Gelişmiş Arama
Ziyaret
9942
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Dünya kadınlarının efendisi tabiri, Hz Meryem (a.s) için kullanılmıştır. Bunun Hz Zehra (a.s) için kullanılmasının sakıncası yok mudur?
Soru
Kur’an-ı Kerim’de Hz Meryem’den dünya kadınlarının efendisi olarak söz edilmiştir. Bununla birlikte bu bu sıfatı Hz Zehra için kullanmaktayız. Lütfen bu ikilemi açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Dünya kadınlarının efendisi tabiri direkt olarak Kur’an’da zikredilmemiştir. Bu tabir Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır. Yüce Allah bu ayette Hz Meryem’e hitap ederek şöyle buyurmaktadır: Allah seni dünya kadınları arasından seçti. Bu ayetin anlamı, Yüce Allah’ın Hz Meryem’i kendi asrında yaşayan kadınlar arasından seçmesidir. Ama din önderlerinden nakledilen rivayetlere göre Hz Zehra (s.a) tüm zamanlardaki bütün dünya kadınlarının efendisidir. 

Ayrıntılı Cevap

Dünya kadınlarının efendisi lakabı her ne kadar bu iki büyük hanım yanı Hz Zehra ve Hz Meryem için zikredilmişse de rivayetlere müracaat etmeyle bu iki şahıs hakkındaki kullanılışının farklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden burada herhangi bir ikilem bulunmamaktadır. Hz Meryem’in bir sıfatı olarak sayılan birinci husus Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır:

"إِذْ قالَتِ الْمَلائِكَةُ يا مَرْيَمُ إِنَّ اللَّهَ اصْطَفاكِ وَ طَهَّرَكِ وَ اصْطَفاكِ عَلى‏ نِساءِ الْعالَمين‏"  [1]

İkinci husus ise Hz Zehra’nın rivayetlerde nakledilen lakabıdır. Rivayetlere müracaat etmeyle belirtilen hususlar hakkında bu tabirin kullanılışının faklı olduğunu anlıyoruz; bu yüzden bunlar birbiriyle çelişmemektedir. Aşağıdaki rivayet de bu iddianın bir delilidir. Mufaddal söyle demektedir: İmam Sadık’a (a.s) beni Allah Resulünün (s.a.a) Hz Fatıma (a.s) hakkında “kesinlikle o dünya kadınlarının efendisidir” diye buyurduğu söz hakkında bilgilendir, o kendi zamanındaki kadınların efendisi midir diye sordum? İmam (a.s) şöyle buyurdu: Kendi zamanındaki kadınların efendisi olmak Hz Meryem’in makamıdır, ama Hz Fatıma baştan sona dek evrendeki tüm kadınların efendisi ve önderidir.”[2] Bu sorunun bir benzerini Kur’an, İsrail oğullarının dünyadaki insanlardan üstün oluşu hakkında dile getirmiştir: Ey İsrail oğulları size bahşettiğim nimetlerimi, sizi seçtiğimi ve sizi tüm insanlara üstün kıldığımı hatırlayın.[3] Ayetten kastedilenin onların sadece kendi zamanlarındaki insanlardan üstün olduklarıdır. Yoksa Müslümanlardan üstün oldukları kastedilmemektedir. Bu yüzden İmam Hasan Askeri’ye (a.s) isnat edilen tefsirde Allah Resulünün, Ehli Beyt’in ve ümmetinin önceki peygamberler, aileleri ve ümmetlerinden üstün oluşu hakkında detaylı bir rivayet nakledilmiştir. Bu cümleden olmak üzere şöyle buyurmaktadır: Ey Musa! Muhammed’in ashabının tüm peygamberlerin ashaplarından daha erdemli ve üstün olmasının Muhammed’in Ehli Beyt’inin tüm Peygamberlerin ehli beytinden üstün olması ve Muhammed’in tüm elçilerden daha üstün ve erdemli olması gibi olduğunu bilmiyor musun?[4] Aynı şekilde İbrahim ve İmran ailesinin dünyadakilerden üstün olduğunu ilan eden ayet de[5] onların nispi üstünlüğünü yansıtmaktadır. Belirtilen hususlardan hareketle, evrenin bu büyük hanımı için dünya kadınlarının efendisi tabirinin kullanılması hiçbir çelişki arz etmez. 

 


[1] A’li İmran suresi, 42. ayet

[2] Saduk, Muhammed bin Ali, Meaniu’l Ahbar, s: 107, İntişaratı Camiayı Müderrisin, Kum, 1361 h.ş.

[3] Bakara, 47 – 122.

[4] İmam Askeri (a.s), Tefsir-i İmam Askeri, s: 32, Medrese-i İmam Mehdi (a.c.f), Kum, 1409 h.k.

[5] A’li İmran suresi. 33.ayet

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir malın humusu verildikten sonra ona yeniden humus vacip olur mu?
    5411 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bilindiği üzere humus, füru-u dinden olup İslam’ın önemli farzlarından biridir ve ibadet sayılmaktadır. Bu yüzden kurbet kastıyla (Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle) yerine getirilmelidir.Mal ve sermayeye humus geldiğinde bir kere humusları verilirse üzerinden uzun yıllar geçse de ona artık humus gelmez. Ama mal ...
  • Kur’an’da gelen ‘Sadugatihinne ve ‘Ucurehunne’ neyin hakkındadır?
    6206 Tefsir 2012/02/22
    ‘Sadugatihinne’[1] daimi evlilik hakkındadır ve mehir için ‘Sıdak’ denmiştir.[2] Bu kelimenin geçtiği ayet, kadınların kesin haklarının birinden bahsetmekte ve koca, karısı bağışlamadığı sürece[3] karısının mehrini ödemesi ...
  • Hz Ali’nin kendi hilafeti döneminde omzunda kırbaç taşıyarak sokak ve çarşıda hareket ettiği ve suçluları cezalandırdığına dair nakledilen hadis doğru mudur?
    6452 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Hz Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu: Bu içerikte nakledilen rivayet sadece Hz Ali’nin Küfe’de bulunduğu, çarşıda gezdiği ve halkın tavsiyeleri ciddiye alması için yanında belirtilen kırbacı yanında taşımasıyla ilgilidir. Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpeygani’nin (Allah ömrünü uzatsın) Bürosu:
  • Ehl-i beyt’i neden birkaç kişide sınırlıyorsunuz?
    6841 Eski Kelam İlmi 2008/02/18
    Ehl-i Beyt’in on dört masumlarda sınırlandırılması, beşeri bir sınırlandırma değildir. Tathir ayetinden ve Peygamber (s.a.a.)’den gelen rivayetlerden anlaşılan bir sınırlamadır.Bu iddianın ispatlanması için birçok rivayet delil olarak getirilebilir.1) Kuran-ı Kerim, Peygamber (s.a.a)’e Arapça olarak indirilen ilahi bir kelamdır. Allah’ın ...
  • Eğer taklit mercileri zamanın imamı (a.s) tarafından seçiliyorsa müçtehit ve veliyy-i fakihi tanıtan diğer kaynakların rolü nedir?
    5068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Dikkatleriniz için teşekkür ederiz. 1393. sorunun yanıtında işaret ettiğimiz gibi İmam belirgin bir şahsı hâkimiyete atamamış, sadece fakihleri genel bir şekilde atamıştır. Bundan dolayı zamanın imamı (a.s) tarafından mercilerin seçilme ve teyit edilmesinden kasıt, özel bir şahsın seçilmesi ve teyit edilmesi değildir. Sadece masum (a.s) ...
  • Niçin İslami düşünceyi açıklamak için her yönlü kamil bir sistematik teoriye ihtiyaç vardır?
    6900 Yeni Kelam İlmi 2007/08/23
    Şimdiye kadar din bilginleri, evrensel ve belli dönemlere ait unsurları içeren İslami öğretiler karşısında tikelci bir yöntem kullanmışlardır. Böyle bir yöntem ve yaklaşım İslami araştırmaların sistematik bir yapıya sahip olmasını önlemiştir. İslami düşünceyi oluşturan öğeler birbirleriyle aralarında bir düzene tabii tutulmadan bir araya toplanmıştır. Bu bir araya ...
  • Dört seçkin kadın ve babalarının ismi nedir?
    19865 تاريخ بزرگان 2010/05/19
    İnsanlık tarihi boyunca tevhid yolunda ve ilahi hedefler uğruna büyük fedakârlıklar gösteren Evliya ve Salihlerin içinde kadınlarda vardır. Onların namı insanlığın karanlık tarihinde parlamaktadır. İslami rivayet ve kaynaklarda büyüklük, fazilet ve yüce makamlarından ötürü en üstün kadınlar ve cennet kadınlarının en üstünleri olarak yad edilen, yücelikle övülen ...
  • Babam şehid olmuştur ve ben o dönemde ergin değildim ve onun ne kadar namaz kazası olduğunu bilmiyorum. Yükümlülüğüm nedir?
    5088 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Büyük taklit mercilerinin görüşüne göre, eğer babanın kazası varsa, onun vefat etmesinden sonra en büyük oğlunun kaza namazlarını yerine getirmesi farzdır. Babanın vefat ettiği zamanda oğlun ergin olup olmaması bir şeyi değiştirmez.[1] Eğer oğul kaza namazlarının sayısını bilmiyorsa, kesin ...
  • Bütün amellerimizi nasıl halis niyetle yerine getirebiliriz?
    10593 Teorik Ahlak 2009/12/20
    İhlâs; yapılan her işte ve kullukta asıl hedefin, başkalarının değil de Allah-u Teâlâ’nın rızasını kazanmak için olmasıdır. Bunun için öncelikle ihlâsa mani olan şeyleri yani; riyakârlığı, dünyaya bağlılığı ve şeytanın vesveselerini ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sonra imanı güçlendirme, Allah-u Teâlâ’yı tanıma, ihlâsın değeri ...
  • Mecbur kalınca günah işlemenin hükmü nedir?
    8733 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Dini öğretilere göre şer’i sorumluluklar insanın ihtiyar ve özgür iradesine bağlıdır; yani insan özgür iradesiyle güzel bir ameli yaparsa mükafatı hakkeder. Dolayısıyla şia fıkhında sorumluluğun kaldırıldığı yerlerden biri mecburiyettir. Müslüman biri haram müzik dinlemek gibi özgür iradesiyle yapmayacağı bir ameli mecburiyetten dolayı yaparsa burada ...

En Çok Okunanlar