebilir. İnşallah bu açıdan her hangi bir sorunla karşılaşmayacaktır. Hatta taharet şartı olan tavaf ve tavaf namazını kendisi yerine getiremezse onlar için bir naip tutabilir ve diğer amelleri kendisi yerine getirebilir. İmam Humeyni (r.a)’ın bu meseledeki fetvası da şöyledir: ‘İmkanı olanın kendisinin hacca gitmesi gerekir. Hasta veya yaşlının -ileride açıklanacağı üzere- dışında başkasının haccı onun için geçerli değildir.’[3]

 

Bu meselede sözü edilen hasta ve yaşlılar hac ve umre amellerini yerine getirmeleri mümkün olmayan veya kendileri için tahammül edilmeyecek kadar çok meşakkatli olan ve iyileşme ümidi olamayan kimselerdir. Ancak bu durumda naip tutabilirler.



[1] - İmam Humeyni, Menasik-i Hac, s.38, Mesele: 41

[2] -a.g.e. Mesele: 42

[3] -a.g.e. Mesele: 43

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar