Gelişmiş Arama
Ziyaret
8718
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre önceliğin insanın kendisine sonra başkalarına verilmesi istenmişken, Hz. Zehra’nın (s.a) dualarında başkalarını kendinden öne geçirdiğini görmekteyiz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?
Soru
Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre öncelik insanın kendisine sonra yakınlarına ve diğer müminlere verilmişken, kimi rivayetlerde Hz. Zehra’nın (s.a) önce başkalarına sonra kendisine dua ettiğini görmekteyiz. Çelişki gibi görünen bu meseleyi nasıl açıklayabilirsiniz? Biz hangi sıralamaya uyalım?
Kısa Cevap

İnsan, nefsini tezkiye ve ıslah ederken kendisini başkalarından öne geçirmelidir. Bu, Kur’an’ın ve rivayetlerin açık emridir. Zira insan kendisini tezkiye etmeden başkalarını hidayet etmesi çok az görülmüştür. Ama dua edip Allah’tan dilek dilerken başkasına öncelik vermek en uygun olanıdır. Rivayetlerde bu konu üzerinde çok durulmuştur. Bu iş insanın dileğine ulaşmasını geciktirmediği gibi onun çabuk bir şekilde ve fazlasıyla gerçekleşmesine de neden olmaktadır.   

Ayrıntılı Cevap

Anlaşıldığı kadarıyla soruda nefis tezkiyesi ve günahtan uzak kalma makamıyla dua ve Allah’tan dilek dilemek makamı birbirine karıştırılmıştır. Zira birincisinde, yani nefsi ıslah etmek ve günahtan sakınmak konusunda ayet ve hadislerden anlaşılan şey insanın kendisine öncelik vermesidir. Kur’an, cehennem ateşinden korunmayı ve tezkiye ederek nefsi ahlaki rezaletlerden kurtarmayı tavsiye etmesinin yanı sıra şöyle buyuruyor: Ey inananlar, siz kendinize bakın (kendinizi dalalet ve isyandan koruyun); doğru yolu buldunuzsa sapık kişi, size bir zarar veremez.’[1]

Bir başka ayette de şöyle buyuruyor: ‘Ey inananlar, kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.’[2](yani günah işleyerek kendinizi ateşe atmayın).

Görüldüğü üzere, burada söz konusu olan dua, niyaz vb. şeyler değil, nefsi ıslah etmek ve ahlaki rezaletlerden kurtulmaktır. Bu da insanın kendisini ve yakınlarını başkalarına tercih etmesini gerektirmektedir. Tabi bu, emr-i maruf ve nehy-i münkeri terketmek manasına gelmez. Zira farzları yerine getirmek nefsi ıslah etmenin yollarından olsa da ‘Nefsi ıslah ediyorum’ bahanesiyle onları terketmek olmaz.

Ancak dua ve dilek dileme aşamasında, rivayetlerden anlaşıldığı ve defalarca vurgu yapıldığı gibi durum tam tersidir. Çünkü, Masum İmamların (a.s) buyurdukları gibi burada en iyi olan başkalarını kendine tercih vermektir. İmam Hasan’ın (a.s) saygı değer anneleri Hz. Zehra’dan (s.a) naklettiği ve soruda da geldiği gibi Hz. Zehra (s.a), duası hakkında oğlu İmam Hasan’ın (a.s) sorusuna ‘Önce komşu, sonra kendimiz.’[3] diye cevap buyurmuştur.

İmam Seccad’da (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Şüphesiz melekler, müminin insanın başka bir mümin kardeşinin arkasından dua ettiğini veya hayırla yadettiğini gördüklerinde ona şöyle derler: ‘Ne kadar iyi bir kardeşsin sen! O senin yanında olmadan sen ona dua ediyor ve hayırla anıyorsun. Gerçekten Allah, onun için istediğinin iki katını sana verecektir...’[4]

Bu tür rivayetler çoktur. Vesailu’ş-Şia kitabında ‘Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi’ (Kendisine Dua Etmeden Önce Başkalarına Dua Etmenin Müstehaplığı) diye bir bab vardır. Orada kendisine dua etmeden önce başkalarına dua etme hakkında birçok hadis gelmiştir.

 

Daha fazla bilgi için bkz: Dizin: Yolda Çıkan Eş ve Yakınlar için Dua: Soru:14979 (Site:14755).   

    

 



[1] -Maide/105

[2] -Tahrim/6

[3] -Şeyh Hür Amuli, Vesailu’ş-Şia, c.7, s.112, Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi, Müessese-i Alu’l-Beyt, Kum

[4] -a.g.e., s.111.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar