Gelişmiş Arama
Ziyaret
10452
Güncellenme Tarihi: 2010/07/06
Soru Özeti
Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti hangi yönlere sahiptir?
Soru
Dünyanın en büyük kadını Hz. Zehra’nın (a.s) şahsiyet ve üstünlük yönlerini beyan eder misiniz?
Kısa Cevap

Sadece irdeleme ve derin düşünme aracılığıyla engin boyutlarına ulaşmanın mümkün olduğu Hz. Zehra’nın (a.s) yüce şahsiyetinin yönleri çok geniş ve engindir. O yüce şahsiyetin manevî ve ilahî, ilim ve marifet, siyasal ve toplumsal mücadele yönleri hakkında okumak ve araştırmak bize hedefimize ulaşmada yardımcı olacaktır. Kadınların efendisinin muhtelif Şii ve Sünni kitaplarının tanıklığıyla belirgin bazı ahlakî ve insanî özellikleri şunlardır:

1-     En yüksek imkânlardan yararlanabilme durumunda az bir servet ve naçiz imkânlar ile kanaat etmek ve yetinmek.

2-     Temayül ve ihtiyacı olduğu eşyalarda birçok defa infak ve fedakârlıkta bulunmak.

3-     Yüce Allah’ın huzurunda içtenlikle çok ibadet ve münacatta bulunmak.  

4-     Hayâ ve iffetin sembolü olmak.

5-     İslamî örtünme ve hicabın mükemmel örneği olmak.

6-     Bir kısmı değerli “Fâtıma’nın Mushafı” kitabının içeriğini bilmek olan dünya kadınları hanımefendisinin engin ilim ve marifeti.

7-     Hz. Ali’nin (a.s) velayet makamını korumak için –Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra- onun siyasal ve toplumsal mücadelesi.

Ayrıntılı Cevap

Fâtıma Zehra’nın (a.s) varlıksal şahsiyeti ve manevi makamı hakkında birçok kitap yazılmış ve çok sözler söylenmiştir. Ama bunun bin katı bile insanlığın zihin ve düşüncesinden akıp söz ve yazı suretine bürünse, o yüce şahsiyetin engin okyanus mesabesindeki erdemlerinin ancak bir damlası olabilir.[1] Biz bu söyleşide bu mecaldeki güçsüzlüğümüzü itiraf ederek, sadece o engin denizin bir damlasını ele alacağız; çünkü şöyle söylemişlerdir:

Mümkün olmasa bile deniz suyunu içmek

Susuzluk miktarınca onu yudumlamak gerek.

Hz. Zehra’nın (a.s) marifet semasında, insanlığın en üstün düşünceleri mütehayyir ve en mahir akıllar şaşkındırlar. Onun marifet denizinin sahiline ulaşmak için masumların (a.s) hadislerine başvurmak gerekir. Temiz imamlardan (a.s) gelen sayılı ve muteber rivayetlere göre, Fâtıma Zehra’nın (a.s) mukaddes varlığı Leyletü’l-Kadr’in (Kadir Gecesi) hakikati olarak tefsir edilmiştir; çünkü Leyletü’l-Kadr suskun Kur’an’ın nüzul zarfı ve Fatıma (a.s) ise on bir konuşan Kur’an ve tekâmül etmiş ve mükemmelleşmiş insanın yani temiz imamların (a.s) nüzul zarfıdır.[2]

Hz. Sıddîka Kübra’nın (a.s) makamı o kadar yüksektir ki onun rıza ve öfkesi yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) rıza ve öfkesinin ölçüsü karar kılınmıştır. Nitekim bir hadiste Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Fâtıma (a.s) benim tenimin parçasıdır. Onu mutlu eden beni mutlu etmiş ve beni mutlu eden de Allah’ı mutlu etmiştir. Hakeza ona eziyet eden bana eziyet etmiş ve bana eziyet eden de Allah’a eziyet etmiştir.” Aynı şekilde Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Fâtıma (a.s) benim yanımda insanlar arasındaki en değerli kimsedir.”[3] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) bir başka hadiste ise şöyle buyurmuştur: “Meryem kendi zamanındaki kadınların hanımefendisiydi ama kızım Fâtıma (a.s) baştan sona dek tüm dünya kadınlarının hanımefendisidir.”[4] Diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur: “Yanıma bir melek geldi ve bana Fâtıma (a.s) tüm cennet kadınlarının hanımefendisi ve tüm hanımların öncüsüdür, diye müjde verdi.”[5] Böylece Fâtıma’nın (a.s) Meryem ve Asiye gibi diğer salih kadınlardan daha faziletli ve üstün oluşu ispatlanmaktadır. Evet, Zehra Merziye’nin (a.s) makam ve derecesi Asiye ve Meryem’den üstün olmakla kalmayıp, Hz. Fâtıma’ya hamile kaldığı zaman onların Hz. Hatice Kübra’ya (a.s) hizmet etmeyi başarmaları kendilerinin övünç kaynağıdır.[6]  

Hz. Zehra’nın (a.s) üstünlük yönleri bağlamında en yüksek imkânlardan yararlanabilme durumunda az bir servet ve naçiz imkânlar ile kanaat etme ve yetinme hususuna işaret edilebilir. Çünkü o, İslam Peygamberinin (s.a.a) kızıydı ve Hz. Peygamber (s.a.a) “Fedek” gibi geliri iyi olan değerli bir arsayı kendisine bağışlamıştı.[7]  Aynı şekilde kocası Hz. Ali’nin (a.s) iş ve çalışma yerinden elde ettiği önemli bir geliri vardı ve Hz. Ali (a.s) kendi, eşi ve çocukları için müreffeh bir yaşam hazırlayabilirdi. Ama onlar tüm gelirlerini ihtiyaç sahiplerine harcıyor ve çok zor ve meşakkatli bir yaşam ile yetiniyorlardı. Onun şahsiyetinin diğer bir yönü, infak ve fedakârlık yönüdür. Gelinlik elbisesini özellikle de düğün gecesinde bağışlaması oldukça meşhurdur. İhtiyaç duyduğu halde yemeğini ardı ardınca üç gece boyunca mahrum, yetim ve esire bağışlaması, Kur’an-ı Mecid’in Dehr (İnsan) suresinde yer almıştır. Hz. Zehra’nın (a.s) diğer bir üstünlük yönü, onun ibadetleridir. Fâtıma’nın ibadetleri, nicelik açısından onun hayatının her anında görünecek ve duyumsanacak kadar çoktu. Onun davranışları, konuşmaları, bakışı, çalışması ve gece ile gündüzün her anında nefes alması ibadetti.[8] O, her gece çocukları yatırdıktan ve eve ait diğer işlerden ayrıldıktan sonra seccade üzerinde mübarek ayakları şişene kadar namaza kılardı.[9] Onun ibadetleri, Allah’a yakın meleklerin parıldayan nurundan hayret etmesine ve lezzet almasına neden olacak kadar eşsizdi; öyle ki Allah’a yakın yetmiş bin meleğin hepsi kendisine selam gönderir ve esenlikte bulunurdu.[10]

Sahife-i Fâtıma, Şia’nın iftiharlarından biridir. Şia, bu değerli kitabın Yüce Allah tarafından Zehra Merziye’ye ilham edildiğine inanmaktadır.[11]

Hz. Zehra’nın (a.s) iffet, hayâ ve hicabı: Hicap ve iffeti hakkında hayatımızda eş ve çocuklarımızın öncelikli ödevi olması gereken Fâtıma Zehra’nın (a.s) davranış ve sözlerinden çok güzel ve görünmeye değer hususlar aktarılmıştır. Bir gün Peygameber-i Ekrem (s.a.a) mescitte hazır olan Müslüman topluluğuna şu soruyu yöneltti: Hanımların yaşamı için hangi tarz ve yöntem daha iyidir? Hz. Zehra (a.s), bu soruya cevap vermekte kendini yetersiz gören ve bu nedenle kendisinin evine gelen Selman vasıtasıyla şöyle yanıt verdi: “Kadınlar için iyi olan namahrem erkekleri görmemeleri ve namahrem erkeklerin de onları görmemeleridir.”[12]

Son olarak Fâtıma Zehra’ya (a.s) uyulması gereken zorunlu alanlardan birine işaret etmeliyiz. Bu, imamet ve velayetin kutsiyetini savunma alanıdır. Çünkü o, Allah Resulü’nün (s.a.a) hicranından sonraki hayatının kısa döneminde velayetin kutsiyetini muhafaza etmenin en güzel örneğini tablolaştırmıştır.[13] Fâtıma (a.s) kendi zamanındaki insanları iyi tanıyordu ve sözlerinden onların ibret almayacaklarını ve kendisiyle birlikte kıyam etme cesareti taşımadıklarını iyi biliyordu ama gelecektekiler için dalaleti rüsva etmek, hakikati açıklamak ve hücceti tamamlamak istiyordu. Nitekim şöyle buyurmuştur: “Ama biliyorum zelil ve acizliğin pençesinde çaresiz olduğunuzu. Yardım etmemek varlığınızı kuşatmış ve vefasızlık bulutu kalbinizi sarmıştır. Ne yapayım ki gönlüm kan ağlamakta ve şikâyet dilini kontrol etmek ise takatin dışında.”[14]

Fâtıma (a.s) kültür saldırganları karşısında susmanın kabul edilir olmadığını tarih boyunca tüm Müslümanlara kavratmak için, hamasî kültürel kıyamında bir an olsun hidayet edici açıklama ve aydınlatmalarından el çekmedi. Hz. Zehra (a.s) bidat ve İslam’ın tahrifi karşısında sakin oturmayıp ayağa kalktı, hiddetlenip celalleşti ve ifşada bulunup aydınlattı; çünkü o ilahî ilham ve Cebrail’in sözleri vasıtasıyla gelecekten haberdardı ve bu aydınlatmaların layık gönüllerde yer edineceğini ve imametin işlevselliği ve yaratılış hedefinin gerçekleşmesinde eşsiz bir rol alacağını biliyordu.[15]

Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:

1-     Cami Ez Zülal-i Kevser, Misbah Yezdi, Muhammed Taki.

2-     Fâtıma-i Zehra Ez Veladet Ta Şahadet, Kazvinî, Seyid Muhammed Kazım.

3-     Hamase-i Kevseriye Şerh-i Mübarazat-i Yegane Doht Peyamber-i Giram-i İslam, Hazret-i Fâtıma-i Zehra (a.s), Zucaci Kaşanî, Mecid.


[1] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Cami Ez Zülâl-i Kevser, s. 21.

[2] İbid, s. 17.

[3] Şeyh Tusi, Emali, c.1, s. 24.

[4] Biharu’l-Envar, c. 43, s. 24, Rivayet. 20.

[5] Emali, c. 1, s. 457; Delailü’l-İmame, s. 8; Ğayetü’l-Meram, s. 177; Biharü’l-Envar, c. 43, s. 2.

[6] İbid.

[7] el-Kafi, c. 1, s. 537 “Babü’l-Elfeyî Ve Tefsirü’l-Hums Ve Hududihi Ve Ma Yecibu Fihi.”

[8] İhkaku’l-Hak, c. 4, s. 481.

[9] Biharu’l-Envar, c. 42, s. 117.

[10] İbid, c. 43, s. 12, Rivayet. 6.

[11] İmam Humeyni’nin ilahî siyasî vasiyetnamesinden, Sahife-i Nur, c. 31, s. 171. Biz iftihar ediyoruz ki “Yükselen Ku’ran” olarak adlandırılan hayat bahşedici dualar masum imamlarımızdandır. Biz, imamların “Şabaniye Münacaatı”, Hüseyin b. Ali’nin (a.s) “Arafe Duası”,Muhammed ailesinin Zebur’u “Sahife-i Saccadiye” ve yüce Allah tarafından Zehra Merziye’ye ilham edilen “Fâtıma Mushafı”’nın bizden olmasından kıvanç duyuyoruz.

[12] Vesailü’ş-Şia, c. 14, s. 43 ve 172; Biharu’l-Envar, c. 43, s. 54.

[13] Cami Ez Zülal-i Kevser, s. 145.

[14] Keşfü’l-Ğomme, c. 1, s. 491; el-İhticac, s. 112; Delailü’l-İmame, s. 37.

[15] Cami Ez Zülâl-i Kevser, s. 149.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar