Gelişmiş Arama
Ziyaret
8086
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Peygamberlerin ve İmamların diğer kulların arasından seçilmelerinin delili nedir?
Soru
Peygamberlerin ve İmamların diğer kulların arasından seçilmelerinin delili nedir? Neden Muhammed adında biri Allah’ın seçtiği kimse ve Onun en iyi kul oluyor? Bu durum dünyaya gelmeden öncesiylede bağlantılı mıdır?
Kısa Cevap

Nübüvvetin genel delilleri gereği Allah-u Teala, insanların hidayeti için, onlara kendi cinslerinden örnek, halife ve hidayetçi olacak kimseler seçmiştir. Bu seçim delilsiz değildir. Şöyleki, Allah’ın halifesi olma yeteneği bütün insanlara verilmiş, ama bu yetenek herkeste fiiliyata geçmemiştir; sadece bir kısım insan tam bir teslimiyetle ilahi hilafet yeteneğini fiiliyata geçirmiş ve kendi iradeleriyle günahtan uzak kalmışlardır. Allah-u Teala baştan ve zahiri yaratılma olmadan önce onların hal ve durumlarını bildiği için amellerinin karşılığı olarak risalet ve toplumun rehberliğini onlara inayet etmiştir. Dolayısıyla bu seçimin sırrı iki şeydir:

1-     İlahi velilerin Allah’a karşı mutlak ubudiyetleri.

2-     Allah’ın bu ilahi evliyalara karşı olan inayet ve lütfu.

Demek ki, Allah’ın Peygamberlere (a.s) ve Masum İmamlara (a.s) olan lütfu birincisi Onların kendi çaba ve yeteneklerinden dolayıdır, ikincisi bu lütuf, gerçekte bütün insanların hidayet olması için Allah’ın insanlığa bir çeşit inayetidir; bu yüzden hikmetli ve adilcedir.     

Ayrıntılı Cevap

Nübüvvetin genel delilleri gereği Allah-u Teala, insanların hidayeti için, onlara kendi cinslerinden olgu, halife ve hidayetçi olacak kimseler seçmiş, ilim ve masumluk gibi özelliklerle donatmıştır. Dolayısıyla Peygamberler (a.s) ve Masum İmamlar (a.s) ilahi inayete mazhar olan kimselerdir. Allah’ın Masumlara (a.s) olan bu inayeti Onların (a.s) kendi yeteneklerinden ve layık olmalarından kaynaklanmaktadır. Yani Allah-u Teala ezeli ve mutlak ilmiyle bir kısım kullarının yeteneklerini başkalarından daha çok ve en son hadde kullanacaklarını ve kendisine tam itaatte bulunacaklarını biliyordu. Bu nedenle Allah insanların arasından onları seçti, lütfuyla özel inayette bulundu ve herkes için güvenilir ve emin kılavuz olmaları, tam ve mutlak bir korunmaya (masumiyete) ulaşmalarını sağlamak için ilim ve irade verdi.

Bu gerçeğe bir çok ayet ve hadis işaret etmektedirki, örnek olarak onlardan bir kaçını getiriyoruz:

Kur’an buyuruyor: ‘Ve içlerinden, sabrettikleri takdirde onları, emrimizle doğru yola sevkedecek rehberler tayin etmiştik ve onlar, delillerimize adamakıllı inanmışlardı.’[1]  

İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Kuşkusuz Allah-u Teala Ademoğullarından bazı insanları seçti, onların doğumlarını ve bedenlerini pak etti. Onları erkeklerin sülbünde ve kadınların rahiminde kendisi için korudu; ama bu koruma Onların Allah’tan herhangi bir alacaklarından dolayı değildi. Allah, Onları yarattığı andan itibaren kendisine itaat ve ibadet edeceklerini, kendisine asla şirk (hatta gizli şirk) koşmayacaklarını biliyordu. Onlar Allah’a itaat ettikleri için bu yüce keramet ve makama nail oldular.’[2]  

Nudbe duasının başlarında ise şöyle gelmiştir: ‘Allah'ım! ...Sen kendi katında olan zevâlsiz, kalıcı nimetlerini onlara ayırdın (lâyık gördün). Ama bu nimetleri vermenin karşılığında, alçak dünyanın rütbe ve makamlarına, yaldız ve süslerine aldırış etmeyip, züht edecekleri hususunda onlardan söz aldın; onlar da bu hususta sana söz verdiler; ve Sen onların vefalı olacaklarını bildiğin için onları kabul ettin; kendine yaklaştırdın; önceden onların yüce anılarını ve açık övgülerini yaydın; meleklerini onlara indirdin; vahyinle onlara ikramda bulundun; ilminle onları üstün kıldın...[3]

Sonuç itibarıyla ilahi halife olma yeteneği bütün insanlarda vardır, ama herkeste fiiliyat merhalesine geçmemektedir.[4] Peygamberler ve Masum İmamların seçilmesi, Onların Allah vergisi olan yeteneklerinden ve ortamlardan Allah’a ubudiyet yolunda tam ve mutlak bir şekilde faydalanmalarından kaynaklanıyor. Allah-u Teala’da ezeli ilmiye bu özelliği yani Onların gelecekte bütün çabalarını kendi istekleriyle Ona kulluk uğrunda harcayacaklarını biliyordu ve kendi iradeleriyle yaptıkları bu kulluktan dolayı Onları imamet ve risalet gibi nimetlerle ödüllendirmiştir.

Kısacası Allah insanlara hayırlarına olacak şekilde inayet eder. Bu inayetlerin herkese verilmemesinin nedeni onlara sahip olmanın herkesin hayırına olmayacağı ve herkesin onların kadrini bilmeyeceğinden dolayıdır. Allah-u Teala, ibret olması için fazilet sahibi bazı kimselerin bu faziletlerinden nasıl suistifade edip ve sonunda nasıl büyük belalara düştükleri konusunda birkaç örnek zikretmiştir. Allah’ın bazı belli kişilere inayette bulunması bir hikmet üzerinedir: ‘Allah risalet görevini kime vereceğini daha iyi bilir.’

Allah-u Teala, Kur’an’da Hz. Musa’nın kavminden birisine (Bela’m-ı Baura) verilen ayrıcalıkları, iftiharları ve makamları (nübüvvet ve risalet makamının dışında) nasıl heva ve hevesine göre kullandığını, onlardan suistifade ettiğini ve bu yüzden yükselmediği gibi köpek derecesine kadar düştüğünü anlatmaktadır.[5]

Yapılan açıklamalardan, ‘Böyle bir seçim bu dünyaya gelmeden öncede yapılmış mıydı?’ sorusunun cevabı da verilmiş olmaktadır; yani ölçü dünyada amel etmektir. İmam Sadık’ın (a.s) buyurduğu ’Allah, ashab-ı yemin’e ateşe girmelerini emrettiğinde onlar bu emre icabet edip ateşe girdiler, ama ashab-ı şimal dinlemeyip ateşe girmediler.’[6] gibi rivayetlerden sonradan bu dünyaya gelip kendi iradeleriyle ashab-ı yemin ya da ashab-ı şimal sayılanlar olduğu anlaşılmakta ve bu şekilde onların dünyaya gelmeden önceki gerçek kimlikleri ortaya koyulmaktadır.

Sebep ne olursa olsun sonuçta Allah Resulü (s.a.a) ve Masum İmamların (a.s) diğer insanlardan üstün olduğu kesindir. Yine İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah-u Teala insanları yarattığında hepsini yanında topladı ve onlardan ‘Rabbiniz kimdir?’ diye sordu. İlk cevap verenler Resulullah (s.a.a), Emir-ul Müminin (a.s) ve diğer Masum İmamlar (a.s) oldu. Allah’da Onları ilim ve dinin hamilleri olarak seçti.[7]

Bir başka rivayette Resulullah (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Allah, beni, Ali’yi, Fatıma’yı, Hasan’ı ve Hüseyn’i dünya yaratılmadan yedi bin yıl önce yarattı.’[8] Peygamberimizin (s.a.a) bu rivayette buyurduğu yaratılmadan maksat cismî yaratılma değil, nurlarının belli bir dönemde yaratılmasıdır.

Sonuç olarak diyoruz ki: Allah’ın Peygamberlere (a.s) ve Masum İmamlara (a.s) olan lütfu birincisi Onların kendi çaba ve yeteneklerinden kaynaklanmaktadır, ikinciside bu lütuf gerçekte bütün insanlara bir çeşit inayeti ve onların hidayeti içindir; bu yüzden hikmetli ve adilcedir.      


[1] -Secde/24

[2] -Bihar-ul Envar, c.10, s.170.

[3] - Porsiman yazılımı.

[4] - Ayetullah Misbah Yezdi, Piş Niyazha-i Müdüriyet-i İslami, s.56

[5] - Ayetullah Misbah Yezdi, Der Pertov-i Velayet, s.56

[6] - Bihar-ul Envar, c.5, s.241

[7] - a.g.e, s.224

[8] - a.g.e, c.54, s.43

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar