Gelişmiş Arama
Ziyaret
9571
Güncellenme Tarihi: 2010/09/22
Soru Özeti
Şeyh Tusi’nin (r.a) iktisat risalesi hangi konuları içermektedir?
Soru
Şeyh Tusi’nin (r.a) iktisat risalesi hakkında bize bir açıklamada bulunmanız mümkün müdür?
Kısa Cevap

Şeyh Tusi olarak meşhur olan İmamiye Şia’sının değerli fıkıh usul, tefsir, kelam ve hadis âlimi Şeyh Ebu Cafer b. Hasan Tusi (r.a), İran ve İslam kültürünün iftiharındandır ve kendisi muhtelif ilmî alanlarda kitaplar yazmıştır. Bu ilimlerden bir tanesi de kelam ilmidir. Kendisi bu alanda on altı kitap yazmıştır. “el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad” belirtilen kitaplardan biridir. Şeyh onu iki bölüm halinde tanzim etmiştir. Birinci bölüm inançlar ve kelam ilmi, ikinci bölüm ise fıkhın taharet, namaz, oruç, zekât, hac ve cihat konularını içermektedir. Birinci bölümde daha çok aklî delillerden istifade edilmiş ve nakli delillerden ise minimum ölçüde ihtiyaç dâhilinde yararlanılmıştır. Ama ikinci bölümde daha çok naklî delillerden istifade edilmiştir. Bu kitap özet halinde yazılmıştır. Lakin tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve ahret ile ilgili önemli konuları içermesi nedeniyle birçok nüshası mevcuttur ve defalarca basılmıştır.

Ayrıntılı Cevap

Şeyh Tusi olarak meşhur olan İmamiye Şia’sının değerli fıkıh usul, tefsir, kelam ve hadis âlimi Şeyh Ebu Cafer b. Hasan Tusi (r.a), İran ve İslam kültürünün iftiharından biridir. Allame Hilli (r.a) onu şöyle tanıtmaktadır: “Muhammed b. Hasan Tusi bilginleri öncü ve önderidir. Büyük bir yer ve azametli bir makama sahiptir. Şeyh başarılı bir bilgin ve güvenilir bir üstattır. Hadis, rical, fıkıh, usul, kelam ve edebî ilimlerde maharetlidir. Tüm erdemler ona aittir. İslam ilimlerinin tümünde kitap yazmış, Şia inancını esaslar ve usullerde pekiştirmiş ve nefsanî melekleri ilim ve amelde kendinde toplamıştır.”[1] Şeyh Tusi (r.a) muhtelif ilmî alanlarda maharet sahibi olup değerli kitaplar telif etmiştir. Bu cümleden olmak üzere kelam ilminde on altı kitap yazmıştır. Kendisinin bu kelam kitaplarından bir tanesi de “el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad” kitabıdır. Merhum Allame Şeyh Ağa Bozorg Tahranî bu kitabı şöyle tanıtmaktadır: Bu kitap Şeyh Tusi’nin eserleri içinde gözde bir yapıttır ve kısa hacmiyle birlikte tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve ahret gibi kelam ilminin birçok önemli konusuna ve taharet, namaz, zekât, hac ve cihat gibi fıkhın birçok ferî meselesine değinmiştir.[2] Şeyh Tusi (r.a) bu kitabı kendi zamanındaki âlimlerden birinin isteği üzerine yazmış[3] ve onu iki bölüm halinde tanzim etmiştir. Birinci bölümünde kelam ilmine ait konulara ve ikinci bölümünde ise taharet babından cihat babına kadar bazı fıkıh baplarına değinilmiştir. Her iki bölümde de Şeyh özlü yazmayı hedeflemiştir. Kelam ilmiyle ilgili konuları zikrettikten sonra kendisi şöyle demektedir: Biz Telhisu’ş-Şafi kitabında bu husustan yeterince bahsetmişizdir ve… Şeyh birinci bölümde tevhit bahsinde aşağıdaki konulara değinmiştir:

1. Yaratıcının varlığını ispatlamak: Kendisi bu hususta şöyle demektedir: Tabiat hadiselerinin değişik ve farklı oluşu ve varlıkların çeşitliliği evrenin cisimler haricinde bir yaratıcısı olduğunu göstermektedir; zira işlerin çeşitliliği ve fiillerin neticelerinin muhtelif oluşu, gerçek yaratıcının cisimleri âlimane ve bilgece yarattığının ve her işi kendine uygun şekilde yerine getirdiğinin delilidir. Buna göre, tabiat ve onunla ilişkili hususlar eşyanın varlık nedeni değildir; zira tabiatın zatî özelliği eserin tekdüze olmasıdır.[4]

2. Evrenin hadis oluşu: Şeyh (r.a) şöyle demektedir: Diri, kadir ve nedensellik kanunundan uzak olan evrenin yaratıcısının varlığı başlangıçsız ve hadsizdir. Ama onun dışındaki her şeyin varlığının bir başlangıcı vardır; zira evren bir irade ile yaratılmış ve iradî bir fiilin neticesi fiili yerine getirdikten sonra hâsıl olur ve fiil de fiili işleyenin varlığından sonra başlar. Dolayısıyla Tanrının fiili olan evren kadim değil, hadistir.[5]

3. O, bir kaidesini (bir nedenden sadece bir sonuç çıkar) iptal etmiş ve şöyle demiştir: Allah mutlak olarak kadir olduğundan, O’ndan birçok sonucun türemesinin bir engeli yoktur ve bir kaidesi Allah hakkında uygulanmaz.[6]

4. Yüce yaratıcının fiilinde cebri inkâr etmek: Şeyh (r.a) şöyle demektedir: Cebir kaidesi yaratma makamında geçerli değildir; zira cebir tabiat ile ilgilidir. Cansız bir cismin eserini yerde bırakması mümkün değildir ve eser her zaman müessir ile beraberdir. Lakin güçlü diri bir varlığın fiilinde hiçbir cebir olmaz, belirli bir fiili yapabilir veya terk edebilir.[7]

Aynı şekilde adalet bahsinde aşağıdaki konulara değinmiştir:

1. Fiilleri işlemedeki İnsan irade, güç ve kudreti: Şeyh Tusi’nin bakışında insanın kadir oluşu ve fiillerin onun tarafından yapıldığı konusu apaçık bir aksiyomdur.[8]

2. Sorumluluk: Kendisi teklif bahsinde sorumluluk, sorumlu ve sorumluluk nesnesinin özellikleri ve de sorumluluğun hedefine değinmektedir.[9]

3. Lütuf kaidesi: Şeyh Tusi (r.a) lütuf kaidesini tümüyle kabullenmiş ve birçok temel konuyu bu kaide esasınca tanzim etmiştir. Kendisi lütuf kaidesi babında birkaç hususa işaret etmiştir:

A. Lütuf, sorumluyu farzı yapmaya teşvik eden ve çirkin bir eylemde bulunmaktan sakındıran bir olgudur.

B. İmamın gereklilik delilinin bu kaide olduğuna kanaat getirmiş ve şöyle demiştir: Başkanlık ve imamet aklî farzlardan bir lütuf olması hasebiyle farzdır.

C. Elem ve şer meselesi: O, şerleri güzel ve çirkin diye iki kısma taksim ederek şöyle demiştir: Çirkin şerlerin üç nedeni vardır: 1. Zulüm olduğu için çirkindir. 2. Bozgunculuk olduğu için çirkindir. 3. Abes olduğu için çirkindir. Eğer bu üç kısım dışında olursa çirkin değil aksine güzeldir. Yüce Allah zulüm, abes ve bozgunculuk olan elem ve şerri meydana getirmez. İlahî elem ve şer görünüşte şer suretindedir ama gerçekte birçok faydası vardır ve Yüce Allah’ın bela sıfatıyla kullarına yolladığı hediye ve kurbanlıklar mesabesindedir.

Adalet bahsinin devamında şerî farzlar, ecel, erzak, vaat ve tehdit, iman ve inkâr, sorumluların berzah ve kıyametteki hükümleri ve iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak ile ilgili konulara temas etmiştir. Nübüvvet bahsinde peygamberi tanıma, peygamberlerin Allah tarafından gönderilişi, peygamberlerin gönderilme gerekliliği, peygamberlerin mucize yoluyla tanınması, peygamberin fiilinin mucize olma şartları, Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) mucizesi ve Kur’an-i Kerim’in mucize boyutlarıyla ilgili konuklara değinmiştir.[10] İmamet bahsinde de imametin lüzum ve gerekliliği, imamın sıfatı, Hz. Ali’nin (a.s) imametine dair Kur’an ve rivayet kaynaklı deliller ve on iki imamın imametini ispatlayan deliller ile ilgili meseleleri işlemiştir.[11] İkinci bölümde ise kısa bir şekilde fıkıh konularına değinmiştir. Bu kitap defalarca basılmış ve onun birçok nüshası mevcuttur. Bu nüshalardan bazıları şunlardır:

1. Mektebet-i Cami Çehleston el-Amme Tahran Nüshası, Abdülmecid b. Muzaffer b. Hasan … Tubeli Kuri.

2. Mektebetu’l-Allame el-Hücce el-Muhakkik es-Seyid Muhammed Ali Revzati Basbeyan nüshası. Seyid Muhammed b. Zeynülabidin b. Musa’nın kitap serisi ile birlikte basılmıştır ve her iki nüshada da birçok sayfa hatası mevcuttur.[12]

3. Mektebetu’l-İmami’l-Hekim Fi’n-Necef nüshası.

4. Mektebetu’l-İmam Emiru’l-Müminin Necef nüshası. Nüsha sahibi ve baskı tarihi belli değildir.

5. Mektebetu’l-Hücce eş-Şeyh Ali Âli Kaşifu’l-Ğıta nüshası. Nüsha sahibi ve baskı tarihi belli değildir.

6. Mektebetu’l-İmami’r-Rıza (a.s) Meşhed nüshası.

7. 143, 2969, 920 rakamlarıyla Tahran merkez kütüphanesindeki birçok nüsha.

8. Daru’l-Kütübi’l-Mısriye’de bulanan nüsha. Bu nüsha sadece ibadetler bölümünü içermektedir.[13]

9. Rozetü’l-Cenan müellifinin kardeşi Merhum Hacı Seyid Muhammed Honsari Çar Sovki’nin hattına ait nüsha.[14]

10. Şeyh Muhammed Hüseyin b. Muhammed Kasım Kumşehi Necefi’nin kütüphanesine ait nüsha.

11. Şeyh Hadi Âli Kaşifu’l-Ğıta nüshası. Bu nüshada inançlar meselesinin başlarından salavatın sayılarına kadar olan bölüm zikredilmiştir.

12. Ayetullah Tabatabai’nin torunu olan Seyid Muhammed Bakır’ın nüshası. Bu nüsha da sadece ibadetler bölümünü içermektedir.[15]



[1] Hezare-i Şeyh Tusi, hazırlayan, tercüme ve düzenleyen: Ali Divanî, s. 27.

[2] a.g.e.,s. 69.

[3] el-İktisadu’l-Hadi İla Tariki’r-Reşad, s. 15, Kelimetu’l-Musahhih.

[4] el-İktisadu’l-Hadi, s. 24.

[5] a.g.e.,s. 20-24.

[6] a.g.e.,s. 34.

[7] a.g.e.,s. 32-34.

[8] a.g.e.,s. 32-34.

[9] a.g.e.,s. 61.

[10] a.g.e.,s. 151-182.

[11] a.g.e.,s. 183-231.

[12] el-İktisadu’l-Hadi, s. 15, Matbau’l-Hayam, Kum, 1400 h.k.

[13] eş-Şeyh Tusi Ebu Cafer Muhammed b. el-Hüseyin, Telif: Hüseyin İsa el-Hekim, Matbatu’l-Adabi’n-Necefi’l-Eşref, et-Taba’l-Evla 1395 h, s. 579-580.

[14] Yadname-i Şeyh Tusi (r.a) Muhammed Vaizzade Horasanî, c. 3, s. 682.

[15] ez-Zaria, İla Tesanifi’ş-Şia, Şeyh Ağa Bozorg Tahranî, Matbaatu’l-Ğara Fi’n-Necef, 1355 h, s. 269-270.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar