Gelişmiş Arama
Ziyaret
12040
Güncellenme Tarihi: 2012/01/23
Soru Özeti
Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
Soru
Şu içerikte bir hadis duydum: “Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Sonra Cebrail göklere ve yere Allah filan kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye haykırır. Neticede tüm varlıklar o kulu sever.” Bu hadis Şia’nın hadis kaynaklarında mevcut mudur? Lütfen hadisin adresini belirtir misiniz? Aynı şekilde senet ve itibar olarak hangi mertebede olduğunu da açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah Kur’an-ı “Kerim’in bir ayetinde şöyle buyuruyor: [1]اِنَّ الَّذینَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَیَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمٰنُ وُدًّاİnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle bir hadis nakledilmiştir: [2]"إن الله إذا أحب عبدا قال لجبرائیل إنی أحب فلانا فأحبوه و یوضع له القبول فی الأرض"

Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e ben filan şahsı seviyorum ve o halde sen de onu sev diye buyurur. Böylece Cebrail de onu sever. Bu şekilde o yeryüzünde halkın sevgisine mazhar olur. Buna benzer bir başka hadis de aynı konuyu ifade etmektedir.[3] Bu grup rivayetlerin pek senet incelemesine ihtiyacı yoktur, zira başta işaret edilen ayet doğrultusunda oldukları gözlemlenmektedir. Ama önemli olan, ayetin ve rivayetlerin manasını tam olarak öğrenmektir. Onların manası, halkın genelinin sevgisini kazanan ve toplumdaki bireylerin ekseriyetinin bir tür desteğini alan her ferdin Allah’ın dostu ve halkın yüz göstermediği ve kendisiyle yoldaşlık etmediği her ferdin de Allah’ın düşmanı olduğu anlamına mı gelmektedir?! Kesinlikle böyle bir mana kastedilmemektedir; zira Kur’an-ı Kerim’deki birçok ayetin açıkça bildirdiği üzere Allah ile dostluklarında hiçbir şüphe bulunmayan, ama halkın genelinin desteğini almayan birçok peygamber tarihte mevcuttur. Hz. Nuh’u hatırlayın! O şükreden[4], Allah’ın seçtiği[5], Allah’ın hidayet ettiği[6] ve kendisine vahyettiği bir kuldu[7]. Ama yaklaşık bin yıllık tebliğine rağmen[8] sadece az bir taraftar kitlesi bulabildi.[9] Salt bu nedenden ötürü haşa Hz. Nuh’u Allah’ın düşmanı bilmek mümkün müdür?! Evet, eğer bir şahsın sevgisi imanlı ve sakınan bireylerin kalbinde yer edinirse, bu Allah’ın o şahsa teveccüh etmesinin bir göstergesi olarak algılanabilir. Kur’an ayetlerine dikkat etmeyle, Allah’ın kendi dostlarının sevgisini halkın kalbine aktarmasının, onların ekseriyetinin söz konusu ferdi desteklemesi anlamına gelmediğini anladıktan sonra, şimdi dikkatinizi şu noktaya çekiyoruz: İslam Peygamberinden (s.a.a) sonra ve masum önderlerin (a.s) hayatları boyunca bazıları haksızca, zorla ve hileyle devleti ele geçirmiş, zahiri olarak masum imamları kenara itmiş, istikrarlı az bir grup mümin dışında herkesle ilişkilerini kesmiş ve zalim devletlerinin temellerini inançsal ve dinî esaslar ile pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu nedenle dinî öğretilerin bir kısmından yararlanarak ve diğer kısmını unutturarak sahtekarca, halkın genelinin desteğini almaya ve masum imamları azınlıkta bırakarak bunu kendi haklılıklarının ve Şia yolunun yanlışlığının göstergesi olarak yansıtmaya çalışmıştır. Bu aldatıcı çaba bazı Şiilerin içinde bile şüphe yaratacak kadar etkili oldu. Bu bağlamda Şiilerinden biri, İmam Sadık’a (a.s) şöyle demiştir: Bizim aramızda bazı şahıslar, Allah’ın bir kulu sevmesi durumunda, gökten bir sözcünün Allah bu kulu seviyor ve o halde siz de sevin diye feryat ettiğine ve bu şekilde Allah’ın kendi dostu olan bu şahsın sevgisini diğer kullarının kalbine aktırdığına, ama Allah’ın bir kula gazap duyması durumunda da gökten bir sözcünün Allah bu kula düşmandır ve o halde siz de onu düşman edinin diye haykırdığına ve bu şekilde Allah’ın kendi düşmanı olan bu şahsın düşmanlığını diğer kullarının kalbine aktardığına inanmaktadır! Duvara yaslanmış İmam bu sözleri duyunca öne çıktı, ciddi bir şekilde oturdu ve kollarını sallayarak (bu haberi açıkça tekzip etmeksizin) şöyle buyurdu: Böyle değildir, bilakis (bazen) Allah bir kulu sever, ama insanların onun aleyhine sözler söyleyip kendisi için sevap ve düşmanları için de günah yazılması gayesiyle halkı ona düşman kılar. Bazen de bir kulu düşman edinir, ama onun taraftarlığını yapması, yalan sözler söylemesi ve böylece hem söz sahibinin ve hem de Allah düşmanının günahının artması için halkın kalbine onun sevgisini aktarır. İmam bu tespitinin delillerini belirtir ve devam eder: Allah nezdinde Hz Allah’ın düşmanlığını halkın kalbine aktardığı ve bildiğiniz şekilde halkın kendisine davrandığı Hz. Yahya’dan (a.s) daha sevimli kim vardı Allah nezdinde?! Allah, Hüseyin b. Ali’den (a.s) çok kimi sevdi? Halk ona düşman olmadı mı ve onu şehid etmedi mi?! Ve …[10] İmam bu sözleriyle şu noktayı vurgulamıştır: Zalim yöneticilerin aksine, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksine birçok örnekte tam olarak bunun tersine bir durum ortaya çıkmaktadır! Elbette tarihin kısa devrelerinde bir bölge halkının ekseriyeti, hak ve hakikatin destekçisi olmuştur. Bunun örneklerini Hz. Süleyman (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a) ve Hz. Ali’nin (a.s) hakimiyetlerinde görmek mümkündür. Şu noktaya da dikkat etmek zorunludur: Birçok durumda Allah erlerinin büyüklüğü hatta düşmanlar ve münafıkların kalbine galip gelmektedir. Hz. Peygamberin (s.a.a),Hz. Ali (a.s) için ettiği dualardan biri şuydu: Ey Allahım! Ali’nin sevgisini müminlerin kalbinde pekiştir ve onun heybet ve azametini münafıkların kalbine yerleştir![11] Peygamberin Ali ve evlatları hakkındaki bu duasının ne güzel şekilde kabul edildiğini iyice gözlemlemekteyiz. Bu önderler hatta salt azınlık olduklarında bile dost ve düşmanın kalbinde yer edinmiştir. Öyle ki şair Ferezdak, İmam Hüseyin (a.s) kendisinden Kufe halkını nasıl gördün diye sorduğunda şöyle demiştir: [12]"قلوبهم معک و سیوفهم علیک" onların kalbi seninle, ama kılıçları aleyhinedir!



[1] Meryem, 96.

[2] El-Hasan b. Ebi’l-Hasan, İrşadü’l-Kulüb, c 1, s. 170, Daru’ş-Şerif er-Rezi lin-Neşr, Kum, 1412 h.k.

[3] Numune olarak: el-Kufi, Muhammed b. Muhammed el-Aşas, el-Caferyat, s. 11, Mektebet-ü Neynevi el-Hadise, Tahran, Bi Ta.

[4] İsra, 3.

[5] Âli İmran, 33.

[6] En’am, 84.

[7] Nisa, 163.

[8] Ankebut, 14.

[9] Hud, 40.

[10] ed-Deylemi, el-Hasan b. Ebi’ l-Hasan, İlamu’d-Din, s. 434, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1408 h.k.

[11] El-Ayaşi, Muhammed b. Mesud, Tefsirü’l-Ayyaşi, c. 2, s. 141, el-Matbaatu’l-İlmiye, Tahran, 1380 h.k.

[12] et-Taberi, Muhammed b. Cerir, Delailu’l-İmamet, s. 75, Daru’z-Zahair lil-Metbuat, Kum, Bi Ta.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zekât düşen bir mala humus da taalluk eder mi? Nelere zekât düşer? Zekât ve humus arasındaki fark nedir?
    13355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Zekât düşen şeylerin, zekâtı verildikten sonra yıllık harcamalardan geriye fazlası kalmışsa bunların humusu verilmelidir.[1] Dokuz şeye zekât düşer: 1. Buğday, 2. Arpa, 3. Hurma, 4. Kuru üzüm, 5. Altın, 6. Gümüş,[2] 7. Deve, 8. İnek, 9. Koyun. Bu dokuz ...
  • İsrail bir peygamberin adı mıdır? Onun kendisine haram kıldığı şey nedir?
    17825 Tefsir 2012/04/04
    İsrail, ilahi peygamberlerden biri olan Hz. Yakub’un (a.s) adıdır. O, bir maslahat uyarınca deve etini ve sütü kendisine haram kılmış idi. Âli İmran suresinin 93. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: "كُلُّ الطَّعامِ كانَ حِلاًّ لِبَنِي إِسْرائِيلَ إِلاَّ ما حَرَّمَ إِسْرائِيلُ عَلى‏ نَفْسِهِ مِنْ قَبْلِ أَنْ تُنَزَّلَ ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7205 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba rivayetleri silip Kuran’la yetinirse Müslümanlar arasındaki ihtilaflar vahdete dönüşebilir mi?
    8833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/03/04
    Kur’an’la yetinme ve rivayet ve sünnetleri silme konusunun tarihçesi yaklaşık İslam’ın ilk yıllarına dayanmaktadır. Zira Ehlisünnet ve Şia kaynakları esasınca, Peygamberimiz, (s.a.a) mübarek ömrünün sona erme esnasındayken İslam ümmetini doğru yoldan sapmasını engelleyecek mahiyette kılavuzluk yapacak bir vasiyet yazmak amacıyla kalem, mürekkep ve kâğıt istedi. Maalesef peygamberin bu ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
    13409 Eski Kelam İlmi 2010/12/22
    İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:1. Kur’an değişik ayetlerde yüce insanlar ve din evliyalarının erdem ve ulvî sıfatlarını diri tutmayı vurgulamıştır.2. Yüce şahsiyetli Şia imamları (a.s) Kerbela hadisesini diri tutmak için matem merasimleri düzenlemeyi, ağlamayı ve ağlatmayı, şairlerin mersiye ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9958 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5963 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası nedir?
    8113 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası imam Humeyni’nin (r.h.) fetvasıyla aynıdır.Müslüman kadınlara bakmanın hükmü hakkında İmam Humeyni şöyle buyuruyor: “erkeğin kadının bedenine bakması ister lezzet kastıyla olsun ister lezzet kastıyla olmasın haramdır. Yüzüne ve ellerine bakması eğer lezzet kastıyla olursa haramdır. Ama eğer lezzet ...
  • Vilayet-i fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyeti nasıl açıklanabilir ve acaba vilayet-i fakih Allah tarafından mı yoksa halk tarafından mı naspediliyor?
    7523 Eski Kelam İlmi 2012/04/02
    Çeşitli suretlerde “vilayet-i fakih” ve vilayeti fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyetini ispatlayabiliriz. İspatı için önemli olan ayrıntılı cevapta okuyacağınız akli ve nakli delillerdir. Şia’nın görüşünde velayeti fakihi ispatlayan delillere dikkatle velayeti fakih gaybet döneminde (asri gaybet) vilayeti fakihin vilayeti, imamların velayeti Peygamberimizin (s.a.a) velayetinin devamında olduğu ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6841 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...

En Çok Okunanlar