Gelişmiş Arama
Ziyaret
6947
Güncellenme Tarihi: 2011/07/14
Soru Özeti
Yerin küresel oluşu hakkında Kur’an’ın görüşü nedir?
Soru
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.” “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?” Allah yerin bir halı gibi düzgün olduğunu bildirmektedir. Bu ayetler yerin küresel olmadığına delalet etmiyor mu?

Kısa Cevap

Yüce Allah Kur’an’da yeri insan yaşamı için hazır ve elverişli bir mekân olarak tanıtmaktadır. Ama Kur’an’da yer hakkında kullanılan “medde” ve “musattah” gibi kelimeler, düzgünlük ve yaymak anlamında (çarpıklık ve alçaklık ve yüksekliğin karşıtı olarak) ifade edilmiş ve küresellik anlamının karşısında kullanılmamıştır. Bundan dolayı Kur’an’da yerin (küresel olmanın karşısında) düzgün olduğuna açıkça delalet eden hiçbir ayet mevcut değildir; zira ayetin orijinalindeki “medde” kelimesi rahatlık ve asayişi yaymak manasına gelip küresel olmanın karşısında yer almaz, çarpıklığın karşısında yer alır. “Mihad” da yeryüzünde insanın rahatlık hissetmesi için Allah’ın karar kıldığı asayiş açılımının beyanı hakkındadır. O halde bu ayetler, Kur’an’ın yeryüzünün küresel olduğunu reddettiğine hiçbir şekilde delalet etmemektedir. Bilakis Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla tamamıyla uyuşan ve yeryüzünün küresel olduğunu doğrulayan birçok ayet mevcuttur. Bu da Kur’an’ın ilmî mucizelerinden olup onun azametine ve ilahî olduğuna delalet etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Muhterem kullanıcının isnatta bulunduğu ayetlerin yeryüzünün küresel oluşuyla çelişip çelişmediğinin aydınlanması için ilgili ayetlerin tefsirine müracaat etmemiz gerekmektedir:

A. Birinci Ayet: : “Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.”[1]

“Medde Arz” yerin boylam ve enini genişletmek manasındadır. Eğer Allah yeryüzünü genişletip yaymasaydı ve yeryüzü sadece dağ silsileleriyle donatılmış olsaydı, orası çiftçilik ve yerleşmeye elverişli olmaz ve canlılar yaşam erginliklerine ulaşamazlardı.[2] “Medde” ve genişletip yaymaktan maksat, yeryüzünün küresel olmadığı değildir, sadece yeryüzünün tümüyle girintili ve çıkıntılı bir şekilde yaratılmadığı kastedilmektedir. Eğer böyle yaratılmış olsaydı insan yeryüzünde rahatça yaşayamazdı. Çiftçilik yapamaz ve rahatlık altyapısını hazırlayamazdı. Nitekim insana rahat veren nimetleri sayan sonraki ayetlerin akışı da bu konuya delalet etmektedir.

B. İkinci Ayet: “Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?”[3]

Bu ayetteki “mehad” kelimesi hazır, düzgün ve düzgün mekân” manasındadır ve bebeğin istirahat etme yeri (beşik veya yatak) manasına gelen“mehd” kökünden türemiştir.[4] Bu yüzden bebek için hazırlanan beşiğe de mehd denmektedir.[5] Bundan dolayı mehd ve mihad, beşik gibi yetişmeye elverişli yer anlamındadır. Nitekim bir başka ayette Yüce Allah şöyle buyuruyor: “O ki size arzı bir beşik yaptı.”[6] Bu aynı “O, sizin için yeryüzünü bir döşek kıldı”[7] ayetinin manasını taşımaktadır.[8] Bu esas uyarınca şöyle söylenebilir: Bu ayet, yeryüzünün ilahî bir nimet olarak, tıpkı huzuru sağlayan “mehd” ve beşik gibi varlıklar ve özellikle de insanın rahatlığı için yaratıldığını beyan etmek istemektedir. Öte taraftan uzmanların belirttiğine göre Kur’an’da yeryüzünün küresel oluşuyla uyuşan ve bağdaşan bir takım ayetler mevcuttur. Bu ayetler Kur’an’ın ilmî mucizesi olarak lanse edilmiştir. Aşağıda onlardan bazılarına işaret edeceğiz.

1. Birinci Ayet: “Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örtendir.”[9] Bu ayet gecenin gündüzü kuşattığını anlatmaktadır. Yani gündüz olan tüm mekânları gece kuşatmaktadır. Eğer yeryüzü küresel olmasaydı, gecenin daima gündüzü kuşattığını ve takip ettiğini söylememiz doğru olmazdı; zira bu durumda sadece gecenin birkaç saati gündüzü takip etmiş olacaktı ve yeryüzünün sonuna yaklaştıklarında da gündüz dönecek ve geceyi takip edecekti. Başka bir ifadeyle bir gün gece gündüzü ve sonraki günde de gündüz geceyi takip edecekti. O halde Kur’an’ın mutlak bir şekilde gecenin gündüzü takip ettiğini bildirmesi, yeryüzünün küresel olması dışında başka bir şeyle uyuşmamaktadır.[10]

2. İkinci Ayet: “… Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor…”[11]

Bu ayetin tefsiri hakkında şöyle yazılmıştır: Eğer bir insan yerkürenin dışında duracak ve yerin güneş etrafındaki doğal hareketine ve de gece ve gündüzün dönüşümüne bakacak olursa, sanki düzenli bir şekilde bir taraftan gecenin siyah şeridinin gündüzün aydınlığını örttüğünü ve öte taraftan da gündüzün beyaz renginin de gece siyahlığını örttüğünü görecektir. Ayetin orijinalindeki “yekur” fiili “tekvir” maddesinden gelip örtme manası taşımasından da yerin küresel olduğu, kendi etrafında döndüğü ve bu dönmeyle gecenin siyah şeridi ve gündüzün beyaz şeridinin sürekli onun etrafında döndüğü noktası aydınlanmaktadır. Sanki bir taraftan beyaz şerit siyahı ve diğer taraftan da siyah şerit beyazı örtmektedir.”[12]

3. Üçüncü Ayet: “Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter.”[13] Seyid Hebehuddin Şehristani bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu ayet doğular ve batıların çokluğuna ve de yeryüzünün küresel olduğuna delalet etmekte ve aynı şekilde yeryüzünün her noktasının başka bir grup için batı olduğunu gerektirir. O halde doğular ve batıların çok olması yeryüzünün küresel olmasıyla bağdaşmaktadır.”[14] Bunun açıklaması şudur: Eğer yeryüzü düzgün olsaydı sadece bir doğu ve batı var olacaktı. Ama yeryüzünün küresel olması durumunda onun birçok doğu ve batıya sahip olması icap edecektir. Çünkü bu durumda yeryüzünün dönmesi nedeniyle mekânların doğu ve batıları farklı olacaktır.[15]

4. Dördüncü Ayet: “Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!”[16] Bazı müfessirler bu ayeti, A’raf suresinin 137. ayetini, Saffat suresinin 5. ayetini ve Mearic suresinin 40. ayetini yeryüzünün küresel oluşunun delilleri addetmekte ve bunu Kur’an’ın ilmî mucizelerinden biri olarak telaki edip şöyle yazmaktadırlar: Yerin düz olması, onun küresel olmasına bir engel teşkil etmez; çünkü her kürenin bir düzlemi de bulunmaktadır. Bu yüzden hendesede küreyi düzlemin kısımlarından biri saymaktadırlar. Küreselin mukabilindeki manasıyla düz olmak yeni hendesî bir ıstılahtır ve ayetteki düzlemden kastedilen ise yaymaktır.[17] Netice olarak Kur’an yeryüzünü (küresel olmanın karşısında) düz bilmemektedir ve buna ek olarak yeryüzünün küresel oluşuyla bağdaşan birçok ayet mevcuttur.



[1] Hicr, 19.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 12, s. 138 ve 139, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[3] Nebe, 6.

[4] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 26, s. 16-17.

[5] Meryem, 29, کَیْفَ نُکَلِّمُ مَنْ کانَ فِی الْمَهْدِ صَبِیًّا

[6] Taha, 53.

[7] Bakara, 22.

[8] Husrevî Hüseyni, Seyid Ali Rıza, Tercüme Ve Tahkik-ı Müfredat-ı Elfaz-ı Kur’an, s. 261, İntişarat-ı Murtezevi – Tahran, çap-ı dovvom, 1375 ş; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, c. 20, s. 161 ve 162.

[9] " یُغْشِی اللَّیْلَ النَّهارَ یَطْلُبُهُ حَثِیثاً"

[10] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsir-i el-Mizan, Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır, Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 10, s. 222, Defter-i İntişarat-ı İslamî Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, çap-ı pencom, 1317 k; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 52 ve 53, Daru’lKütübi’l-İslamiye-Tahran, çap-ı evvel, 1374 ş.

[11] Zümer, 5. یُکَوِّرُ اللَّیْلَ عَلَى النَّهارِ وَ یُکَوِّرُ النَّهارَ عَلَى اللَّیْل

[12] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 376.

[13] Mearic, 40. " فَلا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشارِقِ وَ الْمَغارِبِ إِنَّا لَقادِرُونَ"

[14] Rızayi İsfahanî, Muhammed Ali, Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, s. 188 ve 189, İntişarat-ı Kitab-ı Mubin, çap-ı sevvom, 1381 ş.

[15] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 19, s. 13 ve 14.

[16] Ğaşiye, 20. و الی الارض کیف سطحت

[17] Guderzi, Necef, Metalıb-i Şegoft Amiz-ı Kur’an, s. 28-30; Emin Ahmed, Kitab-ı Rah-ı Tekamül, c. 7, s. 145; Mahname-i Mekteb-i İslam, sal-ı 12, ş 11; Niyazmend, Yedullah, İ’caz-ı Kur’an Ez Nazar-ı Ulum-i Emruzi, s. 189, be nakl az: Pejuheşi Der İ’caz-ı İlmî Kur’an, Rızayi, s. 190.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar