Gelişmiş Arama
Ziyaret
8795
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası nasıl yazıldı?
Soru
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası nasıl yazıldı?
Kısa Cevap

İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, devletle İran halkının mahiyet, görev ve hakları hakkında olup İslam dini şeriatı esası üzerine yazılmıştır. İran İslam cumhuriyeti halka dayalı dini bir sistem olduğu için anayasasıda halkın katılımı ve İslam dini şeriatı esası üzerine yazılması gerekmekteydi. Bu yüzden anayasa şu merhalelerden geçerek yazıldı:

1- İslam kanunlarına ve bu alanda başarıya ulaşmış diğer ülkelerin anayasalarına göre ülkenin düşünürleri tarafından bir taslağın hazırlanması.

2- Bütün alanlarda ve farklı siyasi görüşlerin olduğu, halkın direkt ve çoğulcu seçimiyle çok güçlü bir anayasa uzmanlar meclisinin teşkili.

3- Anayasa taslağının inceleme, değerlendirme, maddelerinin tek tek onayı, açıklamalar, son halinin hazırlanması halkın seçtiği anayasa uzmanları tarafından h.ş. 24/Aban/1358’de ve 12 fasılda, 175 asıl ve bir mukaddime ve hatime’de yapılması.

4- Anayasa, uzmanlar meclisinde yazıldıktan sonra genel bir referanduma gidilmesi.

5- Halkın h.ş. 12/9/1358’de çoğulcu ve yüksek katılımı.

6- İran İslam Cumhuriyetinin kurucusu İmam Humeyni’nin (k.s), ‘veliyy-i fakih’ olarak seçilmesi.  

 Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti.

Ayrıntılı Cevap

İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, insanla Allah arasındaki ilişkinin yanı sıra halkın ve devletin temel vazifelerini belirlenmiş, devlet, hükümet ve halkın haklarının vasfı hakkında İslam şeriatı esası üzerine yazılmıştır. Bu kanun insanın Allah-u Teala’ya karşı görevlerini, bireylerin birbirlerine karşı haklarını belirlemiş, velayeti fakihe ve fakihlerin daimi içtihadına dayalı, Allah’ın kitabı ve Masumların (a.s) sünnetinden çıkarılarak halkın kabul ve desteğini alan dine dayalı halkçılığın bir göstergesidir.

‘Şeriat’tan alınmış anayasa’ diye de adlandırabileceğimiz İslam cumhuriyetinin anayasası, mukaddes şeriata dayanılarak yazılmıştır.

İmam Humeyni’nin (k.s) daha devrimin başlangıcından itibaren ‘hükümetin şekli’ ve ‘anayasa’ hakkındaki görüşü, halka belli bir yönetim şekli dayatılmadan halkın direkt katılımıyla bir refandum yapılmasından yanaydı. Buna göre yönetim şeklinin belirlenmesi için h.ş. 12/Ferverdin/1358’de bütün ülkede oylamaya gidildi ve %98 gibi yüksek bir oyla yönetim şekli halk tarafından ‘islam Cumhuriyeti’ olarak belirlendi.

Sonraki merhalede İmamın (r.a) fermanıyla hazırlanan, inkılap şurası ve geçici hükümetin üzerinde çalışıp incelenen anayasa taslağı, h.ş. 24/3/1358’de yüksek tirajlı gazetlerde halkın ve düşünürlerin görüş ve onayına sunuldu. İmam Humeyni’nin (r.a) tekidiyle anayasanın son halini inceleyecek uzmanlar meclisinin kurulması için bu meclisin seçim kanunu tasvip edildi. Bu seçim h.ş. 12 Mordad 1358’de yapıldı ve 75 kişi vekil olarak seçildi. Uzmanlar meclisi h.ş. 28 Murdad 1358’de İmam Humeyni’nin (r.a) mesajıyla açılış yaptı.

Bu mesajda şu konular üzerinde durulmuştu:

a) Devrimin hedefi ve zaferin sırrı İslam’dır. Halkımız merkezden ülkenin en uzak noktasına kadar kanlarını hediye ederek, Allah Ekber feryatlarıyla İslam cumhuriyetini istedi ve resmen kabul etti.

b) Bu yüzden kanunlar yüzde yüz İslam’a göre olmalıdır. Eğer bir madde bile İslam ahkamına aykırı olursa bu, halkın tamamına yakın çoğunluğun oylarına karşı durmak ve temsilcilikten çıkmak demektir.

c) İslam ahkamına aykırı olup olmadığıkonusu yalnızca mecliste olan değerli alimlerin yetkisindedir. Hukuki, idari ve siyasi alanlarda diğer temsilcilerin uzmanlıklarından faydalanılmalıdır.

d) Doğu ya da batının mekteplerine yönelen kimseler olursa kendilerini dalalet yolundan uzaklaştırmalılar. Zira halkımızın hayır ve saadeti kendi bölgelerinde bile reddedilen, yıkılmaya ve zevale yüz tutmuş böyle mekteplerden uzak kalmaktır.

Böyleleri İslamı kendi reylerine göre tefsir etmekten sakınmalıdırlar. Zira İslamın yüce ve derin maarifine muhalif deliller dikkate alınmadan ve fıkhi deliller her yönden incelenmeden saçma istidlaller ve yüzeysel tevillerle ulaşılamaz.

f) Seçilen alimler, İslami görüşlerini söylerken batı yanlısı yazarların yaygaralarından korkmasınlar ve anayasanın, halkın bütün kesimlerinin menfaatlarının, hukukunun korunup desteklenmesi, her türlü yersiz ayrımcılıktan uzak ve gelecek nesillerin menfaat ve haklarının ön görülmesi yönündeki meziyetleri ve özellikleri toplaması için çaba harcamalıdırlar. Yanlış ve kasıtlı tefsirlere engel olacak şekilde açık olmalı, İran İslam devriminden ilham alarak İslami hükümet kurmak isteyen bütün İslami hareketlere örnek ve kılavuzluk etmelidir.[1]      

Bu meclis, şehid Beheşti’nin dirayet ve müdüriyetiyle, üç ay durup dinlenmeden yapılan çalışmaların sonucunda İran İslam Cumhuriyeti anayasası h.ş. 24 Aban 1358’de 12 fasıl, 175 madde, bir mukaddime ve hatime ile yazıldı. Bu kanun h.ş. 12/9/1358’de İran halkının son onayını aldı.

Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti. [2]

Anayasanın yazılması ve onayı konusunda daha fazla bilgi için bkz: Abbasali Amid Zencani, Tarihçe-i Hukuk-u Esasi-i Cumhuri-i İslami-i İran, Fıkh-ı Siyasi, c.1 veya şu adrese bakınız:

http://www.hawzah.net/Hawzah/Articles/Articles.aspx?id=5153


[1] -İmam Humeyni’nin Uzmanlar meclisine gönderdiği mesajın özeti.

[2] -Kanun-u Esasi ve Zemanetha-i İcrai-i An, Merkez Mutalaat ve Pejuheşha-i Ferhengi-i Havza-i İlmiyye-yi Kum, bir grup araştırmacı, Goftar-ı Evvel, 1. Baskı, h.ş.1380, az bir değişiklikle.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar