Gelişmiş Arama
Ziyaret
7854
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Gök hakkındaki elli yedinci suredeki yirmi birinci ayet ile üçüncü suredeki yüz otuz üçüncü ayet arasında bulunan çelişki nasıl halledilebilir?
Soru
Lütfen aşağıdaki konu hakkında bir açıklamada bulunur musunuz? Kur’an’ın cennetin yüzeyi hakkında yaptığı niteleme açık bir çelişki taşımaktadır. Kur’an üçüncü surenin yüz otuz üçüncü ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” Burada gökler denilerek çoğul kipi kullanılmıştır. Oysaki elli yedinci surenin yirmi birinci ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resulüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun.” Burada da gök tekil kipiyle kullanılmıştır. Gök ve gökler arasında fark olduğu apaçıktır. Bu iki ayet uyarınca cennetin yüzeyi hem yer ile gök arası ve hem de yer ile gökler arası kadardır. Bu nedenle, bu Kur’an’da bulunan açık bir çelişki ve tersliktir. “Rabbinizin bağışına, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.” (Âli İmran, 133) “Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resulüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfüdür. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.” (Hadid, 21). Bu iki ayet birbiriyle çelişmiyor mu?
Kısa Cevap

Bu ayetlerin çelişik addedilmesine neden olan nokta, es-sema (gök) kelimesinin bir gök olarak tercüme edilmesidir. Oysaki kelimenin gerçek tercümesi göktür, bir gök değildir. Hatta dilimizdeki tercümede de gök ile gökler arasında bir çelişki ve farklılık bulunmamaktadır; tıpkı “gökte bulut gördüm” ya da “göklerde bulutlar gördüm” dememize benzer. Bu iki cümle bir mana ve mefhumu yansıtmaktadır. Ne “bulutlar” ile “bulut” arasında ve ne de “gökler” ile “gök” arasında bir çelişki mevcuttur.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuza cevap verirken çelişkinin tüm şartlarını taşıdıkları zaman ancak iki cümlenin çelişik olarak değerlendirilebileceğini ilkönce bilmeliyiz. Örneğin eğer bir şahıs bir defa “ben namazımı mescitte kılıyorum” ve başka bir defa da “ben birçok mescidin cemaat namazında hazır bulunmaktayım” derse, birisinde tekil kelimeler ve diğerinde ise çoğul kelimeler kullanması nedeniyle, biz bu iki cümlenin çelişkili olduğunu iddia edemeyiz. Bu şekilde Arap dilinde ve bunun başında Kur’an-ı Kerim’de kavramların kullanımına dikkat etmek suretiyle, es-sema kelimesinin gök anlamında olduğunu ve gökler ile arasında pek bir fark bulunmadığını ve “semavat” (gökler) ile çelişkili olacak “bir sema” manasında olmadığını idrak edeceğiz. Bu kavramı kullanan Kur’an’daki onlarca ayetin hepsi, bu manayı kastetmiştir. Örneğin eğer Allah Kur’an’da [1]"و ما خلقنا السماء و الأرض و ما بینهما باطلا" diye buyurmuşsa, bunun manası “biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık” demektir. Elbette sorunuzda “es-sema” kelimesine dönük yaptığınız tercüme uyarınca yukarıdaki ayetin manası şöyle olmalıdır: “biz bir göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık” ve bu tercümeye göre, diğer gökler boş yere yaratılmış olmalıdır!!). Veya  [2]"ما یخفی علی الله من شیء فی الارض و لا فی السماء" diye buyrulursa, onu “yerde ve sadece “bir gökte” olan şeyler Allah’ın bakışından gizli değildir” (ama Allah diğer göklerde olanları bilmeyebilir!!), diye tercüme edeceksiniz. Arap diline aşina olan hiçbir kimsenin böyle tercümeleri kabul etmeyeceği apaçıktır. Bu esas uyarınca, Hadid suresinin yirmi birinci ayetindeki “es-sema” kelimesinin “bir gök” manasında olmadığı ve dolaysıyla Âli İmran suresinin yüz otuz üçüncü ayetiyle bir çelişki arz etmediğinden emin olunuz. Bu, gökler ile pek bir farklılık arz etmeyen gök manasına gelmektedir. Kur’an mutlak anlamda gök hakkında olmayan ve özellikle bazı gökler bağlamında bir konuyu beyan etmek istediğinde, “es-sema” (gök) kavramından istifade etmemiş, “en aşağı gök” anlamında “es-semau’d-dünya”[3] ve “göklerin her biri” anlamında “küllü sema”[4] gibi kelimeler kullanmıştır. Evet, mesela ayette "جنة عرضها کعرض السماء الدنیا" yani eni en düşük gök kadar olan cennete koşun, diye buyrulsaydı, cennetin enini tüm gökler kadar bilen diğer ayetler ile çelişki arz etme ihtimali mevcut olabilirdi. Ama böyle bir ayet mevcut değildir.  



[1] Sad, 27.

[2] İbrahim, 38.

[3] Saffat, 7; Fussilet, 12; Mülk, 5.

[4] Fussilet, 12.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar