Gelişmiş Arama
Ziyaret
8671
Güncellenme Tarihi: 2009/01/29
Soru Özeti
Mersiye okuyucuların her yıl mersiyelerine ekledikleri yeni şeylerin sakıncası yok mudur?
Soru
Mersiye okuyucuların okudukları mersiyelerin kaynağı nedir? Söyledikleri şeyler doğru mudur? Mersiye okuyucuların her yıl yeni bir şey söylemeleri sakıncalı değil midir?
Kısa Cevap

Aşura kıyamı ve Kerbela tarihinin iki sayfası vardır: Biri yiğitlik ve iftiharla dolu nurlu ve beyaz bir sayfa, diğeri benzersiz veya eşine az rastlanır bir cinayetin işlendiği bir facia oluşu. Bu yüzden Kerbela’da meydana gelen musibetleri imkansız ve akla aykırı olarak algılamamak gerekir. Mersiye okuyucuların mersiyelerine ekledikleri şeyler iki kısımdır: Bir kısmı, onların kendi deyimiyle ‘zeban-ı hal’dir; yani güvenilir senetlere dayanan musibetler teşbih ve temsil kullanarak anlatırlar. Böyle eklemeler Masum İmamlar (a.s) ve din büyüklerinin makamlarıyla çelişmezse herhangi bir sakıncası yoktur.

Diğer bir kısmı da sahte ve uydurma mersiyelerdir. Yani ne senetleri güvenilirdir, ne de Masum İmamlar(a.s)’ın makamlarıyla uyuşmaktadır. Bu gibi mersiyeler sakıncalı olup onlara engel olmak gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için bir kaç noktayı açıklamak gerekiyor:

1-Aşura kıyamı ve Kerbela tarihinin iki yönü vardır: Biri yiğitlik destanı, eşsiz kahramanlık ve erdemlerin sergilenen bir sahne oluşu, diğeri ise benzersiz veya eşine az rastlanır bir facia ve trajedi tablosu oluşu. Bu açıdan bakıldığında, Kerbela kıyamı, bir trajedi, bir musibet ve bir ağıttır. Bu sayfaya baktığımızda, onda en temiz insanların en feci şekilde öldürülmesini hatta süt emen çocuğun bile öldürülmesini, kadın ve çocuklara kırbaç vurulmasını, ... görüyoruz.[1] Bundan dolayı Kerbela kıyamında gerçekleşen musibetlerin tümünü bir arada incelediğimizde eşsiz bir trajedi tablosu karşımıza çıkar.

2-Mersiye okuyucuların mersiyelerine ekledikleri şeyler iki kısımdır:

Bir kısmı onların kendi deyimiyle ‘zeban-ı hal’dir; yani uygun teşbih ve temsiller kullanarak Ehl-i Beyt (a.s)’ın musibetlerini anlatırlar. Böyle eklemeler, muteber senetlere dayanan olayların tekrar yeniden canlandırılması ve işlenmesidir, Bu tür mersiye okumalar Masum İmamlar (a.s) ve din büyüklerinin makamlarıyla çelişmezse herhangi bir sakıncası yoktur.

 

Diğer kısım mersiyeler ise, uydurma mersiyelerdir. Yani vuku bulduğuna dair bir muteber senet bulunmayan ve aynı zamanda da Masum İmamlar(a.s)’ın makamlarıyla uyuşmayan mersiyelerdir. Bu gibi mersiyeler sakıncalı olup onlara engel olmak gerekir.

3-Böyle eklemeler yapılmasının nedenleri:

Bu tür tasvip edilmeyen yöntemlere başvurmaların sebebine gelince, kimisi, hayır bir niyet ve temiz kalplilikle bunu yapıyor. Bazı hadislerde İmam Hüseyin (a.s)’a ağlamak ve ağlatmanın çok iyi bir amel olduğu, dökülen her damla göz yaşı için sevaplar verileceği rivayet edildiğinden diyorlar ki elimizden geldiğince İmam Hüseyin (a.s)’a ağlayalım ve ağlatalım. Bunun için kaynaklara bakmaya, titiz davranmaya hiç gerek yoktur.

Bu mantıktan yola çıkan bazı yazarlar bile aynı hataya düşmüş ve kitaplarında gerekli dikkati göstermemişlerdir.[2] Birçok dindar da onları takip ederek taziye meclislerinde bu uydurmaları kullanmışlardır. Bu şekilde o mukaddes hedefe hizmet ettiklerini zannetmişlerdir.

Kimisi de, mantıksız bir şekilde mübalağa yoluna başvuruyorlar. Ancak sebebi ne olursa olsun bütün bunlar İmam Hüseyin (a.s)’ın Aşura kıyamının asıl hedefini değiştirmekte, din ve mezhebi zayıflatmaktadır.

Bu arada tarih boyunca, Ehl-i Beyt (a.s)’ın mektebini zayıtlamak için düşmanların ve art niyetli kişilerin gösterdikleri çabaları da göz ardı etmemek gerekir.[3]

Bazıları diyor ki: Hedef mukaddes olunca vesile mübah olur. diyebilir Bu söz saf insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. Bu din açısından doğru değildir. Dine bağlı olan ve Ehl-i Beyti seven bir kimse mukaddes bir hedefe için ancak meşru vesileyi seçmelidir.



[1] -Murtaza Mutahhari, Mutahhari Külliyatı (/Mecmuay-ı Asar), c.17, Birinci bölüm, Sohbetler, Hüseyni Yiğitliğin birinci faslı,

[2] -Muhammed Hüseyin Kaşifi’nin ‘Ravzat-uş Şuheda’ ve Molla Ağa Derbendi’nin ‘Esraru’ş Şehadet’ adlı kitaplarında bunun açık örnekleri görülmektedir.

[3] -Mutahhari Külliyatı, Tahrifin Nedenleri, c.17.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar