Gelişmiş Arama
Ziyaret
11818
Güncellenme Tarihi: 2009/02/22
Soru Özeti
'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
Soru
Birçok kişiden 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela.' hadisinin çok zayıf bir hadis olduğu veya böyle bir hadisin olmadığını duydum. Sizden ricam bu konuda daha fazla bilgi vermenizdir. Bu söz bir hadis ise lütfen onun itibar ve doğruluğunun ne ölçüde olduğunu söyleyin.
Kısa Cevap

Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü kazıyıncaya kadar zalimin mazluma yapacağı zulüm bitmeyecektir. Aşura günü gibi bir günün olması mümkün olmamakla beraber Aşura kültürü devam etmektedir ve Kerbela da, İslam uğruna direnişin ve zulümle, adaletsizlikle mücadele etmenin sembolü olmuştur. Masum İmamlar (a.s) bize, zalimlerin zulmüyle mücadele etmenin gerekliliğini öğretmiş, kendileri de buna amel etmişlerdir. Aşura, belli bir zaman ve mekan içinde sınırlanmış bir olay değildir.

Ayrıntılı Cevap

Hadis kitaplarında 'Hergün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s)[1] ait olduğuna dair bir delile rastlamadık.[2]

Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü kazıyıncaya kadar zalimin mazluma yapacağı zulüm bitmeyecektir. Aşura günü gibi bir günün olması mümkün olmamakla beraber Aşura kültürü devam etmektedir ve Kerbela da, İslam uğruna direnişin ve zulümle, adaletsizlikle mücadele etmenin sembolü olmuştur. Masum İmamlar (a.s) bize, zalimlerin zulmüyle mücadele etmenin gerekliliğini öğretmiş, kendileri de bu yolu takip etmişlerdir. Aşura, belli bir zaman ve mekan içinde sınırlanmış bir olay değildir.

 

'Hergün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü, hakla batıl arasında ki savaşın her yer ve zamanda süreceğini göstermektedir. Aşura ve Kerbela bu zincirin parlak halkalarından biridir. Hakla batıl daima birbirlerine karşı mücadele ve savaş halindedirler. Hakkın savunuculuğunu üstlenen özgür insanlar sürekli batıla karşı savaş vermişlerdir. Hak ve batıl mücadelesini umursamamak dinsizliktir.

 

İmam Hüseyin (a.s)'ın gerçek takipçilerinden ve İslam Cumhuriyetinin kurucusu büyük mücahid İmam Humeyni (r.a) de yukarıdaki sözü 'Büyük bir sözdür.' diye nitelemektedir. O, Aşura'nın manasının korunmasına ve Kerbela'nın rolünün yerine getirilmesine önem vererek şöyle demiştir: 'Bu söz (Hergün Aşuradır, her yer Kerbela) büyük bir sözdür… Halkımız her gün bu manayı algılamalıdır; bugün Aşura günüdür ve biz zulmün karşısında durmalıyız, burası Kerbela’dır ve Kerbela’nın rolünü yerine getirmeliyiz, o, belli bir yere ait değildir, belli kişilerle sınırlı değildir. Kerbela olayı yetmiş iki kişilik bir grupla ve Kerbela toprağıyla sınırlı değildir. Her yer bu rolü üstlenmelidir..'[3]

 

İmam Humeyni (r.a), Seyyid-i Şüheda (a.s)'ın kıyam ve şehadetinin Müslümanların toplumsal hareketlerinin dayanağı olması gerektiğine inanıyor ve kendisi de Hüseyni kıyamı İslam İnkılabı hareketinin temeli biliyordu: 'Seyyid-i Şüheda'nın işi, onun sahip olduğu ideal, gittiği yol, şehadetinden sonra İslam'a zafer kazandırdı. Bu eğitici olayda hem görev vardır, hem de müjde: Görev, mustazafların az sayıda da olsa büyük bir şeytani güce sahip olan müstekbirlerin aleyhine şehidlerin efendisi gibi kıyam etmeleridir. Müjde ise, şehidlerimiz kerbela şehidlerinden sayılmalarıdır.'

 

Yine şöyle demiştir: 'Aşura savaşı, zaman yönünden en kısa savaştı (yarım gün), ama etki ve uzantı yönünden ise hak ve batıl arasında ki en uzun savaştır. Kerbela'da olmak ve Şehidlerin İmamına yardım etmek (keşke sizinle beraber olsaydık ve o büyük feyize bizde ulaşsaydık)[4] arzu edildiği sürece Kerbela cephesi sıcak kalacak ve Aşura savaşı devam edecektir.[5]

Başka bir deyişle, İmam Hüseyin (a.s), Hz. Adem, Hz. İbrahim, Hz. Nuh, Hz. Musa ve Hz. İsa (aleyhimu's selam)'ın ve Hz. Muhammed (s.a.a)'in varisi ise onun (a.s) Aşuravari takipçileri de kanlı cihat ve şehadetin varisidirler ve Kerbela sancağını yere bırakmayacaklardır. Teşeyyü'nün bu yapısı onun siyasi boyutudur. Nitekim İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyuruyor: 'Bende sizin için bir örnek vardır.'[6]

 

Bu görüş, Kerbela ve Hüseyni kıyam yalnızca İmam (a.s)'a aittir, Ondan (a.s) başkası bu yoldan gidemez, tezini reddetmektedir.

 

Şia yani süvarinin yanında giden piyade

Güneş çeksin çehresinden perdeyi diye

Şia yani bela kadehine susayan kimse

Şia yani Kerbela kıyamı

Şia yani gökyüzü tepkisi

Neyin ucunda ki gökkuşağı cilvesi

Neyin dudağından duyayım sesini

'Ölümü ar bilmiyorum.' diyen sesini

Şia yani kınından çıkmış kılıç

Budur sözün kısası, ey kardeş.[7]

 

Haşim Maruf el-Hasani şöyle yazıyor: 'Biz yakin ediyoruz ki, İmam Hüseyin (a.s) günümüzde yaşamış olsaydı, Kudüs, Güney Lübnan ve bir çok İslami bölgede ikinci Kerbela yaratırdı ve Muaviye ve Yezide karşı takındığı tavrı takınırdı.'[8]



[1] -Bazıları herhangi bir kaynak göstermeden bu sözü İmam Sadık (a.s)'dan nakletmişlerdir. Bkz: Abbas Azizi, Peyam-ı Aşura, s.28; Cevad Muhaddisi, Ferheng-i Aşura, s.371

[2] -Bazılarıda bu sözün Masumlar (a.s)'dan rivayet edilen bir hadis olmadığına dair karineler zikretmişlerdir. Bkz: Mecelle-i Ulum-u Hadis, no: 26

[3] -Sahife-i Nur, c.9, s.202

[4] -Ziyaret-i Aşura

[5] -Sahife-i Nur, c.20, s.195

[6] -Tarih-i Taberi, c.4, s.304

[7] -Muhammed Rıza Ağasi'nin, 'Şianame' mesnevisinden alınmıştır. (Keyhan gazetesi, h.ş.12/6/1371)

[8] -el-İntafadati'l Şia, s.387

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar