Gelişmiş Arama
Ziyaret
8650
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Geleneksel fıkıh nedir?
Soru
Geleneksel fıkıh nedir?
Kısa Cevap

Geleneksel fıkıh, Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kendi kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. Hz. İmam Humeyni (r.a) bu yöntemi, hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi bilmiş ve şöyle demiştir: “Ben, fıkhı sünneti (geleneksel fıkıh) ve içtihadı cevahiriye inanıyorum ve buna muhalefet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir. Ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Fıkhı sünnetinin hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçilmemeli ve başka şeylerden istifade edilmemelidir. Şia yöntemiyle geleneksel fıkıhta içtihadın kapısı daimi olarak müçtehitler ve fakihler için açıktır.

Ayrıntılı Cevap

Geleneksel fıkıh Şia âlimlerinin, bin yılı aşkın kullandıkları yöntem esasınca, hatıralaşmış kitaplarının yöntemiyle dini hükümleri elde edip içtihat etmektir. “Cevahiru’l-Kelam”, “Mesaliku’l-Efham”, “Keşfu’l-Lusam”, “et-Tezkire”, “Muntehe’l-Metalib”, “el-Mekasibu’l-Muharreme” ve İmam Humeyni (r.a)’nin kitapları buna örnek gösterilebilir. “Geleneksel fıkıh”, fıkh-i konuların sünneti alanından başkadır. İmam Humeyni (r.a) tarafından kullanıma giren “Fıkhı sünneti” veya “Fıkhı cevahiri” kelimesinden, geçmişte İmamların (a.s) temelini attığı ve İmamların (a.s) sahabelerinin de takip ettiği bir yöntem kastedilmektedir. Daha sonra Şia âlimleri, bu yöntem üzerinde düşünmüşler ve günlük konulara münasip bir şekilde onu genişletmeye çalışmışlardır. Bu yöntem, fıkh-i bahisler bölümündeki yeni sorulara cevap verme gücüne sahiptir ne var ki böyle bir yöntemi uygulayacak fakihin, bu konulara aşina olması ve bu yöntemi, yeni konulara uygulama kabiliyetine sahip olması gerekir.”[1]

Fıkhı sünneti, İmam Humeyni’nin (r.a), hükümlerin araştırılıp incelenmesinde yöntemlerin en iyisi olarak tanımladığı bir yöntemdir. Zira o şöyle buyurmuştur: “Ben, geleneksel fıkıh ve içtihadı cevahiriyeye inanıyorum ve buna muhalifet etmeyi caiz bilmiyorum. Bu yöntem esasınca yapılan içtihat sahihtir, ama bu, İslam fıkhının dinamik olmadığının göstergesi değildir. Zaman ve mekân, içtihatta belirleyici iki unsurdur. Geçmişte bir meselenin bir hükmü olabilir, ama ayni mesele bir sistemdeki siyasete, topluma ve iktisada hâkim olan ilişkiler nedeniyle yeni bir hüküm kazanabilir. Şöyle ki İktisadi, içtimai ve siyasi ilişkilerin dakik tanınmasıyla birlikte, birinci konuyla eski konunun farkının olmadığı gibi gözükse de yeni bir konudur ve kesinlikle yeni bir hükmü gerektirir. Fakih kendi zamanındaki meselelere vakıf olması gerekir.[2] Bu fıkıh, bir takım özellikler içerir ve biz bunlara kısa değineceğiz:

1. geleneksel fıkıhda hükümleri elde etme ekseni dört kaynak (Kur’an, Sünnet, İcma’ ve Akıl) temeli esasına göredir ve fakih, hükümleri elde etmede (İstinbat) bu dört kaynağın ötesine geçmemeli ve başka şeylerden istifade etmemelidir. Selefi Salih âlimlerinin yöntemi şöyledir: Kur’an, Allah’ın kelamı ve suduru kesin olan bir kitaptır ama Kur’an’ın delaletleri konusu bahsedilmelidir. Örneğin “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer rics (pislik)tir” ayeti, içkinin haram oluşuna delalet ediyor mu etmiyor mu? “Rics” pislik ve çirkinlik anlamında mıdır? Veya “necis”in ıstılah-i anlamına da geliyor mu? Bu konular fakihler arasında bahsedilir. Bu bölümde Allah’ın Kelamı’nın neye delalet ettiği hakkında bahsedilmelidir.

Sünnet bölümünde rivayetin hem senet hem de delaleti gibi çeşitli yönleri bahsedilir. Bu ise, eksenini Şia’nın bilinen kaynaklarının oluşturduğu “Fıkhı sünneti”mizin önemli özelliklerinden birisidir.

2. Fıkhı sünneti de içtihat kapısı, Şia yöntemiyle fakih ve müçtehitlere her zaman açıktır; bazı İslami fırkaların aksine, zira onlar içtihadı özel bir gurupla sınırlı olduğuna inanıyorlar. Hz. İmam’ın, fıkhı sünnetiye tekit etmesinin sebebi budur.[3]



[1] Ayetullah Mehdi Hadevi’nin, “Peyami hevze” ile yaptığı musahebesi.

[2] İmam Humeyni, Sahifeyi Nur, c. 21, s. 98. Paygahi Havze Net’ten alıntı.

[3] Paygahı Havze Net’ten istifade edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar