Gelişmiş Arama
Ziyaret
11387
Güncellenme Tarihi: 2009/11/01
Soru Özeti
Mısır Müslümanları Ali’ye (a.s) inanıyorlar mı?
Soru
Yenilerde Abdülbasit’in (Mısır karisi) oğlu Şia olduktan sonra, Mısır âlimlerinin cenazeyi defnedip gittikleri ve ardından tekrar dönüp Ali b. Ebi Talib’in ismini ölüye hatırlattıkları işitildi. Acaba bu doğru olabilir mi?
Kısa Cevap

Mısır, İslam dünyasının önemli merkezlerinden birisidir ve Mısır halkının, Ehli Beyt’e (a.s) karşı özel bir sevgisi vardır. İran’ın Mısır Kültür Ataşesi Dr. Zamani bu konuda şunları söylüyor: Bu ülke insanlarının tamamını Ehli Beyt (a.s) ve Peygamber Ekrem’in (s.a.a) aşığı olarak tanıtmak mümkündür. Onlar Ehli Beyt’i (a.s) çok seviyorlar ve İmamları, İslam mektebinin en büyük şahsiyetleri olarak biliyorlar. Mısır halkının, Ehli Beyt’in İsna Aşar İmamlarını (a.s) övmeleri çok ilginç bir noktadır. Bu ülke halkı arasında kesinlikle Ehli Beyt (a.s) düşmanı yoktur.

Bu ülkenin ziyaret yerlerinde on iki Şia imamının şeceresini görmek mümkün. Mısırlılar, beklenen Hz. Mehdi’nin (a.f) doğduğunu ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) çocuğu olduğunu kabul etmeyen Ehli Sünnetin çoğunluğunun aksine, Mehdi’nin doğduğuna ve İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğlu olduğuna inanıyorlar.[1]

Üstat Seyit Hadi Hosrov Şahi bu konuda şöyle diyor: Mısırlı şahsiyetlerden birisi, Mısırlıların Ehli Beyt’e olan ilgi ve alakaları hakkında şöyle diyor: “Biz Mısırlıların mezhebi Sünni’ ve mizacımız ise Ehli Beyt mizacıdır.” Son zamanlarda Mısır Dışişleri Meclisi Komisyonu Başkanı Dr. Mustafa el-Faki’nin “El-ehram” da yazdığı makalesini mütalaa ettim. O şunların yazmıştı: “Biz Sünni mezhep ve Ehli Beyt mizaçlıyız.” Aynı şekilde tanınmış gazeteci ve Abdünnasır’ın danışmanı Muhammed Haseneyn Heykel isminde bir şahısta şöyle diyordu: “Siz Şialar, Ehli Beyt’e olan sevginizden dolayı çocuklarınızın ismini Hasan ve Hüseyin koyuyorsunuz; biz de öyleyiz, ama biz, çocuklarımıza iki ismi birden seçiyoruz ve: “Hasaneyn” diyoruz.””[2]

Abdülbasit’in (Mısır Kur’an karisi) oğlu İran İslam Cumhuriyeti gezisinde gazetecilerden birisinin: “Mısırlıların Peygamber Ekrem’in (a.s) Ehli Beyt’ine pek fazla kalbi sevgilerinin olduğunu ve onları çok sevdiklerini işittim, bu konuda ne diyorsunuz? sorusunu şöyle yanıtlar: “Bizler sürekli Allah’ın salih veli kullarının kabirlerini ziyaret ediyoruz; “Re’si’l Hüseyin”in mezarından tutunda diğer velilerin ve hatta Ehli Beyt’e mensup olmayanların kabirlerini bile. Bizler Hz. Hüseyin, Hz. Zeynep, Hz. Nefise ve Rukayye ve Hasan Enver’in doğum günlerini kutluyoruz ve Mısır karilerinin birçoğu, bu günlerde Kur’an tilavetine büyük alaka duyuyorlar. Belki şaşıracaksınız, rahmetli babam Ehli Beyt (a.s) âşıklarındandı. Başta söylediğim gibi rahmetli babam, 20 yaşındayken babasıyla birlikte Suriye’deki Hz. Zeynep’in ziyaretine gider ve orada bu mübarek yerde teberrük babından on dakika Kur’an tilavet etmesini isterler. Abdülbasıt’ın tilaveti topluluğun kalbinde öyle şevk icat eder ki Kur’an tilaveti bir buçuk saat uzar. Bu hadiseden sonra radyo ve basından onun yanına gelirler ve kendileri dünyanın ünlü karilerinden olur. Merhum babam sürekli çocuklarına neyi varsa Hz. Zeynep’ten dolayı olduğu söylüyordu ve başarısının sırrı ve kıraat hünerindeki parlaması da Hz. Zeynep ve Ehli Beyt’e olan sevgisinden dolayıdır.”[3]

Buna binaen Mısır halkı arasındaki böyle bir kültürü dikkate alarak sizin açıkladığınız konu hiçte hakikatten uzak değildir.

 


[1] “Aydın gelecek” Sitesinden alınmıştır.

[2] www.khosroshahi.net/article/detail/ Sitesinden alınmıştır.

[3] “Kitabi Nur” sitesinden alınmıştır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa Ve Suyun Üzerinde Yürüme
    13286 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Peygamberleri tanımanın yollarından birisi mucizedir. Mucize ıstılah olarak öğretilecek ve öğrenilecek türden olmayan ve insanların yapmaya güç yetiremeyeceği olağanüstü işlere denir.[1] Hz. İsa (a.s) bazı mucizelere sahipti. Ölüleri diriltmek, doğuştan kör olanlara şifa vermek ve hastaları iyileştirmek bu mucizelerin bazılarıdır. Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8914 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Cenabet guslü alınmazsa namaz ve orucun kazasını yerine getirmek farz olur mu?
    11948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/30
    Bu konuda kendi taklit merciinizin fetvasına göre amel etmelisiniz. Büyük taklit merciilerinin ‘Yıllarca cenabetli olarak namaz kıldım, oruç tuttum. Ama cenabetlinin gusül alması gerektiğini bilmiyordum. Bu durumda görevim nedir?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:Ayetullah Humeyni, Behcet, Tebrizi, Hamanei, Mekarim, Vahid:
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28705 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Ehl-i Sünnetin abdest alma şekli dikkate alındığında abdest ayetindeki 'ila' kelimesi ne manaya gelmektedir?
    9549 Sire 2009/04/08
    Abdestayetinde ki 'ila' kelimesi için demek gerekir ki, ayet yıkamanın şekliyle ilgili değildir, yalnızca yıkamanın haddi ve miktarı beyan edilmektedir ve 'ila' ğayet (son sınır) manasını taşımaktadır. Ama bu ğayet (son sınır) magsul'ün (yıkanılan yerin) ğayet'ini belirtmektedir, guslün (yıkamanın) değil. Birine 'ellerini yıka' dendiğinde ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    27622 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7057 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba Nebiyi ekrem (s.a.a) ezanda kendi nübüvvetine ve hazreti Ali’nin (a.s.) velayetine şehadet veriyor muydu? Neden zamanımızın imametine şehadet vermiyoruz?
    8512 Fıkıh Tarihi 2015/05/20
    Rivayetler esasınca şu müsellemdir ki İslam Peygamberi (s.a.a.) ezanda kendi nübüvvetine şehadet veriyordu. Zira nebiyi ekrem (s.a.a.) diğer insanlar gibi şer’i hükümlere ve tekliflere amel etmeye mükellef olmadığını ispatlayan has bir delil var olmadığı sürece mükellefti. Ezan bağlamında müstesna kılındığına dair hiçbir delilimiz yok iken mükellef olduğuna ...
  • Allahın sıfatları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde neden günah işliyoruz?
    9927 Pratik Ahlak 2010/11/09
    Allah amellerinizden haberdar ve Onun kadir ve hekim olduğunu bilmek insanı itaat yapmaya sürüklemez. Şeytan Allahın sıfatlarını biliyordu, ama Onun emrine sırt çevirdi.İlahi sıfatlar hakkındaki ilim, itikat ve iman ile birlikte olunca, insanı amele sevk eder. Ama heva ve ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9862 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...

En Çok Okunanlar