Gelişmiş Arama
Ziyaret
8601
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür?
Soru
Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için kesin bir delil öne sürülmüş müdür? Düzen, ahlak ve estetik burhanlarının kesin olmadığını biliyoruz.

Kısa Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Kur’an’da Allah’ı ispat etmek için birçok kesin delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanı ayrıntılı cevapta belirtilecektir. Düzen burhanı ve onun ile ilgili bazı eleştiriler hakkında 198. soruya (site: 996) müracaat edebilirisiniz.

Ayrıntılı Cevap

İnsanın temel kaygılarından ve aynı şekilde dinlerin temel ve önemli konularından birisi, tanrının varlığı meselesidir. Tanrının varlığını ispat etme ve ispat etmeme hakkında değişik görüşler vardır ve biz imkan dahilinde onlara işaret edeceğiz. Bazı filozof ve mütekellimler tanrının varlığını apaçık görmekte, delile muhtaç bilmemekte ve deyim yerindeyse fıtrî bilmektedir. Müslüman filozof ve mütekellimler kendi inançları için Kur’an ve masumların rivayetlerine atıfta bulunmaktadırlar. Kur’an bu hususta şöyle buyuruyor: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var”?[1] Müminlerin önderi Ali (a.s) şöyle buyuruyor: Ey Allahım sen kalpleri sevgin ve muhabbetin ve akılları da marifetinle yoğurmuşsun.”[2] Bu hususta başka ayet ve rivayetler de mevcuttur. Bu esasla Müslüman düşünürler bu ayet ve rivayetlerden tanrının varlığının her şeyden daha bedihi olduğu neticesini almışlardır. Batı dünyasında da “Plantinga” gibi bazı düşünürler tanrının bedihi bir olgu olduğu ve her bedihi olgu gibi bir apaçıklık taşıdığı görüşündedirler.[3]

Burhanın Tanımı:

Burhan, işlerin hakkaniyetini kati ve kesin bilgiyle ispat eden şeye denir. Bu kelime, etimoloji uzmanlarının kökeni hakkında değişik görüşlere sahip olduğu Arapça bir kavramdır. Ama bu kelimenin “bere ve yebreu” mastarından olup beyaz olma anlamında olması ve ondan sonra ipham taşımayan söz veya kendisinde bir gizliliğin olmadığı açık bir şey için kullanıldığı ve hüccet, açık beyan ve kati delil manasına geldiği uzak bir ihtimal değildir.[4] Kur’an mantığında burhan, bir şeyin hakkaniyetini kesin bilgiyle ispat eden ve hiçbir kuşkuya mahal vermeyen açık ve net şeylere denir.[5] Bu tanımı esas alarak şöyle söylemek gerekir:

Tanrının Varlığını İspat Etme Yolları

Tanrının varlığını ispat etmek için üç genel yol ve değişik burhan öne sürülmüştür:

1. Ruhî, fıtrî veya kalbî yol;

2. Bilimsel ve felsefî addedilen yol;

3. Felsefî yol.[6]

Ruhî, Fıtrî Veya Kalbî Yol: Bu, insan varlığı yoluyla tanrının ispat edildiği yoldur; yani herkesin fıtratında bir his ve eğilimin olması ve bu his ve eğilimin insanı kendiliğinden Allah’a çekmesidir. Bu delil, bazı ayet ve rivayetlerde açıkça belirtilmiştir. Zikredilen ayet ve rivayetler bu kabildendir.[7]

Bilimsel Ve Felsefî Addedilen Yol: Bu yol, yaratıkların düzenini ve onların yönlendirilmesini öğrenme aracılığıyla Allah’ı tanıma yoludur. Bu yol kendi içinde daha cüzî yollara da ayrılabilir ve bunlardan birisi varlıklardaki düzen veya düzen burhanıdır.[8] Düzen burhanı, tanrının varlığını ispat etmek için öne sürülen en yaygın burhanlardan biridir. Kur’an-ı Kerim düzen burhanına çok vurguda bulunmaktadır.[9] Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı ispat etme hakkında birçok kesin ve kati delil mevcuttur. İmkân ve zorunluluk burhanı, imtina burhanı, doğrular burhanı ve hareket burhanı bu burhanlardır. Doğrular burhanı ile hareket burhanına burada işaret edeceğiz. Diğer burhanlar içinse bu husustaki detaylı kitaplara müracaat edilmesini tavsiye ediyoruz.

Doğruların (Sıddıkin) Burhanı:

Bilgelerin yolu en doğru ve en sağlam yol olduğundan bu burhana doğruların burhanı dendiği söylenmiştir. Sözlükte (Arapça) ise kendisinden doğrunun çok duyulduğu, söylem ve inancında doğru olan ve fiilinin sözünü tasdik ettiği kimseye sıddık denmektedir.[10] Kur’an’da işaret edilen burhanlardan birisi de doğruların burhanıdır. Örneğin Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şahitlik ettiler. O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[11] Kur’an ve rivayetlerden alınan ilhamla şekillenen bu delilin esası, yaratıkları inceleme ve düşünme yerine Yüce Allah’ın münezzeh zatını düşünerek O’nun varlığına ermeyi hedefler. “Ey zatıyla zatına delalet eden kimse.”[12] Doğrular burhanı biraz girift olmakla birlikte zarif ve ruhu geliştiricidir. Doğrular burhanı, Hak Teala’yı ispat etmek için Hakk’ın zatından yola çıkıp Hakk’ın zatını kanıtlayan bir burhandır[13]; zira gerçekte Yüce Allah, yaratıkları ve eserlerinin kendisine delalet etmesi ve kendisini aşikar kılmasından daha üstün ve aşikardır. O; varlık bahşeden, eşyayı yetiden eyleme ve yokluk zulmetinden varlık nuruna geçirendir. O halde O, varlık ve zuhurda her şeyden daha öncedir. O kendi zatının ve her şeyin burhanıdır.[14] Bu burhan İbn. Sina, Şeyh İşrak, Molla Sadra ve Allame Tabatabai tarafından değişik şekillerde ifade edilmiştir. Burada iki ifade tarzı belirtilecektir:

Molla Sadra varlığın asilliği, yalınlık, varlığın değişken birliği ve zatıyla müstağni olan ve başkasına bağımlı olan varlık diye varlığı ayırma temelinde, varlığın değişken mertebeleri silsilesinde kendisinden daha kâmil ve ergin bir mertebenin olmadığı bir mertebenin olduğunu ispatlar. Bu mertebe zatında müstağni olan, kendisinde hiçbir ihtiyaç ve eksikliğin olmadığı ve zatıyla kaim olan bir varlıktır.[15] Kendisi bunu yukarıdaki ayet-i şerifenin altında ifade etmiştir.[16]

Allame Tabatabai’nin Fussilet suresinin elli üçüncü ayetini açıklarken ifade ettiği takrir ise şudur: Yüce Allah her şey için gözlemlenecektir. Çünkü her varlık her açıdan O’na muhtaç ve bağımlıdır. Her varlığı ayakta tutan ve ona galip olan O’dur. O halde bazıları O’nu tanımadan gafil olsalar bile O her şey tarafından bilinmekte ve tanınmaktadır.[17] Kur’an ayetlerinde bu burhana işaret edilmiştir. Fussilet suresi elli üçüncü ayet, Âli İmran suresi on sekizinci ayet, Buruc suresi yirminci ayet, Hadid suresi üçüncü ayet ve Nur suresi otuz beşinci ayet ilgili ayetlerdir.

Hareket Burhanı:

Molla Sadra, Enam suresinin yetmiş yedi ila yetmiş dokuzuncu ayetleri gibi Kur’an’dan bazı ayetleri açıkça bu burhana uyarlayan ilk kimsedir.[18] Yüce Allah şöyle buyuruyor: “İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. Ay’ı doğarken görünce de, “İşte Rabbim!” dedi. Ay da batınca, “Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum” dedi. Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” Varlıkların değişmesi ve hareketi, onların hadis olduklarının açık delilidir. Onların yokluktan meydana geldiklerini ifade eden hadis oluşları da kendilerini yaratan bir yaratıcının varlığına delil sayılmaktadır. Başka bir deyişle, varlık âleminde hareketin kökeninin incelenmesiyle Allah’ın varlığını ispat eder bu delil.[19] Burhanın genel ifade ediliş tarzı şöyledir: Varlık âlemindeki mevcut hareketler var olmak için bir özneye ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç bir hareket bulunduğu müddetçe devam eder. Hareketin öznesi de eğer hareketli olursa, o da bir hareket ettiriciye ihtiyaç duyar. En sonda devrin ve teselsülün imkânsız olması esasınca ilk hareket ettirici olarak adlandırılan hareketsiz olan bir hareket ettiriciye ulaşmalıyız.[20] Bu yorum uyarınca, yukarıdaki ayet-i şerifedeki gündüz ve gecenin değişimi ve günün geceye ve gecenin de gündüze intikal etmesi ve de güneşin doğuş ve batışı, varlık âleminde hareketin delilidir. Bu, hiçbir hareket ettiriciye ihtiyaç duymayan bir özneye muhtaçtır. Bu da Yüce Allah’tır. Bu nedenle, bilimsel ve felsefî nitelikli bir burhan olan düzen burhanı dışında, Kur’an-ı Kerim’de başka burhanlar da zikredilmiştir.[21]

İlgili başlıklar:

1. Teselsül Burhanı Ve Allah’ın İspatı, 2223. Soru (site: 2326).

2. Allah’ı Tanımanın İmkânı, 98. Soru (site: 889).



[1] İbrahim, 10.

[2] Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 95, s. 403.

[3] Muhammed Rızayi, Muhammed, el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 178 – 179, İntişarat-ı Defter-i Tebliğat-ı İslamî Hovze-i İlmiye-i Kum, çap-ı Kuds, çap-ı evvel, 1383.

[4] Merkez-i Ferheng Ve Maarif-i Kur’an, Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 502 ve 503, Merkez-i Çap Ve Neşr-i Defter-i Tebliğat-ı İslamî Kum, çap-ı dovvom, 1386.

[5] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 505.

[6] Mutahhar, Mürteza, Tevhid, s. 15.

[7] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181.

[8] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 181; Tevhid, s. 34.

[9] Bakara, 164; Düzen burhanı hakkında 198. Soruya (site: 998) müracaat ediniz.  

[10] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[11] Âli İmran, 18; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[12] Biharu’l-Envar, c. 84, s. 339.

[13] el-İlahiyat-ı Felsefî, s. 239; Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[14] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 534.

[15] a.g.e. s. 536.

[16] a.g.e.

[17] a.g.e. s. 537, be nakl ez el-Mizan, c. 17, s. 405.

[18] Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c, 5, s. 532.

[19] a.g.e. s. 531.

[20] a.g.e.

[21] Allah’ı ispat eden burhanlar hakkında bilgi edinmek için Dairetü’l-Maarif-i Kur’an-ı Kerim, c. 5, s. 517 – 548’e müracaat ediniz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar