Gelişmiş Arama
Ziyaret
16694
Güncellenme Tarihi: 2010/07/28
Soru Özeti
Tathir ayeti Kur’an’ın hangi suresindedir?
Soru
Tathir ayeti Kur’an’ın hangi suresindedir?
Kısa Cevap

 Tathir ayeti olarak bilinen ayet Ahzap suresinin 33. ayetidir. Yüce Allah, bu ayette Ehl-i Beyt olarak bilinen belli kişileri tekvini iradesi ile pak kılacağını beyan etmiştir.

Bu ayetin nüzul sebebi (iniş sebebi) hakkında Ehl-i sünnet ve Şia kaynaklarında yetmişe aşkın hadis nakledilmiştir. Bu hadislerin çokluğu o derecededir ki ayetin anlamı hakkındaki her türlü şüpheyi ortadan kaldırır, özellikle bu hadislerden ayette geçen Ehl-i Beyt kavramından maksadın yalnızca Hz. Peygamber, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olduğu anlaşılır. Tathir ayeti peygamberin hanımlarıyla ilgili ayetlerin arasında yer almış olmasına rağmen ancak hadislerden ve diğer bir takım karinelerden anlaşılacağı üzere bu ayetteki hüküm kadınları içermez. Ayetlerde konuların bu şekilde iç içe olması ve özel dizilişi başka hükümlerde uygulanan bir yöntemdir. Nitekim Maide suresinin 3. ayeti hakkında da müfessirlerin de belirttiği üzere bir takım sebeplerden dolayı aynı durum söz konusudur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın bazı ayetleri taşıdıkları özelliklerden dolayı özel bir adla anılmaktalar. Bu cümleden olmak üzere Ahzap suresinin 33. ayetini sayabiliriz, bu ayet, tathir ayeti olarak anılır. Bu da söz konusu ayette Allah’ın, Ehl-i Beyt’i tekvini iradesiyle temiz ve pak kılacağını açıkladığı içindir.

Bu ayetin nüzul sebebi hakkında Şia ve Ehl-i sünnet kaynaklarında birçok hadis nakledilmiştir. Peygamber’in eşi Umm-i Seleme şöyle der: “Bu ayet benim evimde nazıl oldu. O gün benim evimde Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin bulunuyorlardı, Peygamber ayetin inmesi üzerine onları bir abanın altına alarak şöyle dedi Allah, işte bunlar benim EHl-i Beytim’dir bunları her türlü pislikten uzak eyle ve pak kıl.[1]

Burada tathir ayetiyle ilgili bazı konulara kısaca değinmekte yarar var:

1- Arapça anlatım kurallarına bakılırsa bu ayette iki sınırlama (hasr) ifade edilmiştir, birincisi ilahi iradenin her türlü pisliği gidermek ve pak kılmakta sınırlandırılışı ve ikincisi de bu paklık ve temizliğin Ehl-i Beyt’e sınırlandırılışı. [2]

2- Bu ayette geçen Allah’ın iradesinden maksat tekvini iradedir, teşrii irade değildir. Çünkü insanların hidayet ve pak olmaları hakkındaki teşrii irade yalnız Ehl-i beytle sınırlı değildir.

3- Bu ayette Ehl-i Beyt’tan maksadın kimler olduğuna gelince bazıları maksadın Peygamber’in eşleri olduğu noktasında ısrarlıdırlar. Bunlar ayetin öncesinin ve sonrasının akışını nazara aldığımızda ayetin bu bölümünün de Peygamberin hanımları hakkında indiği anlaşılır, diyorlar.

Şia ve Ehl-i Sünnt’ten birçok müfessirler bu eleştiriye cevap vermişlerdir. Bu cevap tefsir kitaplarında genişçe işlenmiştir. Biz kısaca şöyle diyebiliriz:

 1-  Söz konusu ayette zamir muzakker zamiri (erkek kipi) olarak gelmiştir. Oysa ki Peygamber’in hanımlarıyla ilgili zamir muannes zamiri (kadın kipi) olarak kullanılır.

2- Ayetlerde konuların bu şekilde iç içe gelişi var olan bir durumdur. Örneğin Maide suresinin 3. ayetinde, dinin kamil kılınışını bildiren bölüm, yenilmesi haram olan şeyleri bildiren bölümün içinde yer almıştır.

Tabersi şöyle diyor: “Bu şekilde açıklama yalnız buraya mahsus değildir. Kur’an’da değişik konular bu şekilde iç içe  gelmiştir. Fasih Arapçanın şiir ve nesirlerinde de bunun bir çok örneği bulunmaktadır.[3]

Diğer yandan bu ayetle ilgili olarak Ehl-i Sünnet’te Umm-i Seleme, Aişe, Ebu Said Hudri, İbn-i Abbas, Sevban, Vaile b. Eska’, Abdullah b. Ca’fer, Ali (a.s), Hasan b. Ali (a.s) yoluyla  ve Şia’da da Ali (a.s), İmam Zeynelabidin (a.s), İmam Bakır (a.s) İmam Sadık (a.s) İmam Rıza (a.s) Umm-i Seleme, Ebu Zer, Ebu Leyla, Ebu’l-Esved Dueli, Amr b. Maymun, Sa’d b. Vekkas yoluyla nakledilen yetmiş hadis hep aynı gerçeği ifade eder ve bu hadisler içinde bir hadis bile bu ayetin Peygamber’in hanımları ile ilgili olarak indiğini bildirmemektedir. Hatta Urve ve İkrime gibi bu ayetin peygamber’in hanımları ile ilgili olduğunu iddia eden kimseler de ayetin bu bölümünün kadınlarla ilgili bölümlerle birlikte indiğini söylememişlerdir.[4]

Hakim Nişaburi (Ehl-i Sünnet’in muhaddis önderlerinden) el-Mustadrek alessahihayn adlı eserinde Abdullah b. Ca’fer’den bu ayetin bilinen nüzul sebebi hakkındaki hadis naklettikten sonra şöyle der: Bu hadisin sendi sahihtir. Yine Muslim kendi Sahih’inde ve Beyhaki Sünen-i Kubra’da Taberi, İbn-i Kesir ve Suyuti kendi tefsirlerinde Tirmizi Süneninde ve Tahavi Müşkilu’l-Asar’da Heysemi Mecmu’z-Zevaitte ve Ahmet Hanbel kendi Müsnesinde Umm-i Seleme, Vaile , Ebi Seleme, Aişe ve diğerlerinden bu ayetin nüzul sebebini nakletmişlerdir. Bu nakillere göre Peygamber (s.a.a) Ehl-i Beyt’in kimler olduklarını belirlemiş yani kendisi ile birlikte Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i abanın altına almış ve bunların Ehl-i Beyt olduklarını açıklamıştır.[5] Hatta Tirmizi, Suyuti ve Tahavi şöyle nakletmişlerdir: Umm-i Seleme diyor ki Ehl-i Beyt abanın altına girdikten sonra ben de bunlardan mıyım diye Peygamber’e sordum, Peygamber: “Sen kendi konumdasın seni sonun da hayır olur, (yani sen Ehl-i Beyt’ten değilsin) dedi.    

Diğer bir noktada şu ki ayette rics sözcüğü eliflam’la birlikte gelmiştir. Bu da her türlü ricsin yani kötülük ve pisliğin Ehl-i Beyt’ten uzak kılındığını bildirir ve masumiyeti gerektirir[6] oysa kimse Peygameber’in hanımlarının masum olduklarını iddia etmemiş yani onların her türlü günah ve yanılmadan uzak olduklarını söylememiştir.

İşte bu açıklamalara dayanarak bu ayet Ehl-i Beyt İmamlarının masumluğuna delil sayılır. [7]

Buna göre bu ayette geçen Ehl-i Beyt kelimesinden maksat aba altına alınan beş kişidir ve ayetteki hüküm de onlara mahsustur.

Daha fazla bilgi için bk soru no: 898 Dizin: Ehl-i Beyt.


[1] Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 16, s. 475

[2] Ade s. 462

[3] Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 7 s. 560

[4] Ade s. 466

[5] Tathir ayeti iki mektebin kaynaklarında, Seyyit Murtaza Askeri s. 12-20

[6] Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 16, s. 467

[7] Ade

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam Peygamberinin berzah yaşamı, ilmi ve bu dünyayı görmesi hakkındaki görüşünüz nedir?
    9078 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    Şii inancına göre Peygamber Efendimizin (s.a.a), vefat ettikten sonra fiziki olarak maddi alemle irtibat kurmasının ve onu müşahede etmesinin imkanı yoktur, ama Allah’ın bu büyük elçisinin takipçileriyle manevi irtibat kurması mümkündür. Peygamberimizin şu anda dünyadan ve onda olup bitenlerden haberi vardır; Efendimiz selam ve ziyaretlerimizi kesinlikle duymakta ve bunlar birçok ...
  • Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
    21790 Pratik Ahlak 2010/12/04
    Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3143 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Fizik ve metafizik (doğaötesi) arasındaki fark nedir? Eğer doğaötesi doğa için had ve sınır ise, bunu nasıl açıklıyorsunuz?
    18855 İslam Felsefesi 2011/08/21
    Fizik ilahiyat ve riyaziyatın karşısında olup doğa anlamını taşır. Metafizik bugünkü felsefî manasıyla varlıktan salt varlık olması hasebiyle bahseden disipline denmektedir. Trans fizik veya doğaötesi ise Allah ve maveradaki varlıklardan söz eden disipline denmektedir. Fizik ile metafizik arasındaki ilişki de cüz ile külün arasındaki ilişkidir. Onun ile trans fizik ...
  • Bir genç hac ya da umreye gitmeden önce nasıl tezkiye yapmalıdır?
    26144 Pratik Ahlak 2009/07/08
    Manevi hac yolculuğuna çıkan birisi, aşağıdaki tavsiyelerimize uyarsa, inşallah faydalı olur:1-       İnsan her şeyden önce niyetini Allah rızası için ihlâslı etmeli ki, Allahtan başka kimse kalbinde olmasın.
  • Acaba benim bu dünyada vücut bulmam zorunlu olmuş mudur?
    7930 Eski Kelam İlmi 2012/03/10
    Görünür ve zahiri alemde insanların çoğu ilahi fıtratlarındaki misakı ve sözleşmeyi unuturlar. Allah tarafından kendilerine bağışlanan vücudu ve varlığı kabul ettiklerini hatırlamıyorlar. Kendilerine yönelik olan kendi yaşamlarının zorunlu olduğunu sanırlar. Oysaki gafletin perdelerinin kenara itilmesi, kendi vücudunun bütün boyutlarına yönelik marifetinin ve bilgisinin fazlalaşmasıyla tedrici olarak ...
  • Acaba İmam-ı Zaman (a.s) Bermuda Üçgeninde mi yaşıyor?
    8830 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Bir takım insanların “Bermuda Üçgeni”ni İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olarak zannetmelerinin sebebi şudur: Bu insanlar “Bermuda Üçgeni”ni “Hazra Adası” olarak bilmişler ve “Hazra Adası”nın İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olduğu ön kabulüyle şöyle demişlerdir: “Bermuda Üçgeni” İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olması hasebiyle bir takım özelliklere sahiptir.”İmam-ı Zaman ...
  • Ölüm tehlikesi olduğunda kutsal türbelere gitmek haram olmaz mı?
    6654 Fıkıh 2010/07/17
    Masum İmamların (a.s) pak ve nurlu kabirlerini ziyaret etmek için o kutsal mekanlara gitmek güzel ve Masum İmamlarında (a.s) tavsiyeleridir. Zira bu ziyaretlere gitmek, Masum İmamların (a.s) adını, hatırasını ve eserlerini yaşatmak demek olup, insan bundan sevapta almaktadır. Böyle ziyaretlere gidildiğinde can tehlikesi söz ...
  • İmam Rıza (a.s)’ın kısa biyografisini beyan eder misiniz?
    3262 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    10973 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...

En Çok Okunanlar