Gelişmiş Arama
Ziyaret
6439
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
Hz. Ali’nin (a.s) Araplara yönelik “Kur’an’ın nüzulü için onlarla savaştınız ama dünyanın sonu gelmeden onlar Kur’an’ın tevili için sizinle savaşacaklardır.” diye buyurduğu hadisin senedi nasıldır?
Soru
Bir süre önce dergilerin birinde aşağıdaki hadise rastladım. Size göre bu hadisin bir senedi var mıdır? İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Taneyi yaran ve yaratıkları yaratan Allah’a yemin olsun ki Müslüman olmaları için kendilerine kılıç çektiğiniz gibi, onlar (İranlılar) da sizi İslam dinine geri döndürmek için sizinle savaşacaklardır.”
Kısa Cevap

Hz. Ali’nin (a.s) Farslar hakkında Araplara yönelik “Kur’an’ın nüzulü için onlarla savaştınız ama dünyanın sonu gelmeden onlar Kur’an’ın tevili için sizinle savaşacaklardır.” diye buyurduğu anlamda rivayet kaynaklarında bir takım rivayetler mevcuttur. Bu rivayet senet açısında güvenilirdir.

Ayrıntılı Cevap

Hiçbir rivayet kaynağında zikrettiğiniz metine rastlanmamıştır. Ama bu anlamı veren bir rivayet mevcuttur. Bu rivayet Korbu’l-Esnad kitabında yer almaktadır. Korbu’l-Esnad kitabında İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen ve onun da babaları (a.s) aracılığıyla naklettiği rivayete göre Hz. Ali (a.s) Farslar hakkında şöyle buyurmuştur: “Kur’an’ın nüzulü için onlarla savaştınız ama dünyanın sonu gelmeden onlar Kur’an’ın tevili (tefsir ve batın) için sizinle savaşacaklardır.”[1] Bu rivayetin senedi bağlamında ilk önce hatırlatmalıyız ki rivayetlerin itibarı, onlara konu olan mevzular gözetilerek incelenir; akait usulleriyle ilgili rivayetler kesinlikle muhtelif ve güvenilir silsileler yoluyla rivayet edilmiş olmalıdır. Oysaki fıkhî rivayetler sadece muteber bir senet silsilesi taşıması halinde güvenilir sayılır ve uygulanması gerekir. Sizin rivayetinizin içeriğini taşıyan rivayetler ne itikat usullerinden ve ne de amelî hükümlerden sayıldığından, itibarları genellikle inceleme konusu olmaz. Ama cevap sıfatıyla söylenebilecek olan şudur: Korbu’l-Esnad kitabı Allame Meclisi’nin Bihar’ın mukaddimesinde söylediği üzere alimler arasında muteber ve meşhur olan bir kitaptır.[2] Onun müellifi olan Hemirî de Şia’nın muteber ve büyük ravilerindendir. Rivayetin senedi Hemirî’den sonra kısa olup Hasan b. Zarif ve Hüseyin b. Alavan’ı kapsamaktadır. Hasan b. Zarif’i Şia’nın rical kitaplarında güvenilir olarak tanıtmışlardır.[3] Ancak Hüseyin b. Alavan hakkında ihtilaf vardır. Bu ihtilaf onun hakkında gelen şu tabirden kaynaklanmaktadır: “Şia değildir, kardeşinin lakabı Eba Muhammed’tir ve o güvenilirdir.” Tabirden (güvenilirdir)[4] tam olarak kastedilenin Hüseyin b. Alavan’ın kendisi mi yoksa kardeşinin mi olduğu belli olmadığından onun itibarı hakkında şüphe oluşmuştur. Ama merhum Ayetullah Hoyî onu muteber bilmekte ve şöyle demektedir: Rical kitaplarında böyle tabirler çok olup söz konusu asıl ravinin itibarına delalet eder.[5] Korbu’l-Esnad’taki birçok rivayet bu senetle nakledildiği hasebiyle de bu rivayet senet açısından muteber ve güvenilirdir.      



[1]. (و عنه [عن الحسن بن ظریف عن ابن علوان ]عن جعفر عن ابیه عن علی (ع)قال فی فارس ضربتموهم علی تنزیله و لا تنقضی الدنیا حتی یضربوکم علی تأویله.) Hasan b. Zarif, İbn-i Alavan aktardığına göre İmam Sadık (a.s) babaları vasıtasıyla Ali’den (a.s) şöyle nakletmiştir: “Kur’an’ın nüzulü için onlarla savaştınız ama dünyanın sonu gelmeden onlar Kur’an’ın tevili (tefsir ve batın) için sizinle savaşacaklardır.”

[2] Biharu’l-Envar, c. 1, s. 27.

[3] Ricalu’n-Necaşi, s. 61; el-Hulase, s. 43.

[4] Ricalu’n-Necaşi, s. 52.

[5] Mucem-i Rical-i Hadis, c.4, s. 383.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar