Gelişmiş Arama
Ziyaret
8315
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Nisa suresinin 11. ayetinde ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ buyurulan cümlenin manası nedir?
Soru
Nisa suresindeki bir ayette ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ diye buyurulmakrtadır. Lütfen onun manasını açıklayınız.
Kısa Cevap

Nisa suresinin 11. ayetinde birinci dereceki kimselerin miras bölüşümünün nasıl olacağı göz önüne alınarak müfessirler ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ bölümünün manası hakkında çeşitli ihtimaller vermişlerdir. Buna göre bu cümlenin manası şunlardan biri olabilir:

1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size daha faydalı olduğunu bilemiyeceğiniz için ona mirastan hakkına düşeni veremezsiniz. Ama Allah hikmetine göre herkesin payını belirlemiştir.

2- Hangisinin dünya ve ahiret saadetinizde etkili olacağını bilemezsiniz, ama Allah bildiği için malı herkesin hayırına olacak şekilde bölüştürür.

3- Sizi eğiten anne babalarınızın mı faydası size daha çoktur, yoksa sizin mi hizmetinde olduğunuz anne babanıza faydanız daha çoktur bilemezsiniz.

4- Allah karşısında en itaatkar olan anne, baba ve evlatların kıyamet günü dereceleri de yüksek olacaktır. Allah, bazı müminlerin makamlarını bazılarının vasıtasıyla yükselteceğinden eğer babanın makamı yüksek olsa onun hatırına evladının da makamını yükseltecektir. Eğer evladın makamı yüksek olsa onun hatırına anne babasının makamlarını yükseltecektir.

5- Hanginizin daha önce öleceğini bilmediğiniz için ölenden kimin miras alacağını da bilemezsiniz. Dolayısıyla başkasının ölümünü arzu etmeyin, bunu istemeyin.

Ayrıntılı Cevap

Sorudaki ayetin meali şöyledir: ‘Evladınız hakkında Allah’ın size tavsiyesi, erkeğin payının, iki kızın payı kadar olduğudur. Kızlar, ikiden fazlaysa terekenin üçte ikisi onlarındır, kız bir taneyse yarısı onundur. Bir çocuğu varsa anayla babanın her birine, terekenin altıda biri kalır. Çocuğu olmadığından anasıyla babası mirasçı olursa üçte biri ananındır. Kardeşleri varsa bıraktığı maldan, vasiyeti yerine getirildikten ve borcu ödendikten sonra kalanın altıda biri anaya aittir. Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz. Bu, Allah'tan farzdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir.’[1]

Ayetin son tarafının mana ve maksadına geçmeden önce ayette geçen miras meselesine kısaca bir göz atacağız.

Ayet-i Kerime miras derecelerinden birinci derecede olanların payını açıklamaktadır. Birinci derecede olanlar şunlardır: Evlatlar, baba, anne bütün farzlarıyla; çünkü onların alacağı paylar Kur’an’da açık bir şekilde gelmiştir. Örneğin:

1- Ölenin çocukları varsa anne babanın payına altıda bir düşer.

2-Ölenin çocukları ve kardeşi yoksa babanın payına altıda bir, anneye ise üçte bir düşer. Kardeşi varsa o da altıda bir alır.

3-Bir kızın payı malın yarısıdır.

4-Birkaç kızın payı, başka varis olmazsa üçte ikidir.

5-Hem kız hem de oğlanlar varsa oğlanların payı kızların iki katıdır.

6-Dördüncü şıkta geldiği gibi iki kız varsa üçte iki kısmına girer.

Buna göre ayetin son tarafındaki mirasın bölüşümü ve bu şekilde bir bölüşümün felsefesi hakkındaki cümlenin (Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.) manası için müfessirler şu ihtimalleri vermişlerdir:

1- Baba, anne ve evlatlarınızdan hangisinin dünyada size daha faydalı olduğunu bilemiyeceğiniz için ona mirastan hakkına düşeni veremezsiniz. Ama Allah hikmetine göre herkesin payını belirlemiştir.

2- Hangisinin dünya ve ahiret saadetinizde etkili olacağını bilemezsiniz, ama Allah bildiği için malı herkesin hayırına olacak şekilde bölüştürür.

3- Sizi eğiten anne babalarınızın mı faydası size daha çoktur, yoksa sizin mi hizmetinde olduğunuz anne babalarınıza faydanız daha çoktur bilemezsiniz.

4- Allah karşısında en itaatkar olan anne, baba ve evlatların kıyamet günü dereceleri de yüksek olacaktır. Allah, bazı müminlerin makamlarını bazılarının vasıtasıyla yükselteceğinden eğer babanın makamı yüksek olsa onun hatırına evladının da makamını yükseltecektir. Eğer evladın makamı yüksek olsa onun hatırına anne babasının makamlarını yükseltecektir.

5- Hanginizin daha önce öleceğini bilmediğiniz için ölenden kimin miras alacağını da bilemezsiniz. Dolayısıyla başkasının ölümünü arzu etmeyin, bunu istemeyin.[2]

Allame Tabatabai şöyle diyor: ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ cümlesinde hitap gerçekte ölülerinden miras alan tüm Müslüman vereselerdir. Bu, babalar ve evlatların verasetinde pay farklılıklarının felsefe ve hikmetine işaret eden kelamdır ve ‘Bilemezsiniz’ diyerek Müslümanlara bir çeşit talim vermektedir.’

O şöyle devam ediyor: ‘Bundan da geçersek hitap aslında verese olmayana yani halka değildir. ‘Siz er geç öleceksiniz ve malınız babanıza, annenize ve evlatlarınıza kalacaktır; onlardan hangisinin size daha faydalı olduğunu bilmiyorsunuz.’ demek istemiyor, zira eğer böyle olsa ‘Hangisinin size faydası daha çoktur’ sözünün bir manası kalmaz. İbareden anlaşılan şey şudur: Faydadan maksat, ölünün vereselerden faydalanması değil, ölünün malıdır. Dolayısıyla vereseye demek istiyor ki yakınlardan hangisinin erken öleceğini ve onlardan size fayda geleceğini nereden bileceksiniz.

Buna göre miras meselesi ve onun bölüşümündeki anlaşmazlık, insanın yakınlarına duyduğu insancıl duyguların etkisi ve derecenin farklılığına göre düzenlenmiştir. Söz konusu ayetin ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ diye buyurması, Allah Teala’nın miras hükmünü diğer bütün hükümler gibi tekvini ve dış hükümlere göre kanunlaştırdığına delildir.’[3]

Kısacası, Allah Teala bu cümlede miras kanununun gerçek faydalara dayandırıldığını ve bu faydaları Allah’ın bileceğini buyurmaktadır. Zira insan hayırının nerede olacağını her zaman bilemez. Kimileri anne ve babaların onun ihtiyaçlarına daha fazla cevap verebileceklerini zannederek evlatlarından öne geçirirken kimileride bunun tersini düşünebilirler. Miras insanların elinde olsaydı niza çıkardı. Ama Allah işlerin iç yüzünü bildiği için miras kanununu herkesin hayırına olacak şekilde belli bir düzen üzerine oturtmuştur: ‘Bu, Allah'tan farzdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, hikmet sahibidir.’ Bu cümle insanların mirasın paylaşılması kanununu konusunda herhangi bir tartışmaya girmemeleri için önceki konulara tekittir.[4]

Son olarak İmam Sadık’tan (a.s) ayetin bu bölümünü delil getirerek erkek çocukların kız çocuklarından üstün olmadığını buyurduğu rivayet dikkat çekicidir. Çünkü sonuçta insanın maddi ve manevi menfaatlerini Allah bilir.[5] Bu rivayete göre ayetin asıl maksadının insanların, mirastaki pay gibi yalnızca maddi menfaatlerini düşünmemelerini ve ona ümit bağlamamalarını, aksine ister dünya, ister ahiret olsun gerçek menfaatin Allah’ın elinde olduğunu ve sizin zannetmediğiniz yerden onu verebileceğini çıkarabiliriz.

 

 


[1] -Nisa/11

[2] -Tabersi, Mecmau’l-Beyan Fi-Tefsiri’l-Kur’an, Nisa/11 tefsirinin Farsça çevirisinden, c.5, s.50, Ferahani, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1360.

[3] -Tababatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan Fi-Tefsiri’l-Kur’an, (Musevi Hemedani, Seyyid Muhammed Bakır’ın Farsça çevirisi), c.4, s.333, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 5. Baskı, HŞ.1374.

 

[4] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.3, s.29, Daru’l-Kütübü’l-İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[5] -Muhammed b. Yakup Kuleyni şöyle rivayet ediyor: ‘Şiilerden biri diyor ki: Medine’de evlendikten bir süre sonra İmam Sadık’ın (a.s) huzuruna vardım. Benden eşimi sordu. Arzettim ki: ‘Başkalarında ne hayır varsa onda da var, ama bir konuda bana ihanet etti.’ İmam (a.s): ‘O nedir?’ diye sordu. Dedim ki: ‘Bana bir kız verdi.’ İmam ona ‘Galiba hoşuna gitmedi.’ diye buyurdu ve şu ayeti okudu: ‘Babalarınızdan, oğullarınızdan hangisi, size daha faydalıdır, bilemezsiniz.’ (Usul-u Kafi, Bab-u Fazli’l-Benat... c.6, s.295, H.26, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1374.). Yine İmam Sadık (a.s), Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Kızlar ne güzel evlatlardır: Şefkatli, çeyizli, sevecen, bereketli ve temizdirler.’

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar