Gelişmiş Arama
Ziyaret
7216
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
Çalıştığım kurumdan hakkımı alabilmem için nasıl bir yol izlemem gerekir?
Soru
Daha önce usta olarak bir kurumda üç ay çalıştım. Oranın yetkilileri bana belirlenmiş tarihte maaş vereceklerini söylediler. Bana yalan söylediler. Hakkımı almak için üç ay boşuna yalvardıktan sonra müdüre çıkıp şikayet ettim. Şikayette bulunduğum için beni işten çıkardılar, maaşımın tümünü de vermediler. ‘Sana anlaştığımız miktardan da az vermemiz gerekir’ demelerine rağmen o miktarı bile vermediler. Şimdi ben ne yapayım. Onlar bana zulüm ettiler. Onlardan razı değilim. Müslüman olduğunu iddia eden bir kurum neden böyle işler yapmaktadır. Onlar takvalı olduklarını iddia ediyorlar, ama bana zulüm edip kötü davrandılar.
Kısa Cevap

Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.

Ayrıntılı Cevap

İşçi ve işveren arasındaki karşılıklı haklar konusu İslam fıkhında kira ve cüale kitaplarında bahsedilen önemli konularındandır. Bu gibi meselelerin hükmü (işçi ve işverenin hakkı zayi olmadan) açıklanmıştır. Böyle durumlarda üzerinde durulan ilk şart bir ‘anlaşma’nın olması ve işçinin ücretinin belirlenmesidir. Resul-ü Ekrem (s.a.a) işçinin ücreti belirlenmeden onu çalıştırmaktan sakındırmıştır.[1] İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse işçinin ücretini belirlemeden onu çalıştırmaz.’[2]

İcare, cüale vb. anlaşmalarda dikkat edilmesi gereken şeylerden bir diğeri iki tarafın da aralarında yaptıkları anlaşma ve şartlara uymaları gerektiğidir. Kur’an buyuruyor: Ey inananlar, ahitlerinizi yerine getirin.[3] Yine şöyle buyurmaktadır: ‘Ahitlerinizde durun, şüphe yok ki ahitlerden sorumlusunuz.[4]

Resulullah da (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Müslümanlar ahitlerine uymalıdırlar.’[5]

Dolayısıyla bir ahit ve anlaşmada şart olunan şeye tarafların uymaları gerekir. Taraflardan biri belirlenen şartlardan birine uymazsa uyan tarafın itiraz hakkı vardır veya anlaşmayı bozabilir. Buna ‘Şarta uymamadan doğan feshetme hakkı denir.[6]

İslam’ın üzerinde durduğu bir başka nokta işçinin ücretinin hemen ödenmesidir. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘İşçinin alnının teri kurumadan onun ücretini ödeyin’[7] Yine şöyle buyurmaktadır: ‘İşçinin ücreti, ödeyinceye kadar işverenin boynundadır.’[8]

Buna göre İslam işçi ve işverenin arasında anlaşma yapılmasına ve yapılan bu anlaşmaya uyulmasına çok önem vermekte, herhangi bir tarafın yapılan anlaşmaya aykırı hareket etmesini asla kabul etmemektedir.

Açıkça belirtmek gerekir ki, görevini anlaşmaya göre yerine getiren işçinin hakkını vermemek zulümdür ve İslam bu zulmü reddetmektedir. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Eğer bir karıncanın ağzından arpa kabuğunu Allah’a karşı günah işleyerek almam için yedi iklimi içindekilerle beraber bana verseler yine de böyle bir şeyi yapmam.’[9]

Bu esasa göre hiçbir yetkilinin işçinin de hakkını zerre miktarı kadarda olsa engellemeye hakkı yoktur.  Aksi takdirde adil bir yargılanma için hakkı zayi olan kişi yetkili bir mahkemeye gitmeli, ellerindeki muteber belge ve şahitlerle adil bir hakimin karşısında haklarını savunmalıdırlar. Hakim de delil, belge ve şahitlere dayanarak karar verir.



[1] - Vesail-uş Şia, c.19, s.105, hadis: 24249

[2] - el-Kafi, c.5, s.289; Tehzib, c.6, s.289

[3] - Maide/1

[4] - İsra/34

[5] - el-Kafi, c.5, s.169 ve 404

[6] - İmam Humeyni, Necat-ul İbad, s.25, mesele: 9

[7] - el-Kafi, c.5, s.288

[8] - Tehzib, c.6, s.289

[9] - Nehc-ul Belağa, 219. hutbe.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar