Gelişmiş Arama
Ziyaret
11652
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Hz. Fatma\'nın (s.a) mutahhar ve pak olması nedeniyle çocuklarının cehenneme girmeyeceğini ifade eden bir hadis Peygamber-i erkemden nakledilmiştir. Lütfen bu hadisin analizini ve açıklamasını yapar mısınız?
Soru
Allah Resulünden (s.a.v.) bir hadisi şerif nakledilmiş ve hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır: \'\' Hz Fatima (s) pak olduğu için Allah-u Teala Onun çocuklarını cehenneme koymayacaktır.\'\' (Biharul-Envar,c.43, s.20,231,132,). Senet açısından bu hadisin durumu nasıldır?
Kısa Cevap

Bu hadis hem Şii hem de Ehlisünnet kaynaklarında nakledilmiştir. Birçok ravi ve kaynak tarafından nakledildiği için güvenilirdir. Ancak mezkûr hadis, Kimleri kapsadığı ve kimleri içerdiği noktasında eskiden beri bir iphamlık taşımaktadır. Ancak bu bağlamda var olan başka hadisleri dikkate aldığımızda şöyle bir neticenin alınması mümkündür: Sadece pak ve tertemiz kılınan Hz. Zehra'dan (s.a.) vasıtasız olarak dünyaya gelen çocukları, günahtan uzak kalmışlardır ve dolayısıyla cehennemden kurtulacaklardır. Ama onun neslinden dünyaya gelen diğer torunları bazı imtiyaz ve niteliklere sahip olsalar bile kâmil bir şekilde cezalardan uzak kalacaklar diye bir kaide söz konusu değildir.

Ayrıntılı Cevap

Konuyla ilgili olarak "Biharul' - Envar"  adlı hadis kitabında şu anlamda olan bir rivayet var olmaktadır;  Temimi kanalıyla İmam Rızadan (a.s.) imam Rıza da kendi babalarından naklen Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurduğunu söylemişlerdir: ''Gerçekten Fatma Namusunu korudu. Dolayısıyla Allah Onun zürriyetine cehennemi haram kıldı.''[1] Bu hadis, "Biharul – Envar" kitabının kaynağı olan "Uyuni'l – Ahbar-i er-Rıza (a.s.)"  kitabında da aynı şekilde zikredilmiştir.[2]

Birçok Şii ve Sünni kaynaklar ve raviler tarafından bu hadis rivayet edilmiş ve bununla ilgili bazı görüşler ve sorular ortaya atmışlardır.[3] Bunun kendisi hadisin aslının Peygamberden sudur ettiğinin kesin olduğunu göstermektedir.

Onuncu asrın Ehlisünnet yazarlarından birisi, bu hadisin açıklamasını yaptıktan sonra şöyle diyor: alınması gereken sahih netice şudur ki; bu hadis senet açısından nisbeten sahihtir ve diğer bir kitabımda da detaylıca beyan ettiğim üzere, bu hadisin uydurma olduğunu savunan görüşü doğru değildir.[4]

Ancak mezkûr hadisi tartışma konusu yapan nokta,

Kapsadığı alanın nereye kadar uzadığıdır. Hass bazı

fertlerle sınırlı mırdır? Yoksa Hz. Fatma'nın bütün torunları, bu rivayetin kapsamında ve bunun misdaklarından mıdırlar?

Şii rivayetlerinden anlaşıdığına göre, güya bazı seyitler bu hadisi kendileri için Allah tarafından yakılmış bir yeşil ışık gibi algılamış ve bu sayede, yaptıkları bütün hatalarının bağışlanıp hiç bir cezayla karşılaşmayacaklarını sanmışlardır. Ama Masum İmamlar (a) bu görüşe karşı gelmiş ve bunu reddetmiş ve böyle bir rivayetin bazı Ehlibeyt müntesiplerinin kötüye kollanmasına yol açmaması gerektiğini belirtmişlerdir.

Bu görüşü kınayan rivayetlerden bazıları şöyledir;

Hasan bin Musa derki; Horasanda sekizinci İmam'ın huzurunda idim. Kardeşi Zeyd b. Musa'da ordaydı. Zeyd etrafına topladığı bir guruba, biz böyleyiz biz şöyleyiz anlatıp övünüyordu. O sırada, diğer bir gurubla sohbet eden İmam Rıza (a) onun söylediklerini duyar duymaz ona dönüp şöyle buyurur: ''Hz. Fatma'nın (a) pak olması nedeniyle cehennem ateşinin çocuklarına haram kılındığını ifade eden hadis, seni gururlandırmasın?! Allaha yemin olsun ki, bu hadis sadece İmam Hasan (a),İmam Hüseyin (a) ve Fatima'nın (s) diğer vasıtasız evlatlarını kapsar. Rabbine itaatkâr olan (babamız) Musa b. Cafer (a.s.) gündüzleri oruçla geceleri

İbadetle geçirirken sende günah işleyip itaatsizlik yapacaksın, sonrada kıyamet gününde ikinizde aynı kefede olacaksınız?!

Bu adaletle bağdaşır mı? Bu durumda sen, Allah katında ondan daha üstünsün! (zira onun Rabbine kulluk ederek ulaştığı mertebeye, sen yaptığın günaha rağmen olaşmış oluyorsun) Bu konuda (dedemiz) İmam Seccad (a.s.) şöyle buyururdu: Seyitlerden salih amel işleyenler, başkalarına nisbetle iki kat sevap alırlar ve kötü amel işleyenler ise başkalarına nisbetle iki kat fazla ceza alırlar.''[5]

Buna benzer rivayetler, değişik ifadelerle birlikte başka kaynak kitaplarda bulunmaktadır.[6]

Hamad bin Osman derki; Hz. Fatma'nın çocuklarının cehennem ateşinden kurtulduklarını beyan eden hadisin tefsirini altıncı İmam'a sorduğumda şöyle buyurdular:

''Bu rivayetten kast edilen Hz. Fatma'nın vasıtasız

Çocukları yani İmam Hasan (a.s.), İmam Hüseyin (a), Hz. Zeynep ve Ümmi Gülsüm'dür,''[7]

İmam Sadık'a (a) bir şahıs gelip ''Bu hadis Hz Fatma'nın soyundan gelen bütün seyitler için bir emanname konumunda değil midir?' 'diye sorduğunda, İmam (a) ona cevaben şöyle buyurdu; "siz cahil misiniz? Şüphesiz bu rivayetle kast edilenler, sadece Hasan ve Hüseyin'dir. Onlar masum olan Ehlibeyt'in bir parçasıdırlar. Ancak bunların dışında kalanlar hakkında bilinmesi gereken husus şudur; eğer bir şahsın kötü ameli, onun makamını ve menziletini alçaltırsa, muttakilere olan mensubiyeti onu yükseltmeyecektir.'' [8]

 

Buraya kadar denilenin tersine yorumlanacak başka hadisler elbetteki vardır.[9] Anacak Kur'anı ve İslami kaide ve kuralları dikkate aldığımızda, her nekadar has bir zümrenin daha fazla imtiyazlara sahip olduğunu kabul edebilsek de ancak, onlara mutlak özgür davranma hakkının verilmesi ve her türlü cazaya karşın donulmazlıklarının olması, dini öğretilerle bağdaşmaz. Hz. Zehra'nın vasıtasız çocuklarının kurtuluşu meselesi ise, annelerinin mutahhar olması karşılınğında onlara verilmiş bir tür basiretin sonuçudur ve bu yüce insanlar, kendi irade ve ihtiyarıyla günah ve masiyet tarafına gitmemişlerdir.

 

[1] Meclisi, Muhammed Bakır, ''Biharu'l - Envar'', Beyrut, Muessesetu'l-Vefa, c.43,s.20

[2]Şeyh Saduk, "Uyuni'l – Ahbar-i er-Rıza (a.s.)" ,Tahran, İntişarati Cihan, c. 2, s. 63.   

[3] İbni Şehri Aşub, ''Manakibu Al-i Ebi Talib'', Kum: İntişarat - i Allame, c. 3, s. 325.

Makrizi, Takiyuddin, ''İmtinau'l - Esma'' , Beyrut: Darul-Kutubi'l - İlmiyye, c. 4, s. 196.

[4]   Salihi Şami, ''Subulu'l-Huda Ver-Reşad fi Sireti Hayrul-İbad''  Beyrut: Daru'l - Kutubi'l - İlmiyye, c. 11, s. 50.

[5] Şeyh Saduk, Uyuni'l – Ahbar-i er-Rıza (a.s.)"'' ,c.2,s.232

[6] Erbili, Ali b.İsa,  ''Keşfu'l - Ğumme'', Tebriz: Mektebet-u Beni Haşim, c. 2, s. 310.

[7] Şeyh Saduk, ''Meaniyu'l - Ahbar'', Kum: İntişarat-i Camiey-i Muderrisin, c. 3, s. 106, (Bu kitabın önceki rivayti de, aynen bu konuyla irtibatlıdır.)    

[8] İbni Ebil-Hadid, ''Şerh-u Nahcü'l - Belaga'', Kum: Kitabhaneyi Ayetullah Mer'aşi,c.3,s.252

[9] Ravendi, Kutbuddin, ''El-haraic-u Vel-ceraih'' , Kum: Muessesetu İmam Mehdi (a.f.),c.1,s.281

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar