Please Wait
26999
Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a (a.s) yönelik saygısı hakkında yer alan ayetlere bakıldığında onun attan geç inme nedeniyle babasına saygısızlık ettiği gözlemlenmemektedir. Bu hususta iki rivayet aktarılmıştır ve her ikisi de senet zayıflığından güvenilir sayılmamaktadır. Müfessirler de böyle bir şeyi kabul etmemişlerdir. Bu nedenle Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi (yok olması) hiçbir rivayette zikir edilmemiş ve kabul edilmemiştir. Böyle bir saygısızlığın gerçekleşmiş olduğunu farz etsek bile bu fiil günah sayılmaz, sadece terk-i evla sayılır; çünkü tüm peygamberler masumdurlar. Artı, insanların bedeninin çürümesi tabii bir olgudur ve bunun günahla bir ilişkisi yoktur. Elbette bedenin yok olmaması bir fazilettir ve Hz Yusuf (a.s) Allah’ın velilerinden olması nedeniyle onun bedeninin çürümediği ihtimalini veriyoruz.
İlkönce esasen Hz Yusuf’un (a.s) babası karşısında attan inmediği konusunun doğru olup olmadığına bakmak gerekir. Ardından bu işin saygısızlık olduğu ispatlandıktan sonra yukarıdaki soruya cevap verilir. Yusuf suresindeki tüm ayetler, Hz Yusuf’un (a.s) ilim, bilgi, sabır, tahammül, temizlik ve masumiyetine tanıklık etmektedir. Kur’an onun serüvenini bir temizlik numunesi ve iffet ve masumiyet sembolü sıfatıyla aktarmaktadır. Ama bununla birlikte babası ve annesinin Mısır’a girdikten sonra Hz Yusuf’un (a.s) onlar karşısında attan inmediği ve bu nedenden ötürü nübüvvet nurunun onun neslinden ayrıldığını belirten iki rivayet aktarılmıştır.[1] Evvela bu iki rivayet senet açısından güvenilir değildir; zira bu rivayetler mürsel ve merfudur.[2] Diraye ve hadis ilminde bu tür özellikler taşıyan rivayetlerin bir destekleyici olmaması durumunda kendi başlarına kabul edilemeyeceği ve onlarla amel edilemeyeceği ispatlanmıştır. Burada da bir destekleyicinin olmamasına ek olarak, aksi doğrultuda hususlar bile mevcuttur. Bu nedenle müfessirler bu rivayetleri Hz Yusuf’un (a.s) ilahi buyruklara itaat ettiğini ve babasına yönelik tam bir saygı gösterdiğini ifade eden ayetlerle çelişik bilmektedirler. Nitekim Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: (Mısır’a gidip) Yusuf’un huzuruna girdiklerinde; Yusuf ana babasını bağrına bastı ve “Allah’ın iradesi ile güven içinde Mısır’a girin” dedi.[3] Buna ek olarak, bu ayeti şerifedeki cümlelerden Hz Yusuf’un (a.s) şehrin dışına çıkarak babası ve yanındakileri karşıladığını, çadırda konaklayıp onların gelmesini beklediği ve babası ve yanındakiler geldiği esnada Hz Yusuf’un (a.s) onlara özel bir sevgi gösterdiği ve karşılama töreninin ardından babası ve yanındakilerden Mısıra girmeleri ve oraya yerleşmelerini istediği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde burada giriş ve çıkış kavramlarının bir anlamı kalmayacak ve bunun gibi görüşme ve bunun gibi sözler daha uygun olacaktır.[4] Eğer söz konusu iki rivayetin doğru olduğunu kabul etsek bile baba karşısında attan geç inmek günah ve ismet karşıtı haram bir işe bulaşmak addedilmez. Böyle bir şey Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesine neden olamaz. Burada sadece terk-i evla yapılmış sayılır ve bu masumiyet ile bir çelişki arz etmez. Hz Yusuf’un (a.s) neslinde bir peygamberin bulunmayışı kesin ve ispatlanmış bir husus değildir. Eğer böyle olsa dahi bu Allah’ın bildiği bir hikmet ve maslahat üzeredir. Muhtemelen yapılmış bir terk-i evla için değildir. Bundan dolayı Hz Yusuf (a.s) tarafından babasına saygısızlık yapıldığı doğru değildir. Hz Yusuf’un (a.s) babası Hz Yakup’a yönelik saygısızlık yaptığına dair elde doğru bir senet bulunmaması ve Kur’an ayetlerinin de bunun aksine bilgiler vermesine binaen, Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi hakkında birkaç noktayı açıklamak gerekir:
A. İnsan bedeni deri, kan ve kemikten oluşur ve bunların tümü yok olacak türdendir. Bu nedenle esasen insanların bedeninin toprak altında çürümesi gerekir ve bu husus ilahi azabın bir göstergesi sayılamaz.
B. Ayet ve rivayetlerde babaya saygısızlık etmek ile bedenin çürümesi arasında bir ilişki görülmemiştir.
C. Bu hususta (babaya saygısızlık etmekten dolayı Hz Yusuf’un (a.s) bedeninin çürümesi) hadis kaynaklarında hiçbir muteber rivayet bulunmamaktadır.
D. Kuşkusuz insan bedeninin çürümemesi bir üstünlüktür ve bu bazı Allah velilerini kapsar. Hz Yusuf (a.s) Allah’ın velilerinden olması nedeniyle onun bedenin çürümeme ihtimali mevcuttur.
[1] Kuleyni, Kâfi, c. 2, s. 311, Naşir: İslamiye, Tahran, çapı dovvum, 1362 h.ş; Saduk, İlelu’ş Şerayi, c. 1, s. 55, Naşir: Daveri, Kum, çapı evvel.
[2] Merfu’, senet silsilesinin orta veya sonunda bir veya birden çok şahsın düşmüş olduğu ve sonda masuma isnat edilen hadise denir. Mürsel, nakledicisinin hadisi Hz. Peygamber veya imamdan duymadığı ve bir sahabeyi vasıta karar kılmaksızın naklettiği hadise denir. (Mudir Şaneçi, Kazım, İlmu’l Hadis,s. 179 ve 187, defteri intişaratı İslami, çapı şanzdehum, 1381 h.ş.)
[3] Yusuf Suresi, 99. ayet.
[4] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri El- Mizan, Musevi Hamedani, Seyyid Muhammed Bakır, c. 11, s. 336, defteri intişaratı İslamiyi camiayı muderrisini howzei ilmiyeyi Kum, 1374 h.ş; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 10, s. 79, Daru’l Kutubu’l İslamiye, Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş.