Gelişmiş Arama
Ziyaret
11858
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
Soru
Şu içerikte bir hadis duydum: “Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Sonra Cebrail göklere ve yere Allah filan kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye haykırır. Neticede tüm varlıklar o kulu sever.” Bu hadis Şia’nın hadis kaynaklarında mevcut mudur? Lütfen hadisin adresini belirtir misiniz? Aynı şekilde senet ve itibar olarak hangi mertebede olduğunu da açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah Kur’an-ı “Kerim’in bir ayetinde şöyle buyuruyor: [1]اِنَّ الَّذینَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَیَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّاİnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle bir hadis nakledilmiştir: [2]"إن الله إذا أحب عبدا قال لجبرائیل إنی أحب فلانا فأحبوه و یوضع له القبول فی الأرض"

Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Bu şekilde o yeryüzünde halkın sevgisine mazhar olur. Buna benzer bir başka hadis de aynı konuyu ifade etmektedir.[3] Bu grup rivayetlerin pek senet incelemesine ihtiyacı yoktur, zira başta işaret edilen ayet doğrultusunda oldukları gözlemlenmektedir. Ama önemli olan, ayetin ve rivayetlerin manasını tam olarak öğrenmektir. Onların manası, halkın genelinin sevgisini kazanan ve toplumdaki bireylerin ekseriyetinin bir tür desteğini alan her ferdin Allah’ın dostu ve halkın yüz göstermediği ve kendisiyle yoldaşlık etmediği her ferdin de Allah’ın düşmanı olduğu anlamına mı gelmektedir?! Kesinlikle böyle bir mana kastedilmemektedir; zira Kur’an-ı Kerim’deki birçok ayetin açıkça bildirdiği üzere Allah ile dostluklarında hiçbir şüphe bulunmayan, ama halkın genelinin desteğini almayan birçok peygamber tarihte mevcuttur. Hz. Nuh’u hatırlayın! O şükreden[4], Allah’ın seçtiği[5], Allah’ın hidayet ettiği[6] ve kendisine vahyettiği bir kuldu[7]. Ama yaklaşık bin yıllık tebliğine rağmen[8] sadece az bir taraftar kitlesi bulabildi.[9] Salt bu nedenden ötürü haşa Hz. Nuh’u Allah’ın düşmanı bilmek mümkün müdür?! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir. Kur’an ayetlerine dikkat etmeyle, Allah’ın kendi dostlarının sevgisini halkın kalbine aktarmasının, onların ekseriyetinin söz konusu ferdi desteklemesi anlamına gelmediğini anladıktan sonra, şimdi dikkatinizi şu noktaya çekiyoruz: İslam Peygamberinden (s.a.a) sonra ve masum önderlerin (a.s) hayatları boyunca bazıları haksızca, zorla ve hileyle devleti ele geçirmiş, zahiri olarak masum imamları kenara itmiş, istikrarlı az bir grup mümin dışında herkesle ilişkilerini kesmiş ve zalim devletlerinin temellerini inançsal ve dinî esaslar ile pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu nedenle dinî öğretilerin bir kısmından yararlanarak ve diğer kısmını unutturarak sahtekarca, halkın genelinin desteğini almaya ve masum imamları azınlıkta bırakarak bunu kendi haklılıklarının ve Şia yolunun yanlışlığının göstergesi olarak yansıtmaya çalışmıştır. Bu aldatıcı çaba bazı Şiilerin içinde bile şüphe yaratacak kadar etkili oldu. Bu bağlamda Şiilerinden biri, İmam Sadık’a (a.s) şöyle demiştir: Bizim aramızda bazı şahıslar, Allah’ın bir kulu sevmesi durumunda, gökten bir sözcünün Allah bu kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye feryat ettiğine ve bu şekilde Allah’ın kendi dostu olan bu şahsın sevgisini diğer kullarının kalbine aktırdığına, ama Allah’ın bir kula gazap duyması durumunda da gökten bir sözcünün Allah bu kula düşmandır ve o halde siz de onu düşman edinin diye haykırdığına ve bu şekilde Allah’ın kendi düşmanı olan bu şahsın düşmanlığını diğer kullarının kalbine aktardığına inanmaktadır! Duvara yaslanmış İmam bu sözleri duyunca öne çıktı, ciddi bir şekilde oturdu ve kollarını sallayarak (bu haberi açıkça tekzip etmeksizin) şöyle buyurdu: Böyle değildir, bilakis (bazen) Allah bir kulu sever, ama insanların onun aleyhine sözler söyleyip kendisi için sevap ve düşmanları için de günah yazılması gayesiyle halkı ona düşman kılar. Bazen de bir kulu düşman edinir, ama onun taraftarlığını yapması, yalan sözler söylemesi ve böylece hem söz sahibinin ve hem de Allah düşmanının günahının artması için halkın kalbine onun sevgisini aktarır. İmam bu tespitinin delillerini belirtir ve devam eder: Allah nezdinde Hz Allah’ın düşmanlığını halkın kalbine aktardığı ve bildiğiniz şekilde halkın kendisine davrandığı Hz. Yahya’dan (a.s) daha sevimli kim vardı Allah nezdinde?! Allah, Hüseyin b. Ali’den (a.s) çok kimi sevdi? Halk ona düşman olmadı mı ve onu şehid etmedi mi?! Ve …[10] İmam bu sözleriyle şu noktayı vurgulamıştır: Zalim yöneticilerin aksine, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Elbette tarihin kısa devrelerinde bir bölge halkının ekseriyeti, hak ve hakikatin destekçisi olmuştur. Bunun örneklerini Hz. Süleyman (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali’nin (a.s) hakimiyetlerinde görmek mümkündür. Şu noktaya da dikkat etmek zorunludur: Birçok durumda Allah erlerinin büyüklüğü hatta düşmanlar ve münafıkların kalbine galip gelmektedir. Hz. Peygamberin (s.a.a),Hz. Ali (a.s) için ettiği dualardan biri şuydu: Ey Allahım! Ali’nin sevgisini müminlerin kalbinde pekiştir ve onun heybet ve azametini münafıkların kalbine yerleştir![11] Peygamberin Ali ve evlatları hakkındaki bu duasının ne güzel şekilde kabul edildiğini iyice gözlemlemekteyiz. Bu önderler hatta salt azınlık olduklarında bile dost ve düşmanın kalbinde yer edinmiştir. Öyle ki şair Ferezdak, İmam Hüseyin (a.s) kendisinden Kufe halkını nasıl gördün diye sorduğunda şöyle demiştir: [12]"قلوبهم معک و سیوفهم علیک" onların kalbi seninle, ama kılıçları aleyhinedir!



[1] Meryem, 96.

[2] El-Hasan b. Ebi’l-Hasan, İrşadü’l-Kulüb, c 1, s. 170, Daru’ş-Şerif er-Rezi lin-Neşr, Kum, 1412 h.k.

[3] Numune olarak: el-Kufi, Muhammed b. Muhammed el-Aşas, el-Caferyat, s. 11, Mektebet-ü Neynevi el-Hadise, Tahran, Bi Ta.

[4] İsra, 3.

[5] Âli İmran, 33.

[6] En’am, 84.

[7] Nisa, 163.

[8] Ankebut, 14.

[9] Hud, 40.

[10] ed-Deylemi, el-Hasan b. Ebi’ l-Hasan, İlamu’d-Din, s. 434, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[11] El-Ayaşi, Muhammed b. Mesud, Tefsirü’l-Ayyaşi, c. 2, s. 141, el-Matbaatu’l-İlmiye, Tahran, 1380 h.k.

[12] et-Taberi, Muhammed b. Cerir, Delailu’l-İmamet, s. 75, Daru’z-Zahair lil-Metbuat, Kum, Bi Ta.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. İsa Ve Suyun Üzerinde Yürüme
    13286 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Peygamberleri tanımanın yollarından birisi mucizedir. Mucize ıstılah olarak öğretilecek ve öğrenilecek türden olmayan ve insanların yapmaya güç yetiremeyeceği olağanüstü işlere denir.[1] Hz. İsa (a.s) bazı mucizelere sahipti. Ölüleri diriltmek, doğuştan kör olanlara şifa vermek ve hastaları iyileştirmek bu mucizelerin bazılarıdır. Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır: “…
  • Zina zade hakkında rivayet edilen hadisler hangileridir?
    8914 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Zina sonucu doğan çocuğun (zina zade) İslam nazarında Peygamber Efendimiz (s.a.a) ve masum İmamlarımızın (a.s.) rivayetlerinde beyan edilmiş, özel hükümleri vardır. O, hadislerden bazılarının adresleri şunlardır:1-   Zina zadenin mirası: “Vesailuş-Şia”, c.26, ...
  • Cenabet guslü alınmazsa namaz ve orucun kazasını yerine getirmek farz olur mu?
    11948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/30
    Bu konuda kendi taklit merciinizin fetvasına göre amel etmelisiniz. Büyük taklit merciilerinin ‘Yıllarca cenabetli olarak namaz kıldım, oruç tuttum. Ama cenabetlinin gusül alması gerektiğini bilmiyordum. Bu durumda görevim nedir?’ sorusuna verdikleri cevaplar şöyledir:Ayetullah Humeyni, Behcet, Tebrizi, Hamanei, Mekarim, Vahid:
  • Ahzap suresinin 37. ayetinin nüzul sebebi nedir?
    28705 تاريخ بزرگان 2011/04/13
    Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine ...
  • Ehl-i Sünnetin abdest alma şekli dikkate alındığında abdest ayetindeki 'ila' kelimesi ne manaya gelmektedir?
    9549 Sire 2009/04/08
    Abdestayetinde ki 'ila' kelimesi için demek gerekir ki, ayet yıkamanın şekliyle ilgili değildir, yalnızca yıkamanın haddi ve miktarı beyan edilmektedir ve 'ila' ğayet (son sınır) manasını taşımaktadır. Ama bu ğayet (son sınır) magsul'ün (yıkanılan yerin) ğayet'ini belirtmektedir, guslün (yıkamanın) değil. Birine 'ellerini yıka' dendiğinde ...
  • Meni sıvısı kemiğin imik sıvısının üretimi ve bedenin diğer işleri için faydalıdır. Böyleyken evlenirsem bu sıvı heder olmaz mı ve bunu korumam gerekmez mi?
    27622 Pratik Ahlak 2010/09/22
    Yanıtın açıklığa kavuşması için ilkönce mastürbasyon günahının bazı manevî ve cismanî zararlarını hatırlatıyoruz:1- Manevî Zararlar1-1- Mastürbasyon günahı insanın Allah’tan uzaklaşmasına neden olur; öyle ki diriliş gününde Yüce Allah bu günahı işleyenlere ne bakacak ve ne de ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7057 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba Nebiyi ekrem (s.a.a) ezanda kendi nübüvvetine ve hazreti Ali’nin (a.s.) velayetine şehadet veriyor muydu? Neden zamanımızın imametine şehadet vermiyoruz?
    8512 Fıkıh Tarihi 2015/05/20
    Rivayetler esasınca şu müsellemdir ki İslam Peygamberi (s.a.a.) ezanda kendi nübüvvetine şehadet veriyordu. Zira nebiyi ekrem (s.a.a.) diğer insanlar gibi şer’i hükümlere ve tekliflere amel etmeye mükellef olmadığını ispatlayan has bir delil var olmadığı sürece mükellefti. Ezan bağlamında müstesna kılındığına dair hiçbir delilimiz yok iken mükellef olduğuna ...
  • Allahın sıfatları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde neden günah işliyoruz?
    9927 Pratik Ahlak 2010/11/09
    Allah amellerinizden haberdar ve Onun kadir ve hekim olduğunu bilmek insanı itaat yapmaya sürüklemez. Şeytan Allahın sıfatlarını biliyordu, ama Onun emrine sırt çevirdi.İlahi sıfatlar hakkındaki ilim, itikat ve iman ile birlikte olunca, insanı amele sevk eder. Ama heva ve ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9862 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...

En Çok Okunanlar