Please Wait
12721
- paylaşmak
Bir kimsenin bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir işi yapması fiilsel tevhit (yaratılışta tevhit) ile çelişir; çünkü ölüm ve hayat sadece Allah’ın elindedir. Ama bir kimse ilahi izin ile böyle bir iş yapmak isterse, böyle bir fiil gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli bir engel mevcut değildir. Yüce Allah Kur’an’da Hz. İsa’nın (a.s) dilinden şöyle aktarmaktadır: Ben Allah’ın izniyle anadan kör doğan insanı iyileştirir ve ölüleri diriltirim. Bu esas uyarınca hiçbir Müslüman bu işin gerçekleşmesi ve vuku bulması hususunda kuşku taşımaz. Son peygamberin (s.a.a) makamı Hz. İsa (a.s) da dâhil olmak üzere diğer peygamberlerin makamından üstün olması ve Kur’an’ın belirtmesiyle Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Peygamberin (s.a.a) nefsi olması nedeniyle Hz. İsa’nın yapabildiği bir işi Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve Hz. Ali’nin yapamaması için herhangi bir neden bulunmaz.
Kapsamlı ve ikna edici bir yanıta ulaşmak için bu soruyu üç kısma ayırıyor ve ardından bunları cevaplıyoruz:
1. Olasılık ve zati imkân konusu: Esasen yaratılmış ve bir gün ölecek olan bir insan ölü bir şahsı diriltebilir mi?
2. Gerçekleşme ve vuku konusu: Bu işin imkân dâhilinde olduğunu varsaysak bile acaba bu iş dış dünyada gerçekleşmiş midir?
3. Hz Ali (a.s) bir ölüyü diriltebilir mi?
İmkân Çerçevesinde Ölüleri Diriltme Olasılığı
Bu konu iki açıdan ele alınabilir:
A. Bir şahsın bağımsız olarak ve Allah’a ihtiyaç duymadan böyle bir fiili gerçekleştirmesi mümkün müdür? Bu, fiilsel tevhidi (yaratılışta tevhit) ile çelişir.[1] Fiilsel tevhit konusunda bu iki sıfat (diriltmek ve öldürmek) Allah’a özgü şu on sıfattan sayılır: Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, zengin etmek, fakir etmek, aziz kılmak, zelil etmek, sağlık vermek ve hastalık vermek.[2] Bu esas uyarınca ölüm veya yaşam sadece Allah’ın elindedir.[3]
B. İlahi izin ve rabbin feyzinden istifade etmeyle bir şahsın böyle bir fiilde bulunması. Allah’ın kudretinin sonsuz olması nedeniyle, böyle bir iş muhal değilse gerçekleşebilir ve bu hususta hiçbir akli engel mevcut değildir. Bu meselede de gerçek fail Allah’tır ve şahıs burada sadece bir aracı rolü oynar. Azrail’in insanların canını alması bu kabildendir; zira gerçekte ölüm de hayat gibi Allah’ın elindedir.
Gerçekleşme Bağlamında Ölüleri Diriltmek
Kuşkusuz bir şeyin gerçekleşebileceğine dönük en sağlam delil, o şeyin realitede gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmamızdır; çünkü bilgeler şöyle demiştir: “Bir şeyin mümkün olduğunu kanıtlayan en büyük delil onun gerçekleşmesidir.” Bizim konumuzda da eğer biz Allah’ın kullarından birinin bu işlere teşebbüs ettiğini görecek olursak, bu hususta artık hiç kimsenin bir şüphesi kalmayacaktır. Yüce Allah Kur’an’da Hz. İsa (a.s) hakkında şöyle buyuruyor: Allah, onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): “Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da Allah’ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer müminler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır.”[4] Bu esas üzere hiçbir Müslüman bu işin gerçekleştiği konusunda bir şüphe duymamaktadır. Ama burada asıl soru şudur: Ali (a.s) bir ölüyü dirilte bilir mi? Yukarıda Ali İmran suresinin 49 ve Maide suresinin 110. ayetlerinden yaptığımız nakiller esasınca, Hz İsa (a.s) kesinlikle böyle bir işi yapmıştır ve öte taraftan son peygamberin makamının diğer peygamberlerin makamından daha yüksek oluşu hususunda bir kuşku bulunmamaktadır[5] ve Kur’an’ın belirtmesiyle Ali (a.s) Hz. Peygamberin (s.a.a) nefsidir.[6] Bu yüzden eğer Hz İsa (a.s) bir işi yapabiliyorsa Hz Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve Hz Ali’nin de onu yapmaması için ne gibi bir sebep olabilir?! Elbette bu salt bir olasılıktır ve onların bu işi yaptıkları manasına gelmez. Öte taraftan bir şeyi yapmamak da onu yapma gücünün bulunmadığına delil teşkil etmez. Örneğin Hz. İsa (a.s) bir asayı yılana dönüştürmemişse, bu Hz İsa’nın (a.s) böyle bir güç taşımadığına delalet etmez. Netice itibari ile İmam Ali (a.s) gibi Allah’ın velilerinden birinin ölüleri diriltebileceğinin ne gibi bir sakıncası olabilir?!
[1] Vakıa Suresi, 58. ayet.
[2] Tayyib, Seyyid Abdu’l Hüseyin, Etyebu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 6, s. 326, Naşir; İntişaratı İslam, Tahran, çapı dovvum, 1378 h.ş.
[3] Şuara Suresi, 81. ayet.
[4] A’li İmran Suresi, 49. ayet; Maide Suresi, 101. ayet.
[5] Tebersi, Fazl bin El- Hasan, Tercüme-i Mecmeu’l Beyan fi Tefsiri’l Kur’an, c. 3, s. 101, Naşir: İntişaratı Ferahani, Tahran, çapı evvel, 1360 h.ş.
[6] A’li İmran Suresi, 61. ayet: Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lânetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.”