Gelişmiş Arama
Ziyaret
6502
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
Neden Enfal sorusuna Kuran, onun mülkiyeti ile cevap veriyor?
Soru
Halk Enfal hakkında sorduklarında (yani düşmandan savaşmadan anlaşmayla alınan bozulmuş, sahipsiz araziler, madenler ve ormanlar vb. Kısaca zahmete düşmeden halkın eline geçen şeyler) derhal Enfal’in Allah’a ve Resulü (s.a.a)’e ait olduğu hakkında ayet nazil oluyor?
Kısa Cevap

Eldeki mevcut şahit ve koşullar dikkate alındığında ve Şii ve Ehli Sünnet tefsirleri incelendiğinde “Enfal”in ne olduğu bu ayetin nüzulünden önce hatta İslam’ın ortaya çıkışından önce bilindiği sonucuna ulaşıyoruz. Onun hakkında da sorunun yersiz olduğu ortaya çıkıyor. Enfal suresinin ilk ayetinde işaret edilen soru sadece Enfal’in taksimi veya onun üzerinde mülkiyet isteği hakkındadır. Bu konuya uygun cevap ise ayetin devamında belirtilmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Enfal suresinin ilk ayeti hakkında beyan ettiğiniz karmaşıklık, Müslümanlar tarafından bir soru sorulması ve Allah tarafından ona cevap verilmesini içerir. Sizin tasavvurunuza göre güya Müslümanlar Enfal’in ne olduğu ve nelere Enfal denildiği hakkında soru sormuşlardır. Ama Enfal’in ne olduğu belirtilmeksizin kimlere ait olduğu cevabıyla yetinilmiştir. Hakikatte, Müslümanların Enfal’in ne olduğu sorusu cevapsız bırakılmış ve ona uygun olmayan başka bir cevap verilmiştir.

Sizin bu ayetten çıkarımınızı doğru sayarsak, soru ile cevabın uyumsuzluğunu da kesinlikle kabul etmemiz gerekecektir. Ama gerçek şu ki, Müslümanlar Enfal’in ne olduğu ve mahiyeti hakkında soruda bulunmamışlar aksine manasını yüzeysel olarak bilmekte olup, Şii ve Ehli Sünnet tefsirlerinin açıkça ortaya koyduğu üzere asıl istekleri bir kısım Enfal ve ganimetin kendilerine bırakılması veya Enfal üzerinde tasarruf hakkının kimlere ait olduğunun belirlenmesi üzerineydi.

Bu alanda kısaca bu ayetin “Şanı Nüzulü” hakkında gelen birkaç rivayeti huzurunuza arz ederek daha geniş bilgi için sizi çeşitli tefsirlere yönlendireceğiz:

İbn. Ebu Hatem tefsirinde, Müslümanların isteğinin Enfal’in kendilerine verilmesi olduğunu görmekteyiz.[1]

Başka bir tefsirde ganimetleri toplayanların, düşmanı takip edip kovalayanların ve Peygamber (s.a.a)’i korumakla görevli kimseler arasında savaş ganimetlerinin hangi guruba ait olduğu hakkında görüş farklılıklarının ortaya çıktığı ve bu sorunun cevabını Peygamber (s.a.a)’den istedikleri belirtilmiştir. Bu ayet ise onlara cevap mahiyetinde nazil olmuş, hiçbirinin görüşünü kabul etmemiş ve Enfal’i, Peygamber (s.a.a)’İn irade ve seçimine bırakmıştır.[2]

Şii âlimlerinden birinin kitabında da şunu görmekteyiz: Peygamber (s.a.a)’in yarenleri Ondan, savaş ganimetlerini onlar kendileri arasında paylaştırmasını istediler. Ama Allah (c.c), Peygamber (s.a.a)’e bu işin Allah’ın ve Resulü’nün sorumluluğunda olduğu emrinde bulunmuş ve diğerlerinin müdahale etme haklarının olmadığını belirtmiştir.[3]

Her halükarda tefsirlerden şunu elde ediyoruz; Müslümanlar, Enfal’in ne olduğu hakkında bir karmaşa yaşamamışlardır. Birçok tefsirin bu ayet hakkındaki sunumu şu iki cümle ile özetlenir:

Ya Müslümanlar Enfal hakkında malikiyet isteğinde bulunmuşlar ya da bunun Allah tarafından beyan edilmesi isteğinde bulunmuşlardır. Bu iki farz, ayette verilen mevcut cevapla Müslümanların istek ve soruları ile münasiptir.



[1] İbni Ebu Hatem, El-Kuran’ul-Azim Tefsiri, C.5, S.1649, H.9486, Mektebete Nezzar Mustafa El-Baz, Suudi Arabistan, 1419 h.k

[2] İbni Kesir, El-Kuran’ul-Azim Tefsiri, C.4, S.6, Dar’ul-Kutub’il-İlmiye, Menşurat-i Muhammed Ali Beyzun, Beyrut, 1419 h.k

[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Bihar’ul-Envar, C.19, S.211, Muessesetu El-Vefa, Beyrut, 1404 h.k

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar