Gelişmiş Arama
Ziyaret
8275
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
Kadın evlendikten sonra cinsiyet değiştirirse önceki evliliğinin mihrini (mehirini) alabilir mi? Aynı şekilde erkek cinsiyet değiştirirse, önceki evliliğinin mihrini vermeye mecbur mudur?
Soru
Kadın evlendikten sonra cinsiyet değiştirirse önceki evliliğinin mihrini (mehirini) alabilir mi? Aynı şekilde erkek cinsiyet değiştirirse, önceki evliliğinin mihrini vermeye mecbur mudur?
Kısa Cevap

Eşlerden biri ya daimi evliliğinde cinsiyet değiştirir ya da geçici evliliğinde.

Daimi evlilikten sonra eşlerden biri cinsiyet değiştirise doğal olarak evlilik geçersiz olacaktır. Mihrin (mehirin) ödenmesi konusunda dört ihtimal (görüş) vardır. Anlaşıldığı kadarıyla eğer cinsel ilişki olmuşsa mihrin tümü, eğer olmamışsa yarısının ödenmesi daha yakini, meşhurun görüşüne ve bir çok rivayete daha uygundur.

Geçici evlilik yapıldıktan sonra cinsiyet değişikliği yapılırsa doğal olarak geçici evlilik geçersiz olacak ve eskiden erkek olan kimse mihrin tümünü eski karısına ödemek zorundadır. Ama kadın cinsiyet değiştirirse itaat etmediği süre miktarındaki mihri geri vermek zorundadır. Ancak kadın, kocasının izniyle cinsiyet değiştirirse sorumlu değildir ve erkek mihrin tümünü ödemelidir.

Ayrıntılı Cevap

Mihr (mehir) hakkındaki incelemeyi iki yönden ele almak gerekir:

1- Cinsiyet değişimi ve onun daimi evliliğin mihrine etkisi.

2- Cinsiyet değişimi ve onun geçici evliliğin mihrine etkisi.

1- Cinsiyet değişimi ve daimi evlilikte kadının mihr meselesi.

Daimi akit okunduğunda ve sonrasında eşlerden biri cinsiyet değiştirirse doğal olarak eski evlilik geçersiz olur. Mihrin ödenmesi konusunda dört ihtimal (görüş) vardır. Bu dört ihtimal kısaca şöyledir:

1.İhtimal: Mihrin hiç bir şekilde ödenememesi.

Birinci ihtimalde, eşlerden birinin cinsiyet değiştirmesiyle evliliğin bozulmasından sonra -ister cinsel ilişki olsun ister olmasın- erkeğin üzerinde asla bir şeyin olmamasıdır. Yine kadın veya erkekten birinin cinsiyet değiştirmeside farketmiyor. Kısacası eski evliliğin geçersiz olmasının yanı sıra erkeğin üzerinde herhangi bir şey yoktur.

Bu ihtimali şöyle açıklamışlardır: Evliliğin hakikatı, kadının mihr karşılığında itaat etmesidir. Cinsiyet değişimi bu anlaşmanın bozulmasına neden olmakta ve her iki karşılık ilk yerine dönmek zorundadır. Dolayısıyla kimsenin üzerine bir şey gelmez. Hatta mihri daha önce ödemiş olsa, mihr veya onun karşılığı geri verilmelidir.[1]

Açıklamaya verilen cevap şudur: Birincisi nikahın hakikatı, kadının mihr karşılığında itaat etmesi değildir. Aksine nikahın dayanağı yalnızca ‘icap ve kabül’dür. Mihr ise erkeğin karısına verdiği bir çeşit hediyedir. İlahi kanun koyucu onu nikah rükünlerine ek olarak farz etmiştir.[2]

İkincisi cinsiyet değişikliğinden dolayı nikahın geçersiz olması bozulma manasına gelmemektedir. Zira nikahın bozulması ihtiyar (muhayyer olma) veya talakta dönme gibi bozulma nedenlerinden olursa kabul edilebilir. Oysa burada böyle bir şey söz konusu değil. Burada nikahın geçersiz olması demek zevceliğin baki kalma imkanının olmamasından dolayıdır.[3]

2. İhtimal: Her halükarda mihrin ödenmesi.

Bazı Şii fakihlerinin görüşü[4] olan ikinci ihtimal, cinsiyet değiştiğinde ve eski evlilik batıl olduğunda -cinsiyet değişimi ister cinsel ilişkiden önce olsun, ister sonra- erkeğin mihrin tümünü ödemeye mecbur olmasıdır. İmam Humeyni bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Bir kadın evlendikten sonra cinsiyet değiştirip erkek olursa, evlilik değişme anından itibaren batıldır. Ve erkek, cinsiyet değişiminden önce cinsel ilişkiye girmişse kadının bütün mihrini ödemelidir. Cinsel ilişki olmamışsa mihriyenin aslının düşmesi zor ve mihriyenin ödenmesi en iyisidir. Aynı şekilde bir kadın bir erkekle evlenir ve erkek cinsiyetini değiştirirse, değişim anından itibaren evliliği geçersiz olur. Eğer cinsel ilişki olmuşsa kadının mihrini vermelidir, olmamışsa güçlü görüşe göre ödemelidir.’[5]

İkinci ihtimal hakkında demişlerdir ki, nikah okunduğu için mihrin tümü erkeğin (kocanın) üzerinedir. Eğer talak olursa veya ‘evliliğin mevzusu’ cinsiyet değişiminden dolayı ortadan kalkarsa ‘mihrin tümünün kadının olması’ konusuna etkisi yoktur.[6] Ayrıca evlilik kadının mihre malik olmasını gerektirmektedir. İstishab kaidesine göre de bu mülkiyet, cinsiyet değişiminden dolayı akdin geçersiz olmasından sonrada kalmaktadır.[7]

3. İhtimal: Cinsel ilişki olmuşsa mihrin tümünün, olmamışsa yarısının ödenmesinin farz oluşu.
Eşlerden birinin cinsiyet değişimi cinsel ilişkiden sonra olursa mihrin tümünün ödenmesi eski erkeğin üzerinedir. Ama ilişkiden önce olursa mihrin yarısı erkeğin üzerine olur.[8] İran’ın medeni kanunun 1092. maddesi, meşhurun görüşüne uyarak mihrin tümünün ödenmesini cinsel ilişkiye bağlamıştır.

Bu ihtimalin açıklamasında demek gerekir ki, rivayetlere[9] ve şöhret-i fetvaya[10] göre mihriyenin tümünün ödenmesi cinsel ilişki nedeniyledir. Buna göre eşler cinsel ilişkiden önce talak veya cinsiyet değişimi nedeninden dolayı birbirlerinden ayrılsalar, sadece mihriyenin yarısı farz olur. Cinsiyet değişimi, cinsel ilişkiden sonra olursa mihriyenin tümünü ödemek farz değildir.

4. İhtimal: Kadın kocasından izin almadığında mihrin düşmesi.

Bu ihtimale göre cinsiyet değişimi kadından taraf ve kocasının izni olmadan gerçekleşirse erkeğin üzerinde bir şey yoktur. Ama eğer erkek cinsiyet değiştirirse mihriyeyi karısına vermek zorundadır. Ancak bu değişim ilişkiden önce olursa yalnızca mihrin yarısı üzerine gelir.[11]

Bu ihtimalin açıklamasında denilebilir ki, erkek, yaşayabileceği biriyle eş olmak için evlenmeye ve mihr vermeye hazır olmuştur. Dolayısıyla eşini onun elinden alan ve onu yalnız bırakan kimse bir çeşit ona maddi zarar vermiştir ki, buda zemanete neden olur. Bu yüzden cinsiyetini değiştiren eş mihri ödemekle sorumludur. Daha önce mihri almışsa geri vermelidir, eğer almamışsa almaması gerekir.

Toparlama ve Sonuç

Cinsiyet değişimi ve daimi evlilikte mihr meselesinde toplam dört ihtimal ya da görüş beyan edildi.

Anlaşıldığı kadarıyla birinci görüş, yani ‘mihrin ödenmemesi’ geçersiz bir görüştür. Dördüncü görüş ise

yeterli ispat gücüne sahip değildir. Üçüncü görüş, yani ‘cinsel ilişki olursa mihrin tümü, ama olmazsa yarısının ödenmesi daha yakini ve meşhurun görüşüyle rivayetlere daha uygundur.

2- Cinsiyet değişimi ve onun geçici evlilikteki mihre etkisi.

Geçici nikahla daimi nikahın arasıdaki asıl farklardan birisi mihrin daimi evlilikte asıl rükün olmaması, ama geçici nikahta asıl rükün olmasıdır. Bu yüzden geçici akitte mihr zikredilmezse nikah batıl olur. Kısacası kadınla erkek, geçici evlilik yaparlar ve eşlerden biri cinsiyet değiştirirse mihrin durumu ne olacak? Bu meseleyide iki halette inceleyeceğiz:

1- Erkeğin geçici evlilikte cinsiyet değiştirmesi ve mihriye meselesi.

Örneğin kadınla erkek arasında altı aylığına ve altı adet çeyrek altına geçici evlilik yapılmış olsun. Sonra erkek üç ay geçtikten sonra cinsiyet değiştirsin. Doğal olarak geçici evlilik geçersiz olacaktır. Çünkü erkekle kadının evlenme meselesi kadınla kadının evlenmesine dönüşmüştür. Eski erkek mihriyenin tümünü eski karısına ödemek zorundadır. Çünkü kendisi evliliğin batıl olmasına neden olmuş ve evliliğin mevzusu onun cinsiyet değiştirmesiyle ortadan kalkmıştır. Erkeğin cinsiyet değiştirmesi, onun geçici evlilikten vazgeçmesi veya süreyi bağışlaması gibidir. Erkek geçici evlilikte ne zaman geri kalan süreyi bağışlarsa ve geçici evliliği bitirirse geri kalan günlerin mihriyesini eski karısına ödemelidir.[12]

2- Kadının geçici evlilikte cinsiyet değiştirmesi ve mihr meselesi.

Galiba geçici evlilik, rivayetler gereği[13] muavezelerdendir (karşılıklı verilen şeyler), yani mihriye onda kiradaki ‘karşılık’ yerindedir. Her neyse geçici evlilik -ister tenzili olsun, ister hakiki- kiranın mısdaklarından sayılmakta ve mihr onun mühim rükünlerindendir. Öyleki eğer mihr olmazsa veya geçersiz olursa veyahut başkasının malı olursa geçici evlilikte geçersiz olur. Ama daimi evlilikte mihr belirlenmezse evlilik yinede geçerlidir.

Bu yüzden Şii fakihlerin görüşüne göre eğer geçici evlilikte kadın sürenin bir kısmında anlaşmaya uymazsa ve itaat etmezse o miktarda mihrinden kesilir.[14]

Sonuç şu ki, eğer kadın cinsiyet değiştirirse anlaşmaya uymadığı süre miktarınca mihri geri vermelidir. Ancak kadın, kocasının izniyle bu işi yaparsa sorumlu değildir. Zira bu durumda kocanın kendisi buna izin vermiş ve bu izin kadını süreden muaf tutmak sayılabilir.[15]


[1] -Muhammed Mümin, Kelimat-ı Sedide Fi Mesailin Cedide, s.111; Seyyid Muhsin Harrazi, Tağyir-ul Cins, Mecelle-i Fıkh-i Ehl-ul Beyt (Arapça), sayı:23 (h.ş.1379), s.252.

[2] -a.g.e.

[3] -a.g.e.

[4]-Ğulam Hüseyin Hudadadi, Ahkam-ı Pezeşkan ve Bimaran (Ayetullah Muhammed Fazıl Lenkerani’nin fetvaları), s.352-353; Ayetullah Yusuf Sanii, İstiftaat-ı Pezeşki, c.2, s.92-94.

[5] -İmam Humeyni, Tahrir-ul Vesile, c.2, s.599, Mesele:3.

[6] -Ahmed Mutahhari, Müstened-i Tahrir-ul Vesile (Mesail-u Müstahdese), s.192-193.

[7] -Muhammed Mümin, a.g.e.

[8] -Muhammed İbrahim Cennati, Risale-i Tevzih-ul Mesail (İstiftaat), c.2, s.255; Ayetullah Lütfullah Safi Gulpaygani, Gencine-i Sualat-ı Fıkhi ve Kazai, 5868. Soru; Muhammed Mümin, a.g.e, s.114.

[9] -Şeyh Hürr-ü Amuli, Vesail-uş Şia, c.15, s.65, Mihr bablarından 54. Bab.

[10] -Ayetullah Muhammed Hüseyin Necefi, Cevahir-ul Kelam, c.31, s.80.

[11] -Ayetullah Yusuf Sanii, Mecma-ul Mesail (İstiftaat), c.1, s.465 ve İstiftaat-ı Pezeşki, c.4, s.105-106.

[12] -Muhammed Mehdi Keriminiya, Berresi-i Fıkhi-i ve Hukuki-i Tağyir-i Cinsiyet (Payanname-i Sath-ı 4 Havza, Kum), s.298.

[13] -Cami-ul Ahadis, c.21, s.24.

[14] -Ayetullah Muhammed Hüseyin Necefi, a.g.e, c.30, s.168-170; Seyyid Mustafa Muhakkik Damad, Hukuk-u Hanevade, s.320.

[15] -Seyyid Muhsin Harrazi, Tağyir-ul Cins, Mecelle-i Fıkh-i Ehl-ul Beyt (Arapça), sayı:23, s.255.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
    18624 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin ...
  • Hazreti Şuayip’in biyografisi; doğumu ve ölümü ne zamandı?
    8086 Eski Kelam İlmi 2019/11/24
    İsmi Kuran’ı Kerim’de on defa geçmiş olan bir peygamberdir Şuayip (a.s).[1] Arap toplumuna gönderilmiş ve Arapça konuşan bir peygamberdi.[2] Hz. Hud ve Hz. Salih (a.s)’dan sonra dünyaya gelmiştir. Hz. Musa (a.s)’in annesiyle aynı asrın insanıydı. Doğum tarihi ile ilgili tarihsel bir veri bulunamamıştır.
  • Orucun başlama anı sabah ezanının ilk vakti mi yoksa ezanın sona ermesiyle mi başlar?
    3420 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/10/02
    Sabah ezanına az bir vakit kala doğu tarafında bir ışık demeti yükselir. Bu ışık demetine ilk fecr veya fecri kazip denir. Bu ışık demetinin yayılmasıyla fecri sadık dediğimiz ikinci fecr zamanı başlar. İşte bu an Sabah namazının ilk vaktidir.[1]Buna binaen oruç tutan ...
  • Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
    11766 Eski Kelam İlmi 2011/12/19
    Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120412 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    14440 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9327 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    7948 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Banyoya götürüp yıkamak ve elbise giydirmek gibi hususlarda karşı cinsiyetten engelli insanlara yardım etmenin sakıncası var mıdır?
    6248 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Mezkûr soruyla ilgili mevcut fıkhî hükmü istemeniz nedeniyle, mercilerin bürolarından bunu sormayı gerekli gördük. Alınan cevaplar aşağıda yer almaktadır:Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Başka bir şahsın avretine bakmak ve dokunmak haramdır.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Aynı cinsiyetten birine ulaşılamadığı durumda ...
  • Eğer erkek karısıyla cinsel ilişkiye girmeden önce ölürse, onun mehriyyesi yarı mı olur?
    5931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mezkûr soruyu Ayetullahların bürosuna yolladık ve aşağıda onlardan bir grubun elimize şimdiye dek ulaşan fetva yanıtını size takdim ediyoruz: Hz. Ayetullah Hamaney’in (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyye yarı olur.Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyyenin kâmil olarak ödenmesi gerekir. Hz. Ayetullah Mehdi ...

En Çok Okunanlar