Gelişmiş Arama
Ziyaret
8967
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Geleneksel fıkıh nedir?
Soru
Geleneksel fıkıh nedir?
Kısa Cevap

Geleneksel fıkıh, Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kendi kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. Hz. İmam Humeyni (r.a) bu yöntemi, hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi bilmiş ve şöyle demiştir: “Ben, fıkhı sünneti (geleneksel fıkıh) ve içtihadı cevahiriye inanıyorum ve buna muhalefet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir. Ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Fıkhı sünnetinin hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçilmemeli ve başka şeylerden istifade edilmemelidir. Şia yöntemiyle geleneksel fıkıhta içtihadın kapısı daimi olarak müçtehitler ve fakihler için açıktır.

Ayrıntılı Cevap

Geleneksel fıkıh Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. “Cevahiru’l-Kelam”, “Mesaliku’l-Efham”, “Keşfu’l-Lusam”, “et-Tezkire”, “Muntehe’l-Metalib”, “el-Mekasibu’l-Muharreme” ve İmam Humeyni (r.a)’nin kitapları buna örnek gösterilebilir. “Geleneksel fıkıh”, fıkh-i konuların sünneti alanından başkadır. İmam Humeyni (r.a) tarafından kullanıma giren “Fıkhı sünneti” veya “Fıkhı cevahiri” kelimesinden, geçmişte İmamların (a.s) temelini attığı ve İmamların (a.s) sahabelerinin de takip ettiği bir yöntem kastedilmektedir. Daha sonra Şia âlimleri, bu yöntem üzerinde düşünmüşler ve günlük konulara münasip bir şekilde onu genişletmeye çalışmışlardır. Bu yöntem, fıkh-i bahisler bölümündeki yeni sorulara cevap verme gücüne sahiptir ne var ki böyle bir yöntemi uygulayacak fakihin, bu konulara aşina olması ve bu yöntemi, yeni konulara uygulama kabiliyetine sahip olması gerekir.”[1]

Fıkhı sünneti, İmam Humeyni’nin (r.a), hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi olarak tanımladığı bir yöntemdir. Zira o şöyle buyurmuştur: “Ben, geleneksel fıkıh ve içtihadı cevahiriyeye inanıyorum ve buna muhalifet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir, ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Zaman ve mekân, içtihatta belirleyici iki unsurdur. Geçmişte bir meselenin bir hükmü olabilir, ama ayni mesele bir sistemdeki siyasete, topluma ve iktisada hâkim olan ilişkiler nedeniyle yeni bir hüküm kazanabilir. Şöyle ki İktisadi, içtimai ve siyasi ilişkilerin dakik tanınmasıyla birlikte, birinci konuyla eski konunun farkının olmadığı gibi gözükse de yeni bir konudur ve kesinlikle yeni bir hükmü gerektirir. Fakih kendi zamanındaki meselelere vakıf olması gerekir.[2] Bu fıkıh, bir takım özellikler içerir ve biz bunlara kısa değineceğiz:

1. geleneksel fıkıhda hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçmemeli ve başka şeylerden istifade etmemelidir. Selefi Salih âlimlerinin yöntemi şöyledir: Kur’an, Allah’ın kelamı ve suduru kesin olan bir kitaptır ama Kur’an’ın delaletleri konusu bahsedilmelidir. Örneğin “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer rics (pislik)tir” ayeti, içkinin haram oluşuna delalet ediyor mu etmiyor mu? “Rics” pislik ve çirkinlik anlamında mıdır? Veya “necis”in ıstılah-i anlamına da geliyor mu? Bu konular fakihler arasında bahsedilir. Bu bölümde Allah’ın Kelamı’nın neye delalet ettiği hakkında bahsedilmelidir.

Sünnet bölümünde rivayetin hem senet hem de delaleti gibi çeşitli yönleri bahsedilir. Bu ise, eksenini Şia’nın bilinen kaynaklarının oluşturduğu “Fıkhı sünneti”mizin önemli özelliklerinden birisidir.

2. Fıkhı sünneti de içtihat kapısı, Şia yöntemiyle fakih ve müçtehitlere her zaman açıktır; bazı İslami fırkaların aksine, zira onlar içtihadı özel bir gurupla sınırlı olduğuna inanıyorlar. Hz. İmam’ın, fıkhı sünnetiye tekit etmesinin sebebi budur.[3]



[1] Ayetullah Mehdi Hadevi’nin, “Peyami hevze” ile yaptığı musahebesi.

[2] İmam Humeyni, Sahifeyi Nur, c. 21, s. 98. Paygahi Havze Net’ten alıntı.

[3] Paygahı Havze Net’ten istifade edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar