Gelişmiş Arama
Ziyaret
10329
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Soru
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Kısa Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir: Eğitimden önce insanın kendisini yetiştirmesi, sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefritten kaçınmak, çocuğa şahsiyet vermek, onlara yeteneklerini kullanma ortamını vermek ve çocuğun eğitiminde aşamalara riayet etmek.

Ayrıntılı Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir:

1- Eğitimden önce kendini yetiştirme: Birçok kişi aile içinde en küçük bir sorunda kötü sözler sarfeder. Çocuk böyle sözleri ilk defa duyduğu için onların manasını öğrenmeye çalışacaktır. Çocuk zamanla onların manasını öğrenecek ve belkide onun gelecekte sapmasına ve ahlakının bozulmasına neden olacaktır. Psikiyatristlere göre iyi bir örnek ve model bin nasihattan daha etkilidir. Güzel örnek öğütten daha iyidir. Eğitimcinin sözle davranışı arasında uyumsuzluk olursa bu, çocuğun güzel örnekleri ve ahlaki öğütleri hafife almasına neden olacaktır.[1] Anne ve baba ev içinde birbirlerine karşı davranışlarına dikkat etmeli, çocuğun yanında birbirlerine güzel davranmalı ve saygı göstermeliler. Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Çocuğun babası üzerindeki hakları, onun annesine saygı göstermesi, ona güzel isim koyması, ona Kur’an öğretmesi ve onu güzel eğitmesidir.’[2]  

2- Sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefrit etmemek: Çocuğun tek ümidi ve neşe kaynağı anne babanın sevgi ve muhabbetidir. Hiçbir güç ebeveyinin sevgisi kadar çocuğa huzur vermez. Ve hiçbir bela anne babanın sevgisinin tümünü ya da bir kısmını kaybetmesi kadar çocuğun ruhuna darbe vurmaz. Ebevyn bu alanda başarılı olursa çocukları yalnızca çocukluk dönemide değil, büyüdüklerinde bile onları üzecek bir şey yapmaz, onları incitmezler. Demek ki, çocuklara gösterilen sevgi ve muhabbet onların ihtiyacını giderdiği gibi itaat etmelerinin zeminini de hazırlar. Bu nedenledir ki Allah-u Teala Peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla.’[3]

Ancak sevgide ifrat ve tefrit edilmemelidir. Çünkü hem sıkmak ve soğuk kalmak, hem de aşırı sevgi yıkıcıdır.

Yersiz sevgi, çocuğu daha başlangıçta şımarık, zayıf, iradesiz ve başına buyruk eder. Böyle çocuklar davranışlarıyla anne babalarını üzer, onlara birçok sorunlar çıkarırlar. Şımarık birinin iki musibeti vardır: Biri herkesin onu anne babası gibi sevmesini bekler ve ona saygısızlık edilmesini istemez, isteğinin hemen yerine gelmesini ister. Başkaları ona önem vermeyip yersiz istekleriyle alay ettiklerini gördüğünde çok üzülür ve aşağılık duygusuna kapılır. Diğer taraftan aşağılık duygusuna kapılmasına neden olan iç dünyasındaki bu yıkımlar onu, sinirli, sabırsız, kötü ahlaklı, aşağılık birine çevirir. İnsanlara karşı kötümser olur, çirkin sözler ve uygunsuz davranışlarla onları kızdırır ve rahatsız eder.[4]

Psikolog Alfred Adly, bir kadın, komşusu radyonun sesini fazla açtığı için onu uyardığında radyoyu kısmayınca intihar ettiğini söylüyor. Adly araştırma yaptığında o kadının çocukluktan nazlı ve şımarık yetiştirildiğini gördü. Ne istemişse hemen yerine getirilmiş, bu yüzden kendisine olumsuz cevap veren bir dünyada yaşamaya tahammülü kalmamıştı.[5]   

Mac Bride diyor ki: Şımarık yetişmek aşağılık duygusunun alametlerindendir. Bunun kökünü çocukluk döneminde ki yanlış eğitim şeklinde aramak lazım. Kendisini anne babasının gözünün nuru gören çocuk, büyüyüp kadın veya erkek olunca yaşamının bütün yönlerinde aziz ve herkesin etrafında pervane olmasını ister. Böyle biri, kimsenin kendisine ilgi göstermediğini görünce ruhsal durumu bozulur, beyni karışır ve sonunda ya intihar eder veya başkalarını kötüler. Bu şekilde ortaya çıkan ukdeler toplumun büyük musibetlerindendir.[6]

Sevgide ifrat etmekten sakınılması gerektiği gibi tefritten, sinirli ve sert davranışlardan da sakınmak gerekir. Çocuğa karşı sert davranmak psikolojik olarak çok yanlış olup, birçok zararları vardır. Aşağıda onlardan bazılarına değiniyoruz:

a) Anne babaya karşı gellmesine neden olur. Çocuğunu kınayan, bunda ısrar eden ve devamlı böyle yapan ebeveyn çocuğuna hakaret etmiş ve aşağılamış olur. Böyle anne babalar çocuklarını eğitemedikleri gibi acemi davranışlarıyla inat ve küstahlığa da meydan verirler. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kızmak ve kınamakta aşırı gitmek, inatın ateşini körükler.’[7]

b) Çocuğa sert davranmak, onun kendisine olan güvenini kaybetmesine neden olur. Hiçbir şey büyüklerin gücünün karşısında tahkir edilmek kadar çocuğun kendine öz güvenini kaybettirmez.[8]

c) Çocuğun intikam alma duygusuna ve ukdeli olmasına neden olur. Psikiyatiristler, yaptıkları araştırmaların sonucunda birçok katil ve büyük suça karışanların, çocukluklarında aşağılanan kimseler olduklarını gördüler. Yani toplum böyle insanları tamamen uzaklaştırmış ve onlara hiçbir şekilde önem vermemişlerdi. Böyleleri toplumun kendilerini kabul etmediğini gördüklerinde birdenbire bütün perdeleri yıkarak içlerindeki ukdeyi boşaltmak ve toplumdan intikam almak için toplumsal olmayan yanlış hareketlere başvururlar. Bunların kişilikleri bir yere kadar yerine oturmuş olsaydı ellerindeki güç ve yeteneği yanlış ve uygunsuz yerlere harcamaz, doğru bir kanalda kullanarak faydalı olurlardı.[9]

3- Çocuğa şahsiyet vermek: Çocuğunuza şahsiyet verin. Nitekim Peygamberimizin (s.a.a) çocuğa verdiği değerden dolayı namazın secdesinde sırtına binen çocuk kendisi insin diye secdeyi uzattığını görmekteyiz. Bazende ağlayan çocuğun sesini duyduğunda cemaat namazını hızlı kılıp çabuk bitirirdi. Bunlarla insanlara çocuğa şahsiyet verilmesinin dersini öğretiyordu.

4- Çocuğa insiyatif ve yaratıcılık imkanı tanıma: Çocuğun yaratıcılığının önü alınırsa bu herşeyden önce yeteneğinin bir bölümünü köreltir, sonra kendine güvenini kaybettirir. Sonuçta hep başkalarının tecrübelerine dayanır ve kendisi her hangi girişimde bulunmaz. Öte yandan, bir işi yapma gücünü kendinde bulmaz ve girişken olmaktan korkar.[10] Hz. Ali (a.s) sorulan soruları bazen herkesin içinde cevaplamaları için çocuklarına havale ederek onlara şahsiyet verirdi.[11]

5- Çocuğun gelişim aşamalarına riayet etmek: Çocuğun eğitimi aşamalı ve onun yaşına uygun olmalıdır.



[1]- Mehdi Danişmend, Erziş-i Valideyn ve Terbiyet-i Ferzend, s.69-70, Yas-ı Nebi, h.ş.1380.

[2]- Seyyid Hasan Musavi Rad Lahici, Peder Mader-i Muallim Mera Hub Terbiyet Kon, s.128, İntişarat-ı İmam Şinasi ve Asar-ul Hücce (a.f), h.ş.1379.

[3]- Al-i İmran/159.

[4]- Sima Mikhbor, Reyhane-i Beheşti veya Ferzend-i Salih, s.226, Nur-uz Zehra (s.a), h.ş.1386.

[5]- Goftar Felsefi, Kudek Ez Nazar-ı Veraset ve Terbiyet, 2. Bölüm, s.247, Neşr-i Maarif-i İslami, 1346, Ferzendan-ı Ma s.39’dan alınmıştır

[6]- a.g.e. s.246, Ukdey-i Hakaret, s.27’den alınmıştır.

[7]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.235

[8]- a.g.e. s.227.

[9]- Mecid Reşidpur, Terbiyet Kudek Ez Didgah-ı İslam, s.66, İntişarat-ı Kabe, h.ş.1362.

[10]- Muhsin Kazımi, Çegune Ferzend-i Nabiğa Daşte Başim, s.156, Neşr-i Mim, h.ş.1381.

[11]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.223.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar