Gelişmiş Arama
Ziyaret
10537
Güncellenme Tarihi: 2010/07/06
Soru Özeti
Hz. Zehra’nın (s.a) şahsiyeti hangi yönlere sahiptir?
Soru
Dünyanın en büyük kadını Hz. Zehra’nın (a.s) şahsiyet ve üstünlük yönlerini beyan eder misiniz?
Kısa Cevap

Sadece irdeleme ve derin düşünme aracılığıyla engin boyutlarına ulaşmanın mümkün olduğu Hz. Zehra’nın (a.s) yüce şahsiyetinin yönleri çok geniş ve engindir. O yüce şahsiyetin manevî ve ilahî, ilim ve marifet, siyasal ve toplumsal mücadele yönleri hakkında okumak ve araştırmak bize hedefimize ulaşmada yardımcı olacaktır. Kadınların efendisinin muhtelif Şii ve Sünni kitaplarının tanıklığıyla belirgin bazı ahlakî ve insanî özellikleri şunlardır:

1-     En yüksek imkânlardan yararlanabilme durumunda az bir servet ve naçiz imkânlar ile kanaat etmek ve yetinmek.

2-     Temayül ve ihtiyacı olduğu eşyalarda birçok defa infak ve fedakârlıkta bulunmak.

3-     Yüce Allah’ın huzurunda içtenlikle çok ibadet ve münacatta bulunmak.  

4-     Hayâ ve iffetin sembolü olmak.

5-     İslamî örtünme ve hicabın mükemmel örneği olmak.

6-     Bir kısmı değerli “Fâtıma’nın Mushafı” kitabının içeriğini bilmek olan dünya kadınları hanımefendisinin engin ilim ve marifeti.

7-     Hz. Ali’nin (a.s) velayet makamını korumak için –Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra- onun siyasal ve toplumsal mücadelesi.

Ayrıntılı Cevap

Fâtıma Zehra’nın (a.s) varlıksal şahsiyeti ve manevi makamı hakkında birçok kitap yazılmış ve çok sözler söylenmiştir. Ama bunun bin katı bile insanlığın zihin ve düşüncesinden akıp söz ve yazı suretine bürünse, o yüce şahsiyetin engin okyanus mesabesindeki erdemlerinin ancak bir damlası olabilir.[1] Biz bu söyleşide bu mecaldeki güçsüzlüğümüzü itiraf ederek, sadece o engin denizin bir damlasını ele alacağız; çünkü şöyle söylemişlerdir:

Mümkün olmasa bile deniz suyunu içmek

Susuzluk miktarınca onu yudumlamak gerek.

Hz. Zehra’nın (a.s) marifet semasında, insanlığın en üstün düşünceleri mütehayyir ve en mahir akıllar şaşkındırlar. Onun marifet denizinin sahiline ulaşmak için masumların (a.s) hadislerine başvurmak gerekir. Temiz imamlardan (a.s) gelen sayılı ve muteber rivayetlere göre, Fâtıma Zehra’nın (a.s) mukaddes varlığı Leyletü’l-Kadr’in (Kadir Gecesi) hakikati olarak tefsir edilmiştir; çünkü Leyletü’l-Kadr suskun Kur’an’ın nüzul zarfı ve Fatıma (a.s) ise on bir konuşan Kur’an ve tekâmül etmiş ve mükemmelleşmiş insanın yani temiz imamların (a.s) nüzul zarfıdır.[2]

Hz. Sıddîka Kübra’nın (a.s) makamı o kadar yüksektir ki onun rıza ve öfkesi yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) rıza ve öfkesinin ölçüsü karar kılınmıştır. Nitekim bir hadiste Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Fâtıma (a.s) benim tenimin parçasıdır. Onu mutlu eden beni mutlu etmiş ve beni mutlu eden de Allah’ı mutlu etmiştir. Hakeza ona eziyet eden bana eziyet etmiş ve bana eziyet eden de Allah’a eziyet etmiştir.” Aynı şekilde Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Fâtıma (a.s) benim yanımda insanlar arasındaki en değerli kimsedir.”[3] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) bir başka hadiste ise şöyle buyurmuştur: “Meryem kendi zamanındaki kadınların hanımefendisiydi ama kızım Fâtıma (a.s) baştan sona dek tüm dünya kadınlarının hanımefendisidir.”[4] Diğer bir hadiste de şöyle buyurmuştur: “Yanıma bir melek geldi ve bana Fâtıma (a.s) tüm cennet kadınlarının hanımefendisi ve tüm hanımların öncüsüdür, diye müjde verdi.”[5] Böylece Fâtıma’nın (a.s) Meryem ve Asiye gibi diğer salih kadınlardan daha faziletli ve üstün oluşu ispatlanmaktadır. Evet, Zehra Merziye’nin (a.s) makam ve derecesi Asiye ve Meryem’den üstün olmakla kalmayıp, Hz. Fâtıma’ya hamile kaldığı zaman onların Hz. Hatice Kübra’ya (a.s) hizmet etmeyi başarmaları kendilerinin övünç kaynağıdır.[6]  

Hz. Zehra’nın (a.s) üstünlük yönleri bağlamında en yüksek imkânlardan yararlanabilme durumunda az bir servet ve naçiz imkânlar ile kanaat etme ve yetinme hususuna işaret edilebilir. Çünkü o, İslam Peygamberinin (s.a.a) kızıydı ve Hz. Peygamber (s.a.a) “Fedek” gibi geliri iyi olan değerli bir arsayı kendisine bağışlamıştı.[7]  Aynı şekilde kocası Hz. Ali’nin (a.s) iş ve çalışma yerinden elde ettiği önemli bir geliri vardı ve Hz. Ali (a.s) kendi, eşi ve çocukları için müreffeh bir yaşam hazırlayabilirdi. Ama onlar tüm gelirlerini ihtiyaç sahiplerine harcıyor ve çok zor ve meşakkatli bir yaşam ile yetiniyorlardı. Onun şahsiyetinin diğer bir yönü, infak ve fedakârlık yönüdür. Gelinlik elbisesini özellikle de düğün gecesinde bağışlaması oldukça meşhurdur. İhtiyaç duyduğu halde yemeğini ardı ardınca üç gece boyunca mahrum, yetim ve esire bağışlaması, Kur’an-ı Mecid’in Dehr (İnsan) suresinde yer almıştır. Hz. Zehra’nın (a.s) diğer bir üstünlük yönü, onun ibadetleridir. Fâtıma’nın ibadetleri, nicelik açısından onun hayatının her anında görünecek ve duyumsanacak kadar çoktu. Onun davranışları, konuşmaları, bakışı, çalışması ve gece ile gündüzün her anında nefes alması ibadetti.[8] O, her gece çocukları yatırdıktan ve eve ait diğer işlerden ayrıldıktan sonra seccade üzerinde mübarek ayakları şişene kadar namaza kılardı.[9] Onun ibadetleri, Allah’a yakın meleklerin parıldayan nurundan hayret etmesine ve lezzet almasına neden olacak kadar eşsizdi; öyle ki Allah’a yakın yetmiş bin meleğin hepsi kendisine selam gönderir ve esenlikte bulunurdu.[10]

Sahife-i Fâtıma, Şia’nın iftiharlarından biridir. Şia, bu değerli kitabın Yüce Allah tarafından Zehra Merziye’ye ilham edildiğine inanmaktadır.[11]

Hz. Zehra’nın (a.s) iffet, hayâ ve hicabı: Hicap ve iffeti hakkında hayatımızda eş ve çocuklarımızın öncelikli ödevi olması gereken Fâtıma Zehra’nın (a.s) davranış ve sözlerinden çok güzel ve görünmeye değer hususlar aktarılmıştır. Bir gün Peygameber-i Ekrem (s.a.a) mescitte hazır olan Müslüman topluluğuna şu soruyu yöneltti: Hanımların yaşamı için hangi tarz ve yöntem daha iyidir? Hz. Zehra (a.s), bu soruya cevap vermekte kendini yetersiz gören ve bu nedenle kendisinin evine gelen Selman vasıtasıyla şöyle yanıt verdi: “Kadınlar için iyi olan namahrem erkekleri görmemeleri ve namahrem erkeklerin de onları görmemeleridir.”[12]

Son olarak Fâtıma Zehra’ya (a.s) uyulması gereken zorunlu alanlardan birine işaret etmeliyiz. Bu, imamet ve velayetin kutsiyetini savunma alanıdır. Çünkü o, Allah Resulü’nün (s.a.a) hicranından sonraki hayatının kısa döneminde velayetin kutsiyetini muhafaza etmenin en güzel örneğini tablolaştırmıştır.[13] Fâtıma (a.s) kendi zamanındaki insanları iyi tanıyordu ve sözlerinden onların ibret almayacaklarını ve kendisiyle birlikte kıyam etme cesareti taşımadıklarını iyi biliyordu ama gelecektekiler için dalaleti rüsva etmek, hakikati açıklamak ve hücceti tamamlamak istiyordu. Nitekim şöyle buyurmuştur: “Ama biliyorum zelil ve acizliğin pençesinde çaresiz olduğunuzu. Yardım etmemek varlığınızı kuşatmış ve vefasızlık bulutu kalbinizi sarmıştır. Ne yapayım ki gönlüm kan ağlamakta ve şikâyet dilini kontrol etmek ise takatin dışında.”[14]

Fâtıma (a.s) kültür saldırganları karşısında susmanın kabul edilir olmadığını tarih boyunca tüm Müslümanlara kavratmak için, hamasî kültürel kıyamında bir an olsun hidayet edici açıklama ve aydınlatmalarından el çekmedi. Hz. Zehra (a.s) bidat ve İslam’ın tahrifi karşısında sakin oturmayıp ayağa kalktı, hiddetlenip celalleşti ve ifşada bulunup aydınlattı; çünkü o ilahî ilham ve Cebrail’in sözleri vasıtasıyla gelecekten haberdardı ve bu aydınlatmaların layık gönüllerde yer edineceğini ve imametin işlevselliği ve yaratılış hedefinin gerçekleşmesinde eşsiz bir rol alacağını biliyordu.[15]

Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara müracaat ediniz:

1-     Cami Ez Zülal-i Kevser, Misbah Yezdi, Muhammed Taki.

2-     Fâtıma-i Zehra Ez Veladet Ta Şahadet, Kazvinî, Seyid Muhammed Kazım.

3-     Hamase-i Kevseriye Şerh-i Mübarazat-i Yegane Doht Peyamber-i Giram-i İslam, Hazret-i Fâtıma-i Zehra (a.s), Zucaci Kaşanî, Mecid.


[1] Misbah Yezdi, Muhammed Taki, Cami Ez Zülâl-i Kevser, s. 21.

[2] İbid, s. 17.

[3] Şeyh Tusi, Emali, c.1, s. 24.

[4] Biharu’l-Envar, c. 43, s. 24, Rivayet. 20.

[5] Emali, c. 1, s. 457; Delailü’l-İmame, s. 8; Ğayetü’l-Meram, s. 177; Biharü’l-Envar, c. 43, s. 2.

[6] İbid.

[7] el-Kafi, c. 1, s. 537 “Babü’l-Elfeyî Ve Tefsirü’l-Hums Ve Hududihi Ve Ma Yecibu Fihi.”

[8] İhkaku’l-Hak, c. 4, s. 481.

[9] Biharu’l-Envar, c. 42, s. 117.

[10] İbid, c. 43, s. 12, Rivayet. 6.

[11] İmam Humeyni’nin ilahî siyasî vasiyetnamesinden, Sahife-i Nur, c. 31, s. 171. Biz iftihar ediyoruz ki “Yükselen Ku’ran” olarak adlandırılan hayat bahşedici dualar masum imamlarımızdandır. Biz, imamların “Şabaniye Münacaatı”, Hüseyin b. Ali’nin (a.s) “Arafe Duası”,Muhammed ailesinin Zebur’u “Sahife-i Saccadiye” ve yüce Allah tarafından Zehra Merziye’ye ilham edilen “Fâtıma Mushafı”’nın bizden olmasından kıvanç duyuyoruz.

[12] Vesailü’ş-Şia, c. 14, s. 43 ve 172; Biharu’l-Envar, c. 43, s. 54.

[13] Cami Ez Zülal-i Kevser, s. 145.

[14] Keşfü’l-Ğomme, c. 1, s. 491; el-İhticac, s. 112; Delailü’l-İmame, s. 37.

[15] Cami Ez Zülâl-i Kevser, s. 149.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar