Gelişmiş Arama
Ziyaret
8702
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Kendisi için zararlı olduğu takdirde hastanın oruç tutması farz mıdır?
Soru
İslam dinine geçmek isteyen bir dostum var. O, İslam’ın dört rüknünü kabul etmektedir, ama Ramazan ayı hakkında benden bir soru sordu. (Kendisinin sadece bir böbreği bulunmaktadır ve ülkesinin (Fransa) doktorları kendisine günde bir litre su içmesini tavsiye etmişler) Kendisinin oruç tutması farz mıdır?
Kısa Cevap

Taklit mercileri ve İslam âlimlerinin fetvalarına göre, oruç hastaya önemli bir zarar verirse kendisinin oruç tutması farz değildir.[1] Kur’an bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.”[2] Ama hastalığı yıllar süren bir hastanın iyileştikten sonra oruç tutmadığı yıllar için fakirlere yedi yüz elli gram miktarında erzak (buğday, arpa vb.) vermesi gerekir.[3] Evet, eğer insanın çok susamaya neden olan bir hastalığı varsa ve susuzluğa tahammül edemiyorsa veya onun için meşakkatli ise, oruç kendisi için farz değildir ve oruç tutmak kendisi için mümkün değilse, her gün yedi yüz elli gram erzak vermesi de gerekmez. Ama her ne kadar zorluk ve meşakkat ile birlikte olsa da imkânı varsa kefaret vermesi lazımdır.[4] Başka bir ifadeyle eğer insanın çok susamaya neden olan bir hastalığı varsa ve susuzluğa tahammül edemiyorsa veya onun için meşakkatli ise, oruç kendisi için farz değildir[5], ama ikinci durumda[6] her gün için fakirlere yedi yüz elli gram buğday, arpa vb. vermesi gerekir.[7] Farz ihtiyat[8] gereği mecbur olduğu ölçüden fazla su içmemesi, sonra edebildiği takdirde oruç tutması ve tutmadığı oruçları kaza etmesi gerekir.[9]    



[1] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 966, mesele. 1743.

[2] Bakara, 184.

[3] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1,mesele. 1707.

[4] Necatü’l-İbad, (lil-İmami’l-Humeyni), s. 168.

[5] (Behçet) Ama sonraki Ramazana kadar oruç tutabilirse kazasını tutması farzdır ve gücü yoksa her gün için yedi yüz elli gram miktarında buğday, arpa vb. erzakı sadaka olarak vermesi gerekir. (Sistani) Ama ikinci durumda her gün için fakire yedi yüz elli gram erzak vermesi gerekir ve eğer sonra tutma gücü olursa kaza etmesi farz değildir.

[6] (Gülpaygani, Safi) İlk durumda da ihtiyat gereği lazım …

[7] (Hoyi, Tebrizi, Zencani, Fazıl)Her gün için fakire yedi yüz gram erzak vermelidir … .

[8] (Hoyi, Gülpaygani, Tebrizi, Zencani, Fazıl, Safi) Müstehap ihtiyat … .

[9] (Mekarim) Çok susamaya neden olan bir hastalığı olan ve oruç tutma gücü olmayan veya oruç tutmanın kendileri için çok zor olduğu kimselerin oruç tutması farz değildir, ama her gün için önceki meselede (1725) işaret edildiği gibi yedi yüz elli gram kefaret vermeleri gerekir. Ayrıca mecbur oldukları miktardan fazla su içmemeleri daha iyidir ve eğer sonra kaza edebiliyorlarsa farz ihtiyat gereği kaza etmeleri gerekir. Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 957, mesele. 1727.  

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Düzen kanıtı ve evrim teorisi
    9415 İslam Felsefesi 2012/11/11
    Bazıları, yaratıklardaki mevcut düzen hakkında özel bir açıklama sunan Darwin’in evrim teorisinin tevhitsel bakışı zedelediğine ve böyle bir durumda yaratıklardaki mevcut düzen için hikmet sahibi, bilge ve şuurlu bir düzen kurucuyu varsaymamızın artık gerekli olmadığına inanmaktadır. Bu görüş birkaç neden sebebiyle kabul edilemez:1. Darwin’in ...
  • Doğum günü kutlaması haram mıdır?
    48771 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/11
    Doğum günü kutlaması İslamî geleneklerden değildir ve İslamî öğretilerde insanın kendi doğum gününü kutlaması tavsiye edilmemiştir. Biz bu yeni geleneği kınamak istemiyoruz. Elbette başkalarının geleneklerini körü körüne kabullenmeyi de benimsemiyoruz; zira geleneklerin ümmetin bilincinde derin kökleri olması gerektiğine inanıyoruz. Ama böyle bir geleneğin dayatılmasından sonra onun mükemmel ...
  • Yeni gençlerdeki erginlik buhranı ile depresyon arasındaki fark nedir?
    8477 Pratik Ahlak 2011/09/21
    Gençliğin ilk döneminin ruhsal özellik ve hususiyetleri; kimlik hissi, bedensel ve ruhsal ağır ve belirgin değişiklikler, heyecan eksenli ve duygusal gelişim, toplumsal rüşt ve ahlakî gelişimden ibarettir. Genel olarak gençliğe yeni adım atmış bir insan bu devrede çelişik istek ve arzular taşır ve ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    6827 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • İhtiyat esasınca fetva vermek ne demektir ve bunda başka bir müçtehide müracaat etme hakkı var mıdır?
    8008 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/11/21
    İhtiyat hadis metinlerinden alınan bir kavramdır. Bu kavram hem mukallidin ameli ve hem de müçtehidin fetvası hakkında kullanılmaktadır. Her yükümlü ya müçtehit olmalı ya da bir müçtehidin mukallidi olmalı veyahut (müçtehitlerin görüşlerini yeterli derecede biliyor ve onlara hâkimse) ihtiyat etmelidir. Bu kavramın müçtehit hakkındaki kullanımı üç konudadır:1. Farz ihtiyat.2. ...
  • Nur ayetinin nitelikleri nelerdir?
    27597 Tefsir 2011/06/20
    Kuran amel kitabıdır. Kuranı okumak tefekkür ve iman için bir başlangıçtır. Bu da yine muhtevasına amel etmek için bir vesiledir. Büyük mükâfatların bütünü buradan ve bu şartlarla tahakkuk bulur. Tüm surelerin okumasında hem dünyevi hem uhrevi eserler vardır. Masum imamlar (a.s.) tarafından her surenin fazileti beyan edilmiştir. ...
  • Firavun, Allah’ın imtihan vesile olan ameller aracılığıyla nasıl azap edilmektedir?
    8855 Tefsir 2012/05/16
    İlahi değişmeyen sünnetlerden biri kulların imtihana ve sınamaya tabi tutulmasıdır. Bu imtihan değişik ve farklı sebep, vesile ve olaylar ile gerçekleşir. Bazı durumlarda yüce Allah zalimleri başka fertlerin imtihan vesilesi kılar ve böyle bir durumda zalimlerin ilahi imtihanın vesilesi olduklarına dair haberleri olmaz. Zalimin imtihanın vesilesi karar ...
  • Acaba İmam Ali’nin (a.s) “Beni bırakın ve başkasına sarılın” sözü, imametin ilahi bir makam oluşuyla çelişmiyor mu?
    6646 Eski Kelam İlmi 2011/08/09
       Ali’nin (a.s.) imamet ve velayetinin ilahi bir makam olması ve Allah’ın Onu bu makama seçmesi, kati ve güçlü delillerle ispatlanmıştır. Ama Müminlerin Emir’inin (a.s) “Beni bırakın ve başkasına sarılın” sözü hakkında şunu hatırlatmamız gerekir ki; her ne kadar imametin meşruiyeti ilahi bir seçimle ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6081 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Ziyaeret-i aşurada yapılan lanetler Yezidin oğlu Muaviye’yi de kapsıyor. Oysa onun oğlu Muaviye iyi birisi idi. Bu durumda (tezat içerikli olan) ziyaret-i aşura nasıl muteber olabilir?
    10151 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/12/17
    Ziyaret-i aşurada Yezidin oğlu olmak üzere bütün ümmeye oğullarına lanet edilimiş. Bu arada bazı tarihçiler Yezidin oğlu ve ümmeye oğullarından birkaç tanesini yapmış oldukları hizmetlerden dolayı iyi insanlar şeklinde tanıtmışlardır. Bu ise lanet edilmelerine terstir. Zahiri olarak bir çelişkinin var olduğu görünmektedir ...

En Çok Okunanlar