Gelişmiş Arama
Ziyaret
14293
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Akıl ve düşünceyi eğitmenin ve özgürleştirmenin yolu nedir?
Soru
Akıl ve düşünce nasıl eğitilir, düşünce özgürlüğü nasıl kazanılır?
Kısa Cevap

Akıl, insanın ruhsal boyutuna ait olan iyiyi, kötüyü, kemali, eksikliği, hayırı ve şerri birbirinden ayıran bir kuvvedir. Hayat veren İslam mektebinde akıl yüce bir yere sahiptir.

Aklı ve düşünceyi eğitmenin yollarından bazıları şunlardır: İyi bir mürşit bulmak, kitap okumak, yeryüzünde gezerek geçmişteki insanların yaşamlarını incelemek, Kur’an’ın ayetleri üzerinde düşünmek, körükörüne taklitten uzak kalmak, alimler ve bilginlerle beraber olmak vb. gibi.

Ayrıntılı Cevap

Akıl, insana verilen en değerli nimettir. Bu yüzden insan yaratılmışların en üstünü olmuştur. Bu büyük nimetten dolayıdır ki, insan hayırı şerden, hidayeti dalaletten, dostu düşmandan, nuru zulmetten ayırabilir, kendisini tehlikelerden ve zararlardan koruyabilir. İslamın hayat veren mektebinde akılın yüce bir yeri vardır. Kur’an akıl ve düşünceye önem vermiş, akıl ve düşünce sahiplerine birçok müjde vadetmiştir. İmam Sadık (a.s) akıl hakkında şöyle buyuruyor: ‘Allah’a akılla ibadet edilir, cennet akılla kazanılır...’[1]

Allame Tabatabai (r.a) akıl hakkında şöyle buyuruyor: ‘Akıl insanın en değerli gücüdür.’[2] Akıl yalnız başına bütün gerçeklerin derinliklerine inemediğinden derin bir anlama ve kavrayış için vahiye ihtiyacımız vardır. Akıl’ı eğitmek ve düşünce özgürlüğünü kazanmak, insanı yükselme yolunda harekete geçirir, basiretini artırır. Akıl ve düşünceyi eğitmek, düşünce özgürlüğünü kazanmak için bir çok yol vardır ki aşağıda onlardan bazılarına işaret ediyoruz:

1-İyi Bir Mürşit Bulmak: İmam Ali (a.s) öğrenme yolunda çaba gösteren ve üstattan faydalanan kimseleri saadetli kimselerden saymaktadır.[3]

2-Kitap okumak: İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İlmi konularda çok okumak aklı açar.’[4]

3-Yeryüzünde gezmek ve geçmişte yaşayanların durumunu araştırmak: Kur’an çeşitli ayetlerde insanı araştırmaya dayalı yolculuklara çıkmaya teşvik ederek şöyle buyuruyor:

‘De ki: Gezin yeryüzünde de inkar edenlerin sonları ne olmuş görün.’[5]

‘De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün, ne olmuş günahkarların sonu!’[6]

 ‘De ki: Yeryüzünü gezin de bakıp görün, nasıl yaratmaya başlamıştır; sonra Allah ahiret yaşayışını da meydana getirecektir; şüphe yok ki Allah'ın her şeye gücü yeter.’[7]

‘De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün önce gelip geçenlerin sonları neye varmış; onların çoğu müşrikti.’[8]

4-Allah’ın ayetleri üzerinde düşünme: Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün ard arda gelişlinde akıl sahipleri için deliller vardır. Kur’an, Allah’ın ayetleri üzerinde düşünen kimseleri akıl ve düşünce sahibi olarak kabul ediyor ve şöyle buyuruyor: ‘...Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar ve göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, noksan sıfatlardan arısın sen, koru bizi ateşin azabından.’[9]

 

5-Körü körüne taklitten sakınmak: Kur’an atalarını körükörüne taklit eden müşrikleri kınayarak şöyle buyurmaktadır: ‘Onlar, kötü bir iş yapınca derler ki: ‘Babalarımız da, bu işi yaparlardı, onları öyle bulduk ve bunu bize Allah emretti.’ De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah'a, bilmediğiniz şeyi mi isnad ediyorsunuz?’[10]

 

6-Alimler, bilginler ve düşünenlerle beraber olma: Emir-ül Müminin (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Akıl sahipleriyle ilişkiyi kesmek, cahillere katılmaka eş değerdedir.’[11] Veya Peygamberimiz (s.a.a) bir rivayetin bir bölümünde şöyle buyuruyor: ‘Akıl sahibi biri gece ve gündüzünü dört kısıma ayırmalıdır: ...Bir bölümünü de dinine yardımcı olacak alim birinin yanında geçirmesi.’[12]

 

7-Düşünerek hareket etmek: Peygamberler (a.s) davetlerinde insanları hep düşünmeye ve basiretli olmaya davet etmişlerdir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘De ki: İşte bu, benim yolum; ben de can gözüm açık olarak sizi Allah'a çağırmadayım...’[13] Resulullah (s.a.a) ise şöyle buyuruyor: ‘Kemale ulaşmak için aklın kılavuzluğuna teslim olun ve pişman olmamak için ondan yüz çevirmeyin.’[14]

 

8-Hislerin akıla galebe etmemesi, aklın gelişmesine ve düşüncenin özgürlüğüne neden olan şeylerdendir. İmam Seccad (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘En büyük sermayesi aklı olmayan kimsenin helakı çok kolay olur.’[15]

Sonuç olarak diyoruz ki, düşüncenin eğitilmesi ve düşünce özgürlüğünün kazanılması için ayet ve rivayetlere uyulduğunda insan önemli ölçüde ilerler ve Allah’a olan bilgisini artırır. Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki ancak aklı, anlayışı olanlar, düşünüp ibret alırlar. Onlardır Allah'la ahdettikleri şeye vefa edenler ve verdikleri sözden caymayanlar. Onlardır Allah neyi ulaştırmayı emrettiyse ulaştıranlar. Rablerinden ürkerler ve kötü hesaptan korkarlar. Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namaz kılarlar, kendilerini rızıklandırdığımız şeyden gizli ve açık harcarlar ve kötülüğü iyilikle giderirler.’[16]

Düşünce ve akılın ilerlemesi, Allah’ı tanımaya ve Onun rızasına doğru hareket etmeye neden olur.[17]



[1] -el-Kafi, c.1, s.11, hadis:3.

[2] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, c.3, s.57.

[3] -Nehc-ül Belağa, s.496: ‘İnsanlar üç kısımdır: Ya rabbani alimdir, ya kurtuluş için öğrenendir ya da her sesin peşinden giden ve her rüzgara kapılan ahmak kimselerdir...’

[4] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, a.g.e, c.5, s.413.

[5] -En’am/11.

[6] -Neml/69.

[7] -Ankebut/20.

[8] -Rum/42.

[9] -Al-i İmran/190-191

[10] -A’raf/28.

[11] -Muhammed Hüseyin Tabatabai, a.g.e, c.5, s. 114.

[12] -a.g.e. s. 113.

[13] -Yusuf/108.

[14] -Mustafa Hüseyni Deşti, Maarif ve Maariif (Dairet-ul Maarif-i Cami-i İslami), c.5,

.412.

[15] -a.g.e.

[16] -Ra’d/19-22.

[17] -Bkz: 899. Soru, (Site: 987), Dizin: İslam ve Aklaniyet.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar