Gelişmiş Arama
Ziyaret
6647
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kaderi bilmek insanların faydasına mıdır yoksa zararına mıdır?
Soru
Eğer insanlar kendi kaderlerinden bir şekilde haberdar olurlarsa, bu onların faydalarına mıdır yoksa zararlarına mıdır?
Kısa Cevap

Değiştirilebilecek de olan gelecekteki hadiselerin bazıları bazen rüya ve benzeri şartlarda insan için aşikâr olmaktadır. Bu iş sadece Allah’ın isteği üzerine gerçekleşir ve onda bir hikmet bulunur. Ama eğer bir insan amel etmek ve kendini tanımak yerine meraklanarak geleceği bilmeye çalışırsa ve özellikle bu ilgi salt maddî ve dünyevî başarılara yönelik korku ve ümitten kaynaklanırsa, gerçekte kendini kandırır ve peşinde olduğu şey ona hiçbir fayda sağlamaz; çünkü bir taraftan kader meselesine odaklanarak determinizm sapmasına daha çok müptela olur ve iradesi minimum düzeye iner ve öte taraftan da bu ilgi kendiliğinden insanın teslim psikolojisi ve manevî tekamülüyle uyuşan çabasıyla tezat oluşturur.

Ayrıntılı Cevap

Genel olarak her ne kadar ilahi kaza ve kader ilahi bir menşee sahip olsa da, bireyin iyi ve kötü iradesinden etkilenir ve kendini tanımayla nihai tekâmülüne yakınlaşması için insana gerekli fırsat ve şartları hazırlayan bir kaynak sayılır. Gerçekte her bireyin hayatında vuku bulan bela, mutluluk ve değişik hadiselerin tümü, Allah’ın lütuf ve rahmetinin bir boyutu olup insanın arınması ve terbiye edilmesi hedefiyle nihai saadete ermek için programlanmıştır. Öte yandan bunlar insana dönen iyi ve kötü amellerin yankılarıdır ve her insanın onlarla karşılaşarak daha fazla düşünmesi hedeflenmektedir. İnsanın geleceği kendisinin geçmiş ve şimdiki düşünce ve yaptıklarının neticesidir. Elbette bu mesele amel, düşünce ve isteklerin değişik mertebelerinden müteşekkil binlerce sebebin etkili olması nedeniyle çok girift ve rahatlıkla öngörülebilir değildir. Ama bir yandan da her fikir ve amel, icat edilmiş bu planda değişiklik yaratabilir. Dinsel öğretilerde vurgulanmış olan “lavh-i mahfuz” ve “lavh-i mahıv ve ispat” bu gerçekle ilintilidir; yani her insan kendi için yeni bir kader yaratabilir. İlahi ihsan ve kerem, insanın yüce maksada ulaşması için yolu açık bırakmıştır. Bu vasatta gelecekten ve deyim yerindeyse kaderden haberdar olmanın insana ne gibi bir faydası olabilecektir. Oysaki gerçek imtihan insanın kehanet yoluyla değil, ancak tabii olarak kendi amellerinin neticesinden haberdar olması durumunda tahakkuk eder. Öte yandan kesin kaderden haberdar olmanın ilahi ilmin bir parçası olduğunu ve herkesin onu bilmediğini bilmekteyiz. Ama gerçekte bireyin hâlihazırdaki şartlarla kendi için hazırladığı gelecekteki oluşumlar, rüya ve benzeri şeyler ile bazı fertler için aşikâr olur ve bu sadece ilahi istek üzerine tahakkuk eder ve onda özel bir hikmet bulunur. Ama eğer bir insan amel etmek ve kendini tanımak ve de Allah’ın her birey için caiz gördüğü en yüksek kadere kendini uyarlamak yerine, meraklanarak geleceği bilmeye çalışırsa ve özellikle bu ilgi salt maddî ve dünyevî başarılara yönelik korku ve ümitten kaynaklanırsa, gerçekte kendini kandırır ve peşinde olduğu şey ona hiçbir fayda sağlamaz. Özel bir takım durumlarda birey ilham veya ilahi velilerin ilmi yoluyla kendi hayatındaki gerçeklerin bir kısmından haberdar olmakta ve bu onun hidayete ermesi ve kendini geliştirmesi için faydalı sayılmaktadır. Gerçekte bu, bireyin kendi iradesiyle ve ilahi onayla icra merhalesine geçireceği öngörülmüş bir planın sunulması ve kendi iradî hareketi yolunda daha fazla bir yakin ve itminan ile hareket etmesi gibidir. Bu husus eğer sadece ilahi yolda vuku bulursa, bireyin maslahatına olabilir. Ama birey kendini bu yola uyarlamaz, yalnızca kendi iç isteklerinin etkisi altında kalır ve onların gerçekleşeceği veya gerçekleşmeyeceğinden haberdar olmak isterse, amelde kendini daha çok belalara müptela eder ve gelecekten haberdar olmak için gösterdiği çaba neticesinde de yalan, kehanet, falcılık ve benzeri şeylerden başka bir şey ona nasip olmaz. Yanı sıra bu tedricen onda ihtiyar, irade, gayret ve çaba psikolojisini (determinizme eğilim kaydederek) zayıflatacak ve en sonda da iradesizlik yüzünden kendisini istediği tarafa sevk edebilecek dalgaların esiri haline getirecektir. Allah’a inanıp iradesini O’na teslim etmiş ve tüm çabaları Allah’a itaat etme yolunda olan mümin bireyin bilmek isteyeceği tek önemli şey, Rabbinin kendisinden razı olup olmadığıdır. Bu da onun Allah ile olan ilişkisi, ünsiyet makamı, rıza, teslim, sabır ve diğer manevî makamlar ile bağlantılıdır. Lakin değişik yollarla (kehanet, öngörü ve falcılık gibi) kaderden haberdar olma eğilimi, genellikle dünyevî bağlılıklara daha fazla vurguda bulunan kimselere musallat olmaktadır. Oysaki bunların olup olmaması Allah’ın gerçek kulları için birdir. Bu gibi bireylere egemen olacak sapmalar, genellikle insanı irade, ihtiyar ve marifeti yok eden çıkmaz bir labirente sokar ve bunun neticesinde birey bu gibi insanları şahsî temayüllerinin oyuncağı haline getirmiş yalancı iddia sahiplerinin esiri olur.

Kaza ve kader hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için 1903. Yanıtı (site: 2717) okuyunuz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar