Gelişmiş Arama
Ziyaret
16307
Güncellenme Tarihi: 2011/08/16
Soru Özeti
Hz. Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir? Acaba Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberdar idiler mi?
Soru
Kuleyni kitabında (Kâfi, 1.c, 239.s) diyor ki: “Ashabımızdan bir kısım Ahmet b. Muhammed’den, O da Abdullah b. Huccal’dan, Ahmet b. Ömer Halebî ve O da Ebu Basir’den naklederek şöyle diyor: “İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardım ve Ona arz ettim: Canım sana feda olsun! Senden bir şey sormak istiyorum. Burada sesimi duyabilecek birisi var mı?” O sırada Ebu Abdullah (a.s) iki ev arasındaki perdeyi aralayarak baktı ve şöyle buyurdu: Her ne istersen sorabilirsin. …(Ben Hz. Fatma'nın mushafı ile ilgili soruyu sorunca) İmam sükût etti ve sonra : “Fatıma’nın (s.a) Mushaf’ı bizim yanımızdadır. Halk Fatıma (s.a) Mushaf’ının ne olduğunu bilmezler.” diye buyurdu. Dedim ki: “Fatıma (s.a) Mushaf’ı nedir?” Buyurdular ki: “Sizin elinizde bulunan Kuran’ın üç katı büyüklüğünde bir Mushaf'tır. Allah’a ant olsun sizin elinizdeki Kuran’ın bir harfi bile onda yoktur.” Dedim ki: “Allah’a ant olsun kâmil ilim budur.” İmam (a.s): “Bu da bir ilimdir ama kâmil ilim değil.” diye buyurdu.”
Acaba Peygamber (s.a.a) ve ashabı, Fatıma’nın (s.a) Mushafından haberdarlar mıydı? Eğer Allah Resulü (s.a.a), peygamber olmasına rağmen onu bilmiyor ve haberdar değildiyse, nasıl olur da Ehlibeyt’in (a.s) ondan haberi olur? Eğer ondan haberdardıysa neden onu ümmetten sakladı? Oysaki Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni ilet. Eğer bunu yapmazsan, O’nun mesajını iletmemiş olursun.”
Kısa Cevap

Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Fatıma Zehra (s.a) zamanında Ali’nin (a.s) eliyle yazılmış olan bir kitaptır. Bu kitabın içeriği özel bir melek veya Cebrail (a.s) vasıtasıyla Hazreti Fatıma’ya (s.a) öğretilmiştir. Bu kitap, gaybî olayları ve Âli Muhammed’in (s.a) sırlarını içerir. Aynı zamanda İmametin bir nişanesi olup imamların birinden diğerine geçmiştir. Şu anda ise zamanın imamı Hazreti Mehdi’nin (a.f) elindedir. Birçok rivayete dayanarak bu kitabın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazılmasından ötürü, Allah Resulü’nden onun hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Ama bu, Peygamber’in (s.a.a) ondan haberdar olmadığı anlamını taşımaz. Zira bizler Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izniyle gelecekten de haberdar olduğuna inanmaktayız. Bu Mushaf’ın, imametin nişanelerinden olması ve Onlara has olması sebebiyle muhtevası halka bildirilmemiş ve umum için karar kılınmamıştır.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Fatıma Mushaf’ı

Ciltlenmiş olarak yani iki kapak arasında toplanan her yazıma, Mushaf denir. Bu yüzden her kitaba Mushaf demek mümkündür. İslam’ın ilk yıllarında Kuran’a da Mushaf denmiştir.[i]

İslam kaynaklarında Masumlara (a.s) has kılınan kitaplar zikredilmiştir ve onlar bu kitapların muhtevasından haberdardılar. Örneğin Ali’nin (a.s) kitabı, Ali (a.s) Mushaf’ı ve Fatıma (s.a) Mushaf’ı…

Bu kaynaklarda zikrettiğimiz son kitap için Fatıma (s.a) Mushaf’ı, Sahife-i Fatıma (s.a) ve Fatıma’nın (s.a) Kitabı gibi unvanlar kullanılmıştır.[ii] Bu konu ile ilgili birçok rivayet mevcuttur. Bu hadislerden bazıları senet yönünden zayıftır ama bazıları ise senet yönünden sahihtir. Bu nedenle, her ne kadar bu hadislerin teferruatlarında farklılık olsa da böyle bir kitabın varlığı hususu kesindir.

Fatıma Mushaf’ının Yazılması

Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra, mübarek kızı babasını kaybetmesinden ötürü çok üzülüyordu. Fatıma Zehra (s.a)’nın babasının ayrılığının tahammülü çok zordu.

Muteber bir rivayette Peygamber’in (s.a.a) vefatından Hazreti Zehra’nın şahadetine kadar olan süreçte, Allah tarafından görevli bir melek teselli vermek için Peygamber’in (s.a.a) kızına nazil oluyordu. Bazı rivayetlerde bu meleğin Cebrail (a.s) olduğu söylenir.[iii] O, Zehra’yı (s.a) babasının berzah âlemindeki durumundan ve gelecekteki olaylardan haberdar ediyordu.

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle naklediliyor:“Allah Resulü (s.a.a) vefat ettiğinde Fatıma (s.a) babasının vefatından dolayı o kadar mahzun olmuştu ki bu gam ve hüznün şiddetini sadece Allah bilir. Bu yüzden Allah-u Teâlâ, Ona (s.a) teselli vermesi ve kederini gidermesi için bir melek gönderdi. Fatıma (s.a), Ali’yi (a.s) bu konuda bilgilendirdi ve Ali (a.s) meleğin Hz. Fatma'ya ilettiği tüm o sözleri yazdı. Fatıma Mushaf’ı bu şekilde yazılmış oldu.”[iv]

Bu ve buna benzer başka rivayetlerden bu Mushaf’ın, Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra İmam Ali’nin (a.s) tarafından yazıldığı ve bir meleğin Hz. Fatma Zehra’ya (s.a.) aktarmış olduğu bilgi ve sözlerden oluştuğu anlaşılmaktadır. Elbette önceki rivayetlere nispet daha az olan bazı rivayetlerde bu Mushaf’ın, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazıldığı nakledilmiştir. Seyit Cafer Murtaza Amili ( tarih alanında tanınmış muasır Şii âlimi) farklılıkların ortadan kalkması ve rivayetleri bir araya getirmek amacıyla şöyle diyor: Mushaf, Allah Resulü (s.a.a) zamanında yazılmaya başladı ve bir kısmı Peygamber'in hayatı döneminde yazıldı. Devamı ise Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra yazıldı.[v]

İlahi bir meleğin Hazreti Fatıma (s.a) ile konuşması uzak bir görüş değildir. Zira Kur'an'da seçkin kadınların meleklerle konuştukları açıkça beyan edilmiştir. Bu konuda Kur'an şöyle buyuruyor: “Hani melekler, “Ey Meryem! Allah seni seçti, arındırdı ve seni âlemlerin kadınlarına üstün kıldı.” dediler.”[vi] Oysaki Hazreti Meryem (s.a) sadece kendi zamanının kadınlarından üstündü ama Fatıma (s.a) tüm zamanlardaki kadınlardan daha üstündür.

Mushaf’ın Muhtevası

Rivayetlerin incelenmesiyle bu kitapta şu konuların işlendiğini görüyoruz:

1-     Gelecekteki olaylardan haberler.[vii]

2-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) vasiyeti.[viii]

3-     Kıyamet gününe kadar, hüküm sürecek olan emirler.[ix]

4-     Hazret-i Fatma Zehra’nın (s.a) soyunun başına gelecek olanlar.[x]

5-     Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonraki berzah alemindeki durumu hakkında bilgi.[xi]

Burada örnek olarak bir rivayete değineceğiz: İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “Şüphesiz Fatıma (s.a), Peygamber’den (s.a.a) sonra yetmiş beş gün yaşadı. Bu müddette babasını kaybetmesinden dolayı çok kedere büründü. Bu sırada Cebrail (a.s) O’nun yanına geliyor ve Zehra’ya (s.a) teselli veriyordu. Onu sakinleştiriyor ve babasının durumundan ve yerinden haberdar ediyordu. Çocuklarının geleceği konusunda bilgiler veriyordu. Ali (a.s) ise tüm bunları yazıyordu ve Mushaf bu şekilde yazılmış oldu.”[xii]

İmamların (a.s) Söz konusu Mushaf’ın Kuran’la Farklılığına Tekitleri

Bazı kimseler bu mushaf konusunu bahane ederek Şia'ya Kuran’da tahrif olduğunu ve bir takım ayetlerin bu Mushaf'ta olduğuna inandıkları isnat edebilirler. Bu yüzden İmamlar (a.s) bu Mushaf'ta herhangi bir Kuran ayetinin olmadığı vurgusunu yapmışlardır.[xiii] Allame Askeri şöyle yazıyor: “Bazı Ehli Sünnet yazarları, Ehlibeyt mektebi mensuplarına töhmet atıyor ve diyorlar ki: Onların Fatıma Mushaf'ı adında başka bir Kuranları var. Çünkü Fatıma’nın (s.a) kitabının adı Mushaf'tır ve İslam’ın ilk yıllarında beri bazı Müslümanlar Kuran’a Mushaf da demişlerdir.”[xiv] Bu şüphenin ortadan kalkması için Ehl-i Beyt'en gelen hadislere dikkat etmek yeterlidir. Onlar açıkça Fatıma'nın mushafının Kur'an'la bir alakasının olmadığını beyan buyurmuşlardır. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle diyor: “Allah’a ant olsun Fatıma Mushaf’ı bizim yanımızdadır ve onda Kuran’dan bir ayet dahi yoktur.”[xv]

İmamet Nişanesi

Uzunca bir hadiste İmam Rıza (a.s) imamın nişanelerini sayıyor ve buyuruyor ki: “İmamın alametlerinden birisi de Fatıma Mushaf’ının onun yanında olmasıdır.”[xvi] Ayrıca İmam Sadık (a.s) buyuruyor ki: “İmam Bakır (a.s) şehit olmadan önce Fatıma Mushaf’ını bana teslim etti.”[xvii]

Bu Mushaf, yazılışından sonra İmamların elindeydi ve imamlar arasında elden ele geçmiştir. Şu anda ise bu Mushaf zamanın imamı Hazreti Mehdi'nin (a.f) yanındadır.

Peygamberin (s.a.a) Mushaf Hakkındaki Bilgisi

Birçok rivayete dayanarak Mushaf’ın Allah Resulü’nün (s.a.a) vefatından sonra yazıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, Peygamber (s.a.a) bu Mushaf’a hiç işarette bulunmamıştır, ama bu Allah Resulü’nün (s.a.a) o Mushaf'tan haberdar olmadığı anlamına gelmez. Bizler, Peygamber’in (s.a.a) Allah’ın izni ile gelecekten haberdar olduğuna inanmaktayız. Hazret Resulullah (s.a.a), şu anda bile Kuran ayetinin de buyurduğu gibi bütün amellere ve olaylara şahitlik etmektedir. Elbette bu kitap İmamlara özel olup İmametin nişanelerinden olduğu için halkına geneline açıklanmamıştır.

Daha önce de söylediğimiz gibi, hatta bazı rivayetlere göre Mushaf’ın bir kısmı Peygamber'in (s.a.a) zamanında yazılmıştır.

Buna ilaveten Fatıma Mushaf’ı, Kuran’ın bir bölümü değildi ki Peygamber (s.a.a) onu beyan etmede vazifeli olsun. Diğer taraftan İslam Peygamberi (s.a.a) teferruatla ilgili bir çok hükmü veya Kur'an'ın gelecekle ilgili ayetlerinin tefsirini zamanı gelmediği için beyan etmemiş ve bunları İmamlara bırakmıştır.[xviii] Çünkü kendisinden sonraki masum olan mercileri yani Ehl-i Beyt imamlarını tanıtmakla gerçekte dinin her yönünün anlaşılmasını sağlamış ve her şeyi genel anlamda açıklamıştır. Buna binaen, Efendimizin bir konuda haber vermemesi ondan habersiz olduğuna delil sayılmaz.



[i] Lisan’ul-Arap, 9.c, 186.s

[ii] İbni Babeveyh Kummi, El-İmametu vet-Tebsire, 12.s

[iii] Kâfi, 1.c, 241.s

[iv] Kâfi, 1.c, 238.s

[v] Seyit Cafer Murtaza, Halfiyyatu Kitabi Me’setuz-Zehra, 6.c, 57-58.s

[vi] Âli İmran Suresi, 42. Ayet

[vii] El-İhticac, 2.c,134.s

[viii] El-İhticac, 1.c,241.s

[ix] El-İhticac, 2.c, 134.s

[x] Kâfi, 1.c, 241.s

[xi] Kâfi, 1.c, 241.s

[xii] Kâfi, 1.c, 241.s

[xiii] Muğniye, Muhammed Cevad, Eş-Şiatu fil-Mizan, 61.s

[xiv] Mealim’ul-Medreseteyn, 2.c, 32.s

[xv] Kafi, 1.c, 238.s

[xvi] Men La Yehzuruhul-Fakih, 4.c, 419.s

[xvii] Bihar’ul-Envar, 26.c, 47.s

[xviii] Mutevatir hadis olan Sakaleyn Hadisi’nde belirttiği gibi:  إِنِّی تَارِکٌ فِیکُمُ الثَّقَلَیْنِ مَا إِنْ تَمَسَّکْتُمْ بِهِمَا لَنْ تَضِلُّوا کِتَابَ اللَّهِ وَ عِتْرَتِی أَهْلَ بَیْتِی وَ إِنَّهُمَا لَنْ یَفْتَرِقَا حَتَّى یَرِدَا عَلَیَّ الْحَوْضَ Vesail’uş-Şia, 27.c, 33.s

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar