Gelişmiş Arama
Ziyaret
18294
Güncellenme Tarihi: 2010/05/04
Soru Özeti
Allah’ın bazı kullarını unutacağı sözünden maksat nedir?
Soru
Bazı ayetlerde Allah’ın dünyada ve ahirette bazı kullarını unutacağından söz edilmektedir. Acaba Allah’ta unutkanlık denen bir şey söz konusu olabilir mi?
Kısa Cevap

Allah-u Teala Kur’an’ın dört yerinde kullarını unutmayı kendisine nispet vermiştir. Nitekim bir ayette şöyle buyuruyor: ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bilebile ayetlerimizi inkâr ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’ Bu ve benzeri ayetler ahirette (hatta bu dünyada) Allah’ın bazı kimseleri unutacağı konusunu teyit etmektedirler. Bu unutmaktan kasıt nedir? İslami kaynaklarda ki akli ve kelami istidlaller, unutmanın Allah’ın yarattıklarının durumuna ihatası olmaması manasına gelmediğini göstermektedir. Yine Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: ‘Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.’

Masumların (a.s) sözlerindende şunu anlamaktayız: Allah’ın unutması demek O’nun gaflette olması, bilmemesi ve haberi olmaması demek değildir. Zira Hak Teâlâ bütün gizli ilimleri bilmektedir. Allah’ın unutması, yani ehlinin layık olduğu ilahi rahmetin onlardan kesilmesi manasınadır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: ‘Allah’ın unutması demek, onların hayırdan mahrum olması demektir.’ Eğer Allah’ın kelamında O’nun unutmasından söz edilmişse bunun manası kulun kendi haline bırakılması ve bunun sonucu olarak unutulması ve dünyayla meşguliyetine neden olan ilahi inayetin ondan kesilmesidir. Başka bir ifadeyle, Allah’ın unutması, kulun tekvini unutuşu ve dine önem vermeyişine karşı olan tepki ve bunun neticesidir.

Ayrıntılı Cevap

Konuya girmeden önce sorunun sorulmasına yol açan ayetleri getirecek, sonra akıl, Kur’an ve rivayetler ışığında cevabımızı vereceğiz. Bunu yaparken soruyu iyice açacak, ardından da anlaşılmazlık ve çelişkiyi gidermeye çalışacağız.

 

Böyle bir sorunun (ki acaba Allah bazı kimseleri unutuyor mu?) sorulmasına neden olan ayetler şunlardır:

 

1- ‘Onlar, nasıl bugüne kavuşacaklarını unutup bile bile ayetlerimizi inkar ettilerse biz de bugün onları unuturuz.’[1]

2- ‘Ve denir ki: Siz nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız bugün de biz, sizi unuttuk.’[2]

3- ‘Böylece der, sana delillerim geldi de unutuverdin onları, işte sen de tıpkı o çeşit unutulmadasın bugün.’[3]

4- ‘Onlar Allah'ı unuttular da o da onları unuttu.’[4]

 

Görüldüğü üzere bu ayetlerde Allah’ın bazılarını unutacağı açıkca belirtilmiştir. İlk üç ayette unutulmanın mahşere, dördüncüsünün ise dünyaya ait olduğunu görülmektedir.

 

Burada karşımıza şu sorular çıkmaktadır: 1) Allah unutabilir mi? Unutmak denen sıfatı (yani bir şeyin Allah’ın yanında hazır olmamasını) Allah’a nispet edebilir miyiz? 2) Böyle bir şey mümkün ise bunun gerçekleşmesi ne şekilde olur?

 

Deliller üzerine kurulu olan İslami akide ve dini inançlar, bütün eksik sıfatları (sıfat-ı selbiye’yi), bu cümleden unutmayı Allah’tan nefyetmektedir. Muteber itikadi ve kelami kaynaklarda, akli ve felsefi delillere dayalı bürhanlarda O’nun (c.c) her türlü eksiklikten beri olduğu ispat olunmuştur. Onları geniş bir şekilde burada getirme imkanımız yoktur.[5]  

 

Kur’an-ı Kerim, Yüce yaratıcıyı bu eksik sıfattan tenzih ederek şöyle buyuruyor: ‘Rabbin, hiçbir şeyi unutmaz.’[6]

 

Bir başka ayette de: ‘Rabbim ne yanılır, ne unutur.’[7] diye buyurmaktadır.

 

Bu ve benzeri ayetler unutkanlık denen şeyin Allah’ta söz konusu olmayacağını gösterirler. O zaman Allah’ın kullarını unuttuğu şeklinde ki ayetlerin manası nedir?

 

Her zaman zor meseleleri halledip, ayetleri tefsir eden Masum İmamların (a.s) rivayetleri burada da böyle bir müşkülü halletmişlerdir. İmam Rıza (a.s)’dan rivayet edilen bir hadiste İmam (a.s) ‘Biz de bugün onları unuturuz.’ ayetinin tefsirinde şöyle buyurmaktadır: ‘Onları unuturuz; yani onları terk ederiz; onlar kıyamete ve kıyamet gününe hazırlanmadıkları için bizde o günde onları kendi hallerine bırakırız.’[8] Buradan anlıyoruz ki, unutmaktan kasıt lütuf ve merhamet nazarının kuldan kaldırılmasıdır. Hz. Ali’de (a.s) bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Allah’ın unutması demek, onların hayırdan mahrum olması demektir.’[9]  Böylesine hekimvari bir metot adalet esası ve unutanların muradı üzerinedir. Bu gibi kulların Allah’a göre durumu, yıl boyunca derslerine önem vermeyen, okuma kaderini, dersini ve öğretmenini alaya alan öğrenci gibidir. Öğrencisinin bu durumunu gören öğretmen de onu kendi haline bırakır ve sınav zamanı onu gözetip yardımcı olmaz.

 

Ancak şu noktayıda göz ardı etmemek lazım, Allah’ın rahmetinden ümidi kesmek kulların Allah’ı unutmalarına, dini alaya almalarına, dünyaya meşgul ve onunla mağrur olmalarına bağlıdır.[10] Yani Allah, unutmanın cezasını unutma olarak vermektedir. Nitekim unutmanın karşısında Allah’ı anmak vardır: ‘Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım.’[11]

 

Buraya kadar anlatılanlardan Allah’ın unutmayı kendisine nispet verdiğini, ama bunun gaflet ve bilmemezlikten kaynaklanmadığını gördük; çünkü mutlak kemal olan, zerrenin bile ilminin dışında olmadığı ‘Alim-ul Gaybi’ olan[12] Allah’ın varlığında unutmak denen şeyin düşünülemeyeceği akıl ve Kur’an’la ispat olunmuştur. Dolayısıyla, Allah unuttu, derken bundan, O yüce yaratıcının inayetinin kaldırılması ve O’nun (c.c) hayır ve rahmetinden mahrum kalındığı anlaşılmalıdır.

 

Alemlerin rabbinin ğufran ve rahmetine nail olmak için Kur’an-ı Kerim üzerinde tedebbür etme nimetinin her zaman biz aciz kullara nasip olması ümidiyle.



[1] - A’raf/51

[2] - Casiye/34

[3] - Taha/126

[4] - Tövbe/67

[5] - el-Kavl-us Sedid Fi Şerh-it Tecrit, s.274 ve sonrası; Akaid-i İslami 15-22. Fasıllar

[6] - Meryem/64

[7] - Ta-ha/52

[8] - Tefsir-i Nur (Nur-us Sakaleyn’den naklen)

[9] - Tefsir-i Nur (Tefsir-i Burhan’dan naklen), Tövbe/67

[10] -A’raf/51 ve Casiye/34-35’den esinlenerek.

[11] -Bakara/152

[12] -Sebe/3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam Peygamberinin berzah yaşamı, ilmi ve bu dünyayı görmesi hakkındaki görüşünüz nedir?
    9078 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    Şii inancına göre Peygamber Efendimizin (s.a.a), vefat ettikten sonra fiziki olarak maddi alemle irtibat kurmasının ve onu müşahede etmesinin imkanı yoktur, ama Allah’ın bu büyük elçisinin takipçileriyle manevi irtibat kurması mümkündür. Peygamberimizin şu anda dünyadan ve onda olup bitenlerden haberi vardır; Efendimiz selam ve ziyaretlerimizi kesinlikle duymakta ve bunlar birçok ...
  • Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
    21790 Pratik Ahlak 2010/12/04
    Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3143 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Fizik ve metafizik (doğaötesi) arasındaki fark nedir? Eğer doğaötesi doğa için had ve sınır ise, bunu nasıl açıklıyorsunuz?
    18855 İslam Felsefesi 2011/08/21
    Fizik ilahiyat ve riyaziyatın karşısında olup doğa anlamını taşır. Metafizik bugünkü felsefî manasıyla varlıktan salt varlık olması hasebiyle bahseden disipline denmektedir. Trans fizik veya doğaötesi ise Allah ve maveradaki varlıklardan söz eden disipline denmektedir. Fizik ile metafizik arasındaki ilişki de cüz ile külün arasındaki ilişkidir. Onun ile trans fizik ...
  • Bir genç hac ya da umreye gitmeden önce nasıl tezkiye yapmalıdır?
    26144 Pratik Ahlak 2009/07/08
    Manevi hac yolculuğuna çıkan birisi, aşağıdaki tavsiyelerimize uyarsa, inşallah faydalı olur:1-       İnsan her şeyden önce niyetini Allah rızası için ihlâslı etmeli ki, Allahtan başka kimse kalbinde olmasın.
  • Acaba benim bu dünyada vücut bulmam zorunlu olmuş mudur?
    7930 Eski Kelam İlmi 2012/03/10
    Görünür ve zahiri alemde insanların çoğu ilahi fıtratlarındaki misakı ve sözleşmeyi unuturlar. Allah tarafından kendilerine bağışlanan vücudu ve varlığı kabul ettiklerini hatırlamıyorlar. Kendilerine yönelik olan kendi yaşamlarının zorunlu olduğunu sanırlar. Oysaki gafletin perdelerinin kenara itilmesi, kendi vücudunun bütün boyutlarına yönelik marifetinin ve bilgisinin fazlalaşmasıyla tedrici olarak ...
  • Acaba İmam-ı Zaman (a.s) Bermuda Üçgeninde mi yaşıyor?
    8830 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Bir takım insanların “Bermuda Üçgeni”ni İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olarak zannetmelerinin sebebi şudur: Bu insanlar “Bermuda Üçgeni”ni “Hazra Adası” olarak bilmişler ve “Hazra Adası”nın İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olduğu ön kabulüyle şöyle demişlerdir: “Bermuda Üçgeni” İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olması hasebiyle bir takım özelliklere sahiptir.”İmam-ı Zaman ...
  • Ölüm tehlikesi olduğunda kutsal türbelere gitmek haram olmaz mı?
    6654 Fıkıh 2010/07/17
    Masum İmamların (a.s) pak ve nurlu kabirlerini ziyaret etmek için o kutsal mekanlara gitmek güzel ve Masum İmamlarında (a.s) tavsiyeleridir. Zira bu ziyaretlere gitmek, Masum İmamların (a.s) adını, hatırasını ve eserlerini yaşatmak demek olup, insan bundan sevapta almaktadır. Böyle ziyaretlere gidildiğinde can tehlikesi söz ...
  • İmam Rıza (a.s)’ın kısa biyografisini beyan eder misiniz?
    3262 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    10973 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...

En Çok Okunanlar