Gelişmiş Arama
Ziyaret
6670
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Kaderi bilmek insanların faydasına mıdır yoksa zararına mıdır?
Soru
Eğer insanlar kendi kaderlerinden bir şekilde haberdar olurlarsa, bu onların faydalarına mıdır yoksa zararlarına mıdır?
Kısa Cevap

Değiştirilebilecek de olan gelecekteki hadiselerin bazıları bazen rüya ve benzeri şartlarda insan için aşikâr olmaktadır. Bu iş sadece Allah’ın isteği üzerine gerçekleşir ve onda bir hikmet bulunur. Ama eğer bir insan amel etmek ve kendini tanımak yerine meraklanarak geleceği bilmeye çalışırsa ve özellikle bu ilgi salt maddî ve dünyevî başarılara yönelik korku ve ümitten kaynaklanırsa, gerçekte kendini kandırır ve peşinde olduğu şey ona hiçbir fayda sağlamaz; çünkü bir taraftan kader meselesine odaklanarak determinizm sapmasına daha çok müptela olur ve iradesi minimum düzeye iner ve öte taraftan da bu ilgi kendiliğinden insanın teslim psikolojisi ve manevî tekamülüyle uyuşan çabasıyla tezat oluşturur.

Ayrıntılı Cevap

Genel olarak her ne kadar ilahi kaza ve kader ilahi bir menşee sahip olsa da, bireyin iyi ve kötü iradesinden etkilenir ve kendini tanımayla nihai tekâmülüne yakınlaşması için insana gerekli fırsat ve şartları hazırlayan bir kaynak sayılır. Gerçekte her bireyin hayatında vuku bulan bela, mutluluk ve değişik hadiselerin tümü, Allah’ın lütuf ve rahmetinin bir boyutu olup insanın arınması ve terbiye edilmesi hedefiyle nihai saadete ermek için programlanmıştır. Öte yandan bunlar insana dönen iyi ve kötü amellerin yankılarıdır ve her insanın onlarla karşılaşarak daha fazla düşünmesi hedeflenmektedir. İnsanın geleceği kendisinin geçmiş ve şimdiki düşünce ve yaptıklarının neticesidir. Elbette bu mesele amel, düşünce ve isteklerin değişik mertebelerinden müteşekkil binlerce sebebin etkili olması nedeniyle çok girift ve rahatlıkla öngörülebilir değildir. Ama bir yandan da her fikir ve amel, icat edilmiş bu planda değişiklik yaratabilir. Dinsel öğretilerde vurgulanmış olan “lavh-i mahfuz” ve “lavh-i mahıv ve ispat” bu gerçekle ilintilidir; yani her insan kendi için yeni bir kader yaratabilir. İlahi ihsan ve kerem, insanın yüce maksada ulaşması için yolu açık bırakmıştır. Bu vasatta gelecekten ve deyim yerindeyse kaderden haberdar olmanın insana ne gibi bir faydası olabilecektir. Oysaki gerçek imtihan insanın kehanet yoluyla değil, ancak tabii olarak kendi amellerinin neticesinden haberdar olması durumunda tahakkuk eder. Öte yandan kesin kaderden haberdar olmanın ilahi ilmin bir parçası olduğunu ve herkesin onu bilmediğini bilmekteyiz. Ama gerçekte bireyin hâlihazırdaki şartlarla kendi için hazırladığı gelecekteki oluşumlar, rüya ve benzeri şeyler ile bazı fertler için aşikâr olur ve bu sadece ilahi istek üzerine tahakkuk eder ve onda özel bir hikmet bulunur. Ama eğer bir insan amel etmek ve kendini tanımak ve de Allah’ın her birey için caiz gördüğü en yüksek kadere kendini uyarlamak yerine, meraklanarak geleceği bilmeye çalışırsa ve özellikle bu ilgi salt maddî ve dünyevî başarılara yönelik korku ve ümitten kaynaklanırsa, gerçekte kendini kandırır ve peşinde olduğu şey ona hiçbir fayda sağlamaz. Özel bir takım durumlarda birey ilham veya ilahi velilerin ilmi yoluyla kendi hayatındaki gerçeklerin bir kısmından haberdar olmakta ve bu onun hidayete ermesi ve kendini geliştirmesi için faydalı sayılmaktadır. Gerçekte bu, bireyin kendi iradesiyle ve ilahi onayla icra merhalesine geçireceği öngörülmüş bir planın sunulması ve kendi iradî hareketi yolunda daha fazla bir yakin ve itminan ile hareket etmesi gibidir. Bu husus eğer sadece ilahi yolda vuku bulursa, bireyin maslahatına olabilir. Ama birey kendini bu yola uyarlamaz, yalnızca kendi iç isteklerinin etkisi altında kalır ve onların gerçekleşeceği veya gerçekleşmeyeceğinden haberdar olmak isterse, amelde kendini daha çok belalara müptela eder ve gelecekten haberdar olmak için gösterdiği çaba neticesinde de yalan, kehanet, falcılık ve benzeri şeylerden başka bir şey ona nasip olmaz. Yanı sıra bu tedricen onda ihtiyar, irade, gayret ve çaba psikolojisini (determinizme eğilim kaydederek) zayıflatacak ve en sonda da iradesizlik yüzünden kendisini istediği tarafa sevk edebilecek dalgaların esiri haline getirecektir. Allah’a inanıp iradesini O’na teslim etmiş ve tüm çabaları Allah’a itaat etme yolunda olan mümin bireyin bilmek isteyeceği tek önemli şey, Rabbinin kendisinden razı olup olmadığıdır. Bu da onun Allah ile olan ilişkisi, ünsiyet makamı, rıza, teslim, sabır ve diğer manevî makamlar ile bağlantılıdır. Lakin değişik yollarla (kehanet, öngörü ve falcılık gibi) kaderden haberdar olma eğilimi, genellikle dünyevî bağlılıklara daha fazla vurguda bulunan kimselere musallat olmaktadır. Oysaki bunların olup olmaması Allah’ın gerçek kulları için birdir. Bu gibi bireylere egemen olacak sapmalar, genellikle insanı irade, ihtiyar ve marifeti yok eden çıkmaz bir labirente sokar ve bunun neticesinde birey bu gibi insanları şahsî temayüllerinin oyuncağı haline getirmiş yalancı iddia sahiplerinin esiri olur.

Kaza ve kader hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için 1903. Yanıtı (site: 2717) okuyunuz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3761 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • Hz. Fatıma’nın (a.s) düğünü gibi Peygamber (s.a.a) zamanında yapılan düğünleri göz önünde bulundurulursa, şimdiki düğün merasimleri nasıl yapılmalıdır?
    36463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Boş ve oyun meclisleriyle bağdaşır olması durumunda müzik, ezgi ve şarkı söylemek İslam’ın bakışında şüphesiz haramdır. Ama bu amel düğün veya diğer eğlencelerde istisnaya tabi tutulmuş mudur, tutulmamış mıdır? Peygamber zamanındaki düğünlerde def çalmak ve dans etmek hakkında elimize ulaşan tarihi rivayetlerin senedi zayıf olmasından ve bazı muteber rivayetlere ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    23211 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...
  • Acaba Hz. Musa(a.s) vefat emiş midir?
    19615 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Hadis kaynaklarında Hz. Musa(a.s)ın vefatı şu şekilde aktarılmıştır: Hz. Musa(a.s) eceli ile vefat etmiştir. Hz. Azrail, Hz. Musa(a.s)ın huzuruna geldi ve selam etti. Ona şöyle hitap etti: “Allahu Teala'nın emri ile senin ruhunu teslim almaya geldim”. Hz Musa(a.s)ın ruhunu teslim aldıktan sonra insan suretinde zahir olarak Hz Musa ibni ...
  • Din olmaksızın maneviyata ulaşılabilir mi?
    10416 Teorik Ahlak 2010/08/08
    Son olarak gündeme gelen yeni maneviyat tasviri, bir Müslüman olarak bizim zihnimizde yer alan maneviyat tasvirinden çok farklıdır. Bizim telakkimizde maneviyatın din ile sıkı sıkıya bir irtibatı vardır. Bir dinin maneviyatı, bir takım öğretiler mecmuasına göre amel etmekle hâsıl olur. Bunlar, maddî âlem ötesindeki hakikatlerden söz ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6507 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    8804 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    6902 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Tanrı nedir ve varlığını ispatlayan deliller var mıdır?
    5425 وجود 2020/01/14
    İslam dininde Tanrı Allah olarak ifade edilir. Allah Teala mutlak vücut ve mutlak kemaldir. Buna binaen  her türlü kusur ve noksanlıktan münezzehtir. Mümkün olan her şeye kadir eşsiz bir varlıktır. Bütün mahlukata her an ve her halde agahtır. Her şeyi duyan, gören, irade ve ihtiyar sahibidir. Her ...
  • Allah’ın ilmi meteoroloji ve sonografi gibi günümüz ilimleriyle çelişir mi?
    7820 Tefsir 2011/07/14
    Allah’ın ilmi ve beşerin ilmi birbiriyle çelişmez, bir farkla ki Allah her şeye tüm ayrıntılarıyla ve hatta zaman kısıtlaması olmaksızın vakıftır. Beşerin ilmi ise sadece bazı hususları sınırlı olarak algılamaya kadirdir. Elbette bu ilim her zaman ilerleme ve tekâmül halindedir. Ama bununla birlikte bilinmeyenler ile mukayese edildiğinde hiçbir şekilde ...

En Çok Okunanlar