Gelişmiş Arama
Ziyaret
11887
Güncellenme Tarihi: 2011/11/12
Soru Özeti
Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır?
Soru
Bir kimse, Allah rızası için bir iş yapmaya niyet eder ve niyet ettiği işi yerine getirir getirmez halis niyeti aradan giderse, acaba böyleli bir amelin Allah nezdinde sevabı var mıdır? Tam olarak halis niyet (temiz ve saf niyet) kavramını açıklayınız. Riya (gösteriş) halis niyetten nasıl ayrılabilir?
Kısa Cevap

İslam kültüründe amellerin kabul edilmesi için, amelin iyi olmasının (hüsnü fiili) yanında, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı da, niyetteki ihlâsın devamlılığıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on katı vardır. Kim de kendisiyle bir kötülük getirirse, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez”. Gördüğünüz gibi ayette Allah: “Kim iyi bir iş yaparsa” şeklinde değil, “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse” buyuruyor. Bu ayetin manası şudur: İnsan iyi ve güzel amel işledikten sonra, bu salih ameli kendisiyle beraber ebedi yurda götürebilmesi için, bir takım şartları hazırlaması gerekir.

Ayrıntılı Cevap

İşlerin en zor olanlarından bir tanesi, insanın Allah rızası için yaptığı amellerindeki ihlâsın devamlılığıdır. Bazen amelde ihlâs ve ihlâsı devam ettirmek, amelin aslını yerine getirilmesinden daha zordur. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Halisane amel üzerinde baki kalmak, amelin kendisinden daha zordur”. [1]

Buna binaen İslam kültüründe, amellerin kabul edilmesi için, sadece amelin iyi olması (hüsnü fiili) gerekli değil, halisane bir niyetin de (hüsnü faili) olması şart koşulmuştur. Buna izafeten, yalnızca amellerin halisane yapılması yeterli değildir. Amellerin kabulünün bir diğer şartı, halisane niyetin sürekliliğidir. Allah-u Teâlâ, Kur’an’ı Kerim’de bu meseleyi çok güzel bir şekilde açıklamıştır. Sadakalar konusunda şöyle buyrulur: Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayınız. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez ”. [2]

Bu ayet, iyi amel işleyen ve amelini halis niyetle yerine getiren, ama daha sonra minnet altında bırakmak ve eziyet etmek (ki bunlar niyetin halisane olmadığının göstergesidir) sebebiyle amelini batıl eden kimselerin halini açıklamaktadır. Allah-u Teâlâ bu fertleri, baştan beri riyada bulunmak suretiyle amellerinin tamamını batıl eden riyakârlara benzetmektedir.

O halde iyi amelin tavsiye edildiği gibi, amelin korunması da önemli sayılmıştır. Beğenilen amellerin işlenmesi, tıpkı kıymetli bir cevherin ele geçirilmesi gibidir. Böyle bir cevheri ele geçiren kimsenin, piyasa değerince satabilmesi için, onu koruması gerekir. Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse, ona on katı vardır. Kim de kendisiyle bir kötülük getirirse, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez”. [3] Görüldüğü gibi ayette Allah-u Teâlâ: “Kim iyi bir iş yaparsa” değil, “Kim kendisiyle birlikte bir iyilik getirirse” şeklinde buyurmuştur. Bu ayetin manası şudur: İnsan iyi ve güzel amel işledikten sonra, bu salih ameli kendisiyle beraber ebedi yurda götürebilmesi için, bir takım şartları hazırlaması gerekir. [4] Bundan dolayı iyiliklerin yok olmasına sebep olacak her türlü riyadan, minnet altında bırakmaktan ve... sakınılmalıdır.

Bazı rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla, bir kimse, azda olsa Allah’tan başkası için amel işlerse, kabul edilmez. İmam Sadık (a.s) şöyle buyururlar: Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: Ben ortakların en güzeliyim. Hem benim için hem de benden başkası için amel işleyen bir kimsenin, amelini halis kılmayana kadar, onun yaptığı o amel kabul edilmez (o amellerin hepsini, bana ortak koştuğu kimseye veririm). [5]

İhlâs ve ihlâsın korunmasıyla alakalı önemli konular hakkında şu adreslere müracaat edebilirsiniz.

1. Soru 6947 (Site: 7047), Halis niyeti kazanmak.

2. Soru 17794: (Site: 17420), Riyanın tedavisi (ilacı).

3. Soru 8862 (Site: 8872), Sevabın amellerle uygunluğu.  



[1] Kuleyni, “ Kâfi ”, c. 2, s. 16.

[2] Bakara, 164.

[3] En’âm, 160.

[4] Ayetullah Cevadi Amuli’nin tefsir derslerinden istifade edilmiştir.

[5] “Kafi”, c. 2, s. 295, Riya babı.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar