Gelişmiş Arama
Ziyaret
7243
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Soru
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Kısa Cevap

‘Şey’iyyet’ (nesnellik) ve ‘Vücut’ (varlık), fertleri bir olan kavramlardır. Vücut söz konusu oldu mu şey olmakta söz konusu olur. Ancak filozoflar, vücudun koşulsuz manasının hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu kapsadığını söylemiş ve ona yöneltilen eleştirilerin çoğunu bu şekilde cevaplamışlardır. Eleştirileden biri şudur: Bir vücudun mahiyeti zihinde tasavvur edildiğinde dışarıda var olmadığı halde yine de ona şey denmektedir. Ama ona vücut denmemektedir. Filozofların buna verdikleri cevap şudur: Zihindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira o mahiyetin kendisininde zihnî vücudu vardır. Buna göre ‘şey’ olduğu yerde vücudun olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Şey’iyyet  vücuta eşittir (müsavıktır) sözünün manası budur.       

Ayrıntılı Cevap

Vücut (varlık), zihinde ve zihnin dışında olmak üzere ikiye ayrılır. Vücud-u Mutlak, hem harici vücuda hem de zihni vücuda denmekte ve nerede kullanılsa her ikisinde içine almaktadır. Ancak bu ikisi birbirine karıştırıldığında vücut, şey’iyyet (nesnellik), nefy ve yokluklar konusunda eleştirilere yol açmaktadır. Şey’iyyet felsefenin ikincil mefhumlarından olup bir şeyin varlığından çıkarılmaktadır. Nitekim vücutta felesefenin ikincil mefhumlarındandır. Yani ariz oldukları yer zihindir. Ama zihnin dışında müttesif olmaktadırlar. Şey’iyyet vücutla mı eşittir yoksa hem vücuda hem de mahiyete mi şamil olmaktadır? konusunda değişik görüşler vardır. Bunun da kaynağı zihni ve harici vücudun biribirleriyle karıştırılmasıdır. Molla Sadra, Hekim Sebzivari gibi hikmetin büyükleri bu eleştirilere kitaplarında yer vermiş ve cevaplamışlardır. Genel olarak filozofların görüşü vücudun şey’iyyet’le eşit (mütesavık) olduğu yönündedir.[1] Şey’iyyet ve vücut, fertleri bir olan iki mefhumdur. Vücut söz konusu olduğunda şey’iyyette söz konusu olmaktadır.[2] Ancak filozoflar vücuttan maksadın, hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu içine alan vücud-u mutlak olduğunu söylemişlerdir. Yani taşa şey dendiği gibi onun zihindeki vücuduna da şey denmektedir. Hatta bir varlık zihinde tasavvur edilse ama dışarıda mevcut olmazsa yine de ona şey denir. Bu, şey’iyyet vücuttan daha kapsamlıdır diyenlerin delilidir. Yine demişlerdir ki bu örnekteki şey, zihnin içindeki mahiyete denmektir, halbu ki vücudu yoktur ve ona vücut denmez. Filozoflar buna şöyle cevap vermişlerdir: Zihinin içindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira bu mahiyetin kendisininde zihinde vücudu vardır. Dolayısıyla şey olupta vücut olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Yine vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Zira bunlar felsefenin genel kavramlarındandır ve bu kategoriden çıkmak bir tür çelişkidir.[3]         

 


[1] -Mütesavik, iki kelime mefhum bakımından farklı ama mısdak bakımından bir olduğu yerlerde kullanılır. Düşünen ve gülen gibi. Düşünmek ile gülmenin manaları farklıdır, ama ikisininde mısdakı aynıdır. Yani her düşünen gülendir ve her gülen düşünendir. Bunlara ‘mütesavikeyn’ denmektedir. Yani mısdak ve mevzu olarak aynı saftadırlar. 

[2] -Mutahhari, Murteza, Mecmuay-ı Asar, c.9, s. 408. Nur yazılım programı

[3] -Cevadi Amuli, Abdullah, Rahik-i Mahtum, c.1, s.500-504, İntişarat-ı Sadra, Kum, HŞ. 1386, Ferverdin.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar