Gelişmiş Arama
Ziyaret
9813
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
Soru
Ahlakla tevekkülün arasında nasıl bir bağlantı vardır?
Kısa Cevap

İnsanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfatlara ahlak denir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Ahlak, fazilet ve rezalet olmak üzere ikiye ayrılır. Tevekkül ise, ahlaki faziletlerden biri olup kulun Allah’a güvenmesi ve bütün işlerini ona havale etmesi demektir. Allah’a gerçek manada tevekkül, tevessül etmeye engel değildir. Çünkü Allah-u Teala’nın kendisi tevekkülle birlikte sebeplere yönelmemizi emretmiştir. Ahlakla tevekkülün arasında ilişki, tevekkülün ahlaki faziletler ve mısdaklardan biri olmasındadır.

Ayrıntılı Cevap

Lügatta Ahlak

Ahlak, ‘huluk’ ve ‘hulk’ kelimelerinin çoğuludur. Bu ikisi, insanın nefsinde ‘meleke’ haline gelen sıfat manasına gelmektedir. Meleke ise, insanın ruhunda nüfuz eden öyle bir sıfattır ki, o sıfata uygun amel ve davranışlar kendiliğinden yapılır. Örneğin tevazu sıfatı bir insanda meleke haline gelse insan yeri geldiğinde kendiliğinden ve otomatik olarak tevazu eder. Hulk, iyi olursa fazilet, kötü olursa rezalettir.

Dolayısıyla ahlak, insanda meleke haline gelen iyi (fazilet) ve kötü (rezalet) sıfatların tümüne denir.[1]

Hulk ve ahlak nefsani bir halet olup amel kategorisinden değildir. Zira ahlak, iyi ve kötü davranışların doğurduğu insanın içindeki halet ve kudrettir; davranışlar ahlakın kendisi değil onun sonucudur. Bu yüzden birinin cömertlik melekesi olsa ama fakirlik veya başka bir engelden dolayı bağışta bulunma imkanı olmazsa yine de cömert sayılır. Ama biri cömert olmazsa ve riyakarlık vb. amaçlarla bağışta bulunursa ona cömert denmez.

Gerçekte insanın tesadüfi olarak yaptığı iyi ya da kötü haletlere hulk denmez. Ruhta nüfuz eden ve insandaki sabit hallere hulk denir.[2]

Tevekkülün Tanımı

Tevekkül, nefsani sıfata yönelik ve insanla Allah arasındaki ilişkiyi belirleyen İslam ahlakının genel kavramlarından biridir. Tevekkül Allah’a yürüyen saliklerin menzillerinden, muvahhidlerin makamalarından biri ve yakin ehlinin en yüksek derecelerindendir.[3]

Tevekkül, kulun bütün işlerinde Allah’a güvenmesi, işlerini Ona havale etmesi, ilahi güç ve kudrete dayanmak demektir.[4]

Resul-i Ekrem (s.a.a) buyuruyor: ‘Cebrail’den ‘Tevekkül nedir?’ diye sorduğumda şöyle cevap verdi: ‘Yaratılmışların, zarar veremeyeceğini, bağışta bulunamayacağını ve engel olamayacağını bilmektir. Gözünü insanların eline dikmemektir. Kul böyle olunca Allah’tan başkasına iş yapmaz ve Ondan başkasına ümidini bağlamaz. Bütün bunlar tevekkülün gerçeği ve sınırlarıdır.’[5]

Bu önemli sıfat, insanın varlık aleminde gerçekleşen bütün işlerin Allah’tan olduğunu bildiği, Onunla birlikte hiçbir gücü kabul etmediği ve Onun dışında kudretin olmadığına inandığı zaman gerçekleşir. Tam manasıyla böyle bir inanca sahip olan kimse, kalbinde Allah’a güvenecek ve Ona dayanacaktır.[6]

Ancak bu tevekkülün en yüksek mertebesidir. Tevekkülün mertebeleri şunlardır:

a) Tevekkülün en düşük mertebesi, insanın Allah’a olan güveni avukatlara olan güveni gibi olan mertebedir. Bu mertebede daha çok işin halledilmesi amaçlanmaktadır.

b) Orta mertebe: Allah’tan başkasını tanımamak ve Ondan başkasına sığınmamak. Bu mertebe çocuğun anneye bağlı olması gibidir.

c) Tevekkülün en üst mertebesi, insanın yüzde yüz Allah’a bağlanmasıdır. Tıpkı ölünün, ölü yıkayıcıya bağlı olması gibi.[7]

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Allah’a tevekkül etmek, tevessül etmeye engel değildir. Zira maddi alem sebep ve sonuçlar üzerine kuruludur. Olan ve olmayan herşey maddi sebeplerin varlık ve yokluğuna bağlıdır. Ama bütün bu sebepler ilk sebebe dönmekteler. Ve bütün sebepler O’nun istek ve iradesiyle görevlerini yerine getiriler.

Tevhid konusunun bölümlerinden biri, fiillerde tevhid’dir; onun manası şudur: Muvahhid insan, varlık aleminin tümünde bağımsız tek bir sebebe inanır. O sebepte Allah’tır. Diğer sebeplerin hepsi O’na bağımlıdır.

Allah’a tevekkül ve O’ndan yardım dilemek fiilde tevhidin dallarından biri olup tevekül eden her makam ve mekanda gerçek sebebin Allah olduğunu bilir.

Tevekkül, beğenilen bir özellik olarak ayet ve rivayetlerde gelmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiriyoruz:

‘İmanınız varsa Allah’a tevekkül edin.’[8]

‘Allah tevekkül edenleri sever.’[9]

‘Kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter.’[10]

İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Kim Allah’a tevekkül ederse yenilmez ve kim ona sığınırsa kaybetmez.’[11]

Hz. Ali (a.s)’da buyuruyor: ‘Allah’a tevekkül etmek, her türlü kötülükten kurtulmanın ve her türlü düşmandan korunmanın kaynağıdır.’[12]

Yukarıda anlatılanlardan anlaşıldı ki, tevekkül ahlaki faziletlerden ve onun mısdaklarından biridir. Tevekkülle ahlak arasındaki ilişki budur.


[1] -Muhsin Garaviyan, Felsefe-i Ahlak Ez Didgah İslam, s.11, Müessese-i Ferhengi-i Yemin, 2. Baskı, h.ş.1380

[2] -Mehdi Nilipuri, Beheşt-i Ahlak, c.1, s.28, İntişarat-ı Müessese-i Tahkikati-i Hazreti Veliyy-i Asr, Çaphane-i Şeriat, Kum, h.ş.1385.

[3] -Mehdi Nilipuri, a.g.e. c.1, s.28 ve c.2, s.701.

[4] -Molla Ahmed Neraki, Mirac-us Saadet, s.758, İntişarat-ı Hicret, 8. Baskı, h.ş.1381.

[5] -99. Dizin (Site: 2385), Kısa Cevap.

[6] -Molla Ahmed Neraki, a.g.e. az bir değişiklikle.

[7] -Molla Ahmed Neraki, a.g.e. s.764-765.

[8] -Maide/23

[9] -Al-i İmran/159.

[10] -Talak/3.

[11] -Mirza Hüseyin Nuri, Müstedrek-ul Vesail, c.2, s.288, Müesseset-u Al-il Beyt Li İhya-it Teras, 1. Baskı, h.k.1408.

[12] -Müntahab-ı Mizan-ul Hikme, Derleyen: Seyid Hamid Hüseyni, Bab-ı Tevekkül, Müessese-i İlmi ve Ferhengi-i Dar-ul Hadis, h.ş.1385.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Namazı terk etmek orucu bozar mı?
    5628 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanın gelişmesi ve erginleşmesi için teşrii edilmiştir ve onlara göre amel edilmesi durumunda da bunun fayda ve yararı insana dönecektir. Bu hükümlerin tümü bir külliyattır ve ancak bütün buyruklarla amel edilmesi durumunda kâmil neticeye ulaşılır. Netice itibariyle oruçsuz namaz veya namazsız orucun hiçbiri, ideal ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9776 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • Gençte depresyonun göstergeleri ve tedavi yolu nedir?
    11648 Pratik Ahlak 2011/10/22
    Depresyon, bireylerdeki bir tür davranış veya duygusal bozukluğa denir. Çocuk ve gençliğe yeni adım atmış kimseler, çevrelerindeki birisinin (özellikle anne veya baba) ölmesinden kaynaklanan ruhsal baskı, ailenin anormal ve tabii olmayan tutumu, şiddet, baba veya annenin uyuşturucu bağımlısı olması sebebiyle ailenin güven ve sebattan yoksun olması veya ailevî uyuşmazlıklar ...
  • Mersiye okuyucuların her yıl mersiyelerine ekledikleri yeni şeylerin sakıncası yok mudur?
    8594 تاريخ بزرگان 2009/01/29
    Aşura kıyamı ve Kerbela tarihinin iki sayfası vardır: Biri yiğitlik ve iftiharla dolu nurlu ve beyaz bir sayfa, diğeri benzersiz veya eşine az rastlanır bir cinayetin işlendiği bir facia oluşu. Bu yüzden Kerbela’da meydana gelen musibetleri imkansız ve akla aykırı olarak algılamamak gerekir. ...
  • Vesveseyi tedavi etme yolu nedir?
    13993 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Sözlerinizde belirttiğiniz gibi vesveseye müptelasınız. Belirttiğiniz ruhsal ve psikolojik sorunlarınızın çoğu kesinlikle bu hastalıktan kaynaklanmaktadır. Bu sorunlardan kurtulmak için ilk etapta hastalığınızı tedavi etmeye yönelin. Vesvesenin şeytanın desise ve tuzaklarından olduğunu bilmeli ve ona itina etmemelisiniz. Ondan kurtulmak ve bu tür hallerin bertaraf edilmesi için, kendinizi ...
  • Rum ordusunu başında (İran’la olan savaşta) imparator Heraklüyus vardı. Bu imparator, Allah’ın sevgili kullarından ve mümin midir? Acaba cennete gidecek midir?
    8493 تاريخ بزرگان 2008/08/12
    Müslümanların, Rumluların zaferinden sonraki sevinçleri, onların ve imparatorlarının müslüman oldukları anlamına gelmez. Ama iman getiren ve iyi amel yapan herkes cennete gitmeyi hak edecektir. ...
  • İnternetten film ve müzik indirmenin hükmü nedir?
    7599 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/17
    Film müstehcen ve müzik haram türden olursa onları indirmek, izlemek ve dinlemek, site sahiplerinin izniyle ve parasını ödeyerek olsa bile haramdır. Ama izlenmesi ve dinlenmesi caiz olan film ve müziklerin indirilmesi, site sahiplerinin koyduğu şartlara uyularak ve parasını ödeyerek olursa sakıncasızdır. Yoksa hırsızlık olur ve caiz değildir. ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6672 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...
  • İkamet ettiğimiz evimizin dışında iki parça da arsamız var. Sattıktan sonra onların humusunu vermemiz gerekir mi?
    5571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Elde edilen kazançtan ticaret yapmak ve değerinin yükselmesi için satın alınmışsa satıldıktan sonra humusunun verilmesi gerekir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Şimdi de humusunu verebilirsiniz, ama sıkıntıdaysanız sattıktan hemen sonra da verebilirsiniz. Ayetullah el-Uzma Hadevi Tahrani’nin Cevabı: Arsa sahibi ...
  • Acaba bir insan cinle evlilik yapabilir mi?
    4518 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/05/28
    Öncelikle sagılarımızı sunarak şu noktayı hatırlatmayı gerek görmekteyiz.bu be benzeri konuları öğrenmenin hayatımıza hiçbir faydası yoktur. Bunun hükmünü öğrenmek bize hiçbir maddi ve manevi fayda sağlamayacaktır. “~~55.56~ فٖيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ”

En Çok Okunanlar