Gelişmiş Arama
Ziyaret
11781
Güncellenme Tarihi: 2010/12/29
Soru Özeti
Kafi’de sahih hadislerin fazla olmadığı iddiası doğru mudur?
Soru
İddiaya göre, Kuleyni’nin sahih hadisler için ölçüleri vardı ve o ölçülere göre Kafi’deki sahih hadis azdır. Bunun delilide Kuleyni’den sonra yazılan kitaplardır. Bu yüzden Vahid Behbehani (r.a) diyor ki: ‘Kafi’de öyle rivayetler görüyoruz ki, onları Masumun söylemediğine yakinimiz var.’ Böyle bir şey doğru mudur?
Kısa Cevap

Kuleyni’nin hadisler için söylediği ölçüler, muhalif ve çelişik hadisler içindir. Yoksa bütün sahih hadisleri tanımak için söylenen şu üç ölçüyle, yani ‘rivayetin Kur’an’la karşılaştırılması, sünniye muhalif olması ve tahyir’le sınırlı değildir; ölçüler bunlardan daha çoktur.

Kuleyni’den sonra yazılan kitaplar, onun kitabının yetersiz olduğu anlamına gelmez. Çünkü o kitapları yazanlarda Kafi’yi kabul ediyorlardı.  

Ayrıntılı Cevap

Cevabının daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktayı dikkate almak gerekir:

1-Merhum Allame Sıkat-ul İslam Kuleyni (r.a), gaybet-i suğra döneminde yaşayan büyük Şia alimlerindendir. Birçok alim onu övüp methetmiştir.[1] Merhum Muhammed Taki Meclisi şöyle diyor: ‘Şia alimlerinin içinde Kuleyni gibi birinin gelmediğini söylersek haktır. Onun hadislerine ve kitabının düzenine dikkat edenler görecek ki o, Allah-u Tebareke ve Teala tarafından teyit edilmiştir.’[2]

2-Kuleyni’nin hadis seçimi için söylediği ölçüler, muhalif ve çelişik hadisler içindir. Yoksa bütün sahih hadisleri tanımak için söylenen şu üç ölçüyle, yani ‘rivayetin Kur’an’la karşılaştırılması, sünniye muhalif olması ve tahyir’le sınırlı değildir; ölçüler bunlardan daha çoktur. Daha fazla bilgi 3. şıkta verilecektir.

3-Bazı alimlerin, Kafi’deki hadislerin sayısı hakkında söyledikleri şeyler, Kütüb-ü Erbaa’ yazıldıktan sonraki asırlarda yaygın olan tarif ve ıstılahlara göredir. Günümüzdeki araştırmacılara göre hadisin muteber olmasının ölçüsü, sadece ravinin güvenirliği değil, aynı zamanda hadise olan güvendirde. Nitekim ilk dönem alimleri, söylendiğine itminan ettikleri rivayete ‘sahih rivayet’ diyorlardı.[3] Yani bir rivayetin senet ve metnini inceleme sonucunda onu Masum İmam’ın (a.s) söylediğine itminan etseydiler o hadisi sahih olarak kabul ederlerdi.

4-Kafi’deki rivayetleri eleştiren bu grubun karşısında, ona tam bir güven duyan başka bir grupta vardır:

Şeyh Müfid, Şianın en iyi ve en faydalı kitabının Merhum Kuleyni’nin (r.a) Kafi kitabı olduğunu söylemektedir.[4]

Seyyid Murteza (r.a) diyor ki: ‘Kütüb-ü Erbaa’nın birçok hadisi belkide haber-i vahid’dir, ama onların Masumlardan (a.s) geldiği şu yollardan kesinlik kazanmıştır: 1) Onların yaygınlık ve çokluğu tevatürleri olduğunu göstermektedir, 2) Rivayetlerin sahih olduğuna dair karineler vardır.[5]

Muhakkik-i Kereki ve Muhammed Emin Ester Abadi, teşeyyü aleminde Kafi gibi bir kitabın yazılmadığını söylemekteler.[6]

Necaşi diyor ki: Muhammed b. Yakup Kuleyni, Rey şehrinin büyük ve itibarlı kimselerinden olup, hadis naklinde insanların en güvenilir ve en sağlamıdır. O, Kafi’yi 20 yılda yazmıştır.[7]

Maalim ve Muntek-il Cem’an kitaplarının yazarı da diyor ki: ‘Kütüb-ü Erbaa ve benzerlerinin karineleri vardır. Onlar Usullar ve mecmu kitaplardan alınıp değiştirilmeden nakledilmişlerdir.’[8] İcazet konusunda da diyor ki: ‘İcazetin etkisi amelde görülmektedir, öyleki Erbaa gibi hadis kitaplarımız tevatür vb. şeylerle ilişiği belli olmazdı. Onlar genel olarak mütevatirdirler. Muhtevalarının ayrıntılı olarak sahih olması karinelerinden bilinir ve icazetin bu bilgide etkisi yoktur.’[9] Yani Kütüb-ü Erbaa’nın sahihliğini ilmi karineler yoluyla bildiğimiz için icazetin onda etkisi yoktur.

Feyz-i Kaşani diyor ki: ‘Kafi, en şerefli, en kamil ve en kapsamlı kitaptır. Zira onda Usul’dan rivayetler vardır, kusursuzdur ve gereksiz şeyler  yoktur.’[10]

Merhum Hoi (r.a), Rical kitabının mukaddimesinde şöyle naklediyor: ‘Merhum Şeyh Muhammed Hüseyin Naini derste şöyle buyuruyordu: Kafi’nin rivayetlerinin senetlerini tartışmak acizlerin işidir. Aciz insanların dışında kimse  Kafi’nin rivayetlerinin sahihliğinde şüphe etmez.’[11]

Ancak ifrat ve tefritten uzak kalırsak bu konudaki en doğru görüşün şu olduğunu söyleyebiliriz: Kafi’de sahih ve muteber hadisler çoğunlukta olmasına rağmen, onda kabulü mümkün olmayan rivayetlerde vardır.

5-Sonradan yazılan kitaplar kendilerinden önce yazılanların yetersiz olduğunu göstermez. Çünkü bir yazar kitabını belkide belli bir açı ve görüşten veya özetleyerek yazarken, bir başkası başka bir görüşten veya daha geniş bir şaçıdan yazmış olabilir. Nitekim Merhum Feyz-i Kaşani, Kafi’yi övüp, tazim ettikten sonra, Vafi’nin mukaddimesinde, onu yazma nedenini Kafi’nin bir özeti olması olarak belirtmektedir.[12]  

6-Vahid Behbehani’nin görüşü de şudur: ‘Kafi’nin rivayetlerinin bir çoğu Masuma ulaşmamaktadır. Aksine Masumun (a.s) öğrencilerinden gelmiştir.’[13] Buna göre, ‘Kafi’de öyle rivayetler görüyoruz ki, Masumdan gelmediğine yakinimiz var.’ sözü Merhum Vahid’e ait değildir. Bu, onun görüşünden çıkarılan yanlış bir değerlendirmedir. Çünkü eğer rivayet Masumdan (a.s) olmazsa, onun yalan ve zayıf olduğu anlamına gelmez. Zira Ali b. İbrahim ve Ebi Eyyup[14] gibiler Masumdan başka kimseden rivayet nakletmezler. Dolayısıyla Merhum Kuleyni’de böyle kimselerin güvenilirliğine dayanarak rivayeti onlarda bitirmiştir.  


[1] -Muhaddis-i Kummi, Kuleyni hakkında şöyle diyor: ‘Kafi-i Şerif kitabının yazarı, fakihlerin ve muhaddislerin dayanağı ve mercii, Şia’nın göz nurudur.’ (Şeyh Abbas Kummi, Hediyet-ul Ahbab, s.247, İntişarat-ı Emir Kebir, Tahran, h.ş.1363).

[2] -Sıkat-ul İslam Kuleyni (r.a), Usul-u Kafi Mukaddimesi, Seyyid Cevad Mustafavi’nin Farsça çevirisi, c.1, s.8, Çevirenin Mukaddimesi (İntişarat-ı Vefa); daha fazla bilgi için bkz: 1528. cevap, Dizin: Ahadis-i Kitab-ı Şerif-i Kafi.  

[3] -Ali Ekber Seyfi Mazenderani, Mikyas-ur Rivaye Fi İlm-id Diraye, s.44; daha fazla bilgi için 1937. cevaba bakınız.  

[4] -Ali Gazi Şahrudi (r.a), el-Ulum-ul Hadiyet-ur Rafia Fi İtibar-il Kutub-il Erbaat-il Menia

[5] -Şeyh Hürr-ü Amuli (r.a), Vesail-uş Şia, c.2, s.76, Maalim-ul Usul, s.171’den naklen; Musk-al Cemal Fi’l Ahadis-is Sihah ve’l Hal, c.1, s.8.

[6] -Subhani, Kulliyatun Fi İlm-ir Rical, s.360.

[7] -el-Ulum-ul Hadiye, s.133, Necaşi’nin (r.a) Rical’inden naklen.

[8] -Ebu Mansur Hasan b. Zeynuddin (r.a), Maalim-ul Usul, s.185.   

[9] -el-A’lam-ul Hadiyet-ur Razia, s.152, Maalim-ul Usul Fi Mebhas-il Ahbar’dan naklen.

[10] -Usul-u Kafi, Çevirenin mukaddimesi, s.9.

[11]-Seyyid Ebu’l Kasım el-Musavi el-Hoi (r.a), Mucem-ur Rical-il Hadis, Murteza el-Hukmi’nin tahkiki, Matbaat-ul Edeb Fi Necef-il Eşref, s.99, el-Mukaddimat-ul Hamisa.

[12] -Feyz-i Kaşani, Vafi, s.7, İntişarat-ı Kitapfuruşi-i İslamiyye.

[13] -Örneğin, Diyet kitabında naklettiği bir rivayet Masum İmam’dan değil, Ali b. İbrahim ve Ebi Eyup’tandır. (Vahid Behbehani, er-Resail-ul Usuliyye, s.7-8.

[14] -Ali Namazi Şahrudi, Müstatrefat-ul Maali, s.93 ve 213, İntişarat-ı Nebe, 1. Baskı.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar