Gelişmiş Arama
Ziyaret
6222
Güncellenme Tarihi: 2012/02/04
Soru Özeti
Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
Soru
Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
Kısa Cevap

İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar.

Ayrıntılı Cevap

İnsanlığa hakim olan dinler ve düşünce mektepleri insanın ihtiyaçlarını temin etmek ve saadetini sağlamak için talimatlar sunmuş, reçeteler yazmışlardır.

Maddi mektepler manevi ihtiyaçları tümüyle göz ardı ederler; aslında onların böyle bir inançları yoktur. Onlar insanın saadetini azami derecede maddi lezzetlerden faydalanmakta görürler. Bunların karşısında olan bazı mektep ve dinler ise insan ruhunun takviye edilip eğitilmesini işin temeli olarak görmektedirler. Onlar maddi ihtiyaçların teminini önemsemedikleri gibi insanın saadetini maddi lezzetlerden uzak durmakta olduğunu söylemekte, insanı daima dünyadan uzaklaşmaya, dünyaya ve maddiyata bağlanmaktan kendisini kurtarmaya davet etmektedirler. Mutlu yaşamdan neyin anlaşıldığı mekteplerin dünya görüşüne, dünya ve insanı nasıl tefsir ettiklerine bağlıdır.

Günümüzün maddiyat dünyasına özellikle batı toplumlarına, maddiyatın çeşitli lezzetlerinden, garize ve şehvetlerden sınırsızca faydalanma düşüncesinin haddinden fazla hakim olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun nedeni ise şimdiye kadar din adına maddi lezzetlere getirilen sınırlamalara gösterilen şiddetli tepkidir.

İslam manevi konulara yönelmeyi, dünyadan ve ilahi nimetlerden faydalanmaktan ayrı şeyler olarak görmemektedir. Bu yüzden dini öğretilerde ruhbaniyyet ve Allah’ın nimetlerinden faydalanmamak menedilmiştir. İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Allah Teala, Muhammed’e (s.a.a), Nuh, İbrahim, Musa ve İsa’nın (a.s) şeriatını verdi... Kolay fıtri dinde ne ruhbaniyyet vardır, ne de seyahat (sofular gibi çöllerde gezmek), aksine bu din temizleri helal etmiş, pislikleri ise haram. İnsanların üzerindeki yükü ve zincirleri kaldırmıştır.’[1]

Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s) ümmeti, ruhbaniyetten uzak durmaları için uyarıyordular. Örneğin:

Emiru’l Müminin’in (a.s) dostlarından biri, kardeşinin dünyadan kaçtığı -ve et, uygun elbise, cinsellik vb. gibi Allah’ın nimetlerinden faydalanmadığı- konusunda şikayet etti. İmam (a.s) onu çağırmasını emretti. Asım adındaki bu şahıs geldiğinde İmam onu asık suratla karşıladı ve şöyle buyurdu: ‘Vay olsun sana ey Asım! Allah’ın nimetleri sana mübah ettiğini düşünüyorsun, ama sen onlardan faydalanmıyorsun öyle mi? Sen Allah’ın karşısında bundan daha küçüksün (ki böyle bir düşünceye sahipsin). Karına ve çocuklarına acımıyor musun? Allah’ın sana helal ettiği temiz şeylerden senin faydalanmandan rahatsız olduğunu mu sanıyorsun?’[2]

Ancak unutmamak gerekir ki kınanan dünya, Allah’a ve halka karşı vazifesini unutturan, kendisine aşırı bağlanılan, gurur, ahireti unutma, başkalarına karşı böbürlenme, israf, şükür etmeme vb. şeylere neden olan dünyadır. Bunlar olmaz ve onu ahiretin ve ilahi kurba ulaşmanın köprüsü olarak görürsek kötü değildir. Bu konudaki birçok rivayetten ikisini örrnek olarak getiriyoruz:

1-Emirü’l-Müminin’in (a.s) huzurunda birisi dünyayı kötülüyordu. İmam onu kınayarak şöyle buyurdu: ‘Dünya doğrular için doğruluk evidir. Dünyayı tanıyanlara sağlık evi, azık alanlara ihtiyaçsızlık evi ve öğüt alanlara öğüt evidir. Dünya, Allah dostlarının secdegahı, meleklerin namazgahı, vahyin indiği yer ve Allah dostlarının Allah’ın rahmetini kazandıkları ve cenneti kâr edindikleri ticaret yerdir.’[3]

2- İbn-i Ebi Ya’fur şöyle diyor: İmam Sadık’a (a.s) ‘Biz dünyayı seviyoruz’ diye arzettiğimde ‘Dünyadan kastın nedir?’ diye sordu. Dedim ki: ‘Evlenmek istiyorum, hacca gitmek istiyorum, aileme yardım etmek istiyorum, (din) kardeşlerime yardım etmek istiyorum ve sadaka vermek istiyorum.’ İmam buyurdu ki: ‘Bunlar dünya meselelerinden değildir. Bunlar ahirete ait şeylerdir.’

İlgili dizinler:

Dünya ve Ahiret Saadeti: 13242 (Site: 13001)

Dünya veya Ahiret İçin Çaba Sarfetmek: 1821 (Site:2130)   

 



[1] -Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kafi, c.8, s.22, H.1, Daru’l-Kütübi’l-İslamiyye, Tahran, H.Ş.1365

[2] -a.g.e. c.1, s.410

[3] -Nehcü’l-Belağa, s.492, Hikmet:131, İntişarat-ı Daru’l-Hicret, Kum.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar