Gelişmiş Arama
Ziyaret
10593
Güncellenme Tarihi: 2009/06/06
Soru Özeti
Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
Soru
Saffat suresinde Yüce Allah mükerrer olarak “illa ibadellahil muhlesin” ibaresini beyan buyurmuştur. Niçin bu terim ism-i fail şeklinde değil de ism-i meful şeklinde kullanılmıştır. Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı mı ifade ediyor? Bundan Allah’ın kendisinin ihlaslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
Kısa Cevap

Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.

Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu surede Hz. Nuh’un kıssası anlatılmıştır. Bellidir ki Hz. Nuh’la birlikte gemiye binip kurtulanlar peygamber değildiler onlar normal ama muvahhit kimselerdi.

Şu noktaya da dikkat etmek gerekir ki her zaman ism-i meful kipi ism-i fail kipinden üstün sayılmaz. Bu, söz konusu kiplerin kullanıldığı yerlere göre değişmektedir. Örneğin Razık (rızık veren) vasfı, ism-i fail olmasıyla birlikte ism-i meful kipi olan rızıklanan anlamındaki “merzuk” tan daha üstün bir anlamı ifade eder. Çünkü merzuk mahlukatın sifatı iken razik Yaratıcı olan Allah’ın sıfatıdır. Yine halik ve mahluk vasıfları da böyledir.

Ama burada muhlis ihlaslı olan veya olmaya çalışan kimse anlamındadır fakat muhles yani bir çok zorluklara katlandıktan sonra Yüce Allah tarafından ihlaslı kılınan anlamındadır. Bu yüzden muhles sıfatı muhlis vasfından daha yüksek bir makamı ifade etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Söz konusu ayetlerin akışı şirk ve Allah’ın nişanelerini yalanlayanların kâfirleri tehdit ve uyarmakla ilgilidir. Allame Tabatabi Saffat Suresi’inin 73-74 ayetleriyle[1] ilgili yaptığı açıklamada şöyle diyor: Bu sözün akışı bu ümmetteki müşrikleri tehdit ve uyarmakla ilgilidir. Şöyle ki bu ümmetteki müşriklerin durumunu önceki ümmetlerdeki müşriklere benzetmek istiyor. Bu ümmete peygamber gönderildiği gibi onlara da peygamberler gönderilmiştir. Ama onların çoğu sapıklığa düşmüşler. Sadece muhles olanlar kurtulmuştur. Muhles olan gruptan maksat Allah’ın peygamber olmayan muhles kulları veya peygamber olsun olmasın muhles kullardır.[2]

Buna göre bu ayetteki muhles kullardan maksat sadece peygamberler değildir. Helak olanlardan maksat ise müşriklerdir. Nitekim Hz. Nuh’un zamanında ve İbrahim’in döneminde kurtulan kullar sadece muhlesler olmuştur geri kalanlar yani müşrikler helak olmuşlardır.

“Muhlis” ve “muhles”in farkına gelince bunu birinin ism-i fail kipi ve diğerinin ism-i meful kipi olduğundan kaynaklandığını söylemek doğru değildir. Yoksa razik ism-i fail kipi olan ve merzuk gibi ism-i meful kipi olan kelimeleri nazara aldığımızda razıkın Allah’ın sıfatı ve merzukun mahlûkatın vasfı olduğunu görüyoruz. Açıktır ki Allah’ın sıfatı mahlûkatın sıfatlarından daha üstündür. Bu da gösteriyor ki ism-i fail veya meful kipi olmak üstünlüğü ifade etmez.

Bu fark “halese” maddesindeki özellikten kaynaklanır. Yani “halese” (muhlis) yani halis oldu ve halis olan anlamındadır. Bu ifadeler kendi nefsini yetiştirmedeki ilk aşamaları gösterir. Ama muhles (halis kılınmış) nefisle cihatta üst merhalelerin ifadesidir. Yani Allah tarafından halıs kılınan anlamındadır. Bu aşamada artık şeytan insana tesir etmekten aciz kalır.[3] Nitekim Hucurat suresinde Allah Teala şetanın şöyle dediğini nakleder: “Ben insanın bütün soyunu yoldan çıkaracağım sadece muhles olan kulların hariç.”[4]

Buna göre Şeytan asla muhles olan kimselere galip gelemez ve onları yoldan çıkaramaz. Elbette bu muhles olmayan herkesin helak olacağı anlamını taşımaz. Çünkü birçok kullar da kendi nefisleriyle mücadele sonucu kendilerini birçok kötülüklerden arındırıp Allah’ın muhles kullarının yanında yer almaya layık olurlar. Ve geri kalan kötülüklerden de Allah tarafından kurtarılırlar. Bu derecelere varmaları onların ihlaslı olmak için sarf ettikleri çabaların bir sonuç ve semeresi sayılır. Elbette ilahi takdir ve hikmet de bu hususta etkili olmaktadır.



[1] "فانظر کیف کان عاقبه المنذرین* الا عباد الله المُخلَصین".

[2] El-Mizan c. 17 s. 217

[3] Şerh ve tefsir-i lugat-i Kur’an Şerietmedari c. 1 s. 715

[4] Hicr: 40

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar