Gelişmiş Arama
Ziyaret
9872
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Soru
Çocuğa karşı doğru davranışın yolları hakkında bilgi veriniz.
Kısa Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir: Eğitimden önce insanın kendisini yetiştirmesi, sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefritten kaçınmak, çocuğa şahsiyet vermek, onlara yeteneklerini kullanma ortamını vermek ve çocuğun eğitiminde aşamalara riayet etmek.

Ayrıntılı Cevap

Çocuğu doğru şekilde eğitmek bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun bir konudur, ancak genel olarak şu birkaç noktaya dikkat çekilebilir:

1- Eğitimden önce kendini yetiştirme: Birçok kişi aile içinde en küçük bir sorunda kötü sözler sarfeder. Çocuk böyle sözleri ilk defa duyduğu için onların manasını öğrenmeye çalışacaktır. Çocuk zamanla onların manasını öğrenecek ve belkide onun gelecekte sapmasına ve ahlakının bozulmasına neden olacaktır. Psikiyatristlere göre iyi bir örnek ve model bin nasihattan daha etkilidir. Güzel örnek öğütten daha iyidir. Eğitimcinin sözle davranışı arasında uyumsuzluk olursa bu, çocuğun güzel örnekleri ve ahlaki öğütleri hafife almasına neden olacaktır.[1] Anne ve baba ev içinde birbirlerine karşı davranışlarına dikkat etmeli, çocuğun yanında birbirlerine güzel davranmalı ve saygı göstermeliler. Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Çocuğun babası üzerindeki hakları, onun annesine saygı göstermesi, ona güzel isim koyması, ona Kur’an öğretmesi ve onu güzel eğitmesidir.’[2]  

2- Sevgide ölçülü olmak, ifrat ve tefrit etmemek: Çocuğun tek ümidi ve neşe kaynağı anne babanın sevgi ve muhabbetidir. Hiçbir güç ebeveyinin sevgisi kadar çocuğa huzur vermez. Ve hiçbir bela anne babanın sevgisinin tümünü ya da bir kısmını kaybetmesi kadar çocuğun ruhuna darbe vurmaz. Ebevyn bu alanda başarılı olursa çocukları yalnızca çocukluk dönemide değil, büyüdüklerinde bile onları üzecek bir şey yapmaz, onları incitmezler. Demek ki, çocuklara gösterilen sevgi ve muhabbet onların ihtiyacını giderdiği gibi itaat etmelerinin zeminini de hazırlar. Bu nedenledir ki Allah-u Teala Peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın, yoksa kaba ve katı yürekli olsaydın mutlaka yanından ayrılıp giderlerdi. Bağışla onları, yarlıganmalarını dile onların, iş hususunda danış onlarla.’[3]

Ancak sevgide ifrat ve tefrit edilmemelidir. Çünkü hem sıkmak ve soğuk kalmak, hem de aşırı sevgi yıkıcıdır.

Yersiz sevgi, çocuğu daha başlangıçta şımarık, zayıf, iradesiz ve başına buyruk eder. Böyle çocuklar davranışlarıyla anne babalarını üzer, onlara birçok sorunlar çıkarırlar. Şımarık birinin iki musibeti vardır: Biri herkesin onu anne babası gibi sevmesini bekler ve ona saygısızlık edilmesini istemez, isteğinin hemen yerine gelmesini ister. Başkaları ona önem vermeyip yersiz istekleriyle alay ettiklerini gördüğünde çok üzülür ve aşağılık duygusuna kapılır. Diğer taraftan aşağılık duygusuna kapılmasına neden olan iç dünyasındaki bu yıkımlar onu, sinirli, sabırsız, kötü ahlaklı, aşağılık birine çevirir. İnsanlara karşı kötümser olur, çirkin sözler ve uygunsuz davranışlarla onları kızdırır ve rahatsız eder.[4]

Psikolog Alfred Adly, bir kadın, komşusu radyonun sesini fazla açtığı için onu uyardığında radyoyu kısmayınca intihar ettiğini söylüyor. Adly araştırma yaptığında o kadının çocukluktan nazlı ve şımarık yetiştirildiğini gördü. Ne istemişse hemen yerine getirilmiş, bu yüzden kendisine olumsuz cevap veren bir dünyada yaşamaya tahammülü kalmamıştı.[5]   

Mac Bride diyor ki: Şımarık yetişmek aşağılık duygusunun alametlerindendir. Bunun kökünü çocukluk döneminde ki yanlış eğitim şeklinde aramak lazım. Kendisini anne babasının gözünün nuru gören çocuk, büyüyüp kadın veya erkek olunca yaşamının bütün yönlerinde aziz ve herkesin etrafında pervane olmasını ister. Böyle biri, kimsenin kendisine ilgi göstermediğini görünce ruhsal durumu bozulur, beyni karışır ve sonunda ya intihar eder veya başkalarını kötüler. Bu şekilde ortaya çıkan ukdeler toplumun büyük musibetlerindendir.[6]

Sevgide ifrat etmekten sakınılması gerektiği gibi tefritten, sinirli ve sert davranışlardan da sakınmak gerekir. Çocuğa karşı sert davranmak psikolojik olarak çok yanlış olup, birçok zararları vardır. Aşağıda onlardan bazılarına değiniyoruz:

a) Anne babaya karşı gellmesine neden olur. Çocuğunu kınayan, bunda ısrar eden ve devamlı böyle yapan ebeveyn çocuğuna hakaret etmiş ve aşağılamış olur. Böyle anne babalar çocuklarını eğitemedikleri gibi acemi davranışlarıyla inat ve küstahlığa da meydan verirler. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kızmak ve kınamakta aşırı gitmek, inatın ateşini körükler.’[7]

b) Çocuğa sert davranmak, onun kendisine olan güvenini kaybetmesine neden olur. Hiçbir şey büyüklerin gücünün karşısında tahkir edilmek kadar çocuğun kendine öz güvenini kaybettirmez.[8]

c) Çocuğun intikam alma duygusuna ve ukdeli olmasına neden olur. Psikiyatiristler, yaptıkları araştırmaların sonucunda birçok katil ve büyük suça karışanların, çocukluklarında aşağılanan kimseler olduklarını gördüler. Yani toplum böyle insanları tamamen uzaklaştırmış ve onlara hiçbir şekilde önem vermemişlerdi. Böyleleri toplumun kendilerini kabul etmediğini gördüklerinde birdenbire bütün perdeleri yıkarak içlerindeki ukdeyi boşaltmak ve toplumdan intikam almak için toplumsal olmayan yanlış hareketlere başvururlar. Bunların kişilikleri bir yere kadar yerine oturmuş olsaydı ellerindeki güç ve yeteneği yanlış ve uygunsuz yerlere harcamaz, doğru bir kanalda kullanarak faydalı olurlardı.[9]

3- Çocuğa şahsiyet vermek: Çocuğunuza şahsiyet verin. Nitekim Peygamberimizin (s.a.a) çocuğa verdiği değerden dolayı namazın secdesinde sırtına binen çocuk kendisi insin diye secdeyi uzattığını görmekteyiz. Bazende ağlayan çocuğun sesini duyduğunda cemaat namazını hızlı kılıp çabuk bitirirdi. Bunlarla insanlara çocuğa şahsiyet verilmesinin dersini öğretiyordu.

4- Çocuğa insiyatif ve yaratıcılık imkanı tanıma: Çocuğun yaratıcılığının önü alınırsa bu herşeyden önce yeteneğinin bir bölümünü köreltir, sonra kendine güvenini kaybettirir. Sonuçta hep başkalarının tecrübelerine dayanır ve kendisi her hangi girişimde bulunmaz. Öte yandan, bir işi yapma gücünü kendinde bulmaz ve girişken olmaktan korkar.[10] Hz. Ali (a.s) sorulan soruları bazen herkesin içinde cevaplamaları için çocuklarına havale ederek onlara şahsiyet verirdi.[11]

5- Çocuğun gelişim aşamalarına riayet etmek: Çocuğun eğitimi aşamalı ve onun yaşına uygun olmalıdır.



[1]- Mehdi Danişmend, Erziş-i Valideyn ve Terbiyet-i Ferzend, s.69-70, Yas-ı Nebi, h.ş.1380.

[2]- Seyyid Hasan Musavi Rad Lahici, Peder Mader-i Muallim Mera Hub Terbiyet Kon, s.128, İntişarat-ı İmam Şinasi ve Asar-ul Hücce (a.f), h.ş.1379.

[3]- Al-i İmran/159.

[4]- Sima Mikhbor, Reyhane-i Beheşti veya Ferzend-i Salih, s.226, Nur-uz Zehra (s.a), h.ş.1386.

[5]- Goftar Felsefi, Kudek Ez Nazar-ı Veraset ve Terbiyet, 2. Bölüm, s.247, Neşr-i Maarif-i İslami, 1346, Ferzendan-ı Ma s.39’dan alınmıştır

[6]- a.g.e. s.246, Ukdey-i Hakaret, s.27’den alınmıştır.

[7]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.235

[8]- a.g.e. s.227.

[9]- Mecid Reşidpur, Terbiyet Kudek Ez Didgah-ı İslam, s.66, İntişarat-ı Kabe, h.ş.1362.

[10]- Muhsin Kazımi, Çegune Ferzend-i Nabiğa Daşte Başim, s.156, Neşr-i Mim, h.ş.1381.

[11]- Sima Mikhbor, a.g.e. s.223.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuran’da hangi ayet kurtuluş yolunu açıklamaktadır?
    2880 Tefsir 2020/01/20
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10266 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Kuran’ın kaç suresi peygamberlerin adını taşımaktadır?
    36343 Tefsir 2012/08/11
    Kuranı kerim’in altı tane suresi peygamberlerin adını taşımaktadır. Bu sureler şunlardan ibarettir: Nuh, İbrahim, Yunus, Yusuf, Hud ve Muhammed. Elbette müfessirler bazı rivayetleri göz önünde bulundurarak Taha[1], Yasin[2], Muddessir[3], Müzzemmil[4] gibi surelerin Peygamberimize delalet ettiği ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    7409 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9341 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    15779 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
    17234 Teorik Ahlak 2010/01/14
    Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok ...
  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • SMS kanalıyla okunan talakın hükmü nedir?
    7708 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar