Gelişmiş Arama
Ziyaret
10729
Güncellenme Tarihi: 2010/11/27
Soru Özeti
Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
Soru
Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir? Kur’an’ın sahte bir nüshası da yayınlanmış mıdır?
Kısa Cevap

Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini söylemek için güçlerini Mekke yolları ve giriş güzergâhları üzerine taksim edip onu kâhin, sihirbaz ve deli olarak tanıtan inkârcıların önderleri hakkında. 2. Her biri bir bölümünün benzerini getirmek için Kur’an’ı aralarında taksim eden bir grup hakkında. 3. Kur’an’ın bir kısmıyla amel eden ve bir kısmını tek eden kimseler hakkında. 4. Kureyş’ten bir taife Kur’an’ı parçalara ayırdı ve onlardan bir grup bunun sihir olduğunu, bir başka grup geçmiştekilerin efsaneleri olduğunu ve bir başka grup da sahte olduğunu söyledi. Bazıları da şöyle demiştir: Dinde tefrikaya düşen ve fırkalara ayrılanlar İslam öncesi Yahudi ve Hıristiyanlardır. Onlardan her grup elindekiyle mutlu olmuştur ve Kur’an’dan kasıt da semavî kitaptır.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah Hicr suresi 89 ve 91. Ayetlerde Peygambere emir vermiş ve şöyle buyurmuştur: İmansız kimseler karşısında sağlam dur ve açıkça ben uyarıcıyım de.[1] Deki: Ben sizlere tehlikeyi duyuruyorum; zira Allah bölenlere yolladığım gibi size de azap yollayacağım diye buyurmaktadır.[2] Onlar ilahi ayetleri bölen kimselerdir.[3] Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir.

1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini söylemek için güçlerini Mekke yolları ve giriş güzergâhları üzerine taksim edip onu kâhin, sihirbaz ve deli olarak tanıtan inkârcıların önderleri hakkında.

2. Her biri bir bölümünün benzerini getirmek için Kur’an’ı aralarında taksim eden bir grup.[4]

3. Kureyş’ten bir taife Kur’an’ı parçalara ayırdı ve onlardan bir grup bunun sihir olduğunu, bir başka grup geçmiştekilerin efsaneleri olduğunu ve bir başka grup da sahte olduğunu söyledi.[5]

4. Bazıları da şöyle demiştir: Dinde tefrikaya düşen ve fırkalara ayrılanlar İslam öncesi Yahudi ve Hıristiyanlardır. Onlardan her grup elindekiyle mutlu olmuştur ve Kur’an’dan kasıt da semavî kitaptır.[6]

5. Kur’an’ın bir kısmıyla amel eden ve bir kısmını tek eden kimseler.

Beşinci ihtimal hakkında şu açıklamayı yapmak gerekir: İlahi buyruklar şüphesiz genellikle tüm insanların menfaatlerinin koruyucusudur. Ama zahirde ve ilk bakışta bazıları meylimizle uyuşmakta ve bazıları ise meylimize aykırılık göstermektedir. Gerçek müminler ile sahte iddia sahiplerinin birbirinden ayrıldığı yer de işte burasıdır. Birinci grup hatta zahirde faydalarına olmasa da hepsini beraber kabul eder ve şöyle der: Tümü Allah tarafındandır.[7] Onlar ilahi hükümler arasında hiçbir ayırım, bölme ve ayrıcalığa inanmazlar. Ama kalbi hasta olanlar ve hatta Allah’ın din ve hükmünü kendi menfaatleri için kullanmak isteyenler, sadece faydalarına olan bir bölümü kabul etmekle ve diğer bölümleri kenara atmakla kalmayıp Kur’an ayetlerini ve bazen hatta bir ayeti bile bölmektedirler. Temayülleri doğrultusunda olan bölümü kabul etmekte ve diğer bölümleri ise kenara bırakmaktadırlar. Bazı geçmiş kavimler gibi “bazısına inanır” ve bazısını ise inkar ederiz”[8] nakaratını tekrarlamak iftihar değildir; çünkü dünyaya tapanların tümü bu işi yapmaktadır. Hak takipçilerini batıl taraftarlarından ayıran şey zahiri temayül, heves ve menfaatlerimizle uyuşmayan buyruklar karşısında teslim olmaktır. İyinin kötüden ve müminin münafıktan ayrıldığı yer burasıdır.[9] Dolayısıyla Hicr suresi 91. ayetten Allah’ın kastettiği şeyin Kur’an’ın sahte nüshalarının varlığı ve onların yayınlandığı olmadığı açıklığa kavuşmaktadır. Tereddüde düştüğünüz veya muhtevasını doğru bir şekilde tahlil edemediğiniz ayetler ile karşılaştığınızda tavsiyemiz aşağıdakilere benzer muteber Kur’an tefsirlerine müracaat etmenizdir:

1. Tefsir-i Numune, Ayetullah Mekarim Şirazi ve bir grup uzman

2. el-Mizan Tefsiri, Allame Muhammed Hüseyin Tabatabai

3. Tefsir-i Nur, Muhsin Kıraatî   


[1] De ki: Gerçekten ben, apaçık bir uyarıcıyım. (Hicr, 89).

[2] Nitekim biz kendi kitaplarını parçalara ayıranlara da (kitap) indirmiştik.  (Hicr, 90).

[3] Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr ederek) Kur’an’ı da parça parça edenlerdir. (Hicr, 91).

[4] Tefsir-i Nur, c. 6, s. 356.

[5] Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 12, s. 256.

[6] Tefsir-i Hidayet, c. 5, s. 401.

[7] Hepsi Rabbimiz katındandır. (Ali İmran, 7).

[8] Nisa, 150.

[9] Tefsir-i Numune, Tefsir-i nokat-ı ayat-ı 85 ila 91 sure-i Hicr.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar