Gelişmiş Arama
Ziyaret
12816
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Usul-u Kafi-i Şerif kitabının hadisleri, Kur’an-ı Kerim’i tesfir edebilirler mi?
Soru
(Şiiler) Usul-u Kafi’deki hadislerin çoğusunun zayıf olduğunu Kur’an’ın dışında sahih bir şey olmadığını söylemiyorlar mı? Öyleyse neden ‘Kafi, Kur’an’ın tefsiridir’ yalanını söylüyorlar? Halbuki kendi itiraflarına göre Kafi’nin rivayetlerinin çoğu zayıftır.
Kısa Cevap

Usul-u Kafi-i Şerif kitabının yazarı olan muhaddis Muhammed b. Kuleyni (r.a) Şianın büyük fakihlerinden, İmamiyyenin muvassak muhaddisleriden ve İmam Mehdi’nin (a.s) Ğaybet-i Suğra döneminde yaşamış biridir. Diğer hadis kitaplarında olduğu gibi onda da bazı itibarı düşük hadisler olsa da ondaki rivayetlerin çoğu sahihtir.

Şia ve Ehl-i Sünnet’e göre Allah Resulü (s.a.a) ve Masum İmamlar’dan (a.s) hadis kitaplarında gelen bir çok sahih hadis Kur’an’ın tefsir ve açıklamasını yapmaktadırlar. Kafi’de de gelen değerli hadislerin çoğu Kur’an’ı tefsir eden bu tür hadis kitaplarındandır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabına geçmeden önce Usul-u Kafi hakkında kısaca bilgi verecek, sonra onun hadislerinin itibarı hakkında açıklama yapacağız.

 

Usul-u Kafi’nin Özellikleri ve Şii Kaynaklarındaki Önemi

Bu kitabın yazarı olan değerli mühaddis Muhammed b.Yakup Kuleyni (r.a) Şianın büyük fakihlerinden ve İmamiyyenin muvassak muhaddisleriden olup İmam Mehdi’nin (a.s) Ğaybet-i Suğra döneminde yaşamış, İmamın (a.s) son naibinin vefatından önce H.K. 328 yılında dünyaya gözlerini yummuştur. Bu kitap bir kaç ciltten oluşmuş ve kendi çapında bir ansiklopedidir. Şianın en önemli hadis kitabı olup, kütüb-ü erbaa’dan (Kafi, Tehzib, İstibsar ve Men La Yahduruh-ul Fakih) biridir. Merhum Kuleyni onun hadislerini yirmi yılda toplayıp bir araya getirmiştir. Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’ten (a.s) bir çok hadisin bir araya getirildiği bu kitap İslami ilim ve öğretileri kendi içinde toplamış ve güzel bir şekilde düzenlenmiştir.

Bu kitap üç bölümden oluşmaktadır: Usul-u Kafi, Für-u Kafi ve Ravzat-ul Kafi. Merhum Kuleyni’nin bu kitaptada ki metodu hadislerin bütün senetlerini getirmesidir. Eğer bazı senetlerin baş taraflarını getirmemişse bunun nedeni onları önceki hadislerin senetlerinde getrimesinden dolayıdır.

Usul-u Kafi, Şia’nın ilk ve muteber kaynaklarına yakın olması, direkt olarak onlardan alınması ve çok dikkatli bir şekilde yazıldığı için özel bir öneme sahiptir. Şii alim ve fakihleri bin yıldır yazdıkları eserlerinde ondan hep faydalanmışlardır.

Şehid-i Sani (r.a) şöyle diyor: ‘Usul-u Kafi’nin hadisleri Ehl-i Sünnetin Sihah-i Sitte’sinin hadislerinden daha çoktur; zira Kafi’nin hadisleri 16199 tane iken, Sihah-ı Sitte’nin hadislerinin toplamı 9483 tanedir.’[1]

Şia alim ve bilginlerinin Kafi ve hadislerinin itibarı hakkındaki söz ve görüşleri bu kısa makaleye sığmayacak kadar uzundur. Bu yüzden sadece bir kaç alimin görüşünü getiriyoruz:

Şeyh Müfid: ‘Kafi, Şia’nın en önemli ve en faydalı kitaplarındandır.’[2]

Muhammed b. Mekki (Şehid-i Evvel): ‘Bir hadis kitabı olan Kafi’nin Şia’da bir eşi daha yoktur.’[3]

Allame Feyz-i Kaşani: ‘Kafi, Şia’nın en değerli, en güvenilir ve en kapsamlı kitabıdır; çünkü bütün usulu içermekte ve onda fazlalık yoktur.’[4]

Allame Meclisi: ‘Kafi, hadis usulu kitaplarının en kamil ve kapsamlısıdır ve Şiadaki en büyük ve en iyi kitaplardandır.[5]

Netice şu ki, Şiiler, diğer hadis kitaplarında olduğu gibi Kafi’de de bazı itibarı düşük hadisler olduğunu kabul etseler bile Kafi’nin hadislerinin çoğunun yüksek itibarda olduğuna inanmaktalar.

Ve Şia inanıyor ki, bütün sözlerine tam olarak güveneceğimiz tek kitap Kur’an’dır.

Ancak Rical ilminin kanunlarıyla tesbit edelebilecek bazı zayıf rivayetlerden dolayıda muteber rivayetlerden de vazgeçilemez. Değerli Kafi kitabı, hadislerinin çoğu sahih olan kitaplardandır. Bu sahih rivayetlerin çoğu Kur’an’ı tefsir edip, onu açıklıyorlar, dersek sakıncası mı var? Şii ve Sünnilere göre hadis kitaplarında Allah Resulü (s.a.a) ve Masum İmamlardan (a.s) rivayet edilen daha başka bir çok sahih hadis var ki onların çoğu Kur’an’ı açıklayıp tefsir etmekteler.

Bu sahih hadislerin, Kur’an-ı Kerim’in tefsirinin en iyi yolu olduğundan kimsenin şüphesi yoktur. Zira Allah Resulü (s.a.a) ve Itratı Allah’ın kitabını ve öğretilerini en iyi bilen kimselerdir.


[1] -el-Medhal İla İlm-ir Rical ve’d Diraye, s.138

[2] -Dirayet-i Nur Yazılımı

[3] -Bihar-ul Envar, c.25, s.67

[4] -a.g.e. c.25, s.67

[5] -Mir’at-ul Ukul, c.1, s.3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar