Gelişmiş Arama
Ziyaret
9620
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Şeyh Tusi’nin (r.a) iktisat risalesi hangi konuları içermektedir?
Soru
Şeyh Tusi’nin (r.a) iktisat risalesi hakkında bize bir açıklamada bulunmanız mümkün müdür?
Kısa Cevap

Şeyh Tusi olarak meşhur olan İmamiye Şia’sının değerli fıkıh usul, tefsir, kelam ve hadis âlimi Şeyh Ebu Cafer b. Hasan Tusi (r.a), İran ve İslam kültürünün iftiharındandır ve kendisi muhtelif ilmî alanlarda kitaplar yazmıştır. Bu ilimlerden bir tanesi de kelam ilmidir. Kendisi bu alanda on altı kitap yazmıştır. “el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad” belirtilen kitaplardan biridir. Şeyh onu iki bölüm halinde tanzim etmiştir. Birinci bölüm inançlar ve kelam ilmi, ikinci bölüm ise fıkhın taharet, namaz, oruç, zekât, hac ve cihat konularını içermektedir. Birinci bölümde daha çok aklî delillerden istifade edilmiş ve nakli delillerden ise minimum ölçüde ihtiyaç dâhilinde yararlanılmıştır. Ama ikinci bölümde daha çok naklî delillerden istifade edilmiştir. Bu kitap özet halinde yazılmıştır. Lakin tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve ahret ile ilgili önemli konuları içermesi nedeniyle birçok nüshası mevcuttur ve defalarca basılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Şeyh Tusi olarak meşhur olan İmamiye Şia’sının değerli fıkıh usul, tefsir, kelam ve hadis âlimi Şeyh Ebu Cafer b. Hasan Tusi (r.a), İran ve İslam kültürünün iftiharından biridir. Allame Hilli (r.a) onu şöyle tanıtmaktadır: “Muhammed b. Hasan Tusi bilginleri öncü ve önderidir. Büyük bir yer ve azametli bir makama sahiptir. Şeyh başarılı bir bilgin ve güvenilir bir üstattır. Hadis, rical, fıkıh, usul, kelam ve edebî ilimlerde maharetlidir. Tüm erdemler ona aittir. İslam ilimlerinin tümünde kitap yazmış, Şia inancını esaslar ve usullerde pekiştirmiş ve nefsanî melekleri ilim ve amelde kendinde toplamıştır.”[1] Şeyh Tusi (r.a) muhtelif ilmî alanlarda maharet sahibi olup değerli kitaplar telif etmiştir. Bu cümleden olmak üzere kelam ilminde on altı kitap yazmıştır. Kendisinin bu kelam kitaplarından bir tanesi de “el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad” kitabıdır. Merhum Allame Şeyh Ağa Bozorg Tahranî bu kitabı şöyle tanıtmaktadır: Bu kitap Şeyh Tusi’nin eserleri içinde gözde bir yapıttır ve kısa hacmiyle birlikte tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve ahret gibi kelam ilminin birçok önemli konusuna ve taharet, namaz, zekât, hac ve cihat gibi fıkhın birçok ferî meselesine değinmiştir.[2] Şeyh Tusi (r.a) bu kitabı kendi zamanındaki âlimlerden birinin isteği üzerine yazmış[3] ve onu iki bölüm halinde tanzim etmiştir. Birinci bölümünde kelam ilmine ait konulara ve ikinci bölümünde ise taharet babından cihat babına kadar bazı fıkıh baplarına değinilmiştir. Her iki bölümde de Şeyh özlü yazmayı hedeflemiştir. Kelam ilmiyle ilgili konuları zikrettikten sonra kendisi şöyle demektedir: Biz Telhisu’ş-Şafi kitabında bu husustan yeterince bahsetmişizdir ve… Şeyh birinci bölümde tevhit bahsinde aşağıdaki konulara değinmiştir:

1. Yaratıcının varlığını ispatlamak: Kendisi bu hususta şöyle demektedir: Tabiat hadiselerinin değişik ve farklı oluşu ve varlıkların çeşitliliği evrenin cisimler haricinde bir yaratıcısı olduğunu göstermektedir; zira işlerin çeşitliliği ve fiillerin neticelerinin muhtelif oluşu, gerçek yaratıcının cisimleri âlimane ve bilgece yarattığının ve her işi kendine uygun şekilde yerine getirdiğinin delilidir. Buna göre, tabiat ve onunla ilişkili hususlar eşyanın varlık nedeni değildir; zira tabiatın zatî özelliği eserin tekdüze olmasıdır.[4]

2. Evrenin hadis oluşu: Şeyh (r.a) şöyle demektedir: Diri, kadir ve nedensellik kanunundan uzak olan evrenin yaratıcısının varlığı başlangıçsız ve hadsizdir. Ama onun dışındaki her şeyin varlığının bir başlangıcı vardır; zira evren bir irade ile yaratılmış ve iradî bir fiilin neticesi fiili yerine getirdikten sonra hâsıl olur ve fiil de fiili işleyenin varlığından sonra başlar. Dolayısıyla Tanrının fiili olan evren kadim değil, hadistir.[5]

3. O, bir kaidesini (bir nedenden sadece bir sonuç çıkar) iptal etmiş ve şöyle demiştir: Allah mutlak olarak kadir olduğundan, O’ndan birçok sonucun türemesinin bir engeli yoktur ve bir kaidesi Allah hakkında uygulanmaz.[6]

4. Yüce yaratıcının fiilinde cebri inkâr etmek: Şeyh (r.a) şöyle demektedir: Cebir kaidesi yaratma makamında geçerli değildir; zira cebir tabiat ile ilgilidir. Cansız bir cismin eserini yerde bırakması mümkün değildir ve eser her zaman müessir ile beraberdir. Lakin güçlü diri bir varlığın fiilinde hiçbir cebir olmaz, belirli bir fiili yapabilir veya terk edebilir.[7]

Aynı şekilde adalet bahsinde aşağıdaki konulara değinmiştir:

1. Fiilleri işlemedeki İnsan irade, güç ve kudreti: Şeyh Tusi’nin bakışında insanın kadir oluşu ve fiillerin onun tarafından yapıldığı konusu apaçık bir aksiyomdur.[8]

2. Sorumluluk: Kendisi teklif bahsinde sorumluluk, sorumlu ve sorumluluk nesnesinin özellikleri ve de sorumluluğun hedefine değinmektedir.[9]

3. Lütuf kaidesi: Şeyh Tusi (r.a) lütuf kaidesini tümüyle kabullenmiş ve birçok temel konuyu bu kaide esasınca tanzim etmiştir. Kendisi lütuf kaidesi babında birkaç hususa işaret etmiştir:

A. Lütuf, sorumluyu farzı yapmaya teşvik eden ve çirkin bir eylemde bulunmaktan sakındıran bir olgudur.

B. İmamın gereklilik delilinin bu kaide olduğuna kanaat getirmiş ve şöyle demiştir: Başkanlık ve imamet aklî farzlardan bir lütuf olması hasebiyle farzdır.

C. Elem ve şer meselesi: O, şerleri güzel ve çirkin diye iki kısma taksim ederek şöyle demiştir: Çirkin şerlerin üç nedeni vardır: 1. Zulüm olduğu için çirkindir. 2. Bozgunculuk olduğu için çirkindir. 3. Abes olduğu için çirkindir. Eğer bu üç kısım dışında olursa çirkin değil aksine güzeldir. Yüce Allah zulüm, abes ve bozgunculuk olan elem ve şerri meydana getirmez. İlahî elem ve şer görünüşte şer suretindedir ama gerçekte birçok faydası vardır ve Yüce Allah’ın bela sıfatıyla kullarına yolladığı hediye ve kurbanlıklar mesabesindedir.

Adalet bahsinin devamında şerî farzlar, ecel, erzak, vaat ve tehdit, iman ve inkâr, sorumluların berzah ve kıyametteki hükümleri ve iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak ile ilgili konulara temas etmiştir. Nübüvvet bahsinde peygamberi tanıma, peygamberlerin Allah tarafından gönderilişi, peygamberlerin gönderilme gerekliliği, peygamberlerin mucize yoluyla tanınması, peygamberin fiilinin mucize olma şartları, Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) mucizesi ve Kur’an-i Kerim’in mucize boyutlarıyla ilgili konuklara değinmiştir.[10] İmamet bahsinde de imametin lüzum ve gerekliliği, imamın sıfatı, Hz. Ali’nin (a.s) imametine dair Kur’an ve rivayet kaynaklı deliller ve on iki imamın imametini ispatlayan deliller ile ilgili meseleleri işlemiştir.[11] İkinci bölümde ise kısa bir şekilde fıkıh konularına değinmiştir. Bu kitap defalarca basılmış ve onun birçok nüshası mevcuttur. Bu nüshalardan bazıları şunlardır:

1. Mektebet-i Cami Çehleston el-Amme Tahran Nüshası, Abdülmecid b. Muzaffer b. Hasan … Tubeli Kuri.

2. Mektebetu’l-Allame el-Hücce el-Muhakkik es-Seyid Muhammed Ali Revzati Basbeyan nüshası. Seyid Muhammed b. Zeynülabidin b. Musa’nın kitap serisi ile birlikte basılmıştır ve her iki nüshada da birçok sayfa hatası mevcuttur.[12]

3. Mektebetu’l-İmami’l-Hekim Fi’n-Necef nüshası.

4. Mektebetu’l-İmam Emiru’l-Müminin Necef nüshası. Nüsha sahibi ve baskı tarihi belli değildir.

5. Mektebetu’l-Hücce eş-Şeyh Ali Âli Kaşifu’l-Ğıta nüshası. Nüsha sahibi ve baskı tarihi belli değildir.

6. Mektebetu’l-İmami’r-Rıza (a.s) Meşhed nüshası.

7. 143, 2969, 920 rakamlarıyla Tahran merkez kütüphanesindeki birçok nüsha.

8. Daru’l-Kütübi’l-Mısriye’de bulanan nüsha. Bu nüsha sadece ibadetler bölümünü içermektedir.[13]

9. Rozetü’l-Cenan müellifinin kardeşi Merhum Hacı Seyid Muhammed Honsari Çar Sovki’nin hattına ait nüsha.[14]

10. Şeyh Muhammed Hüseyin b. Muhammed Kasım Kumşehi Necefi’nin kütüphanesine ait nüsha.

11. Şeyh Hadi Âli Kaşifu’l-Ğıta nüshası. Bu nüshada inançlar meselesinin başlarından salavatın sayılarına kadar olan bölüm zikredilmiştir.

12. Ayetullah Tabatabai’nin torunu olan Seyid Muhammed Bakır’ın nüshası. Bu nüsha da sadece ibadetler bölümünü içermektedir.[15]



[1] Hezare-i Şeyh Tusi, hazırlayan, tercüme ve düzenleyen: Ali Divanî, s. 27.

[2] a.g.e.,s. 69.

[3] el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad, s. 15, Kelimetu’l-Musahhih.

[4] el-İktisadu’l-Hadi, s. 24.

[5] a.g.e.,s. 20-24.

[6] a.g.e.,s. 34.

[7] a.g.e.,s. 32-34.

[8] a.g.e.,s. 32-34.

[9] a.g.e.,s. 61.

[10] a.g.e.,s. 151-182.

[11] a.g.e.,s. 183-231.

[12] el-İktisadu’l-Hadi, s. 15, Matbau’l-Hayam, Kum, 1400 h.k.

[13] eş-Şeyh Tusi Ebu Cafer Muhammed b. el-Hüseyin, Telif: Hüseyin İsa el-Hekim, Matbatu’l-Adabi’n-Necefi’l-Eşref, et-Taba’l-Evla 1395 h, s. 579-580.

[14] Yadname-i Şeyh Tusi (r.a) Muhammed Vaizzade Horasanî, c. 3, s. 682.

[15] ez-Zaria, İla Tesanifi’ş-Şia, Şeyh Ağa Bozorg Tahranî, Matbaatu’l-Ğara Fi’n-Necef, 1355 h, s. 269-270.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar