Gelişmiş Arama
Ziyaret
11600
Güncellenme Tarihi: 2010/12/29
Soru Özeti
Kafi’deki sahih hadislerin sayısı, ondaki hadislerin beşte biri kadar mıdır?
Soru
Bazıları ‘Kafideki rivayetlerin çoğu, itibarsız ve kabul edilebilir türden değildirler, bu yüzden Masum İmamlar (a.s) için ilm-i gayb vb. gibi insanüstü faziletleri Kafi’deki rivayetlerle ispat edemeyiz’ demekteler. Bunun delili, Şeyh Hasan b. Zeynuddin’in sözüdür. Ona göre Kafi’deki hadislerin ancak beşte biri sahihtir. Böyle bir şey doğru mudur?
Kısa Cevap

Muteber hadislerin sayısını söyleyen bu grup alimler konuya Rical ilmi ıstılahları açısından baktıklarından, fıkhi ve istidlali konulara sınırlama getirmek gibi bir amaçları yoktur. Çünkü onlara ve günümüzdeki araştırmacılarına göre hadisin itibarının ölçüsü, bir tek ravinin güvenilir olması değildir. Ölçü daha geniştir ve rivayete güven doğuracak her şey ölçü sayılmaktadır. Tıpkı ilk dönem alimlerin söylendiğine emin oldukları rivayete sahih dedikleri gibi. Yani onlar bir rivayetin senet ve metnini inceleme sonucunda onu Masum İmam’ın (a.s) söylediğine itminan etseydiler ona sahih diyorlardı.

Ayrıntılı Cevap

Böyle bir istatistiğin ne derece doğru olduğunu bilmek için önce birkaç noktaya dikkat çekmek gerekmektedir:

a) İlk dönem alimler, hadisleri muteber ve gayrı muteber diye ikiye ayırırladı ve muteber ve sahih hadisten amaçları, dahili (ravinin güvenirliği...) ve harici (muteber aslın varlığı...) karineleri olan hadistir. Dahili ve harici karineleri olmayan hadis muteber değildi.[1] Ama Merhum Seyyid Ahmed b. Tavus’un zamanından bu yana hadis dört kısıma ayrılmıştır. Bu kısımlandırmanın nedeni, muteber olmayan hadise zayıf, muteber olanınada sahih, hasan ve muvassak diye kısımlara ayırmalarından dolayıdır:

1-Bir hadisin ravilerinin tümü imamiyye, övülmüş ve adil iseler ona ‘sahih’ diyorlardı.

2-Ravi imamiyye ve övülmüştür, ama adaletine nass yoktur, böyle bir ravi veya onun rivayetine ‘hasan’ denir.

3-Hadisin ravileri güvenilir ama imami değillerse ona ‘muvassak’ denmektedir.[2]

Bu şekilde bölümlere ayırma hicri 7. y.y’dan itibaren başlamıştır. Ama merhum Kuleyni, Kafi’de ilk dönem alimlerin ıstılahına göre kendi muteber bildiği hadisleri toplamıştır. Ona göre, bu hadislerin muteber olmalarının birkaç delili vardır. Örneğin, onun doğruluğuna karine vardır veya çeşitli yollar ve değişik senetlerle beraber eline ulaşan Usul-u Erbaa Mie’nin birkaç aslı vardır yahut yazarının tesadüfi tasdik ettiği bir asıl vardır, vb. şeyler.[3]

b) Günümüz araştırmacılarına göre hadisin muteber olmasının delil, yalnızca ravinin güvenirliği değil, rivayete güvende gereklidir. Nitekim ilk dönem alimleri, söylendiğine itminan ettikleri rivayeti sahih kabul ediyorlardı.[4] Yani bir hadisin senet ve metnini incelemenin neticesinde Masumun (a.s) ağzından çıktığına itminan edilmişse ona sahih diyorlardı. İşte muteber hadislerin sayısını söyleyen alimlerin amacı Rical ilmi ıstılahları açısından olup, fıkhi ve istidlali konulara sınırlama getirmek değildir.

Bu nedenle ‘Kafi’deki hadislerin ancak beşte biri sahihtir’ diye söylediği nakledilen Şeyh Hasan b. Zeynuddin’in kendisi şöyle diyor: ‘Bizim yazdığımız muteber hadislerin karineleri vardır. Allamenin zamanına kadar olan ilk dönem alimleri ondan sonra çıkan bu meşhur ıstılahlara göre değil karinelere göre amel ederlerdi. Sonraki dönem alimleri de bazen buna amel ediyorlar.[5]

c) Bu sözlerin önemli sorunu onlardan yanlış sonuç alınmasıdır. Başka bir deyişle bu sözler küçük önerme (suğra-mineure) (Kafi’nin rivayetlerinin çoğusunun muteber olmadığı) yönünden kabul edilebilir şeyler değillerdir. Büyük önerme (kübra-majeure) yönündende (Masumların (a.s) özellikle ilimleri konusunda insan üstü faziletlerini inkarı da) kabul edilemezler. Çünkü: 1) İtikadi meselelerin çoğu akli ve burhani ilimlere dayalıdır. Rivayetler onlara birer teyit edici olarak getirilmekteler. 2) Bu itikadi meselelerin çoğunun dayanağı çeşitli muhtevalarla gelen rivayetler bütünüdür. Örneğin Bidayet-ul Maarif-il İlahiyye ve Rahnemaşinasi adlı iki kitapta gelen hadislerle muhtevası aynı olan birçok hadis vardır. Mesela: ‘Masumlar (a.s) gaybi sözleri duyarlar.’[6] veya ‘İlimleri ledunnidir.’[7] gibi.    



[1] -Cafer Subhani, Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s.358-359, Müessese-i Neşr-i İslami.

[2] -Cafer Subhani, Usul-ul Hadis ve Ahkamuhu, s.50, Müessese-i Neşr-i İslami.

[3] -Feyzi Kaşaini, Vafi, s.11-12.

[4] -Ali Ekber Seyfi Mazenderani, Mikyas-ur Rivaye Fi İlm-id Diraye, s.44; daha fazla

ilgi için bkz:

[5] -Vesail-uş Şia, c.20, s.71.

[6] -Kuleyni, Kafi, c.1, s.532.

[7] -Meclisi, Mir’at-ul Ukul, c.3, s.54.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar