Gelişmiş Arama
Ziyaret
35766
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
Soru
16 yaşında iken bir oğlana aşık oldum, ama onun niyetinden haberim yoktu. Allah’tan gaflet etmem ve ona olan aşırı sevgimden dolayı istemeden büyük günah işledim. Ama o bir süre sonra başka biriyle evlenerek beni kendi sorunlarımla baş başa bıraktı. Bende o günden sonra Allah’a sığındım ve inancım günden güne arttı. Ancak bazen istimna günahına düşüyordum. Allah korkusu beni defalarca tövbe etmeye zorladıysa da her defasında da tövbemi bozdum. Son zamanlarda ise ne zaman ibadet etsem her şeye (Allah’ın ve Masumların varlığına, Kur’an’ın doğruluğuna) karşı şeytan bana vesvese vermekte ve onların hakkında şüpheye düşmekteyim. Şüphemin yersiz olduğunu bilmeme rağmen hep günah işlediğim hissine kapılıyorum. Şeytanın bu şerrinden nasıl kurtulabilirim? Allah beni reddetmiş olabilir mi? Oysa ben Allah’ı çok seviyorum.
Kısa Cevap

Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan utanmanız, mayanızın pak olduğunu ve Allah’ın size olan inayetini gösterir. Öyleyse Allah’ın bu lütuf ve inayetini ganimet sayıp, fırsat elinizden kaçmadan gerçek manada tövbe edip daimi olarak kendinizi günahların kötü etkilerinden kurtarın. Ve bilin ki, bu yolda Allah sizin yardımcınızdır, hep sizin yanınızdadır ve sizi yalnız bırakmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Günah kötü kokulu bir bataklık gibi insanı içine çeker ve alteder. Günahlardan tövbe etmek ve ciddi anlamda onlardan dönmek insanı kurtuluşa götüren ve rahmet kapılarını insanın yüzüne açan büyük bir başarıdır. Bu aşamaya (tövbe) gelen kimse günahla olan mücadele azmini güçlendirmeli ve her zaman bu halini korumalıdır.

Bu yolda ki çok önemli mesele, Allah’ın tövbe edenlere lütuf ve inayetiyle yaptığı yardımdır. Zira gerçek tövbe, günahın bütün gazaplarını, uhrevi cezaları ve kötü etkilerini Allah katında tümüyle siler. Nitekim Kur’an buyuryor: ‘De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter, şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir’ [1] - [2]

Düşünce ve kalbinize gelen vesvese ve şüphelerin sizi merhametli mabudun dergahından uzaklaştırmak isteyen şeytandan kaynaklandığını kesinlikle biliyorsunuz. Böyle vesveselerle mücadele etmek için şeytanın sinsi bir düşmanı olduğunu, Allah’ın kullarını yoldan çıkarmak için yemin ettiğini, [3]  bütün amacının böyle vesveselerle salih kulları merhametli olan Allah Teala’dan uzaklaştırmaya neden olacak ortamı hazırladığını bilmek gerekir. O, insanların Allah’ın rahmet ve hidayetinden ümit kesmesini sağlayacak şekilde günahlara sürüklenmesini istiyor. Oysa Allah, ister günahkar olsun ister zalim bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Ancak kullarının kötü amellerini sevmediği için de onların en üstün ve azizlerini yani peygamberleri ve masum imamları (a.s) onların hidayeti için göndermiştir. Onlardan biri olan Hz. Mehdi’yi de (a.s) yaşatmış ve düşmanların tehlikelerinden uzak tutarak naiplerinin aracılığla hidayet yolunu bulmaları için gaybette tutmuştur. Öyleyse hiç bir günahkarın, hangi şartlarda olursa olsun, günahları ne kadar çokta olsa Allah’ın rahmetinden ümidini kesmeye hakkı yoktur. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor: ‘De ki: Ey nefislerine uyup hadden aşırı hareket eden kullarım, Allah rahmetinden ümit kesmeyin; şüphe yok ki Allah, bütün suçları örter, şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir’ [4] - [5] Çünkü Allah’ın rahmetinden ümit kesmek demek Ona karşı suizanda bulunmak demektir ki bu da büyük günahtır. Zira günah ne kadarda büyük olursa olsun yine de Allah’ın rahmetinden büyük olamaz. Bu esasa göre halvetinizde günahlarınızdan dolayı Allah’tan utanıyorsanız bu sizin mayanızın pak olduğunu ve Allah’ın size olan inayetini gösterir. Geçmişteki günahlarınızdan dönmek ve onları telafi etmek amacında olmanız, Allah’ın sizin aklınıza böyle bir şeyi getirdiğinin, bu şekilde Onun yardımıyla kendinizi günahların bataklığından kurtarmanızı irade ettiğinin işaretidir. Öyleyse Allah’ın bu lütuf ve inayetini ganimet sayıp, fırsat elinizden kaçmadan gerçek manada tövbe edip daimi olarak kendinizi günahların kötü etkilerinden koruyun. Ve bilin ki, bu yolda Allah sizin yardımcınızdır, hep sizin yanınızdadır ve sizi yalnız bırakmayacaktır.

Allah’ın rahmetine ümit bağlamak, günahlardan pişmanlık duymak ve sonunda gerçek ve ihlaslı olarak tövbe etmek Allah’ın sevdiği kulu olma yolunda atılan önemli bir adım ve şeytanın endişelendiği yol olan hidayete yoludur.
Daha fazla bilgi için bak:

1-Dizin: Günahlardan Temizlenmenin yolları. Soru:798 (Site:860)

2-Dizin: Günaha Israr Etme Neticesinde Cezanın Şiddetlenmesi. Soru:10240 (Site:10173)

3-Dizin: Büyük Günahların Bağışlanması. Soru:843 (Site:914)

4-Dizin: Korunmak İçin Günahları Terketmenin Süresi. Soru:8455 (Site:8453)

5-Dizin: Allah’ın Sevgisini Kazanmanın yolları. Soru:2484 (Site:2469)

6-Dizin: İstimnadan Tövbe Etmek. Soru:2144 (Site:2268)      



[1] -Zümer/53

[2] -Dizin: Günahtan Tövbe Etmek. Soru:3192 (Site:2047)’den alınmıştır.

[3] - ‘Gerçek demişti, yüceliğine andolsun ki onların hepsini azdıracağım.’ (Sad/82)

[4] -Zümer/53

[5] -Dizin: İstimnadan Tövbe Etmek. Soru:2144 (Site:2268)     

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar